01 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

6 30 NİSAN 2006 / SAYI 1049 Unutulan anlar: CHRIS BOTTI Chris Botti, popcaz’ın adından söz ettiren müzisyenlerinden. Miles Davis ve Chet Baker’le kıyaslanacak kadar usta. Son albümü “To Love Again: The Duets”te klasik caza dönüş yaparken pek çok ünlü isim de ona eşlik ediyor... Botti, 11 Temmuz’da İKSV’nin konuğu olarak İstanbul Jazz Center’da... Zekeriya S. Şen ünyanın en iyi trompetçileri diyarında kendine yer edinmiş ve ölümsüzleşmiş iki elin parmağı kadar az sanatçı var. Çağdaş caz dünyasında pek çok sanatçı bu yere ulaşmak için çabalar, ancak bu çabaların çoğu hüsranla biter. Anlaşılmayan bir önemli nokta var ki, o da bu mevkiinin aslında ulaşılamayacağı. Bunun bilincinde olan sanatçılar daha samimi, kendinden emin ve saygın adımlarla ilerliyorlar. 1962 OregonAmerika doğumlu Chris Botti de bu tür, kendini bilen cazcılar arasında. On yaşında trompet çalmaya başlayan sanatçı lise yıl şardı. 1997’de gelen “Midnight With You” ve 1999 tarihli “Slowing Down The World” çalışmalarından sonra, Sting’in “Brand New Day” dünya turnesine dışarıdan bir sanatçı olarak eşlik eden Chris Botti, bu turne boyunca keşfettiği müzik türleri sayesinde yenilerini yarattı. Böylece daha bir popfüzyon ve caz sintisayzır içerikli olan 2001 tarihli “Night Sessions” albümünü kaydetti. Bu albümünde giriştiği geleneksel orkestra caz müziğini 2003 tarihli “Thousand Kisses Deep” ve 2004 tarihinde “When I Fall In Love” albümü ile sürdürdü. VOKALLE TROMPETİN DÜETİ Ülkemizde daha yeni çıkan, Aralık 2005 tarihli en son çalışması “To Love Again: The Duets” tam bir yıldızlar geçidi. Sting, Gladys Knight, Paula Cole, Jill Scott, Rossa Passos, Michael Buble, Renee Olstead ve Steven Tyler gibi sanatçılar vokalleri ile 13 parçalık albümün 9 parçasında Chris Botti’nin yumuşak trompetine eşlik ediyor. Jeremy Lubbock, Billy Childs ve Gil Goldstein yönetiminde Londra Oda orkestrasının eşlik ettiği “To Love Again: The Duets” çalışması bir sene önceki romantik standart koleksiyonunun devamı niteliğinde. Bir George Gershwin bestesi “Embracable You” ile açılan albüm, Chris Botti’nin ağlayan trompet katkısı ile hem romantik hem de melankolik bir atmosfer yaratıyor. Her zaman caz müziğine yakın olan Sting, vokalleri ile belki de Bergmans ve Michel Legrand’ın en iyi bestelerinden biri olan “What Are You Doing The Rest Of Your Life?” parçasını sanatsal bir doruğa çıkartıyor. 1998’de en iyi yeni sanatçı Grammy Ödülü’nü alan Paula Cole’un seslendirdiği “My Love And Only Love” dinleyenin anında ilgisini çekiyor. Duygusallık enjekte edilmiş parça kusursuz vokaller ile sahne ışıklarını çalıyor. Michael Buble’ın söylediği bir Elvis Presley ile özleşen “Let There Be Love” ve Renee Olstead’in söylediği “Pennies From Heaven” özellikle albümden en dikkat çeken parçalar. Her iki parçanın da düzenlemeleri pozitif bir şekilde parlıyor. Chris Botti trompeti ile rahat ve süzülürcesine bu huzur veren vokallere eşlik ediyor. Özellikle Olstead’ın vokalleri oldukça etkileyici, kendi solo caz albümünden beri sesinin ciddi anlamda olgunlaştığına şahit oluyorsunuz. Yeni albümde yer alan her düet, vokal ve trompet arasındaki alver ilişkisinin kusursuz örneği. Her iki unsur da asla birbirinin çizgisini aşmıyor ve mükemmel bir uyum içinde etkileşiyor ki bu da dinleme keyfine zevk katıyor. Albümün kapanış parçası ise Aerosmith’in koca ağızlı solisti Steven Tyler’dan geliyor. Bir Charlie Chaplin yorumu seslendiren sanatçı “Smile” parçası ile mükemmel bir nokta koyuyor. Hiç olmadığı kadar klasik üsluba sarılan Chris Botti, bu albümü ile zamanımızın ikon statüsüne ulaşmış birkaç caz çalışmasını anımsatıyor. Klasik ton üzerine yapılandırılan “To Love Again: The Duets” pop dünyasından gelen vokaller ile çağdaş bir etkileşim oluşturuyor. Billy Childs (piyano), Robert Hurst (bas), Billy Kilson (bateri), ve gitarist Anthony Wilson gibi olağanüstü cazcıları da arkasına alan Chris Botti, albümün kalitesini garantiliyor. Hiçbir şeyin şansa bırakılmadığı bu çalışma, uzun zamandan beri dinleyebileceğiniz en karizmatik, romantik bir caz koleksiyonu. Chris Botti /“To Love Again: The Duets”/ SONY BMG [email protected] D larında profesyonel olarak caz dünyasına adım attı. Amerika’nın en prestijli müzik okullarından birisi olan Indiana Üniversitesi’nde uzman hocalar denetiminde okuyan sanatçı, mezun olduktan sonra Arif Mardin gibi prodüktörlerin yönlendirmesi ile bir anda popcaz kulvarında sık sık görmeye alıştığımız bir şahsiyet oldu. Aretha Franklin, Bob Dylan, Natalie Merchant, Joni Mitchell, Paul Simon gibi sanatçılara trompeti ile eşlik eden Botti, minimalist doğaçlama yeteneği ve sahne duruşu ile sürekli Miles Davis ve Chet Baker ile kıyaslandı. Yeni bir caz kişiliği yaratma hırsında olmayan sanat çı yakaladığı formül ile cazpop listelerinde sık sık yer almayı başardı. Özlü atmosferik ve akılcı doğaçlama yeteneği ile münferit bir orkestra olan sanatçı, alternatif ve genel akıma kendini kabul ettiren nadir kişiliklerden biri. 1995 yılında ilk solo albümü “First Wish”i kaydeden sanatçı, çağdaş popcaz ile sanatsal rock temalarını harmanlayıp trompet liderliğindeki caz müziğini daha geniş platforma taşıdı. Yakaladığı ilgi sonucunda 1996’da “Caught” filminin müziğini yapması önerilen sanatçı, ürettiği eserler ile filmden daha çok kredi almasını ba Rock müziğin romantik bestecisi Michael Schenker geliyor... MSG Türkiye’de... M ichael Schenker Group ya da daha tanıdık ismi ile MSG’yi bu hafta İstanbul ve Ankara’da izleme fırsatı bulacağız. “Love Is Not A Game”, “Anytime”, “Time”, “Neverending Nightmare” gibi eskimeyen şarkılara sahip olan grup, 3 Mayıs’ta Ankara Saklıkent’te, 4 Mayıs’ta ise Yeni Melek Gösteri Merkezi’nde müzikseverlerle buluşacak. Çeyrek yüzyıllık tarihlerini kutlamak için turneye çıkan MSG, Michael Schenker’in eski grubu UFO’nun klasiklerini de dinleyenlerle paylaşacak. Efsane Alman grup Scorpions’ın gitaristi Rudolf Schenker’in kardeşi olan Michael Schenker’in bu, Türkiye’ye ilk gelişi değil. Schenker, Eylül 1993’te İstanbul İnönü Stadı’nda gerçekleşen Scorpions konserinde konuk gitarist olarak sahne almış, grupla birlikte dört şarkı çalmıştı. Schenker müzik hayatına henüz 15 yaşında iken Scorpions ile başladı. Ardından bir diğer kült grup “UFO” ile altı başarılı albüm yapıp klasik “Doctor Doctor” şarkısına da imzasını attı. Müzikal hayatı boyunca farklı gruplar arasında gidip gelen müzisyen, Scorpions grubunun çok ses getiren “Lovedrive” albümünde yine ağabeyinin yanındaydı. İlk solo çalışmasını 1981 yılında “Michael Schenker Group” adıyla yayımladı.1985’te Robin McAuley ile birlikte çalışmaya başladı ve grubun ismini bir süreliğine “McAuley Schenker Group” yaptı. Ama MSG kısaltmasının hâlâ değişmemesi onun için bir şanstı. Robin McAuley’li MSG, 1987’de “Perfect Timing”i yayımladı. “Love Is Not A Game” ve “Time” gibi şarkılar tüm dünyanın diline dolandı. İki yıl sonra, 1989’da unutulmaz “Save Yourself” albümü geldi. “Shadows Of Night”, “This Is My Heart” ve “Anytime” gibi klasikler bu albümdeydi. Bu albüm sonrası Robin McAuley ile yollarını ayıran Michael Schenker dünyanın sayılı müzisyenleri ile müzik yapmaya hâlâ devam ediyor. Bunların arasında yeni albümü “Super Colossal” ile geri dönen Joe Satriani ve Uli Jon Roth gibi isimler de var. Şimdi Micheal Schenker 33 yıllık müzik hayatının en olgun döneminde Türkiye’ye konuk oluyor. Ankara ve İstanbul’da vereceği konserlerde geçmişten geleceğe uzanan bir müzik ziyafeti sunacak. Bu yüzden de bir dönem Schenker ile büyüyenler ve hâlâ onun şarkılarını ezberlemeye çalışan genç rock’çılar için bu konserlerin unutulmaz olacağını umuyoruz. CUMHURİYET 06 CMYK
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear