Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
30 NİSAN 2006 / SAYI 1049 3 DİŞİ KARTALLAR Emrah Soğukpınar işi Kartallar Grubu, Beşiktaş’ın 100. yılında kuruldu. Her yaştan, evli, bekâr kadının yer aldığı grubun yurtdışından da üyeleri var. Grupta anneanne, kızı ve torunundan oluşan ilginç bir üçlü de yer alıyor. Yaklaşık 130 üyesiyle yoluna devam eden Dişi Kartallar’ın gün geçtikçe sayıları arttırıyor. Dişi Kartallar ile her maç öncesi gittikleri Beşiktaş`taki bir kafede buluştuk. İçeride siyahbeyaz bir atmosfer karşılıyor bizi; siyah beyaz şapkalı, atkılı taraftarlar maç saatini bekliyorlar. Kafenin bir köşesinde hemen kendilerini belli ediyor Dişi Kartallar. Hoş bir karşılamadan sonra söyleşimize başlıyoruz. Grubun kurucularından, basın sözcüsü Elvan Yılmaz başta olmak üzere beş grup üyesiyle yaptığımız o söyleşinin notları... Böyle bir kadın taraftar grubu kurma fikri nereden çıktı? Elvan Yılmaz (25)Gazeteci: Kadınların maçlara yalnız giderken çektikleri sıkıntıdan çıktı denilebilir. Bu grup sayesinde kadınlar, artık maçlara rahatça gidebiliyorlar. Neler yapıyorsunuz? Elvan: Grubumuz, futbol maçlarının yanı sıra voleybol ve basketbol maçlarında da takıma destek veriyor. Ayrıca Darülaceze gibi hayır kurumlarına da ziyaretler yapıyoruz. Grubun ismini nereden buldunuz? Elvan: Bize ismimizi Çarşı grubu verdi. Grubu kurmadan önce de bize “dişi kartal” olarak seslenirlerdi. Biz de kendimize bu ismi uygun gördük. Peki neden Beşiktaş? Elvan: Çünkü Beşiktaş bir hayat felsefesi, yaşam biçimi oldu benim için. Önce siyah beyazlı renkler, sonra tribünlerdeki kardeşlik, son olarak da Beşiktaş tribünlerinin sivil örgüt gibi çalışması beni Beşiktaşlı yaptı. Sivil örgüt gibiyiz, çünkü sosyal olaylara, savaşlara da duyarsız kalmıyoruz. Özge Göçer (24) eTrader: Beşiktaş, çünkü siyahbeyaz benim hayatımın anlamı. 130 kadın. Siyahbeyaz giyiniyor, D flama sallıyor, tezahürat yapıyor. Bir de adları var: Dişi Kartallar... Beşiktaşlı kadınlar, tribünlerin rengini ve dilini değiştirdiklerini Elvan Yılmaz Perihan Işık (28) Yönetici asistanı: Beşiktaşlılığım, ailemden gelen bir bağ. Kezban Kaya (28) Muhasebeci: Benim de Beşiktaşlı olmam ailemden geliyor. Küçükken babam her hafta sonu Beşiktaş maçlarını izlerdi. Ben de maçları göre göre Beşiktaşlı oldum. İrem Tekin (28)Muhasebeci: Çünkü Beşiktaş bana huzuru ve mutluluğu ifade ediyor. Bunun yanında diğer arkadaşlar gibi benim de ailemin etkisi büyük. düşünüyorlar. İrem Tekin, Perihan Işık Özge: Şimdiye kadar herhangi bir sorun yaşamadım. Hatta Beşiktaşlı erkek taraftarlar her zaman yanımızdalar. Kezban: Erkek taraftarlar, bırakın sorun çıkarmayı aksine bize devamlı destek oluyorlar. Şampiyon olamamanızın nedenleri sizce nelerdir? Elvan: Sezon başından beri yapılan teknik direktör değişiklikleri takımımızı olumsuz etkiledi. Saha içi ve dışı koordinasyon da yeterli düzeyde değil. Kaliteli oyunculara sahibiz, ancak kuşkusuz futbol 90 dakikanın dışında da var. lir, ama Fenerbahçe’yi asla! Beşiktaş hayatınızın neresinde duruyor? Elvan: Beşiktaş benim her şeyim. Her zaman her yerde Beşiktaşlıyım. Özge: Benim için önemli olan dürüstlük, şeref, mertlik, onur gibi değerler var. İşte Beşiktaş, tüm bu değerlerin merkezinde yer aldığı için hayatımın merkezinde. Perihan: Beşiktaş, hayatımın her yerinde. İşimde, özelimde, ailemde her yerimde Beşiktaş var. Kezban: Beşiktaş hayatımın tam ortasında duruyor. Diğer şeyler onun etrafında. İrem: Beşiktaş benim kalbimde, odamda, cep telefonumda, bilgisayarımda, Beşiktaş benim hayatımın her yerinde... SENİN MAÇTA NE İŞİN VAR? Türkiye’de kadın taraftarların sayısı azdır. Size bakış ve tepkiler nasıl oldu? Elvan: Hem erkek taraftarlar hem de feministlerden çok olumlu tepkiler aldık Erkekler, onların futbol kültürlerine sahip olduğumuz, feministler ise bizi bir kadın hareketi olarak gördükleri için olumlu karşıladı. İrem: Şu ana kadar hiç olumsuz tepki almadım, aksine takdir ediliyorum. Perihan: İlk zamanlar maçlara gittiğimizde, “Sen kadınsın, ne işin var maçta?” gibi çirkin sözler söyleniyordu, ama sonraları bunlar bitti. Şimdi her şey iyi. Sizce futbola kadınların ilgisi neden az? EŞİMİN BEŞİKTAŞLI OLMASI ŞART Özel hayatınızdaki erkek arkadaşlarınızda Beşiktaşlı olma şartı arar mısınız? Eğer başka bir takımı tutarsa bunu sorun yapar mısınız? Elvan: Evet, ararım. Beşiktaşlı olmazsa olmaz! Zaten hayatımdaki erkek Beşiktaşlı. Özge: Böyle bir şartım yok, ama Beşiktaş’a dil uzatamaz! Perihan: Beşiktaşlı olmasını tabii ki isterim, ama bu olmazsa olmaz şartım değil. Fenerbahçe dışında her takımı tutabilir. İrem: Sevgilimin veya eşimin Beşiktaşlı olması şart. Beşiktaş dışında Galatasaray’ı da tutabi BİZE DESTEK TRİBÜNLERDEN... Kulüpten bir destek görüyor musunuz? Elvan: Hayır. Biz manevi olarak desteğimizi tribünlerden ve Çarşı grubundan alıyoruz. Kulüpten tek isteğimiz kongre üyesi olabilmek. En çok hangi tezahüratları seviyorsunuz? Elvan: En çok Fenerbahçe’ye karşı yaptığımız tezahüratları seviyoruz (Diğer üyeler de bunu onaylıyor). [email protected] Özge Göçer Elvan: Çünkü futbol genelde erkek egemen bir kültür olarak bilinir. Ancak bizim gibi kadınların da futbolun içine girmesiyle bu görüş giderek kırılmaya başladı. Bundan çok mutluyuz. Erkek taraftarlarla sorun yaşıyor musunuz? Elvan: Hayır. Ne semtimizde ne de stadımızda erkeklerle ilgili bir sıkıntı yaşıyoruz. EDİTÖR’DEN G özlerinizi birkaç dakikalığına yumun ve yaşadığınız kentin siluetini zihninize hapsedin. Doğduğunuz evi, sokağınızı, sokağınızın bağlandığı caddeyi, ilkokulunuzu, avlusunu, avludaki ağacı, ilk sevgilinizin evinin kapı numarasını, babanızın sürekli gittiği kahveyi, ablanızın ayda bir saçını boyattığı kuaförü, elektrik idaresine komşu merkez camisini, duvarına ilk sloganınızı yazdığınız bahçe duvarını, beklemek üzerine ilk aforizmalarınızı kurduğunuz otobüs durağını, birbirine çıkan, birbirine karışan yolları, tek katlı ama çok renkli, çok katlı ama tek renkli binaları, sinemaları, mezarlıkları, kaybolma arzusuyla kendinizi bir ateş topu gibi içine attığınız çarşıları bir bir doldurun o siluetin içine. Bir de zamanla boy ölçüşebilmek için her an yeniden kurduğunuz anılarınızı ekleyin... Sonra... O siluetin üzerine başka bir kentin görüntüsünü atın. Bağdat olsun o kent, Kâbil, Bosna, Güneydoğu’da yakılmış bir köy Sirya ya da Çernobil... Kentinize savaşın ya da nükleer bir kazanın rengi sinsin... Kendinizi alıp bu “yeni” kentin içinde gezdirin. Mekânlarınızı, nesnelerinizi, anılarınızı yani insanlarınızı arayın... Açın gözlerinizi... Sahip olduğunuzu sandığınız her şeye ve her ana yeniden inanmayı deneyin... Zor değil mi? Savaş artık çocuklar için bile korkunç bir kelime değil. Bir tek çocukluklarını savaşın içinden geçirenler hesaplayabiliyor bedelinin ağırlığını. Uzak diyarlarda kurulmuş bir öykü sanıyor diğerleri... Silah seslerinin ulaşamadığı uzak yerler yakılıp yıkılıyor. Oysa cephe giderek genişliyor. Yeni işgallerin, savaşların denklemleri kuruluyor... Doğrudan sıcak bir savaş değil elbette, ama Sinop da kurulacak nükleer santralla o cepheye dahil edilmek isteniyor. Oysa üzerinden yirmi yıl geçmesine rağmen Çernobil’deki nükleer patlamanın izlerini nüfusunun yüzde 34’ü üzerinde taşıyan kent, bu suça ortak olmak istemiyor. Sadece Sinop değil, bütün Karadeniz, nükleer santralların geleceği aydınlatmadığını biliyor. Çünkü ölümün karanlığı santral yanlılarının “karanlıkta kalırsınız” tehditlerinden daha çok korkutuyor... Yarın 1 Mayıs. Nükleer santralların inşasında, savaş tüccarlarının emrinde çalışmak zorunda kalmamak, “hayır” diyebilecek gücü arttırmak için saflar sizi bekliyor. İyi haftalar... Berat Günçıkan [email protected] Cumhuriyet DERGİ* İmtiyaz Sahibi: Cumhuriyet Vakfı adına İlhan Selçuk Genel Yayın Yönetmeni: İbrahim Yıldız Editör: Berat Günçıkan Görsel Yönetmen: Aynur Çolak Yazı İşleri Müdürleri: Mehmet Sucu, Güray Öz (Sorumlu) Yayımlayan: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ Baskı: İhlas Gazetecilik AŞ 29 Ekim Cad. No: 23 Yenibosna / İstanbul (0212) 454 30 00 İdare Merkezi: Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sok. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Cumhuriyet Reklam (0212) 251 98 7475 / 343 72 74 *Cumhuriyet Gazetesi’nin parasız pazar ekidir. Yerel süreli yayın. cumdergi@cumhuriyet. com.tr CUMHURİYET 03 CMYK