25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

12 10 NİSAN 2005 / SAYI 994 Zaıtun Mohamed Kasım Müslüman Kızkardeşler (Malezya Sısters ın Islam) örgütünün Baskanı Malezya'daki kadınların en önemli sorunu Müslüman olan kadınlara şeriat yasaları ve olmayanlara laik yasalarının uygulanması. Kişilere ilişkin hukuktaki sorunlarla ilgili olarak, kadınların bir araya gelmesi ve bir kampanya yürütmesi çok zor oluyor. îfade veya örgütlenme özgürlüğü olmadığı için kadınların ikıncillıği ile ilgili kültür ve din, kamu alanında konuşulmuyor. Malezya'daki kadın hareketi 1970'lerden beri var, fakat son zamanlarda güçleniyor. Müslüman Kızkardeşler örgütü, îslamın kendi başına kadınları baskı altına aldığı argümanını reddediyor. Çünkü insanlar dini, kendilerine uygun şekilde yorumluyorlar. Biz, dinde feminist bakışla araştırma ve eğitim faaliyetleri yürüterek Îslamın insanlar tarafından uygulanan yüzünü ortaya çıkarmaya çalışıyoruz. Ayrıca, bu adaletsiz yasaların kadınların hayatlarında nasıl etki yaptığını ve o yasalar yüzünden nasıl acı çektiklerini araştırıyoruz. Bu araştırmalardan ortaya çıkan bilgilerle diğer kadın gruplarını da etkıleyip onlarla beraber kampanya yürütmeye çalışıyoruz. Çokeşliliğe karşı, ev içi şiddetle ilgili de bir kampanya yürüttük. Malezya da ahlak polisliği kurumu var. Polis insanların nerede olduğunu, kimin ne yaptığını gözetliyor. Casusluk yapıyor ve daha sonra da insanlar cezalandırılıyor. Şu anda buna karşı bir kampanya yürütüyoruz. Nighad Saeed Khan Pakistan, Kadın Bıltmlert Enstıtusü (Institute of Women\ Studtes, ASR Resource Centrc) Baskanı Pakistan'da 1979'da başlayan Islamiyete dönüş hareketi nedeniyle kanunlar şeriata, Islamiyete yakın bir hale getırilmeye çalışılıyor. Bir kadın, toplumda sözü sayılır 23 insanın şahitliğinde cezalandırdabıliyor. Evlilikdışı herhangi cınsel ilişki kadının cezalandırılması ıçin yeterli oluyor. 1 kadının şahıtliği yetmiyor 2 kadının birlikte şahit olması gerekiyor. Tecavüze uğrayan bir kadın, eğer tecavüze uğradığını kanıtlayamıyorsa, cinsel ilişkinin bir parçası olduğu için gene hapse giriyor. Tecavuz veya zina için ölüm cezası, taşlama, veya kırbaç gibi cezalar kullanılmıyor ama, onun yerine kadın hapse atılıyor. Senede birkaç bin kadın bu nedenle hapse giriyor. Mahkemeler o kadar uzun sürüyor ki, kadınlar mahkemenin başlamasını beklerken bile birkaç yılı hapiste geçırebıliyorlar. Bazı kadınlar 10 yıla kadar hapiste kalıyor. Biz bu kanunların değiştirilmesini istemiyoruz, tamamen ortadan kaldırılmasını istiyoruz. Çeşitli kampanyalar yürütülüyor, yürüyüşler düzenleniyor bazı kadınlar bu kampanyalar yüzünden hapse dahi girdiler. Bazı kadınlar, devleti mahkemeye verdi, uluslararası kuruluşlara, ceza mahkemesine başvurduk. Bu kanunların kaldırılması için bir kampanya yaptık, bütün politık partiler imza atarken sadece dini eğilimli partiler imza atmadı. Herkes aslında bunlann değiştirilmesi gerektiğini düşünüyor, ama kimse cesarct edemiyor. Bazı yerlerde başarılı olabıldık, 2 kadının şahitliğinin gereklilığini içeren kanunu iptal ettırdik Artık tek kadının şahitliği kabul ediliyor. Nursyahbani Katjasungkana Endonezya Mtlletvektlt, Adalet Içın Kadın Gırişimi Indonesıan Women Assocıatıon for Justıce) kurucusu Endonezya'daki bütün hukuki sistem, kadınları valnızca anne ve karı olarak gören normların hâkim olduğu bir ideoloji ile kurulmuş. Bu bakış açısı Islam dini, örf ve âdetle güçleniyor. Çalışma Bakanlığı'nın yönetmeliklerine göre aile yardımından yalnızca erkekler yararlanıyor. Eğer Endonezyalı bir kadın, yabancı biriyle evlenirse, çocukları yabancı kişinin vatandaşlığını takip ediyor. Çocuklar Endonezya'da doğmuş ve o ülkede yaşıyor olsalar bile, Endonezya'da bulunabilmek için her 6 ayda bir vizeye ve oturma iznine ihtiyaçları var, Endonezyalı sayılmıyorlar. 1959 yılından kalan Hollanda sömürge yasaları geçerli ve bu yasalara göre kadın hukuki bir kişilik olarak sayılmıyor, hukuki kişilik yalnızca erkek. Hükümete, CEDAW'a (Birleşmiş Mılletler'in Kadına Karşı Her Türlü Ayrımcüığm Önlenmesine Dair Uluslararası Sözleşmesi) göre bu yasaların kadınla erkek arasında bir eşitsizlik yarattığını söylüyoruz. Konuyla ilgili olarak hükümet bir taslak hazırladı. Henüz parlamentoda görüşülmeyen bu taslağa göre, kadın ancak kocasından ayrıldıktan ve mahkemeye gidip çocuklarının velayetini aldıktan sonra, çocuklarının vatandaşlığının Endonezya vatandaşlığına dönmesini sağlayabilecek. Ülkemizde, bu sorunlara bir çözüm bulunması ve yasaların değiştirilmesi için çeşitli kampanyalar yürütüyoruz. Ben de kadın haklarını ön plana çıkaran bir yasa önerdim. Dinin baskısını kıran kadınlar üslüman ülkelerde, 1980'li yıllarda dinci sağ yükselişe geçerken kadınların kısıtlı özgürlüklerı daha çok göze batar hale geldi. Kadınlara yönelik, özellikle cinselliğe ilişkin baskılar her Müslüman ülkede farklı farklı yaşanıyor. Farklılıklann nedeni Islamın her toplumda farklı yorumlanıp uygulanması. Ortak noktaysa cinselliğin, doğal, sağhklı bir olgu değil, tehlikeli, yasalarla kontrol edilmesi gereken bir meta olarak algılanması. Müslüman ülkelerdeki dinci sağın yükselişi ve baskı, doğal olarak, karşıt bir olguyu, feminist hareketi besledi. 2000'li yıllardaysa kadın hakları savunucuları taleplerini daha yüksek sesle dıle getirmeye başladılar. Araştırmalar, kampanyalar, yürüyüşler, toplantılar, bu ülkelerde de kadınların sorunlarının tartışılmasının ve yasal değişikliklere gidilmesinin yolunu açtı. Kadının Insan HaklarıYeni Çözümler Vakfı da, 1999 yılından beri Ortadoğu ve Güney Asya Müslüman topiumlarda insan hakları, cinsellik ve yasal reformlar konusunda çalışan araştırmacılar ve sivil toplum örgütü temsilcilerinden oluşan bir ağ kurulmasına öncülük etti. Vakıf bu çalışmaların bir parçası olarak, "Ortadoğu ve Güneydoğu Asya'da Toplumsal Cinsiyet, Cinsellik ve Yasal Reformlar" konulu bir sempozyum düzenledi. Sempozyuma, Bangladeş, Cezayir, Endonezya, Fas, Filistin, îngiltere, îtalya, Lübnan, Malezya, Mısır, Pakistan, Tunus, Türkiye ve Yemen'den, aralarında Birleşmiş Milletler çalışanları, milletvekilleri ve akademisyenlerin de olduğu 40 temsilci katıldı. Sempozyumda, Müslüman toplumlarda, reformlarm hızlanması gerektiği düşüncesi ön plana çıkarken, yasaların ve din unsurunun kadın üzerinde N oluşturduğu baskılar, yasaların M Şule Köktürk Müslüman ülkelerin kadınları hak arayışlarını sürdürüyor. Kimi boşanma halinde kadınların çocuklarının velayetini alabilmesi için, kimi çokeşliliğe karşı kampanyalar düzenliyor. Istanbul'da buluşan kadınlar insan hakları, cinsellik ve yasal reformlar konusunda deneyimlerini paylaştı. Hossam Bahgat Mısır Btreysel Haklar înisiyatifı (Egyptian Initiative for Personal Rıgkts) Mısır'da kadınlar için en büyük sorun, yasaların kadınlarla ilgili olarak getirdiği sınırlamalar. Aile mahkemeleri ve aile kanunları baskı aracı olarak kullanılıyor, kadına kocaya itaat etme mecburiyeti getiriliyor. Boşanmalar önlenmeye çalışılıyor, boşandıktan sonra kadınlar çocuklarının velayetini alamıyor, nafaka söz konusu olduğunda sorunlar çıkıyor. Ayrıca din unsuru kadınlar üzerindeki baskmın artmasına neden oluyor. Bugünlerde Mısır Aile Kanunu'na karşı, Türkiye'deki, TCK kampanyasına benzer bir kampanya yürütmeyi planlıyoruz. Kampanyamızın amacı, kadınla ilgili olan bölümleri mümkün olduğunca değıştirebilmek. Aile içi şiddete karşı çeşitli sivil toplum örgütleri ve organizasyonlarla beraber kampanya başlatmayı düşünüyoruz. değiştirilebilmesi için yapılanlar ve yapılabilecekler ele alındı. Işte sempozyuma katılan bazı temsilciler ve anlattıkları: Nadera ShaloubKevorkian Vılıstin Kudus Ünıversıtesı Kadınlar Içın Hukuki Yardım ve Danışmanlık Merkezı (Womer's Centre for Legal Aıd and CounsellıngWCLAC) Mütevillı Heyetı Ûyesi Filistin'in işgal altında olması kadınların yaşamını iki kat güçleştiriyor. En önemli sorun ise kadınların Israil askerleri tarafından suiistimal edilmesi ve tecavüze uğraması. Ben, araştırmalarım sırasında, 150 kadınla görüşme yaptım. Kadınlar arasında tecavüze uğrayanların sayısı oldukça fazla. Bu aynı zamanda en büyük korku ve kadınların elini kolunu bağlıyor. Okulların Batı Şeria içinde inşa edilen duvarın arkasında olması nedeniyle kadınların çoğu, îsrail askerlerinin tecavüzüne uğrayacakları korkusuyla okula gidemiyor. Duvar ve askerlerin sürekli kontrollerı yüzünden oradan oraya geziyorlar, sürekli bir göçebe durumu var. Bu da kadınların hayatını çok kısıtlıyor. Bu ortamda, kadın sorununa çözüm bulmak amacıyla çeşitli araştırma çalışmaları yürütüyoruz. Bölgesel yardım destek grupları da kadınlara destek olmaya çalışıyor. Pınar llkkaracan Kadının insan Hakları Yeni Çözümler Vakfı Kurucusu ve Baskanı Herkes, yeni TCK'nin birçok maddesinin değiştirilmesini isterken TCK, Türkiyeli kadınlar açısından devrim niteliğinde. Bunun çok basit bir nedeni var. Biz kadın örgütleri olarak, daha hükümet yokken hazırdık. Hükümet seçıldiğinde, daha tasarıyı bile yazmaya başlamadan bizim, kelime kelime hazırlanmış kanun maddelerimiz, bir kitap olarak elimizdeydi. Bizim kelime kelime formüle ettiğimiz yasa maddeleri 40 değişiklik öneriyordu. Çalışmalarımız sırasında eski TCK'yi taradık, bunun yanında bütün dünyadaki yasalar üzerinde çalıştık. Kampanya sırasında da şunu söylüyorduk. "Biz kesınlikle bu pakete dokunmanızı istemiyoruz. Bu paket bir bütündür. Ancak bir bütün olarak geçerse, kadınların insan hakları korunabilir." Ikincisı dılini değiştirdik TCK'nin. Çünkü eski TCK'de cınsel suçlar, ne olduğu bellı olmayan kavramlarla ifade ediliyordu. Örneğin, "ırza geçme", "zorla ırza tasaddi" gibi ifadelerle anlatılıyordu. Yani tecavüzün adı yoktu. Şimdi tecavüzün adı kondu. Tecavüz, topluma karşı bir suç değil, cinsel bütünlüğe karşı, cinsel bütünluğün dokunulmazlığına karşı bir suç olarak tanımlanıyor.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear