23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

R PAZAR 3 22/2/07 15:03 Page 1 PAZAR EKİ 3 CMYK 25 ŞUBAT 2007 / SAYI 1092 3 Magnum’dan kare kare Türkiye Magnum Fotoğraf Ajansı, 60. yaşını bir sergi ile kutluyor: “Magnum Fotoğrafları ile Türkiye”. Fotoğraflarla, farklı kültürlerden 16 fotoğrafçının gözünden Türkiye’nin 67 yılı anlatılıyor. Sergideki 205 fotoğraf, sizi Türkiye’nin geçmişinde ve bugününde, doğusunda ve batısında bir gezintiye davet ediyor... Alex Webb (solda) ve Jim Goldberg. Fotoğraf: Vedat Arık Candeğer Muradoğlu Teknik olarak zayıf ama... J im Goldberg’in fotoğrafları İstanbul, Diyarbakır, Van, Artvin ve Ankara’dan. Sergideki 20 fotoğraf ona ait. Bunlar, 90’larda eşiyle balayına geldiklerinde çektiği fotoğraflar. “Bizim için” diyor, “Yaptığımız yolculuk umut doluydu, ama o beklentiler yerine gelmedi. Fotoğrafların içinde ayrılığın hikâyesi var”. Anlatmak istedikleri Alex Webb’in çalışması. stanbul Modern Sanat Müzesi’ndeki “Magnum Fotoğrafları ile Türkiye” sergisinde 1940’lardan günümüze kadar çekilen Türkiye fotoğrafları var. Farklı kültürlerden 16 fotoğrafçı 205 karede Türkiye’yi anlatıyor. Bu aynı zamanda Magnum Fotoğraf Ajansı’nın 60. yılı etkinliği. Sergide, ajansın 60 yılını anlatan bir bölüm de var, dünya fotoğraf tarihinde önemli yeri olan 65 fotoğraf ve Magnum’un 71 özgün yayını sergileniyor. Ayrıca sergi boyunca, Nokia Nseries’in katkılarıyla multimedya turlar düzenlenecek, sinemada “Magnum Filmleri” gösterilecek. Eş küratörlüğünü Engin Özendes ve Magnum Genel Müdürü Diane Dufour’un üstlendiği sergi, 20 Mayıs’a kadar sürecek. İşte sergideki iki fotoğrafçının Alex Webb ve Jim Goldberg’in fotoğraf ve sergi üzerine anlattıkları... İ agnum Fotoğraf Ajansı’nın ünlü fotoğrafçılarından Alex Webb, sergide 14 fotoğrafıyla yer alıyor. Ona göre serginin önemi, fotoğrafların farklı bakış açılarını yansıtması ve Magnum’un 60 yıllık tarihi boyunca geçirdiği evrimi göstermesi. Fotoğraflarımda değişik unsurların bir araya gelmesinden oluşan bir karmaşıklık var. Fotoğraf çekerken ne çekeceğimi pek çok düşünmüyorum. Her zaman farklı unsurlar bir araya geliyor ve fotoğrafımı oluşturuyor. Bu fotoğrafçı olarak değil, sezgisel olarak dünyayı keşfetmekle alakalı, insan olarak kimliğimin bir parçası. Çünkü hayatım boyunca karmaşık şeylerin peşinden gittim. 19982005 yılları arasında İstanbul üzerine çalıştım, 12 kez gelip gittim. Başta en çok reklam panoları dikkatimi çekti. Her defasında reklam panoları değişiyor, yerine yenileri geliyordu. Özellikle 2001’deki ekonomik krizin İstanbul’a olan baskısını gördüm. Fotoğraf çekerken farklı mekânlar gezdim. Bazen günlerce bir yerde dolaştığım halde, hiç fotoğraf çekemedim. Bazen de önceden iyi fotoğraf çektiğim yere gidip, başarısız oldum. Aslında sokak fotoğrafçılığında devam eden bir süreç var, bazen bir otobüse biniyorsun, seni bambaşka bir yere götürüyor. İnsan İstanbul’a geldiğinde yoğun bir tarih duygusuyla karşı karşıya kalıyor, modern bir şehir olmasına rağmen üzerinde geçmişin izlerini, ağırlığını taşıyor. Burada bilmediğimiz, farkında olmadığımız bir kudret duygusu var. Belki İstanbul melankolisinin altında yatan şey bu. Her gelişimde sersemliyor ve şaşırıyorum. Kendimi bilmediğim bir tarihsel geçmişin içinde buluyorum. Fotoğrafçılık kariyerim boyunca beni, özellikle sınırlar cezbetti. İstanbul’da da beni etkileyen, çok farklı unsurların bir araya gelmesi. Doğu ile Batı, Asya ile Avrupa, eskiyle modern, laik ile İslam bir arada. İstanbul’da bir bara girince sanki Barcelona’ya benziyor, iki adım ötesi ise sanki Özbekistan ya da Suriye. Aynı Meksika sınırındaki gibi, sokak sokak değişiyor. Özellikle farklı katmanlardan oluşan yapılardan her zaman çok etkilendim. İstanbul’da da hem görsel hem de kültürel olarak sayısız katman var. Nereye baksanız sanki arkasından başka bir şey çıkacakmış gibi. Fotoğraflarımda İstanbul’un çok katmanlılığını yakalamaya çalışıyorum. İstanbul melankolisi... M Jim Goldberg’in çalışması. fotoğraflarında saklı. Goldberg, “Fotoğrafları ucuz bir tarayıcıdan çıkardım. Aslına bakarsanız fotoğraflar kötü, net değiller, renkleri de bulanık, ancak özellikle öyle olmasından hoşnutum. Çünkü bu fotoğraflarda eski bir filmi seyreder gibiyim. Bazı şeyler kafamda tekrar uyandı. Burada olmanın verdiği hissi yeniden yaşadım. Bu duygu benim çok hoşuma gitti” diyor. İşlerinde gerçek sözcüğünü kullanmayı pek tercih etmiyor. Ona göre bu yanlış bir sözcük. Neden mi? “Benim işlerimde dürüstlük var, ama bu benim tamamen şahsi görüşüm. O yüzden buna kurmaca da diyebiliriz.Yaptığım işlerin bir şeyleri değiştirebileceğine inanıyorum. Kendi sesi çıkmayan insanlara ses kazandırmak istiyorum”. Goldberg’in fotoğrafları izleyende sezgisel bir tepki oluşturuyor, bunun nedeni hiçbir zaman sonlanmayan bir gerçekliği yansıtması. “Beni ayakta tutan da bunu tekrar yapabilme umudu” diyor. Çekeceği konunun içinde olmayı tercih ediyor. “İşim güvenle alakalı” diyor “Makinemle dolaşıp insanlarla konuşuyorum, bazen gizli çekiyorum. Bana öyle alışıyorlar ki bir süre sonra beni görmüyorlar”. Sanatçı birçok olayı Magnum’un fotoğrafları aracılığıyla öğrendiğini/öğrendiğimizi anımsatıyor, Magnum’un 60. yıl kutlamasının odağının İstanbul olması da şaşırtıcı değil ona göre “Çünkü” diyor, “İstanbul Doğu ve Batı’yı bir araya getiren bir yer”.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear