Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Alper
Hasanoğlu
Güzel
Hayat
de anima
gezince
insanlar
Beden ve
güzel
Fatih
Vücûd
Her
Türkmenoğlu fatih@fatihturkmenoglu.com
en bir gezi yazarıyım, ama
Buzun süredir ilk defa hâlâ ge-
zin diyesim yok. istediğim tek
yerde
şey, herkesin birbirine saygılı ol-
duğu, gülümseyerek baktığı bir
Türkiye’de yaşamak. yaralar sarı-
lır, yangınların bile küllerinden ye-
ni ormanlar yükselir. yeter ki ka-
dınları vahşice öldüren caniler bir
daha gün yüzü görmemek üze-
re kapatılsın, tecavüzcüler cezala-
rını alsın, kanunlar işlesin. yeter ki
halkların arasına anlamsız sınırlar
çizilmesin.
daha birkaç ay evvel side’yi yaz-
mıştım. seyahatimiz o kadar gü-
zel geçmişti ki ağzım kulaklarımda
dönmüştüm. kaçak binalar yıkıl-
mış, tek tip tabelalarla özenilmiş,
temizlenmiş bir side görmüştüm.
o radan da manavgat’a geçmiştim.
köylerde dolaşmıştım. bağlarda
bahçelerde oturdum, anlattılar, an-
lattım. Çaylar, ayranlar içtik. bere-
ket, doğanın cömertliği, insanların
güler yüzü beni benden almıştı.
Şimdi manavgat’tan acayip bir
haber okudum. kaç gündür uyu-
yamıyorum, gözüm kapanınca da
ÇİZEN: Özge Ekmekçioğlu
kâbuslar görüyorum. benim do-
laştığım yerler, tanıdığım insanlar,
bambaşka bir zaman, birden bi-
ugün kısa bir köşe yazısı sınırları için-
re…
de aynı ya da en azından benzer iki keli-
Bme arasında kavramsal bir farklılık tanım-
lamaya çalışacağım – tabii ki daha sonraki ya-
zılarda tekrar tekrar bu konuya döneceğim. Bu
Alkışı hak ettiler
Bırak beni
kelimeler beden ve vücûd.
anatçılarımızın destekleri de başka bir yönleriyle tanıdığım
Ali Püsküllüoğlu’nun ‘Türkçe Sözlük’ünde ‘be-
kuzum
Salkışları hak etti. En güze- için çok memnun oldum.
den’ kelimesi, “canlı varlıkların maddi bölümü,”
li, bunları içten, doğal, hiç bilin- Ama en çok Şahan Gökba-
olarak tanımlanıyor. Eş anlamlı kelime karşılı-
anavgat ilçesi, Değirmenli
sin diye yapmamalarıydı. Ha- kar. Şimdi ben yıllarca o filmle-
ğı olarak da vücut – Arapça vücûd kelimesinin
MMahallesi’nde geçiyor olay.
luk Levent mesela, kendini dün- re burun kıvırdım ya. “Bu kadar
Türkçeleştirilmiş hali olarak – deniyor. Başka ta-
Alevler, Yılmaz ailesinin kapıla-
yayı iyileştirmeye, güzelleştirme- da avam olur mu kardeşim” fa-
nımlar da var ama ben iki kelimeye yükleme-
rına kadar dayanıyor. 47 yaşın-
ye adamış bir adam. Nasıl sevi- lan dedim ya. Aslında Recep İve-
yi deneyeceğim farklı kavramsal anlamlar nede-
Hatice yılmaz
daki Hasan Yılmaz’ı sabaha kar-
yorum, nasıl devleşiyor gözüm- dik’lerin tamamını gizli gizli sey-
niyle bu tanımla yetiniyorum. Yaşar Çağbayır’ın
şı uyandırıyor. Hemen çocuklar-
de her gün, anlatamam. Sanki rettiğimi itiraf ediyorum. Evde
‘Osmanlı Türkçe Sözlüğü’ünde ‘vücûd’ kelime-
la, kimliklerle evi terk ediyorlar.
on bin kişinin önünde konser ve- kimse yokken, yapılacak işlerim
si için, “bulunma, var olma, var oluş, olma,” ta-
81 yaşındaki annesi Hatice Yıl-
ren, dünyayı şarkılarıyla coştu- bitmişken, televizyonda yakala-
nımları yapılıyor. Türkçe kelime karşılığı olarak
Hasan yılmaz
maz, üst katta yaşıyor. “Ana ça-
ran o değilmiş gibi bir müteva- mışken…
da beden deniyor. Diğer tanımları amacım ge-
buk uyan” diye kapıya dayanı-
zılık içinde hem de. Ya da De- Şahan, seni çok seviyorum.
