Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
3 EKÎM 2004 / SAYI 9i Devrimci' Mehmet anlatıyor.. 1970lerin koşullarında filizlenen bir aşkın çevresinde gelişen "Çemberimde Gül Oya" ilgi çekti. Dizinin "devrimci" genci Mehmet Ali Nuroğlu, "O dönemi yaşayanlar samimiyetle teşekkür ediyorlar" diyor. Ama yaşıtlarının eleştirisi var: Siyaseti eksik. Fotoğraf: Hıdır Durman Uğramıyor" dizisinin kadrosuna katılıyoı Okulun bitmesine 2.5 ay kala "Çemberim< Gül Oya" dizisinden teklif alıyor. "Bu işin içi de olmak istiyorum" diyor ve kabul edir Şimdilik tiyatroyu askıya almış görünse c dipte bir yerlerde tiyatro yönetmenliği ya mak var... Işıl Yücesoy, Kenan Bal gibi usta oyunculs la oynamak elbette bir rahatlık sağlıyor. "U raşıyorlar, yardımcı oluyorlar" diyor NurojŞ "Mesela kamera tek plan beni çekiyor, bu rağmen karşımda duruyor ve sadece replik c ğil oyun da veriyor, emek harcıyor. Aynı şek de Şerif Sezer, Suzan Aksoy, Mahmut Gö göz... Herkes birbirine çok yardımcı oluyı Sette çok güzel bir ortaklığımız var"... SEN SOSYALİST MİSİN? Sezona televizyonlar 100'ün üzerinde diz le girdi. Ne oldu da "Çemberimde Gül Oy bunların arasından sıyrılabildi? Yanıtlıyor: "Asmalı Konak bir fenomen oldu. Irm bu diziyi de yapınca insanlar merak ettiler ı bii. Selda Alkor gibi bir ytldız var, onu se yorlar ve izlemek istiyorlar. Aynca hiç işlenrr miş bir konu ve çok yakın geçmiş. tnsanl özellikle o dönemi yaşayanlar asla kayıtsız l lamazlar. " 1 2 Eylül gibi bir dönem filmi id< asıyla ortaya çıkınca, tabii ki filmden talepl ve eleştiriler artıyor. Nuroğlu'nu eleştiren) daha çok yaşıtları... "Biz o dönemi yaşamaı ğımızdan uzaktan yaklaşabiliyoruz. O dör mi yaşayanlarsa içten ve samimiyetle teşekk ediyorlar" diyor. Yaşıtlarının eleştirileri o d nem yaşananların siyasi yönünün az ele alı ması ve insanlann o dönem olmadığı kadar g ler yüzlü gösterilmesinde odaklanmış. Sos) list olduklarını söyleyen gençler de yolda dı durup soruyorlarmış: "Sen sosyalist rnisin' Beğenilmek hoşuna gidiyor, ama bunun ] şiliğinin bir parçası haline gelmesine izin V ( miyor. "Beni izliyor ve beğeniyor olmalarır benim özel yaşantıma girmesi çok anlam: geliyor. Bu bir iş ve ben bu işi yapıyorum < ye harika bir insan olmak durumunda değili Ben sıradan bir insanım" diyor. Ona göre l oyuncu ile yıldız arasında fark var. " Yıldız < mak için ekstra şeyler yapmalısınız" diyor "1 levizyon dünyası diye bir şey var. Bir kere oı da olmalısınız. Oysa ben metroya, otobü: vapura biniyorum; îstiklal Caddesi'nde yüı yorum; Beşiktaş'a iniyorum... Bunları yaprr ya da devam edeceğim". Bir isteği de sinema filminde oynamak. B, ka bir dizide rol almasının şartı ise en az Çeı berimde Gül Oya kadar iyi bir senaryo. V da yürürken bile müzik dinliyor, sürekli 6k yor... Ve elbette bu röportaj için son bir cii lesi var: "Bir şeyleri çok fazla dert edinen insari pek yok. Sorgulamadan, çaba göstermed( dönüştürmeden yaşıyorlar. Oysa emek vern den hiçbir şey yapamazsınız..." • Melike Tümer I nsanları siyasi düşünceleri yüzünden yargılamak, düşman ilan etmek, onları öldürmek ve bunu uzun yıllar sürdürmek bence çok yanlış. Kendini eksiltmek gibi bir şey. Bu ülke kendini eksiltti işte... Bu sözler Mehmet Ali Nuroğlu'na, "Çemberimde Gül Oya"nın devrimci genci Mehmet'e ait. Sözünü ettiği yıllar, 1970'ler. O yıllardan diziye yansıyansa kırık bir aşk hikâyesi ve dönemin bıraktığı buruk izler, anılar... Çağan Irmak'ın yazıp yönettiği dizide, başrolleri Selda Alkor'la paylaşan genç oyunculardan Nuroğlu, canlandırdığı karakterle kendi düşünce yapısı arasında bir paralellik kurmak için çaba harcamış. lyi oynayabilmek için o dönemleri çok iyi bilmek ve o koşullar içinde düşünmek gerektiğini söylüyor: "Içinde bulunduğumuz çağda hız, kalabalık gibi şeyler düşünce yapımıza etki ediyor. Insanı sadece kendisi oluşturmaz, dış koşullar da belirler. Bu yüzden o çağdaki bir insanla benim düşüncemin paralellik göstermesi çok zor zaten. Gösterse bile sadece düşünsel boyutta gösterir, bunu pratiğe dökemem. Mesela Mehmet'in o kızı sevdiği gibi ben bir kızı seversem, benim için yıkım olur; ki oldu da bu. Çünkü biz o şekilde samimi ve naif ilişkiler kuramıyoruz, birbirimize kolay kolay güvenemiyoruz" diyor. YUVADAN BİR KUŞ UÇTU Nuroğlu, lise birinci sınıfta drama dersi alryor ve tiyatro sevdası da böyle başlıyor. Felsefe bölümünü kazandığı ODTÜ'de tiyatro yapıyor, üçüncü yılında okulu bırakıp Hacettepe'de konservatuvara geçiyor. Aslına bakarsanız oyuncu ne konservatuvarda okuduğu dönemde ne de şimdi, konservatuvar ve devlet tiyatrosu sistemini kendine yalun buluyor. Kafasında bir tiyatro düşüncesi var elbette, ona göre öncelikle yapılan işi sorgulamalı, "Neden ve nasıl tiyatro" sorularına yanıt aranmah, sonra da eyleme geçmeli. "Bizde tiyatro diye bir şey, bunu yapan insanlar ve belli kuralları var diye düşünülüyor, sorgulanmıyor" diyor. Aradığı tiyatroyu ise tek cumlede özetliyor: "Bir tiyatroya gittiğim zaman, artık bana hitap etmesini istiyorum". Oyuncunım son ydlarda en çok beğendiği oyun "Leenane'in Güzellik Kraliçesi". îşlerini beğendiği oyuncular ise Mahir Günşiray, Ahmet Levendoğlu ve Haluk Bilginer... TRT'de " Yuvadan Bir Kuş Uçtu" adlı dizide oynuyor önce, sonra yine TRT için "Aşk Buraya Ha bir gay, ha bir tamirci... Esra Başıbüyük mre Karayel "Bir îstanbul Masalı" dizisinde canlandırdığı "Zekeriya" karakteri ile daha çok insanın dikkatini çekti. Dizi başlı başına çok sevildi, ama Karayel dizide canlandırdığı gay karakteri ile kariyerinde başka bir yer oluşturdu. O bir gay değil, ama senaryo ve oyunculuğunun Türkiye'de gay'lere bakış açısının değişmesinde faydasının olduğu hiç şüphesiz. tktisat eğitimini bir yana bırakıp, ailesine" Anne benden kaymakam olmaz, haberiniz olsun" dedikten sonra hayatının rotasını oyunculuğa çeviren ki iyi ki hayat ondan yana olmuş başarılı oyuncu Emre Karayel ile bugünlere gelişini konuştuk. îktisadı bırakıp, tiyatro okuyacağını duyunca aileniz çok üzülmüş miiydü? Biraz... Çünkü dershaneye gönderiliyorsun, sana birçok masraf yapılıyor. Başlangıçta "bir hevestir" gibi düşündüler. Ama ben "Bursu kazanırsam, yanımda olsaruz da, olmasanız da okuyacağım" deyince anladılar. Çok doğru bir karar vermişim. Bilkent'te tiyatro okudunuz... Evet. Bir yıl bocalama dönemi geçirdim. Neden? Benim tiyatroyla hiç alakam yoktu. Okula girerken üç tane yazar biliyordum, çünkü onların parçalarını oynamıştım. Bana uzak bir dünyaydı, doğru söylüyorum... Peki bu adaptasyon dönemi nasıl geçti? Nasıl bir formül buldunuz? "Yürüyün bara gidelim, eğlenelim arkadaşlar" şeklinde! Saçma sapan bir süreç... îkinci yıl sahneye çıkamamaya başladım. Sahnenin çevresinden dolaşıyordum ve işler kötü gidiyordu. Sahne fobiye mi dönüşmeye başladı, ne oldu? Evet. Eğitim garip. Yaptığın işin beğenilmesi çok göreceli. Oynuyorsun, bir hoca beğeniyor, diğeri beğenmiyor. Nerede kırıldı bu korku? Îkinci sınıfın ilk döneminin ilk sınavına E güzel de bir parça hazırlamıştık, ama içime sinmedi bir türlü. O akşam, "Yanlış giden bir şeyler var" dedim "tktisadı bıraktın buraya geldin, ya bunu da bırak, ya da yapacaksan bir şekilde tut". O kararın sonrası, çok iyiydi. Üst sınıflara gittim ve "Çay mı, kahve mi ne istiyorsan ben getiriyorum. Sen bana tiyatroyu, ne yapmam gerektiğini sıfırdan an lat" dedim ve öyle başladım. Bunun getirisini bir dönem sonra aldım, dördüncü sınıflarla kafa rollerden birini paylaştım. Yaşamın her alanında bu kadar cesaretli misinizdir? Aslında, kendime cesaretliyim diyemiyorum, ama öyleyim galiba. Çok rahat bir hayatım olmadı. Her zaman hedefler koydum Emre Karayel, "Blr îstanbul Masah"nda Zekeriya rolüyle tanındı. Hem o, hem dizinin oynadığı kanal övgü mesajları aldı. Çünkü İlk kez bir gay herhangl bir İnsan olarak ele alınmıştı. Karayel rolü kabul ettlğlnde aileslnl, onların tepklslnl düfündüğünü glzlemlyor. Ama bu Işlm" diyor. kendime. Karar verdikten sonra bitmiştir, önüme çıkan herkesi silip atarım. Çünkü insanın sevdiği şeye başka türlü ulaşması mümkün değil. însanı başarıya götüren kesin bir yolun olup olmadığını bilmiyorum, ama başarısızlığı götüren kesin bir yol var: Herkesi memnun etmeye çalışmak! Peki, gelelim "Bir Îstanbul Masalı"na. O role karar vermek cesaret işi miydi? Benim için zor bir yoldu. Açıkçası bir televizyon dizisinde eşcinseli oynamak planlarım dahilinde değildi! Şunu merak ediyorum. Bir oyuncu için tamirci ya da eşcinsel rolünü oynamaya karar vermek, farklı bir düşünme süreci mi izler? Aslmda öyle bir fark yok! Çok güzel ve doğru bir soru bu! Bir tamirciyi çıkartmakla eşcinseli çıkartmak için aynı yolu kullanıyorsun, bir fark yok. Bu sorunun devamı şu: Bir eşcinseli oynamak artı düşünmenizi gerektirdi mi? Kendimden çok ailemi duşündüm. Dediğim gibi bizim ailede başka tiyatrocu yok, uzaklar. Onlar olaya nasıl yaklaşacaklar? Benim mesleğim bu, bunu kim ne kadar anlar aslında en büyük soruydu! Gay'lerden gelen reaksiyonlar nasıldı? Türkiye'de galiba ilk defa bir gay karakter bu şekilde düzgün ele alındı? Evet, ilk defa. ATV'ye kutlayan, teşekkür eden çok mail gelmiş. Şimdilerde neye hazırlanıyorsunuz? Haluk Bilginer ve Zuhal Olcay'ın Oyun Atölyesi'nde Othello için hazırlanıyoruz. Sezon bu oyunla açılacak. Kemal Aydoğan sahneye koyuyor. Sinema mı tiyatro mu ağır basıyor? Tiyatro! Tiyatro aşk. Sinema da kuması! Siz kime oyuncu dersiniz? Valla zor bir soru oldu. Ben kendim dahil, öyle herkese oyuncu diyemiyorum. Seyrettiğim insandan bir şey öğrenmeliyim, bir alışveriş olmalı. Mesela Haluk Bilginer! Ay nı sahnede olmak benim en büyük hedefi di. Zuhal Olcay da... Şöhret nasıl geliyor? Bir kere güzel bir şey! N umaraya gerek yc Almayayım durumu değil yani... Yok yok. Çunkü o yolun getirisi bu. Ge ben çok da ünlü değilim, ama sevildiğim iı çok güzel. Hayat çok daha kolay oluyor. Tabii çok karşılıksız bir şey geliyor. Evet, geliyor ve " Ben sizi çok seviyorum" yor. Benim verebileceğim çok cevap yok. ] diyeyim ki? "lyi, çok güzel, sağ olun" di; rum, ama sonra çok garip geliyor. "Ben de ni çok seviyorum" diyemiyorum. Karşı ta bunu bekliyor, ama bir şey söyleyemiyoruı Ileriye bakınca yakalamak istediğiniz n Sinema filminde oynamak istiyorum. En r. yük hedef bu. Türk sinemasını kıtalar ötesı doğru işlerle götürebilmek. Genç bir eki] popüler filmle ağır sanat filmi arasında bir; var. Bir arkadaş grubumuz var. Herkes bir y den yetişip geliyor. Oyuncu kadrosu oluşuy insanlar pişiyor. Öğreniyoruz işi. Doğru : manda, doğru projede bir araya geleceğiz. zaman ortaya çok güzel bir iş çıkacak. •