26 Haziran 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

R PAZAR 67 20/9/07 15:22 Page 1 PAZAR EKİ 67 CMYK 6 23 EYLÜL 2007 / SAYI 1122 7 ‘Savaş’ın en iyi Semra Çelebi er, Lübnan. Tarih, 15 Ağustos 2006. Lübnanlı gençler arabalarını, İsrail’in bombalayarak harap ettiği güney Beyrut yakınlarındaki Haret Hreik’e doğru sürüyor. Elindeki cep telefonu ile çevreyi görüntüleyen genç kadının yüzünde asılı kalmış bir acı var, nefes almakta zorlanan diğer genç kadının yüzünde ise bir mendil ve altlarında spor kırmızı bir araba... Lübnan hükümetine göre İsrail’in beş hafta boyunca sürdürdüğü saldırılarda 15 bin ev ve dokuz yüz ticari işletme zarar gördü... Amerikalı Spancer Platt’ın çektiği bu fotoğraf da bu zararın belgesi, saldırılardan sonra evlerine dönecek Lübnanlıları bekleyen harabeleri gösteriyor. Şimdi bu fotoğraf, bağımsız basın fotoğrafçılığı organizasyonu olan WorldPress Photo tarafından 2006 yılının “en iyi” haber fotoğrafı olarak bir katalogda ve sergide yerini aldı. 1955’te kurulan ve Hollanda’da faaliyet gösteren World Press Photo, bu kareyi, 2006 yılı boyunca 124 ülkedeki dergi, gazete ve ajanslarda yayınlanan 78 bin 83 fotoğraf arasından seçti. 13 kişilik World Press Photo jürisi en fazla Ortadoğu’daki şiddeti belgeleyen fotoğrafları ödüllendirdi. haber fotoğrafları Photo’nun seçtiği 2006 En İyi Haber Fotoğrafları’ndan birkaçı. Güncel haberlerden politikaya, sanat ve spora kadar pek çok konuyu içeriyorlar, ama en çok da Ortadoğu’daki, Afrika ve Güney Amerika’daki şiddeti belgeliyorlar. İşte Spancer Platt, Lübnan. (En İyi Haber Fotoğrafı) Y Güney Amerika ve Afrika da yakıcı gündemleriyle objektiflere takılan kareler arasında yer aldılar. World Press Photo’nun, yılın en iyi haber fotoğraflarını seçmekteki amacı; “kamuoyunun basın fotoğrafçılığına ilgisini artırmak ve özgür bilgi alışverişini yaygınlaştırmak”. Her yıl yaklaşık 40 ülkede 80’den fazla salonda açılan ve yaklaşık iki milyon ziyaretçisi olan World Press Photo’nun bu yıl ki sergisinin mekânlarından biri de Londra’daki Royal Festival Hall. 10 farklı kategoride seçilen 200 basın fotoğrafı var. İnsanı vuran, sarsan, çoğunlukla hüzünle uzun süre fotoğrafa dalıp gitmesini sağlayan ve çoğu zaman “Nasıl bir dünyada yaşıyoruz biz?” diye sorduran fotoğraflar bunlar. Son dört yıldır İstanbul Fotoğraf ve Sinema Amatörleri DerneğiIFSAK aracılığıyla İstanbullularla da buluşan serginin, bu yıl İstanbul’da açılıp açılmayacağı henüz belli değil. İşte, World Press Photo jürisinin “en iyi” ilan ettiği; güncel haberlerden politikaya, sanat ve spora, vahşi doğaya kadar bir çok alanda çekilmiş fotoğraflardan bazıları ve hikâyeleri... ÇAĞIN PROBLEMLERİ HİKÂYE HABER BİRİNCİLİK ÖDÜLÜ HABERLERDEKİ İNSANLAR HİKÂYE HABER BİRİNCİLİK ÖDÜLÜ Bu kareler, WorldPress José Cendón, İspanya Psikiyatri Hastanesi’nde bir hasta, Burundi and DRC. hikâyeleri... SPOT TEK HABER BİRİNCİLİK ÖDÜLÜ SPOR OLAYLARI BİRİNCİLİK ÖDÜLÜ Joao Kehl, Brezilya, Cia de Foto. Antreman metotları her zaman geleneksel olmuyor. Bir arkadaşı köprüye bağlı bir ipe tırmanırken, 19 yaşındaki Jailton da kendi uydurarak yaptığı bir yumruk torbasını yumrukluyor. Garrido'nun boks salonu, Brazilya'daki San Paolo'nun merkezindeki köprü altında. Burası aynı zamanda evsizlerin oranını en yüksek olduğu yer. Hayatta kalmak için zor koşullarda spor yapan fotoğraftaki dövüşçüler de yaşayacak yerleri olmasa da, daha ağırbaşlı bir yaşamın bokstan geçtiğine inanıyorlar. HABERLERDEKİ İNSANLAR BİRİNCİLİK ÖDÜLÜ Oded Balilty, İsrail, 1 Şubat, The Associated Press Bir Yahudi yerleşimci, Yüksek Mahkeme’nin Batı Yakası’nda Amona yerleşim bölgesindeki 9 evi yıkma kararını uygulamaya çalışan İsrail Güvenlik Kuvvetleri'ne direniyor. Binlerce protestocunun katılımıyla sayıları artan direnişçiler dikenli tellerle sardıkları bariyerlerle evlerini korumaya çalışırken bir taraftan da polisle çatıştı. Gün boyunca süren çatışmalarda, içinde 80 polisin de bulunduğu 200’ün üzerinde kişi yaralandı. Direniş sonunda yerleşimciler bölgeden uzaklaştırıldı ve buldozerler evleri yıkmaya başladı. Akintunde Akinleye, Nijerya 26 Aralık, Reuters Lagos’ta bir adam, petrol boru hattı patlaması sırasında yüzüne bulaşan kurumlardan kurtulmak için yüzünü suyla yıkıyor. Petrol boru hattında açılan deliğin yol açtığı patlamada en az 260 kişi yaşamını yitirdi. Hırsızlar, tekrar satabilmek için boru hattında açtıkları delikten tankerlere petrol yüklerken yüzlerce insan da olay yerine giderek sızan petrolu kepçelerle plastik kaplara doldurmaya çalışıyor. Boru hattı saldırıları ve petrol hırsızlığı, Nijerya’da oldukça yaygın. İnsanların yoksulluk içinde yaşadığı Nijerya dünyanın 8. en büyük petrol ihracatcısı. Arturo Rodríguez, İspanya, The Associated Press Turistler, Güvenlik Kuvvetleri ve Kızıl Haç görevlileri, La Tejita plajına çıkan Afrikalı göçmenlere yardım ediyor, Tenerife, Kanarya Adaları, 30 Temmuz. 2006 yılında binlerce kaçak göçmenden sadece onlarcası, yaklaşık 150 kişiyi taşıyan küçük tahtadan kayıklarla çıktıkları yolculuklarında karaya ulaşabildi. Binlerce kilometrelik deniz yolculuğunun ardından göçmenlerin çoğu aç ya da susuz karaya çıkmayı başarırken bir kısmı yolda yaşamını yitirdi. Hrant’ı yeniden öldürüyorlar... Berat Günçıkan B ir insanı kaç kez öldürebilirsiniz? 19 Ocak’tan bu yana, yani sekiz aydır, Hrant Dink, kezlerce öldürüldü! Agos gazetesinin önündeki kaldırımda boylu boyunca uzanan cesedi de yetmedi, kin yüklü kalabalık giderek arttı, öfke hep bilendi. Dahası katillerini “kahraman” ilan edenlere, methiye düzenlere, suç ortaklığı yaparcasına birer “aferin” çıktı. Bu “aferin”lerin, belgelerin savcılardan gizlenmesinde, delillerin yok edilmesinde, avukatlara sınırlama getirilmesinde payı yok mu? Önce Hrant Dink’in, öldürülmesinden sonra da ailesinin avukatlığını üstlenen Fethiye Çetin dava ve sonrasında yaşananlara ilişkin sorularımızı yanıtladı. İkinci duruşmanın tarihi nedir? 1 Ekim. Davayı kaç avukat izliyor? Çekirdek kadro 3040 avukat, müdahil avukatların sayısı ise 500’ün üzerinde, yeni yeni talepler de var. Ancak mahkeme ara bir kararla müdahil avukatlara sınırlama getirdi. Bu sınırlamanın gerekçesi ne? Salonun yetersiz olduğunu söylüyorlar, doğru yetersiz, ama geçmişte de gördük ki isterlerse çok büyük salonlar bulup duruşmaları sürdürebiliyorlar! Mahkemenin bu kararı yasal mı? Hayır, itiraz edeceğiz, çünkü bu dava artık Hrant Dink ailesinin davası olmaktan çıktı, bu toplumda demokratım, diyen, Türkiye’nin Fethiye Çetin. Fotoğraf: Uğur Demir Fethiye Çetin Hrant Dink ailesinin avukatı. Çoğu müdahil, 500’ün üzerinde avukatla birlikte yok edilen deliller, karartılan bilgiler, savcılardan gizlenen belgelerle başa çıkmaya çalışıyor sekiz aydır. Hrant Dink’i öldürtenlerin Frankeştayn yarattığını, ama o Frankeştayn’ların sonunda dönüp kendilerini vuracağını düşünüyor. Katillere övgü yağdıranların, türkü yakanların ve onları savunanların aslında suçu savunduklarını söylüyor. geleceği konusunda kaygı taşıyan herkesin davası haline geldi. Bu nedenle biz, avukat arkadaşlarımıza hayır, bu davaya girmeyin diyemeyiz. Hrant Dink’in öldürülmesinden bu yana başka sınırlamalarla, engellemelerle karşılaştınız mı? Cinayet mahalini gören bankalara ya da işyerlerine ait kameraların, cinayet günü sabahından öğlene kadar olan görüntüleri kayıp. Bunu fark ettik ve görüntüleri istedik, herkes birbirine sormaya başladı. Akbank’a tekrar soruldu, belli bir süre sonra o görüntülerin üzerine yeni görüntüler kaydedildiği öğrenildi. İstense kayıtlar saptanabilir, hatta geri dönüşümle kurtarılabilirmiş. Bunu araştırdık, dünHrant Dink. yaca ünlü bilirkişi bulduk, ama o görüntülerin üzerine o kadar çok görüntü kaydedilmiş ki, kurtaramadık. O görüntülerde davanın seyrini etkileyecek neler olabilir Bu eksiklikler tetikçi ile azmettirenler arasındaki bağı kurmadi? yı engellemek için mi? Mağazaların kameralarından fark ettik ki, orada etrafı perdeyle kaBaktığınızda cinayet, Trabzon’un Pelitli ilçesinde birtakım serseri patılmış bir inşaat var. Bir gece öncesinden başlayarak cinayet saatigençler tarafından örgütlenmiş görünüyor. İçlerinden biri, hem de ne kadar, hatta tetikçi kaçarken arkasından gelen, hatta elleriyle kolİstanbul’u hiç bilmeyen biri, cebine silahı koyup buraya geliyor ve Hrant larıyla onu yönlendiren birileri oraya girip çıkıyorlar. Bu bizce çok Dink’i öldürüyor. Bu mümkün değil, Pelitli’yle İstanbul arasında bir önemli, inşaata girenler kimler? Girenlerden biri neredeyse cinayet bağlantı olması lazım. Kamera görüntülerinde görüyoruz ki, tetikçi saatine kadar Agos’un karşısında telefonla konuşuyor? Bu kim? Bunaraştırarak değil, bilerek bir internet kafeye gidiyor, çünkü kafe ikinlar çok önemli şeyler, ne yazık ki kaybedildi. Bu eksiklikler gibi, savci katta, ve tabelası belli belirsiz. Mahali, kaçacağı güzergâhı, intercılar istediği halde hâlâ verilmeyen bilgiler, deliller var. net kafeyi biliyor, demek ki burada onu yönlendirenler var. Kaybedilen de işte bu yönlendirenleri belirleyecek deliller mi? Bu cinayeti araştırıyorsanız, Pelitli’den gelmiş 17 yaşındaki çocuğun buradaki bağlantılarını merak etmez misiniz, nereye gitti, nasıl kaçtı, nereye geldi? Bunları araştırmadığınız gibi, delillerin de peşine düşmüyorsunuz... Yakın tarihimizde benzer cinayetler sıkça yaşandı, nedenlerine ilişkin insanların kafasından geçenlerle siyasi erkin açıklamaları hep farklı oldu. Bu farkı kaldırmak ve gerçeğe ulaşmak için ne yapmak gerekiyor? Bundan önceki cinayetler genellikle faili meçhul kaldı, bir iki istisna dışında tetikçi de bulunamadı. Son dönemdeki cinayetlerde tetikçileri teslim ediyorlar ve bunlar genellikle 18 yaşından küçük çocuklar. Tetikçi de zaten emri vereni bilmiyor. Gizlemek için bu yöntemi seçiyorlar. Bırakın her şeyi, bu davanın en önemli sanıklarından, azmettirici olarak adı geçen Yasin Hayal cezaevinden savcılara mektuplar yazdı, devlet hani bizi kurtaracaktı diye sordu, devlet bizi kullandı, dedi. Görülüyor ki bu kişiler, cinayeti işlerken devlet adına hareket ettiklerini düşünüyorlar. Bunu bu kadar açıklıkla söyleyebiliyorlarsa demek ki arkalarında güvence var, bunun ortaya çıkması lazım. KİNDEN VE ŞİDDETTEN BESLENİYORLAR Bu tür cinayetler, olaylar hep bir noktada düğümleniyor. Şemdinli’de yaşananların üzeri örtüldü, suçlananlar azmettirenler değil, mağdurlar oldu. Azmettiricilere ulaşmak için na yapılmalı? Dosyada bunun işaretleri, önemli ipuçları var, jandarma, emniyet, Büyük Birlik Partisi, Alperen Ocağı… Fakat konu buraya geldiğinde savcılara bilgi verilmiyor, gizleniyor. Bazen soruşturmanın yolu açıkken savcılar gitmiyor, bence Şemdinli savcısının başına gelenlerden sonra savcılar çok cesur davranamıyorlar, çünkü korkuyorlar. Bu durumda iş hükümete düşüyor… Kesinlikle. Siyasi iradenin çok kararlı olması, kamuoyunun da davanın takipçisi olup siyasi iradeye baskı yapması gerekiyor. Davanın karanlık yönleri bu şekilde aydınlanabilir. Ozan Arif’in sözlerini yazdığı İsmail Türüt’ün söylediği türkü ve türküye çekilen klip gösteriyor ki, Hrant Dink’e ve Ermenilere, farklı düşünenlere duyulan düşmanlığı, öfkeyi cinayet bile kesmiyor. Sizce bu kültürel bir yapı mı, bir yükleme mi? Böyle bir toplumsal kültür ve kesim oluşturuldu. Frankeştayn gibi kinden, nefretten, şiddetten besleniyorlar. Bir toplumun sağduyulu kesimi, bir de bunlar var ve az buz değiller. Katil olmaya heveslenen çok genç var, çünkü son olayda da görüldüğü gibi katile övgüler yapılıyor, suç övülüyor, nefret söylemi kullanılıyor, birileri de bunu savunuyor. İzmir Barosu Başkanı yurtsever duygularla yapılan türkü ve şarkıların kutlanması gerektiğini söyledi. Tehlikeli olan bu, çünkü diğerlerini toplumsal refleksle, hukuki düzenle alt edebiliriz, ama bir baro başkanı bunu söylüyor ve savunuyorsa orada çok ciddi bir sorun var demektir. Avukat olmanın gereği hukuka uygun davranmak, hukuku, hakkaniyeti savunmaktır. Evet, biz avukatlar herkesi, suçlu addedilen kişileri, İsmail Türüt’ü, Ozan Arif’i de savunuruz, çünkü savunma kutsaldır, ama suçu savunamayız. Hele hele bir baro başkanı suçu savunuyorsa, cinayeti övüyordur, avukatlığa yakışmayacak bir tutum içindedir ve derhal o görevi bırakmak zorundadır. Bu Hrant Dink’i yeniden, yeniden öldürmek değil mi? Evet, Hrant’ı yeniden öldürüyoruz, ailesini de yeniden yeniden acı içinde bırakıyoruz, ama bunu yaratanlar bilsin ki, Frankeştayn kendini yaratana döner! Toplumsal düzenin bozulmasının hiçbirimize faydası yok. Siyasi iktidar, bütün partiler, yetkileri ellerinde tutanlar, asker ve sivil bürokratlar, sivil toplum kuruluşları bunu görmek ve akıllı politikalar üretmek zorundalar. Kimse suçu meşrulaştırmasın… HEPİMİZ MELEZİZ... “Anneannem” isimli bir kitabınız var, ve anneannenizin bir Ermeni olduğunu öğrenmenizi, akrabalarınızın peşine düşmenizi anlatıyorsunuz. Hrant Dink’le de yolunuz bu dönemde mi kesişti? Amerika’da akrabalarımızın bulunduğunu bana Hrant haber verdi, buluştuk, birlikte Amerika’yı aradık, sonrasında da yola birlikte devam ettik. 2004’te MHP’liler ve Ülkü Ocakları Agos’un önünde gösteri yapıp “Artık hedefimizsin” diye tehdit edince avukatlığını da yapmaya başladım. Kimsiniz, Ermeni, Türk?.. Hiç kimse saf kimlik savunmasına girmesin, savaşların ve göçlerin bu kadar yoğun yaşandığı bir ülkede hepimiz meleziz. Bu melezliğin keyifli bir tarafı da var, ama farkında olmadığımız için tadını çıkaramıyor, aksine birbirimizi kırıyoruz. Neredeyse bütün politikalar bu farkındalığın yaşanmaması için üretilmiyor mu? Evet, ama şunu da söylemeliyim, Hrant Dink cinayeti ve sonrasında yaşanılanlardan çok büyük acı duyuyorum, televizyonda katillerinin kahramanlar gibi karşılandığı görüntüler yayımlanınca dönüp Hrant’ın ailesinin yüzüne bakamıyorum, Türk yanım, Ermeni yanımdan utanıyormuş gibi duygular içine giriyorum, ama Almanya’ya gittiğimde, ırkçı bir Almanın, kara tenimden dolayı beni ittirmesinden de Türk yanım acı duyuyor.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear