14 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

3 EKİM 2004 / SAYI 96 Bitmeyen çatışma: Ergenlik Ali Deniz Uslu 1. sayfanın devamı Ergenlik hep sorunlarla anılıyor, sizce de böyle tni? Ergenlik eşittir sorun demek doğru değil. Birçok araştırma sonucuna göre ergenlerin büyük çoğunluğunun, bu dönemi, daha önceki veya daha sonraki dönemlere göre daha az sorunlu geçirdiklerini biliyoruz. O nedenle ergenlik dönemine "Yine ne sorun var?" beklentisi ile bakmak başka nedenlerle açıklanabilir. Aslında biz, yetişkinlere özgü birçok karakteristiği, cinsel kimlik, bağımsız hareket eğilimini geliştirmeyi ve bir çok konuda en az bizim kadar becerikli olmalan gibi bizim çoktan unuttuğumuz ergenlik döneminin özelliklerine alışmakta zorlanıyoruz. Bir de aileler çocuklann olası riskler karşısında hazırlıkstz yakalanmalarından endişe ediyor. Listenin başında da cinsellik var. (Söylediklerim daha çok büyük kent gençliği için geçerli.) Madde bağımlılığı, alkol düşkünlüğü gibi sorunlar da sırada. Bu tür olası sorunlarla ilgüi hazırlık çocukluk döneminde iyi kötü yapıldığında, çocuğun kendini kontrol becerileri ve özdisiplini geliştirildiğinde, ergenlik gerçek anlamda bir sorun değil. Sorun yaşayanlarda ise bahsettiğim özelliklerin pek iyi gelişemediğini görüyoruz. Ergenlik herkes için zor bir dönemden ziyade, zaten zorluklar yaşayan ve bunun sinyallerini daha küçük yaşlarda veren çocuklar için sancıh bir dönem olabiliyor. Genel bir sorun oranı vermek gerekirse yüzde 10 diyebilirim. ÇOCUKLAR VE ZAAFLAR... Ailenin buradaki rolü nedir? Neyin ho§ görüldüğü, neyin yaşa özgü kabul edildiği, farklı, arzulanmayan davranışlara nasıl yaklaşıldığı, yani ev kültürü gençleri en çok etkileyen etken. Örneğin, şiddet ev kültürünün bir parçasıysa, ergenin hayatında da yeri olacaktır. Bu durumda şiddet uygulayan ya da başkalarının duygulanna kayıtsız bir genç olmak çok daha olası. Ailenin etkisi sadece örnek olmak ya da olumsuz özelliklerin teşviki değil. Psikolojik sorunlar için risk taştyan çocuklara uygun davranışları geliştiremediğimizde, çok daha hafif atlatılabilecek bir sorunu çapraşık bir duruma sokabiliyoruz. Onlara bazı konularda daha fazla esirgeme ve kişiye özel yaklaşım gerekeceğinin bilincinde olmaLyız. Çocuklar ailelerin bu dönemki hassasiyerini kullanıyorlar mı? Çocukların bir numaralı özelliği kendilerine gösterilen ilginin zaaflarından yararlanabilme konusunda çok usta olmaları. Bunu 1,52 yaşlarında bir bebek ağlayarak becerir, çünkıi bu onun için bir yaşam savaşıdır. Uzun vadeli düşünebilme kapasitesi geliştikçe gündelik fırsatlardan yararlanarak günü atlatma Jı eğilimi giderek azalır. Bu beceriyi geliştirmeyen çocuklar ileriki yaşlarda da aynı tavırları sürdürürler, hatta yetişkin dönemde bile köşeyi dönme hesapları kuran, gününü gün eden veya başkalannın kendi davraruşlanndan nasd etkileneceklerini umursamayan bircyler olabilirler. Peki, açık bir sorun riski taşımayan çoğunluk için ailenin rolü ne olabilir? Büyük çoğunluğu düşünürsek, aile ortamı içerisinde karar almayı öğrenmesi, sorumluluklara ortak edilmeye başlanması ergenin gelişimine katkı yapar. Birçok çocuk, gideceği okul ve meslek seçimi gibi kendi hayatı ile ilgüi önemli kararlan 1314 yaşlannda veriyor. Aile ile ortak karar verme ahşkanlığı olan bir ortamda büyüyenler bazı istekleri gerçekleşmediğinde ya da ertelendiğinde zahmet sel yetkinlikler, muhakeme becerisi veya pratik problem çözebilme becerisi açısından on iki yaşından sonra biz yetişkinlerden çok daha iyi performansa sahipler, ama bunu değerlendirecek tecrübe birikimi henüz oluşmaya başlıyor. Bu sınırlılık, kolayca "dolduruşa gelmeyi", işler bekledikleri gibi gitmediğinde de, iyimserliklerini hızla kaybedip kolayca karamsarlığa kapdmayı doğuruyor. Geleceğin ne kadar uzun sürebileceğini, ne tür olanaklarla dolu olduğunu görmeyi zorlaştırıyor. Birçok çocuk hızla büyümek isterken, bir kısmı da büyümeyi hiç istemiyor. Bu iki arzunun ortak noktası memnuniyetsizlik. Bu durum, gençlerin güçlerini uygun kullanamadıklan durumlarda ortaya çıkıyor. Eğitim sistemi bu dönemdeki gençleri nasıl etkiliyor? ' ' sından önemi nedir, bu dönemi rahat ya c sancılı geçirmek nasıl sonuçlara yol açar? Ruhsal bozukluklar açısından düşünürsei ergenlik, depresyon, bipolar bozukluk, şizo reni, değişik kaygı reaksiyonlan gibi psikiya rik bozuklukların başladığı zaman. Çünk insan beyninin ilk üç yıldan sonraki en bı yük revizyonu ve restorasyonu geçirdiği z: man bu dönem. Problem yaşamaya genetı yatkınlıklan olan gençler olumsuz yaşam kı şullan, kazalar ve travmalar ile karşdaştıkl. rında ciddi rahatsızlıklar ortaya çıkabiliyo Bunlar bozukluğun niteliğine göre ileri ya larda da devam ediyor veya hafifleyebiliyo Ama çocuklukta başlayan bazı probleml< de bu döneminde son bulabiliyor. Ebeveynjer ile ergenlerin çatışma nokt lan neler? Yankı Yazgan ergenlik dönemini sorun edenlerin aileler olduğunu düşünüyor. Ergenlik... Dr. Yankı Yazgan'a göre, hayata hazır, ama hazırlıksız olunan bir zaman dilimi. Ergenler biraz daha bağımsızlık ve kendi kararlarını vermek istiyor, aileler korkularına yenilip her anı kontrol etmeye kalkışıyor. Sonunda.. çekmeyi bir yük olarak görmezler. Burada sorumluluğun gencin üzerinde olduğu bir durumdan bahsetmiyorum. Sonuçta yetişkinler nihai karar alma yetkisine sahipler, ama ailenin geri kalan bireylerinin de sesinin duyulduğu ortamlarda istenmeyen davranışların çok daha iyi idare edildiği bir gerçek. Eğitim sistemini eleştirmek işin kolay tarah. Bizim hayatı anlamamızı, bu dünyanın bir bireyi olduğumuzu hissettiren her türlü bilgi anlamlıdır. Eğitim yoluyla aldığımız bilgiyi hemen kullanıp kullanmamamız, bilginin hayatımızda o sırada ne işe yaradığı, ne kadar önemlidir ki? Önemli olan bilginin yaran kadar, yaşadığımız dünyanın ve toplumun içerisindeki yerimizin farkına varmamıza yardım edip etmediği.Genel olarak baktığımızda yalnızca Türkiye'de değil, dünyanın birçok ülkesindeki eğitim sistemlerinin başansızlığı konusunda bir fikir birliği var. Peki o zaman bütün bu sistem nasıl yürüyor? Benim izlenimim, çalıştığım ülkelerde gözlediğim, bu işe gönül vermiş öğretmenlerin, eğitimcilerin eğitim sisteminin açıklarını kapatarak işlerin mümkün olduğunca düzgün yürümesini sağladıkları. Eğitim sistemi belki berbat, ama eğitimciler değil. Bu sebeple ortaya çıkan "ürünler" iyi olabiliyor. Ergenlik döneminin ruhsal gelişim açıErgenin bağımsızlık eğilimi ve ailenin ka şı tutumu çoğu genç ve ailesi arasında kaç nılmaz ve gerilimli bir durum yaratıyor. E gerilimi kaldıramayanlar için bir çatışma; dönüşebiliyor.. Ailelerin hangi durumlarda psikoloji yardım almalarını önerirsiniz? Bir çekişme ya da çatışma gencin gelişim nin önüne geçiyorsa, annebaba ile genç ar sındaki gerilim aile üyelerinin hayatlarını d yanılmaz hale getiriyorsa, bir bilen olan gördüğümuz bir başkasından yardım istey biliriz. Bazen ailenin daha çok yol gösterilm ye ihtiyacı olabiliyor. Ergenin hayatla ba: çıkmasını zorlaştıran sorun her neyse onuı la uğraşmak için psikolojik yardım gerekeb liyor. Bu yardım, ihtiyacın boyutuna gö> birçok şekilde, birçok kişi tarafından gerçel leştirilebilir; öğretmenler, aile büyükleri, an renörler, ustalar, psikiyatrlar, psikologlar, d nışmanlar... Önemli olan, özel ilgi gerektiğ ni hissetmek ve o ilgiyi göstermek... BÜYÜMEYİ İSTEMEYENLER... Genellikle gençlerin isteksizliğinden, ilerisi için belirsiz hallerinden ve sadece bu günü yaşamalarından yakınılıyor. Bu, Türkiye geneline yayılan bir durum mu sizce? Kentlerde ve üst sosyoekonomik sınıflarda ergenliğin daha uzun surdüğünü söyleyebiliriz. Bu donemde yetkinliklerin, becerilerin hızlı geliştiğini, diğer yandan tecrübe birikiminin çok daha yavaş olduğunu da biliyoruz. Hayata hazır, ancak hazırlıksız olunan bir dönem ergenlik. Hazır olmakla hazırlıksız olmak arasındaki fark şu: Gençler zihin 4
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear