Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
2 MÜZİK 3O'una kadar rap dinle, sonr Allah kerim Türkiye'ye aslının aksine milliyetçi bir çizgiyle geldi rap. Cartel'in sıkı dinleyicileri MHP'lilerdi. Sonra barlarda söylenmeye başlandı, çünkü hâlâ ruhunu bulamamıştı. Sonunda üçüncü kuşak rapçiler savaş karşıtı gösterilerde boy gösterdiler... Barikat'tan "Jöntürk" r a p'i anlatıyor... Deniz Durukan S on albümlerinin adı "Hava, Su, Toprak"... Barikat, Ceza gibi, rap 'in ruhunu yakalıyor. Onlar sayesinde rap'in dinleyici kitlesi de her geçen gün artıyor, rap, yavaş yavaş da olsa gelişiyor, güçleniyor. Üstelik festivaller yapılıp, ödüller dağıtıhyor. Bu kültür üzerine bir kitap da hazırlayan, ilk çıkışını " Güneşin Çocukları" olarak yapan Barikat'tan "JönTürk" bakın nelerdiyor: Türkiye'de rap'in dinleyici kitlesi nedir? Hangi yaştakiler bu müziği dinliyor, sosyal statüleri ne? Yüzde seksenidoksanı on sekiz yaşın altı. Kaldıysa eğer, orta sınıf ve altı dinliyor bu müziği. Rap y apanlar varoşlarda oturuyor genelde, sanırım bu gençlerin aileleri evde arabesk y a da türkü dinliyor. Genelde öyle. Çok daha somut örnekler var; break dans çevresinde arabesk çok dinlenir. Ancak ertesi gün kimi zaman özentiyle, kimi zaman da arkadaşmın yönlendirmesiyle rap'egeçebiliyorlar. Halen arabesk dinleyenler de var aralarında. Demek ki o kitlenin devamı bunlar. Milliyetçi, ırkçı bir bakış var mı rap'te? Camianın yüzde doksan dokuzu milliyetçi bir bakışa sahip. Irkçı bir bakış da var. Bu anlamda Barikat olarak birçok saldınya uğradık. Kendini ülkücü, başbuğcu olarak değerlendiren çok arkadaşımız var. Barikat'ı solda gördükleri için antipati duyuyorlar. Mesela Nef ret, ilk başlarda milliyetçi bir bakışa sahipti. Her şey vatan için diye parçalar yaptılar. Son albümde bu söylemi değiştirdiler. Rap yapan gençler genellikle ezilmişlikten, yaşam koşullarının zorluğundan,adaletsizlikten söz ediyor. Gençliklerinin verdiği sorunlar çok yok. Buna karşın rap, gençleri yakalarken, otuzlu yaşları yakalayamıyor. Neden? Birincisi, bu müziği yapanların yaş ortalaması çok ufak. Dolayısıyla otuzun üzerindeki insanları yakalaması zor. Sistemle ilgili söyledikleri şeylerde debilinçli değiller. Özentiden kaynaklanan söylemleri var. Örneğin; sokak çocuklarından söz ediliyor, ancak sokak çocuklarına dair yaptıkları bir çalışma yok. Ikincisi, Türkiye'de rap muhalif bir hareket olarak doğmadı. Ancak muhalifmiş gibi görünüyorlar. Bunun altını dolduramadıkları için, o Rap, Türkiye'ye Cartel grubuyla girdi.... muhaliflik havada kalıyor, taklitten öteye gidemiyor. Rap, bizde ergenlik çağındaki insanların bir yere ait olma, kendini ifade etme ihtiyacını karşılaması amacıyla doğdu. Gençler o ihtiyaçlarını gideriyor. Türkiye'de rap yapanlar muhalif bir kimliğe sahip olamadıkları sürece, otuzlu yaşlara hitap edemezler. Bana göre hiphop'un Türkiye'de Cartel aracılığıyla tanınması, daha doğmadan ölmesine neden oldu. Amerika'da milliyetçiliğe karşı bir duruş olarak çıkan rap, Türkiye'ye milliyetçiliğin aracı olarak geldi. Cartel o dönemlerde Türkiye'ye geldiğinde havaalanında bozkurtlar tarafından karşılandı. Tam tersi olmalıydı. YERALTI OPERASYONU Ancak Cartel'in bundan rahatsızlık duyduğunu sanıyorum. Cartel'in içindeki demokrat kesim, Erci E, Bektaş rahatsızlık duydu. Cartel bundan dolayı kendini geriçekti. 1998 yılında kendi albümlerinden sonra Peter Maffay'la çıkardığı bir single vardı. Dehşet bir şarkıydı. Oldukça da politikti. O parçada Grup Yo "Jöntürk" Barikat grubunun üyesi (öndeki). rum'dan dahapolitik, ciddibiryorumlan vardı. Cartel'in söyleminde salt ezilmişlik değil, Alman devletine, ulusuna karşı göndermeler vardır. Dili de popülerdır. Algılanması kolay sözlerle, Türk müziği motifleriyle şarkılarını söylediler. O dönemPKK'nınyoğunolduğu,dazlakların, ırkçı hareketlerinin bütün şiddetiyle yaşandığı bir dönemdi. Dolayısıyla bu söylem çok rahat tuttu ama aynı zamanda da bildiğimiz anlamdaki hiphop'un sonunu hazırladı. Cartel'in çıkışı Türkiye'deki hiphop'un birinci dönemiydi. îkinci dönem ise Yeraltı Operasyonu ile başladı. 1998 yılında yayımlanan Yeraltı Operasyonu adlı albüm ise rap'i barlara mahkum etti. Cartel'e Anadolu hiphop demek zor ama.yerelenstrümanlankullandılar, anlaşılır bir dille şarkılannı söylediler. Yeraltı Operasyonu ile gelen grupların ise söylemleri ağır, dilleri anlaşılmaz. Sorunlar ise daha soyut. Dolayısıyla Yeraltı Operasyonu hareketiyle rap çok az bir dinleyici kitlesine mahkum oldu. Üçüncü dönemde ise bizim etki alanımız açıldı. Biz kolay kolay barlara çıkmayız. Halk konserleri veriyoruz. Savaşa karşı konserler verdik, çeşitli yardım konserleri verdik. Bununla beraber diğer rap gruplar da halk konserleri vermeye başladı. Daha önceden kamu yaranna veya dernekler yararına konser verilmiyordu. Nefret de son albümünde savaşa karşı söylemler geliştirdi. Eski milliyetçi anlayışından uzaklaştı. Bu hoş bir gelişmedir Rap'in özünde zaten maço bir tavıt var. Bizdeki rap'te bu daha belirgin. Hatta biraz da feodaliteyle y an yana giden bit kabadayılık var. Hani bir zamanlar bıçkın mahalle delikanlıları olurdu, ellerinde tespih, mahallenin kızına bakanı döverim tavrıyla dolaşırlardı. Bizim rap'te de böyle bir bakış var. Daha doğrusu bir raconkesmevar. Evet var... Rap'te bir kalıp oluşturuldu. O kalıplara kendimizi mahkum ediyoruz. Rap aynı zamanda özgürlüktür. Hayatın içinde olan her şey rap'e girebilir. Ancak arkadaşlarımız çok tutucu. Elinıde pamuk şekeri ile resim çektirmeme bile tepki gösterdiler. BÖylekalıplarvar. Kendilerini öfkeliymiş, muhalifmiş gibi gösteriyorlar.amadeğiller. [ BİRKENTKÜLTÜRÜ Oyaştaki çocukların kimlik araytşında olmaları doğal. Ancak biz bu ihtiyaçta olan arkadaşlarımıza o ortamı sağlayamadık. Onların deşarj olacağı, kendilerini bağımsız hissedebilecekleri bir ortam yaratabilseydik, her şey farklı olabilirdi. Tersine, bu camiada daha statükocu bir anlayışla karşıl aştılar. Rap bir kent kültürüdür, aynı zamanda underground'tır. Kent kültürüylekuşatılmış egemen değerlerin dışında kalan, kençin bir bölgesine m ahkum olan, dışlanan, marjinal, genel kabııl görmeyen bir kesimin oluşturduğu yaşam tarzını yansıtır bu müzik. Underground'ubuşekilde tarif etmedikleri için hiphop başka yere gitti. Hiphop'çıların kendi içlerinde bir kavga var mı? Hiphop'çıların kendilerine özgür bir ortam yaratamamalarının nederuerinden biri de Cartel'in şarkısında geçen" 1 numara" ifadesidir. Bir numara olmayı başarı olarak, amaç olarak gösterdiler. Bunu daha sonra Nefret de kullandı. Şarkılarında "en büyük biziz" tavrı vardır. Bu, ulaşılmasıgereken bir hedef olarak gösterildi. Alttaki binlerce hiphop'çı da zirveye çıkmak için birbiriyle çatışmaya girdi. Hiphop camiasındabirpastakavgası var, Herkes birbirinin ayağınıkaydırmaya çalışıyor. • Arka sokakların sesi: HİPHOP iphop, 7O'li yılların sonunda Amerika'daki gettolardan çıkan, zencilerin oluşturduğu bir kültür. Graffiti, break dance ve dj'liği de içeren bu kültürün müzikteki karşılığı ise rap. Elbette rap gökten zembille inmedi. Bu müziğin temelinde de funk, soul ve jazz var. Rap, dünyada asıl çıkışını 1979 yılında SugarhillGang'in"Rapper's Delight"adlı45'liğiileyaptı. Veogündenberi değişen, gelişen bu müzik türüyle birlikte, dünyayı etkisi altına alan hiphop fırtınası yirmi beş yıldır aralıksız sürüyor. Hoplamanın, zıplamanm, öfke patlamasının müzik sayesinde dışa vurulabileceği de artık kanıtlanmış durumda. Ülkemize ilk olarak Cartel'le giren rap, daha çok Almanya'da yaşayan Türk gençlerinin yaptığı ithal bir müzik türü olarak görülmüştü. Doksanlı yılların ortasında, rap dünyada alıpbaşınigitmişken, Türkiye'de bumüzikle ilgilenen gruplar yeni yeni kendini gösteri H yordu. Günümüzde bunların bir kısmı müzik endüstrisi tarafından keşfedildi ve farklı imajlarla piyasaya sunuldu bile. Ancak, en başa dönmekte, Cartel'e bakmakta yarar var. 1995 yılında üç ayrıgrubun; Karakan, Erci E ve Da Crime Posse'un Cartel adı altında birleşerek hazırladıkları albüm, Türkiye'de beş yüzbinin üzerinde sattı. Cartel, hem çok büyük bir ilgi görmüş, hem de rap müziğin kaderini tayin edecek çıkışı yapmıştı. Onlardan sonra gelen gruplar da bir anlamda Cartel'in izleğini kullanmak zorunda kaldılar. MUHALtFBİRTAVIR Cartel, Almanya'daki ezilen, ırkçılık saldırılarına maruz kalan, aynı zamanda yurtsuzluğun bocalamasını yaşayan Türklerin sesi olmuştu. ErciE.'nin "senTürksün, Almanyalı, bunuanla,unutmamalı,nasılyapsakyabancıyız, bunu onlar unutmayacak" sözleri Almanya'da yabancı, Türkiye'de Almancı ol manın sıkıntısını, daha da ötesi, azınlık olmanın getirdiği itilmişliği betimliyordu. Cartel'in bu söylemi MHP kökenlilerin de grubu sahiplenmesine neden oldu. Söylem, elbette rap 'in Türkiye 'deki çizgisini de etkiledi. Oysa ki rap, temelinde milliyetçi, ırkçı tavra karşıydı. Türkiye'deki bu ikilem yüzünden rap'in muhalif tavrı da tam olarak ortaya çıkamadı. Elbette ezilmişlik, adaletsizlik, yoksulluk gibi kavramlara değindiler şarküarında, ama bunlar içselleştirilmiş duygulardan çok, klişeleşmiş sözlerin şarkılara monte edilmesiyleparalelgitti. Yaşanan deneyimler şarkılara pek yansımaz. Son dönemlerde rap'te daha demokrat bir söylem, muhalif bir tavır hissedilse de, rap, istediği çıkışı bir türlü yapamadı. Aslına bakarsanız Cartel'in üzerinde durduğu göç olgusu, bir bakıma Türkiye'de rap yapan gençleri de karşılıyor. Hikâye aşağıyukan aynı asluıda. Anadolu'dan büyük kentle regöçle gelen ailelerin çocuklarının tercih ettiği bir müzik tarzı rap. Evlerinde arabesk veya türkü dinleyen anne babalarm çocukları bunlar. Metropol yaşamının kıyısında, kenarında küçük gruplar halinde kendi direnişlerini ortaya koyarak, bir anlamda sistemin oluşturduğu çatlakları, parçalanmaları da gözönüneseriyorlar. Bukültürün içindeyer alan beli düşük, bol pantolonlu çocukların ergenlik çıkışı olarak da bakabiliriz bu müzige. Genelde 15 20 yaş arası gençlerin yaptığı rap, tıpkı Cartel gibi yaşlarının da gereği ait olma, dahil olma hissinin yaşandığı şarkıları seslendiriyor. Elbette sosyal statülerinden kaynaklanan dışlanmışhk, ezilmişlik, modern topluma uyum sorunu da gözlemleniyor şarkılarda. Düşman imgesi ise sıklıkla karşımıza çıkıyor. En büyük düşman sistem gibi görünse de, aslında o düşmanlık, kendi içlerinde.birbirlerinekarşı gelişiyor ve aralarında ciddi bir hesaplaşma, sokağa taşmasa da bir kavga yaşanıyor. Bunun da etkisiyle rap, Türkiye'de gerçek anlamını bir türlü yerli yerine oturtamıyor.