Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
12 26 EYLÜL 2004 / SAYI 96< Okula gitmek istemiyoruuumi Okula gitme saati yaklaştığında karnı ağrıyor, midesi bulanıyorsa bilin ki çocuğunuzda okul fobisi var. Ev ya da okul değişikliği, evde bir hastanın bulunması fobiyi daha da güçlendiriyor. Çözüm, çocuğun korkuları karşısında sakin olmak. Solmaz Fırat O kula başlamak, çocuklar için yeni ve bilinmez olan her şey gibi heyecan, kaygı ve korku tetikleyici olabiliyor. Her ne kadar çalışan anne babaların sayısı arttıkça, çocuklar yuva, anaokulu, oyun ve etüt merkezleri gibi ev dışındaki faaliyet ve eğıtim alanlarıyla daha erken yaşlarda tanışmaya başladıysa da okuldaki ilk günlerin heyecan ve kaygı uyandırması normal ve beklenen bir durum. Küçükyaştaki çocuklar (27 yaşları arası) ilk kez okula adım atacakları zaman, anne babalarından ve evlerinden bir sureliğine ayrılmanın endişesini duyabiliyor, bunu istemeyebıliyor ve direnebiliyorlar. Bu olağan zorlanma çoğunlukla birkaç gün içinde azalarak ortadan kalkıyor ve uyum gerçekleşiyor. Uzman Klinik Psikolog Serap Altekin "Ancak bu heyecan, kaygı ve korkular daha yoğun ve daha uzun sureli yaşanmaya başlandığında okul korkusu halini alıyor ve bu da okulu şiddetle reddetme, okula gitmek istememe, okuldan kaçınma, okulda kalamama ve uzun süre uyum sağlayamama şeklinde kendini gösteriyor" diyor. OKUL KORKUSUNUN BELİRTİLERİ Çocukların davranışları bize daıma bir şifre veriyor ve durumu isabetli değerlendirebilmek için onları deşifre etmek gerekiyor. Altekin bunun nedenlerini şoyle sıralıyor: "Çocuklarda oluşan davra nış değişimleri; korku, kaygı, kızgınlık veya üzuntü gibi bazı yoğun duyguların bir ifadesidir, bazen bir imdat çığlığı ya da ikaz alarmı niteliğindedir. Bu açıdan bakıldığında, okula başlamaya dair heyecanı ve korkuları daha yoğun yaşayan çocuklarda pazar geceleri ya da pazartesi sabahları ani karın ağrıları, mide bulantıları veya baş ağrıları görulebilir; okula gitmeleri gereken günlerde ve okul saati yaklaştıkça artan bu bedensel şikâyetler okuldan kaçınma ihtiyacının ve yaşadıkları korkuların bir dışavurumudur çoğu zaman, zira evde kalmalarına izin verildiğinde bu bedensel şikâyetlerin birkaç saat içinde geçtiği gözlenir. Korku, bazen kendini öfke krizleri, huysuzluk nöbetleri olarak da gösterebilir." Altekin, bazı çocukların okulun açılma tarihi yaklaştıkça birden aşırı hareketli hale gelmesi ya da tamamen sessizleşip içine kapanmasını da bu korkulara bağlıyor. "Bazı ender durumlarda ise çocuklarda gelişimsel gerileme gözlenebilir, bebek gibi konuşmaya başlama, parmak emme, yatağını ıslatma veya ritmik hareketlerle sallanma, dönme bunlar arasında tanımlanabilir" diyor. Bazen çocukların okula gitmeye direnmesi, belirli korku ve endişeler yaşamasının altında yatan gerçekçi sebepler de olabiliyor. Evde hasta bir ebeveynin olması çocuğun evden ve o kişiden ayrılmasını zorlaştırabiliyor. Ya da yaşanan bir kayıp, bir ayrılık çocuğun güvenlik hissini ve kırılganlığını hassaslaştırmış olacağından çocuk yalnız kalmak, güvendiği ve sevdiği yakınlanndan uzak ol makta geçici bir zorlanma yaşayabiliyor. "Yine benzer şekilde" diye ekliyor Altekin "ev ya da okul değişikliği, başka bir şehre veya ülkeye taşınmış olmak gibi yaşamsal faktorler de okulun ilk gunlerindeki uyumu zorlaştırabilecek, yavaşlatabilecek etkenlerdendir. Bazen de, daha once o okulda yaşamış olduğu ve zarar gördüğü şiddeth bir olay varsa, çocuk okulu ve okuldakileri kendine bir tehdit ve tehlike olarak algılıyor ve o nedenle belirli spesifik korkular taşıyor olabÜİr". SORU İŞARETLERİ... Okulun ilk günu yaklaştıkça çocukların kafasında birçok soru işareti dolaşmaya başlıyor. Bu sorulardan bazılarını Altekin şöyle ornekliyor: "Okul nasıl bir yer?/Orada neler yapacağım?/Okulda ne kadar zaman geçireceğim?/Öğretmenim kim?/Sınıftrn nerede?/Nasıl arkadaşlarım olacak?/Ben okuldayken annem ve babam nerede ve ne yapıyor olacak? /Ya sınıfımı bulamazsam?/Ya ismimi unutursam?/Ya tuvaletim gelirse? /Ya hata yaparsam? /Ya hastalanırsam? /Ya arkadaşlarım bana gülerse? /Ya arkadaşlarım beni sevmezse?" Çocukların güvende hissedebilmeleri, kaygı ve heyecanlarını yatıştırabilmeleri ve bu yeni dunyaya daha rahat adapte olabilmeleri için sorularına olabildiğince net, somut ve detayh cevaplar bulabilmeleri ve onların kaygılarını sakin, guçlü ve olumlu bir biçimde taşıyabilecek istikrarlı anne babaların desteğini hissedebilmeleri gerekiyor. • Okul korkusu ile baş etme Kayıt için birlikte gidin; çocuğun okulu, sınıfını görmesi, öğretmeniyle tanışması, bazı belirsizlikleri ve soru işaretlerini ortadan kaldıracak ve daha güvende hissetmesine yardımcı olacaktır. Çocuğunuzun duygularını kelimelere dökmesine destek olun; ifade etmesini cesaretlendirin. İlk günler böyle bir heyecan ya da korku yaşıyor olmasınınanlaşılır bir şey olduğunu paylaşın ve duygularını normalize edin. Tam olarak neden korktuğunu, nelerin onu kaygılandırdığını anlamaya çalışın. Çocuğunuzun yaşma uygun bir dil kullanarak, benzer duygulan hissettiğiniz kendi deneyimlerinizden söz edin; işe başladığınız ilk gününüz ya da yeni bir şehirdeki ilk saaderiniz gibi... Anne baba olarak aranızda net bir fikir, tutum ve davranış birliği kurun; limitleriniz ve kurallarınız arkasında istikrarlı ve kararlı bir biçimde durun. "Çocuklar okula gider" gerçeği ikiniz arasında ve çocuk karşısında net olmalı. Ebeveynlerden biri çocuğun okula gitmesi gerektiğini söylerken, diğerinin, bugün karnı ağrıdığı için gitmese de olabileceğini söylemesi, özellikle de okulun ilk günlerinde uyumu ve gelişimi ciddi ölçüde sekteye uğratır. Çocuğun okula gitmediği günlerde (ki bu çok ender olmalı), evde kaldığı saatleri olabildiğince sıkıcı bir hale getirin. Evde kalmak, hiçbir zaman okula gitmek durumuna cazip bir alternatif haline gelmemeli. Uzun uzun televizyon seyretmesine, sizin günlük programınıza dahil olup sizinle birlikte gezmesine veya alışveriş yapmasına izin vermeyin. Çocuğun okuldan uzun süre ayn kalması eğitim hayatı için bir risk oluştururken, her defasmda uyum sağlamasını da zorlaşurır. Çocuğun korkuları ve tepkileri karşısında sakin ve kontrollü kalın. Paniklemeyin, endişelenmeyin, unutmayın ki sizin duygularınız ve tepkileriniz çocuklar için bir referans oluşturur. Siz endişelenirseniz veya onun korkuları ve direnci karşısında siz paniklerseniz, çocuk da ha fazla panikler, bir kısırdöngü başlar. Okula bıraktığınızda ve ayrılacağınız anda yine sakin ve olumlu kalın; endişeli bir yuz ifadesiyle veya özur diler, üzülür bir tavırda asla ayrılmayın. Daima gülümseyerek el sallayın, ne zaman doneceğinizi ve onu hangi saatte alacağınızı anlattıktan sonra olumlu bir tonda vedalaşıp arkanızı dönüp ayrılın. Ağlasa bile, tekrar tekrar geri dönmeyin. Okulun ve öğretmenin yönergelerine uyun. Okul çıkışında ahnaya geldiğinizde veya evde karşıladığınızda gülümseyerek karşdayın. Okulla ve öğretmenle kontak halinde olun; gözlemleri ve gelişmeleri paylaşın. Öğretmenle işbirliği içinde olmanız, çocuğunuzun okulu, öğretmeninı ve arkadaşlarım benımsemesini kolaylaştıracaktır. Attığı her küçük adımı mutlaka fark edin ve takdir edin; zaman zaman ödüllendirin. Köye müze geldi îpek Ozbey E ski adı Baksı Köyü, yeni adı Bayraktar. istihdam yaratarak buna son vermek mümkün. YöBaksı, Kırgız Türkçesinde "şaman" anlarenin folklorunun yaşatılması, geçim kaynağı olarak mına geliyor. Köyde "cezbe" olarak adel sanatları uretiminin özendirilmesi ve bölgede yalandırılan şamanistik ritüel bugün de süşayanların ekonomik düzeylerinin yükseltilmesi yörüyor. Köyün gündelik yaşamında tılsım olgusu nünde oncü bir rol üsdenmeyi hedefliyoruz." önemli bir yer tutuyor. Bazı yerlerde kurdun ağzını, Peki köy6 müze getirme fikri nastl doğdu? Bu prokızın belini bağlama gibi şaman gelenekleri devam je aslında Hüsamettin Koçan'ın düşu olarak başlaediyor. Doğu Anadolu'da, Bayburt'a 45 kilometre mış. Koçan, "Uk olarak konak geleneğini kütüphamesafede 80 hanelik bu köyde 480 kişi yaşıyor. 20 neyle destekleyelim dedik. Zaman içerisinde bunun yıldayüzde 650 oranında göç vermiş. yeterli olmayacağını gördük. Baktık .iil Bugünlerde yeni adıyla Bayraktar köki burada geleneksel ürünler yok yünde tadı bir heyecan yaşanıyor. Fi Hüsamettln Kocafı'ın oluyor, bu yok olmaya son verelim kir mimarlığını bu köyde doğmuş düsüydü Baksı Müzesi. diye düşündük. Sonra bu müzeyi olan Marmara Üniversitesi Güzel Sakurmaya karar verdik ve 2001'de Ancak çok sayıda natlar Fakultesi Dekanı Hübamettın temelini attık." diyor. Baksı MüzeKoçan'ın üstlendiği Baksı Müzesi gönüllünün desteğini si'nin finansmanı Hüsamettin KoHalk Sanatları Araştırma Uygulama aldı. Müzenin açılan İlk çan'ın birikimlerinin yanı sıra, yine Merkezi'nin ilk bölümü açıldı. Kokendi imzasını taşıyan 9 özgün basçan bu müzenin yöre halkına nasıl bir bölümünde, hem kının bir araya geldiği "Tılsımh Elfayda sağlayacağını şöyle anlatıyor. yörenln el sanatları ler" sergisınin gelirleri, işadamı Alı " Yore halkı gurbete gıtmeyecek. BuAkkanat'ın ve Sunalnan Kıraç gellştlrecek, hem de rası çok büyuk bir göç bolgesi. Bu inVakfı'nın destekleriyle sağlanmış. sanlar durup dururken göç etmiyor kendine çalışma Koçan "Burası sanatçıların mekânılar. Yaşamları için gerekli olan kayna ortamı arayan dır. Sanatçılar bu projeye inandılar. ğı sağlamak istiyorlar Daha mutlu olOnun için birinci derecede destekmak, çocuklarını okutmak istiyorlar, sanatçılara ov çileri sanatçılar, ikinci derece koo yüzden gurbete gidiyorlar.Burada sahlpllğf yapacak. leksiyonerler, üçüncü derecede işa Köy kadınlarının Baksı Müzesi için dokuduğu halı... damları ve tabii ki yöre halkı" diye ekliyor. Baksı Müzesi Halk Sanatlan Araştırma Uygulama Merkezi, sanatı toplumla, sanatçıyı doğayla bütünleştirmeyi, sanatsal üretim ve sergilemenin yanı sıra, kültür turizmini teşvik etmeyi ve bölgenin ekonomik yaşamını canlandırmayı hedefliyor. Merkezde sürekli sergileme bölümleri, dönemsel sergi me kânları, toplantı salonu, kütüphane, konuk eyleri ve atölyeler yer ahyor. Koçan, her saflaf çıriin 20 gün önce haber vererek Çoruh Nehri'ne bakan bu metkez; de çalışmalar yapabileceğini belirtiyor. ; J ; Bu arada Hüsamettin Koçan,' yeni adı BayraktarJ olan Baksı Köyü'nün adını geri almak için giri§im! J lerde bulunacaklarını da Ifade ediyor. • >