23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

16 23 TEMMUZ 2006 / SAYI 1061 RAFTA KALMASIN Zeliha Sunal, Mısır’da yapılan Hugrhada Free Song Festivali'nde Türkiye’yi temsil etti ve dünya ikincisi oldu. Bugünlerde ise, onur konuğu olarak 4. Uluslararası İskenderiye Festivali’nde. Yine de onu çok tanımıyoruz. Şimdiye kadar bundan rahatsız olmasa da, artık sesini duyurmak, biriktirdiklerini anlatmak istiyor. Yeni albümü “Rafta Kalmasın” da bu isteğin sonucu. eliha Sunal, özel gece programlarının ve protokollerin aranan isimlerinden. Uluslararası yarışmalarda Türkiye’yi temsil ediyor. En son Mısır’da yapılan Hugrhada Free Song Festivali’nde dünya ikincisi oldu. 4. Uluslararası İskenderiye Festivali’ne onur konuğu olarak çağrıldı. Yine de çok fazla tanınmıyor. Bu yüzden de bir albüm çıkardı: “Rafta Kalmasın”. Amacı, hakkında bilgisi olmayanlara kendini tanıtmak... Özel gecelerin, protokollerin aranan ismi olarak tanıtılıyorsunuz, ama yine de pek az kişi sizi tanıyor. Kimdir Zeliha Sunal? Hiperaktif, yerinde duramayan, kendine özgü bir kadın. 20 yıldır da şarkıcılık yapıyor. Peki niye biz şimdiye kadar sizi tanımadık? Galiba yaptığım işten ve bugüne kadar göz önünde olmamaktan mutlu olduğum için, ancak artık anlatmak istediğim çok şey birikti. Ciddi programlarda, önemli projelerde yer aldım, çok önemli kişilere şarkılar söyledim. Özellikle protokol bazında, FIFA, UEFA... Yine de kimse anlatmak istediklerimi dinlemedi. En son Kazakistan’da İstanbul Büyükşehir Belediye Orkestrası’yla 50 bin kişiye şarkı söyleyip de, kimseye duyuramayınca, bunun yolunun bir albüm yapmaktan ve daha fazla göz önünde olmaktan geçtiğini gördüm. Hırs yapmamdaki neden biraz da bunları duyuramıyor olmam. Böylece yeni albümünüz “Rafta Kalmasın” mı ortaya çıktı? Evet, gezdiğim ülkelerden şarkılar yer alıyor. Hindistan, Azerbaycan, Özbekistan... Özellikle Türki Cumhuriyeti müziklerinin bize yakın olduğunu düşünüyorum. Bu parçalara yakışan söz yazarlarımıza söz yazdırdım. Mesela, Azeri şarkılarımızdan birini Mehmet Teoman yazdı ve Z bana akıl hocalığı yaptı. Özenli bir çalışma oldu. Hakan Eren danışmanım, parça seçiminde benimle çalıştı. Sonradan Murat Göğebakan da işin içine girdi. Peki ne anlatmak istiyorsunuz? Beni izlemeyen, dinlemeyen, hakkımda fikri olmayanların da beni tanımasını sağlamak istiyorum. Albüm, insanları bana getirecek bir kapı. Sonra da onlara şarkının aynı zamanda şovla izlenebilir olduğunu kanıtlamak istiyorum. Ben aynı zamanda bir showgirl'üm. Sahne hayatınız nasıl başladı? Orkestralarda hemen hemen her tür müziği çalan bir gitaristtim. Tanju Okan’a, Aylin Urgan’a eşlik etmiştim. İnsanlara bir kadının orkestrada gitar çalması ilginç geliyordu. Bir gün İzmir Fuarı’ndayken, uvertür gelmedi, patron gözünü bana dikti, sahneye beni çıkardı. Karşı çıksam da, başka şansım yoktu. Beğenilince patron “Bir daha gitar çalarsan seni kovarım” dedi. Kovulmamak için mi, yoksa sevdiğim için mi tercih ettim, orası muğlak. KENYA ŞARKISI SÖYLEYEBİLİR MİYİM? 30 dilde şarkı söylemeyi öğrenme isteği nereden çıktı? Başta dedim ya, hiperaktif kadınım... Bir programda Suna Yıldızoğlu turistleri sahneye çıkarıp, onlara Türkçe parça söyletmişti. Millet gülmekten yerlere yatmıştı, benim de ilgimi çekti. Yabancı şarkı söyleme fikri buradan çıktı. İlk denememi İtalyanca yaptım. Başta çok iyi olmadı, ama onu geliştirdik. Sonra Ankara’da Grup Angora ile çalışmaya başladım. Köşk’ün davetlerine katılan iyi bir orkestraydı. Her davette farklı ülkelerden insanlar görüyordum. Meraklı tarafım depreşti, “Acaba Nijerya, Kenya, Kore şarkısı söyleyebilir miyim?” diye çalışmaya başladım. İşi büyüttüm. Yine de Türkiye’de bu konuda rekor 73 dilde şarkı söyleyen Selçuk Alagöz’de. En çok da sahne şovlarınızla konuşuluyorsunuz. Sahnede şık bir elbiseyleyken birden gecelikle dolanıyormuşsunuz. Bunların formatını siz mi ayarlıyorsunuz? Mekâna, müşteriye, yer sahibinin isteklerine göre değişiyor. Mesela programa Marilyn Monroe gibi başlayıp, Gönül Yazar gibi iniyorum. Sahnede kıyafet değiştirmeyi seviyorum, ancak striptiz yapmıyorum. Artık insanlar sadece şarkı dinlemekten hoşlanmıyor. İzlemekten de zevk alıyor. Programlarımda genelde müşteriler hep sahnededir, onlar da şarkı söylerler. Asansör beklemeye bile tahammül edemezken, insanlardan bir şarkıyı sonuna kadar dinlemelerini beklememek gerek. Hiç alakasız bir şeyi müşterime sevdirebiliyorsam, şarkıyı onlara yaşatabiliyorsam, bu benim için iyi şarkı söylemekten daha önemlidir. Sahne kıyafetlerinizi de kendiniz dikiyormuşsunuz? Evet, özellikle de sinirli olduğumda elbiselerimi söküp yeniden yapıyorum, işliyorum. Eğer üzerimde çok işlemeli bir elbise varsa, onu mutlaka çok sinirli bir anımda yapmışımdır. Ayrıca gittiğim yerlerdeki kadın öykülerini topluyorum. Bette Midler, Gipsy Kings, Tom Waits gibi yabancı şarkıcıların İstanbul’la ilgili yazdığı şarkıları bir albümde toplamaya çalışıyoruz. Bu oldukça büyük bir proje. Bir de Sting, Paul Mc Cartney gibi sanatçılara İstanbul'la ilgili bir beste yaptırabilir miyiz, diye araştırıyoruz. Esra Açıkgöz CUMHURİYET 16 CMYK
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear