22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

8 13 MART 2005 / SAYI 990 Teoman ve karakterleri AltUnok . B i r fiim yönetmek, altmdan kalkması zor bir iş gibi gelmedi mi? Nasıl hazırlandınız? Çekmek istediğim hikâyeler vardı. Bunun için tabii ki çalıştım. Kamera nasıl kullanılır, senaryo nasıl yazılır, montaj nedir. Sordum, araştırdım, yurtdışından kitaplar getirdim... Ama insan herhangi bir ürün ortaya çıkarırken sadece teknikle yapamıyor. Hayatta her öğrendiğiniz şey yaptığınız işe bir şekilde sızıyor. Öykiilerimi birleştirirken öğrendiğim senaryo kurallarıyla aktarmak istemediğimi anladım. Popüler sinema için çok güzel formüller vardı aslında.uysam daha memnun olurdum, ama olmadı, içimden gelmedi. Ben de istediğim gibi yazdım ve çektim. Sonra da müzüderini yaptım. O benim için en kolayıydı. Senaryo, müzik, prodüksiyon, reji... Neredeyse her şeyi siz üstlendiniz bu fılmde. Neden? 20 senedir müzikle uğraşıyorum. Oturduğum zaman, 5 dakikada bir parça yapabiliyorum. Sinema öyle değil, emın olduğum bir dal da değil. Birtakım ortaklıklar söz konusu olunca, işin içindeki insan sayısı artınca, bu beni rahatsız etti ve her işi kendim yapmaya karar verdim. Bunun nedeni iddialı olmak mı? Evet. Mesela müzik albumlerimde aranjör olarak başkalarının adı geçse de, şarkının nasıl olması gerektiğini, çıplak formu ben belirliyorum T abii kı katkıları var, onun için seçiyorum onlan, yine de şimdiye dek aranjmanında bulunmadığım bir müzik olmadı. Bu, film için de geçerli. Montajda hep oradaydım, o karelerin hepsi, benim istediğim kareler. HAYATÇOKSIKICI... Yönetmenlikte işin rengi biraz değişmiyor mu? Hem tecrübesizim diyor hem de o yükün altına giriyorsunuz? Bu, hep anlatmak istediğim, kişisel bir film. Başka türlü de yönetılebilirdi, ama bu filmde hepsi benim yapabil^ceğim şeylerdi. Zaten müzik, edebiyat, sinema, hepsi bırbirine benziyor. Hepsinde timeing, montaj var. Böyle konuşmak, bu alanlarda üretim yapan insanlara haksızlık değil mi? Paul Auster, güzel film çekebiliyor mesela. Senaryosunu da yazıyor. Bence Orhan Pamuk da istese güzel bir film çeker. Çelişkili ve iddialı konuşuyorsunuz. tnandırıcı olmayı önemsemiyor musunuz? E, çelişkili biriyim. Çelişkiler de insanı tutarlı yapıyor. Bir yöntem gibi tutarlı olmayı tercih edenler dünyanın en sıkıcı yaratıkları. O yüzden onların kitapları, filmleri de çok sıkıcı. Bu hayatta yapabileceğim şeyler var. Bunlar bolca olamaz mı? Hayat zaten çok sıkıcı. Yaptıklarınız sizi mutlu ediyor mu? Hayattaki amacı deniz kıyısında guneşlenmek, ıçkı içmek olan arkadaşlarım var. Ben onlardan değilim. Ben egzoz dumanını daha çok seviyorum .. Diyelim ki filminiz beğenilmedi... Filmim çok beğenilse, bir sürü ödül alsa beni havalara uçurmaz. Ben zaten başka bir şeye başlamışımdır. Eleştirmenlerden gelecek tepkilere hazırhklısınız yani... Neler bekliyorsunuz? Aslında merak ediyorum. Çünkü filmi tam olarak ben de analiz edemiyorum. Negatif de olsa bilmediğim bir şeyi gösterecek birkaç zekice eleştiri okursam, memnun olurum. Ama hangı eleştirilerin üzerini çizeceğimi biliyorum. Zaten hayatta kaç müzisyeni, yönetmeni beğeni yoruz ki? Fılmimisavunmayacağım. "Beğenmedıyseniz, haklısınızdır" diyeceğim. Beni rahatsız eden; herkesin kendisini diğerlerinden daha zeki zannetmesi. Filminizi kendini zeki sananların mı beğenmeyeceğini düşünüyorsunuz? Bir şey yaratmış biri, onun üzerine konuşan birinden daha değerlidir. Gerçeklik özellikle sanatsal ürünlerde o kadar kurgusal ki; ödülleri alsanız da, insanlar izlese de yok sayılabilir. O iş, siz ona inandığınız kadar doğrudur. NE KOMEDİ, NE AKSİYON Son yıllarda daha çok gençlerin yönetmenliğe soyunduğunu görüyoruz. Bu, sinemanın artık küçümsenmeyecek bir ticari alan mı olduğunu gösteriyor, sizce? Sinema ve televizyonda ancak komedi ve aksiyona yatırım yapıyorsanız, kâr marjınızı yükseltebilirsiniz. Ama onun dışında bu mümkün değil. Kendi parasıyla, üstelik çok güzel bir film çeken (Yazı Tura) Uğur Yücel şu anda batmış durumda. Ne yazık ki, ancak kâr edenler ıkıncı filmi çekebilecek gibi görünüyor. Balans ve Manevra hangi kategoriye giriyor? Sonuçta gişe yapan filmlere pek de yakın olduğu söylenemez... Evet, ne komedi, ne aksiyon. Drama herhalde. Bana kalsa tanımlamaktan yana değilim, ama en azından bir şablon filmi olmadığını söyleyebihrim. Buna benzer bir filmi bana kımse gösteremez. Açıkçası daha derin karakterlerle, daha marjinal bir filmle karşılaşmayı umuyordum... Eğer bu film 5 ya da 10 saatlik olsaydı, karakterler derinleşebilirdı. Doz meselesi bunlar... Bu filmi az ka rakterlı, daha dramatik, daha komik, daha uzun, daha kısa, hatta siyahbeyaz da yapabilirdim. Yanlışlıkla böyle olmadı, istediğim tattan uzaklaşmaması için bınlerce imkândan bunları tercih ettim. KARİYERDE TOPLAM ÖNEMLİ! Filmin beğenilmesi yeni bir film için ölçü olacak mı? Ne olursa olsun yeni bir film yapacağım. Kafamda daha bir sürü hikâye var. • Pek çok insanın kafasında bir eski, bir de yeni Teoman var... Ne değişti hayatınızda? Hıçbir şey değişmedi. Ben devam ediyorum Başarı grafiği yükselerek giden bir adam düşunün; bır yeri geçtikten sonra o grafikte eğriler oluşmaya başlıyor. Menajerime yıllar evvel başımıza gelecek her şeyi anlatmıştım. Bundan sonrasını da biliyorum... Ne olacak? Söylemem. Anlık dalgalanmalar önemli değil kariyerde, toplam önemli. Kendisiyle ilgili binlerce çelişkisine rağmen insan canının istediğini yapmışsa, eğer ondan emınse ortada problem kalmıyor ki. Ne yapayım, canım istiyor. Mesela bale yapsam hakikaten berbat olur, ama canım isterse onu da yaparım. Söyledikleriniz neden bu kadar eleştirildiğinizi, insanların kafasında neden iki Teoman olduğunu açıklamaya yetmiyor. Sebep biraz da miiziğe başladığınızda alternatif görülmeniz olabilir mi? Ben halâ solcuyum. Sen, değilsin dersen; valla öyleyim diye kendimi savunmam, ama kendimi öyle görüyorum. Özgürlükçü, eşitlikçiyim. Yani ben kendimi hâlâ alternatif görüyorum. Belki alternatif gördüğünüz birinin yanına koymazsınız, ama Tarkan'ın ya da Mustafa Sandal'ın yanına da koyamazsınız. Egonuzla aranız nasıl? Dünyaya kendi gözlerimizle bakıyoruz, o gözlerin yanına başka insanların gözlerini koyarsaruz ve onlarla bakarsanız egodan uzaklaşırsınız. Başkalarının gözlerini ne kadar çöpe atarsanız o kadar da egonuz vardır. Bende bir hayli az göz olduğunu söyleyebilirim. Yanlış anlaşılmaktan rahatsız oluyor musunuz? Yoo. Eğlenceli geliyor. Başta sizi sevenler ve ilgilenmeyenler vardı, şimdi sevenler ve nefret edenler ağırhkta. Siz ikinci ilişkiyi mi tercih ediyorsunuz? Sanırım öyle. Bence sevmenin karşıtı sevmemek değil, nefret etmektir. Ben sevmediğim insanlarla ilgilenmem ve beni severlerse rahatsız olurum. Biriyle ondan nefret edecek kadar da ilgilenmem. Ama sonuçta biri sizi seviyor ya da nefret ediyorsa sizinle ilgileniyor demektir. O pozisyon daha güzel. • Tinuır'ım mııisuz sevgilisi Zeynep. Çelişkileriyle ilerliyor Teoman. Kendinden emin, canının istediğini yapıyor! Filmi "Balans ve Manevra" beğenilmese de yenisini çekecek. "Çünkü bende anlatacak daha çok hikâye ve karakter var" diyor.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear