Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
2 TEMMUZ 2006 / SAYI 1058 7 Masanızdan kalkmadan dünyada ne olup bittiğini öğrenebilir, kendinizi anlatabilir, düşüncelerinizi yüzünü görmediğiniz binlerce insanla paylaşabilirsiniz. Kendini anlatmayı bir günlüğe dönüştürebilirsiniz de... Tıpkı Iraklı Salam AlJanabi gibi. Irak'ın işgalini bir günce halinde internette yayımlayan Salam, savaşı da görünür kılmıştı... Blog’ların hâkimiyeti öyle bir noktaya geldi ki, artık önemli haber kuruluşlarının da birer blog’ları var, üstelik gerçeğe daha yakınlar! Bana blog’unu söyle, sana kim olduğunu söyleyeyim! ayıları her altı ayda bir kendini ikiye katlıyor ve üç sene öncesine oranla, 60 kat daha büyük bir alanı kaplıyorlar. Her saniye bir yenisi ortaya çıkıyor ve yüzde 55’i üç aydan sonra da canlılığını sürdürüyor. Politikleşiyor, taraf tutuyor ve en azından kısmi demokratik fikir paylaşımını yer ve konum gözetmeden tüm dünya üzerine yayıyorlar. Bir devrimin habercisi gibiler. Dünya üzerinde büyük yayın kuruluşları onların etkinliğini kabul etmiş durumda ve hatta ortak hareket etmenin yollarını arıyorlar. Henüz görünmeyen bu hareketin adı: Blog devrimi. Görünmüyorlar, çünkü sanal ortamdalar. Türkçesiyle söyleyelim, internet günlükleri. 1990’ların sonlarında tek tük ortaya çıkmaya başladıklarında kişisel günlük tutmanın ve bunu insanlarla paylaşmanın nasıl bir etkisi olacağı anlaşılamamıştı. Ta ki bu paylaşımın altyapısını oluşturan blog yazılımları bilgi paylaşımını, bağlantı eklemeyi ve yazılanlara yorum katmayı bu denli kolaylaştırana ve paylaşılanlar kişisel olmaktan çıkıp kamusallaşana kadar... 1999’da Evan Williams ve birkaç arkadaşıyla Blogger adlı bir web uygulamasını S sonra blogger'lardan biri memolarda yer alan yazı karakterinin o dönem kullanılan daktilolarda yer almadığını iddia etti. Tüm kullanıcılar, tezi doğrular nitelikte bilgiler verdi. Belgeler sahteydi. Newcomer adlı blog sitesinin belgelerin sahteliğini ilan etmesinin ardından haber, Fox, MSNBC ve CNN tarafından da “duyuldu” ve yayımlandı. Olay CBS için bir skandaldı. Dan Rather olaydan birkaç ay sonra yirmi yıldan uzun süredir devam ettiği haber spikerliği görevine veda etti. Benzer bir yanlışlık, İstanbul’dan bir yorumcunun katkısıyla Daily Kos blog sayfasında geçen aylarda ortaya çıkarıldı. ABD’de Cumhuriyetçi Parti’den senatör adayı Howard Kaloogian geçen yıl Bağdat’a yaptığı ziyaret sonrası kendi web sitesine koyduğu fotoğraflardan birinin altına şu notu yazmıştı: “Bu fotoğrafı Irak’a gittiğimizde Bağdat şehir merkezinde çektik. Irak (Bağdat dahil olmak üzere) pek çok insanın düşündüğünden daha sakin ve olaysız. Ama her gün medya bu ülkede meydana gelen bir şiddet olayını buluyor ve onun üzerine çığlıklar atıp bağırıyor bunun nedeni kısmen pek çok gazetecinin ABD’nin terorizmle savaşının karşısında başında Kültür Bakanlığı’nın yapım desteği vereceği projeler arasında duyuruldu ve film ekibi, sonbaharda çekimlere başlanmasını kararlaştırdı. Blog’lar, paylaşımın bir aracı olsa da, bunca açık görüşün “alenen” yayını beraberinde yasal riskler de getiriyor. 40 binin üzerinde sözünü sakınmayan ve daha çok antipopülist bir tavır takınan yazar kadrosuyla “eksisözlük” web sitesi, bir blog olmasa da, bir kavram ya da tanım üzerine çok kullanıcıdan alınan bilgi ve yorumların nasıl büyük bir görüş içeriği oluşturacağını gösterdi. Aynı zamanda yasal sınırları aşma riskinin, her zaman var olduğunu da... “Esrar” kelimesi altında girilen bazı bilgiler nedeniyle “uyuşturucu kullanımını alenen özendirici yayın yapıldığı” iddiasıyla dava açılan ve geçen aylarda mahkeme kararıyla “sozluk.sourtimes.org” adresine erişimi engellenen sözlük, avukatlarının itirazının kabulü sonrası yeniden erişime açıldı. Ancak erişimin engellenmesi kararının yalnızca sözlüğün tek bir adresini ve yalnızca Türk Telekom bağlantısını kapsaması yasal uygulamaların, blog uygulamalarındaki bilgi paylaşım hızıyla kıyaslandığında yetersiz kalabileceğini gösteriyor. Volkan Aran Neredesin Raed? G yaratmasıyla internet üzerinde yazı yayımlamak ilk kez bu kadar kolay hale gelmişti. Google’ın, 2003’te Blogger’ı ve birkaç kişiden oluşan yaratıcı firmasını yüksek bir bedelle satın alması, geleceğin sanal dünyasında blog’ların ne denli önemli olacağının işareti olarak algılanmıştı. BLOGCULARIN ZAFERİ... Blog’lar güçlerini gerçeği ortaya çıkarma becerilerinden de alıyorlar. Çünkü on binlerce kişi bir gerçeğe ulaşmak istediğinde, dünyanın en büyük haberciler ağından ya da en yetkin dedektiflik bürolarından daha büyük bir güç ortaya çıkıyor. CBS kanalı ABD başkanlık seçimlerinden önce Eylül 2004’te yayımladığı “60 Dakika” programında Teksas eyaleti Ulusal Muhafız Ordusu’nda pilot olduğu dönemde George W. Bush’a bazı ayrıcalıklar sağlandığını iddia etti. Bu iddialar orijinal olduğu söylenen belgelerle destekleniyordu. CBS haberlerinin güvenilirliği ve ünlü anchorman Dan Rather’ın belgelerin doğruluğundan emin olduğunu bildirmesi, ya Bush aleyhine büyük bir skandalın patlak vermekte olduğunun işaretiydi ya da CBS televizyonunun... Belgeler blog’lar tarafından incelemeye alındığında aynılarının bilgisayar ortamındaki mevcut kelime işlemcilerle oluşturulabileceği anlaşıldı. Tabii ki sahteliği kanıtlamak için bu yeterli değildi. Birkaç gün oluşundandır.” Kaloogian ve Cumhuriyetçi Parti üyesi heyetinin tek hatası Bağdat’ın sakin olduğunu söylemek değildi. Bahsedilen fotoğraf Bağdat’ta değil, İstanbul’da Bakırköy İstasyon Caddesi’nin köşesinde çekilmişti. Blogger’lardan biri İstanbul’dan bir arkadaşına fotoğraftaki yeri doğrulatmış ve Dailykos blog’unda bunu paylaşmıştı. Ardından Newsweek ve Washingtonpost, haberi senatör adayına duyurdu. Kaloogian üzgündü. Web sayfasının yöneticisinin yanlış fotoğrafı siteye koyduğunu iddia etti. Blog’cular bir zafer kazanmıştı. “SİNEMA YAPMA” YÖNTEMİ... Bu yöntemin, bir film senaryosunun detaylarının oluşturulmasında kullanılması düşünülebilir mi? Ya da proje ve yapım aşamalarında görüş alınmasında. Gökhan Yorgancıgil ve film ekibi böyle düşünmüş. mahkum.net adında bir blog yaratıp sinopsisi, senaryosu ve karakterleriyle bir filmi tartışmaya açmış. Filmin senaristi ve yönetmeni Yorgancıgil projenin blog üzerinden katılımcılara açıldığını duyururken yeni bir bağımsız “sinema yapma” yöntemi doğduğunu söylüyor: “Bir yapım şirketinin ofisinde, bir sinema filminin yapım aşamalarında ne tür konuşmalar geçiyor, ne tür bilgi alışverişi yapılıyorsa mahkum.net üzerinde de yapılacak olan budur.” Bir yıldır internet üzerinde tartışmaya açılan film bu ayın Türkiye’de büyük yayın kuruluşları hızla blog’laşmaya giderken, bloglaralemi.com’a kayıtlı 300 dolayında blog yer alıyor. Bloglaralemi.com’dan arama yapılabileceği gibi, Türkiye’deki blog’ları da kapsayacak şekilde uluslararası arama motorları da kullanılabiliyor. Ekim 2005’te tüm blog yayımlama sistemlerini de kapsayarak güncellenen Google blog arama motoru (blogsearch.google.com) ve Technorati (www.technorati.com) bunlardan birkaçı. Blog yaratmak ise neredeyse blog okumak kadar kolay. www.blogger.com ya da www.blogcu.com bu konuda yol gösterici sitelerden. Baskı rejimlerinde toplantı ve mitinglerin yasaklandığı, konferans ve derslerin basıldığı dönemler tarihin sayfalarında yerini koruyor. Blog’ların yalnızca coğrafi kısıtlamaları değil, böylesine siyasi olanlarını da aşabilecek bir yapı sunması, organize bir görüş paylaşımını bir üniversite kampusuna ya da bir yayın kuruluşunun himayesine girmeden de yapabilmeyi sağlıyor. Bu özellikleriyle belki olanbiten sadece bir sanal günlük devrimi değil, aynı zamanda bir devrimin günlüğü. Gerçek bir bilgi devriminin... Ya da kimilerinin iddia ettiği gibi tüm bunlar “teşhirci modern insanın sıradan mırıldanmaları” olarak kalacak. Ne yöne gideceğini hem gelecek hem de kullanıcıların kendisi belirleyecek. örüşlerin, uzmanlıkların, günlük olayların bu denli açıkça paylaşılması ve yorumlanması nasıl bir farklılık yaratabilir ki? Belki bunu en iyi anlatabilecek olaylardan biri, Salam AlJanabi’nin hikâyesi. Bağdat’ta ailesiyle yaşayan 31 yaşındaki mimar, Amerika’nın Irak’ı işgalinden birkaç ay önce, Filistin asıllı Ürdünlü arkadaşı Raed’e email atıyor, cevabını ancak haftalar sonra alıyordu. Raed’in kötü bir email kullanıcısı olması Salam’ı yeni bir denemeye itti ve kendine “Neredesin Raed” isimli bir blog açtı. İlk yazdıkları “birilerinin evlenmesi”, “havanın ısınması” gibi basit günlük olaylardı, Amerika’nın Irak halkını “özgürleştirme” planları ayyuka çıkınca güncesine de olağandışı günleri kaydetmeye başlamıştı. Bağdat’ın bombalanma ihtimaline karşı evlerini terk etme hazırlıkları yaptıklarını yazıyordu, işgalden bir ay önce. Ardından ölen çocuklar, bombalamalar, talanlar ya da öte yanda bir otelin duvarları arkasında sürüp giden “normal” hayat geldi... Sitenin erişimi bazen bilinmeyen kişilerce engelleniyor, bazen bombalamalar sonunda internet erişimi mümkün olmadığında haftalarca güncellenemediği oluyordu. Ama aralıklarla da olsa site, okurlarına bilgi vermeyi sürdürüyor ve Salam Pax’ın (kimliğini gizlemek için Latincede barış anlamına gelen bu soyadını kullanmıştı) blog’unu takip eden yaklaşık 20 bin kişi haberlerin arkasındaki hayatın gerçekten yaşandığını hissediyordu. Salam Pax, bir haber kaynağı görülmeye başladıktan ve The Guardian tarafından izi sürülüp, gazetenin yazar kadrosuna alındığında medyanın ilgisini çekti. Önce Bağdat’tan, ardından Amerika’daki başkanlık seçimleri için Washington’dan yazdı. Önceleri Saddam rejimi karşıtı görüşleri nedeniyle ve daha sonra BBC2 Newsnight programı için Irak Anayasası hazırlık komitesi başkan yardımcılığı görevindeki Adnan AlJanabi ile yaptığı röportajda AlJanabi’nin oğlu olduğunun ortaya çıkmasıyla, bu dönem boyunca hep ölüm tehlikesiyle yaşadı. Kendisi hâlâ Bağdat’ta ve hâlâ bir blog yazarı (http://justzipit.blogspot.com/). Ama filmcilik kariyerine geçtiğinden beri, artık “Irak’ta şiddet” haberlerinin arkasındaki hayatları başka blog yazarları anlatıyor. Ishtar ve blog sayfası iraqiscreen.blogspot.com bugünlerde en çok okunanı. CUMHURİYET 07 CMYK