reği buraya almıyorum. Gördüğünüz gibi ke-
yor. Hatice Ana’nın hareket kabi- kada kaldığı alana yetişince yere yığılı-
met Akalın. Şarkısını sevmezsi- Marmaris’te komşu olduğumuz
limeler eş anlamlı olarak da kullanılıyor ama
liyeti biraz kısıtlı artık. Ev, engebeli ara- yorlar…
niz, tarzını beğenmezsiniz, o ay- için çok mutluyum. Yaptıkların
başka anlamları da var. Ve biz bu diğer anlam-
zide. Zaten civar tarlalar onların. Ekiyor- Hatice Ana, o geceyi gözyaşlarıyla
rı konu. Ben sosyal medyadan ta- burnumun direğini sızlatıyor. Ay-
ları üzerinden iki farklı kavram tanımlamasına
lar, biçiyorlar, hayvanlarını besliyorlar. anlatıyor. “Kuzum beni sırtından indir-
kip ediyorum. Kamyonlar, sular, rıca müthiş yetenekli bir sinema-
gitmeye çalışacağız.
“Hadi ana, gidiyoruz” diyor Hasan. medi” diyor. Hasan öyle bir bakıyor ki
ayranlar, konteynırlarla yaşıyor cı olduğunu düşünüyorum. “Bu
Hermann Schmitz bir Alman filozof. Bence
Yola düşüyorlar hep birlikte. Dağlık ölse de indirmezdi zaten, anlıyoruz du-
son zamanlarda. Nasıl bir orga- adam Türk seyircisini iyice ceha-
çok önemli eserler vermesine rağmen önceleri
arazide, yukarı doğru yürüyorlar. Ha- rumu… Beni en çok etkileyen hikâye, Yıl-
nizasyon kabiliyeti, hemen olay- lete sürüklüyor” gibi laflar etmiş
pek dikkat çekmemiş ama Husserl’in fenomeno-
san, annesini sırtına almış, gidiyorlar. maz ailesinin hikâyesi oldu. “Kuzum be-
lara doğru tepkiyi verme, helal olabilirim. Senden çok özür dili-
lojisine dayanarak, kendi adlandırmasıyla yeni-
Bir yandan alevler yaklaşıyor. Sıcağı, ni sırtından indirmedi” lafı, nedense içi-
olsun. Onu ve kocasını da bam- yorum.
fenomenolojide vücûdun – bedenin değil – feno-
isi, kokusu çoktan ulaşmış zaten. Hasan me yapıştı, kaldı.
menolojisini tanımlamış.
kan ter içinde, nefes nefese. Yol bitmek Sonra karşıma hep güzel örnekler,
Yani ben burada Almancada semantik olarak
bilmiyor, yangın yetişti yetişecek. Yürü- harika insanlar çıktı. Dışarıda görse-
oldukça açık bir farkı olan iki terimin – Leib ve
mek değil, koşmak gerekiyor hatta. Ha- niz, “Amma da ciks bu” diyebileceğimiz
Körper – kavramsal ayrımını yapmaya çalışaca-
tice Ana oğlu Hasan’ın canhıraş çaba- gençlerin neler yaptığına, biraz da ken-
ğım. Türkçe beden ve Türkçeleşmiş Arapça bir
sını görüyor. Ana yüreği, dayanamıyor. dimden utanarak baktım. Alevleri yardı-
kelime olan vücûd terimlerini kullanarak. Körper
“Atıver oğlum beni şuraya” diyor. lar, insanları ve hayvanları kurtardılar,
eski Yunanca soma, Latince corpus ve İngilizce
Hasan, “Ölürüm de seni bırakmam” geri planda itfaiye erlerine destek kuv-
body kelimelerine karşılık geliyor. Eski Yunanca-
diye bağırıyor. Kanının son damlasına vet oluşturdular. Hepsiyle çok gurur duy-
da soma kelimesi özellikle Homeros tarafından
kadar, ciğerlerine gelen son hava zer- dum, bu yangınların bizi birleştirme gü-
‘ceset’ karşılığı olarak kullanılıyor olsa da bunun
Şahan Gökbakar demet akalın Haluk l event
resinin gücüyle savaşıyor. Alevlerin ar- cü olabileceğine inandım.
konumuzla bir ilgisi yok.
Körper, corpus, body ya da beden belirli bir
yüzeyi olan, et, kan, kemik, su ve diğer mad-
‘Bir Senaristin
delerden oluşan ve Schmitz’e göre bulunduğu
mekâna ve zamana bağlı olarak görece bir ger-
Sezon Finali’
Orhun
çekliğe sahip olarak tanımlanıyor. Leib, yani be-
Atmış
nim önerdiğim ‘vücûd’ kelimesiyse Schmitz ta-
rafından bu şeyleştirilmiş halinden çıkartılıp da-
ha nesnel bir geçekliğe kavuşuyor ve duygula-
Ajanda rın, duyumsamaların, duygudurumun da işin içi-
ne katıldığı, handiyse psikolojik bir kavrama dö-
nüşüyor.
Beni de, ‘klinik felsefe’ adı altında psikolojinin
felsefesiyle cebelleşen biri olarak bu anlamda il-
Gazhane’de
gilendiriyor Schmitz’in yeni-fenomenoloji içinde
vücûd – Leib – olarak tanımladığı kavram.
açık hava
Ruh ve beden ayrımının yapılmaya başlandığı
konuşmaları çok eski zamanlardan beri ruha bedenin içinde
bir yer aranıp duruyor. Zamanla karşılık olarak
‘HERKES İÇİN BİLİM’
benlik, zihin vb. birçok terimin önerildiği ruh, si-
nir-bilimin pozitivist coşkusu içinde iyice fiziksel-
lker Arslan’ın
OKU
stanbul Büyükşehir
İyazdığı “Bir Se- leştirildi ve o ve onunla ilgili olan her şey bede-
İBelediyesi’nin müze ha-
naristin Sezon Fi-
nimize dahil olan beyin adlı organın içine bo-
line getirdiği Kadıköy’de-
nali”, NotaBene yayınları eti-
ca edildi. Platoncu ve kartezyen felsefeden mi-
ki Gazhane’de etkinlikler ketiyle raflarda yerini aldı.
ras kalan bu düalist düşünce modelleriyle olu-
Arslan, kitabında bir baba,
sürüyor. Dr. Derya Gür-
TADINA
şan ayrım hâlâ devam ediyor. Oysa bu düalist
bir sevgili, bir senarist-yönet-
ses Tarbuck moderatör-
düşünce modelleri çerçevesinde yapılmak iste-
BAK ker Kılıç - Beyin Cerrahisi. (Har-
men, bir yoldaş ve bir politik
lüğündeki Müze Gazhane Açık
KATIL
nen tanımlar vücûdun fenomenolojisini anlama-
vard) Prof. Dr. Cemal Kafadar
aktivist olarak insanın bu ülke-
Hava Konuşmaları bugün baş-
ya yeterli gelmiyor, Schmitz’in de ısrarla üzerin-
- Tarih. (Boğaziçi) Prof. Dr. Be-
de başına gelebilecek en “ola-
lıyor. Ücretsiz yapılan etkinliğin
de durduğu gibi.
tül Tanbay - Matematik. (Mimar
sı” şeylerin portresini çiziyor.
İçli köfte ama başlığı ise “Anlamaktan Doğan Se-
İlk büyük psikiyatrlardan biri olan
Sinan Güzel Sanatlar) Prof. Dr. Ka- Okurları, popüler kültürün en
vinç: Herkes İçin Bilim”. Konuşmalar
zorlu alanlarından olan tele- Griesinger’in, “ruh hastalıkları beynin hastalık-
an Ökten - Felsefe. Prof. Dr. Timuçin
papaz erikli...
2 Ekim’e kadar her cumartesi yapıla-
vizyon ve dizi sektöründen bir
larıdır,” demesinden beri tam bir paradigma
Oral - Psikiyatri. (İstanbul) Prof. Dr.
cak. Ön programlar saat 20.00’de,
senaristin dünyasıyla tanıştıran
değişikliğine maruz kalmış olan psikiyatride, as-
Feza Günergun - Bilim Tarihi. (Sa-
laçatı’da bulunan Limon Köyiçi,
konuşmalar ise 21.00’de başlaya- roman, “içeriden”, samimi ve
lında son yıllarda sözünü ettiğim coşkulu sinir-
bancı) Prof. Dr. Ali Alpar - Astrofi-
AAlaçatı’nın en geniş iç mekânlı resto-
kolay okunan üslubuyla güldü-
cak. Program, katılımcılar ve konula-
bilimciler de yavaş yavaş hayal kırıklığına uğra-
zik. (Hacettepe) Prof. Dr. Emin Kansu
ranlarından biri. Her yıl mönüsüne yeni lez-
rürken düşündürüyor aynı za-
rı ise şöyle: (Bahçeşehir) Prof. Dr. Tür-
maya başladılar ve beynin içinde ruhu bir türlü
- Onkoloji.
zetler de katan Limon Köyiçi’nin bu seneki
manda...
bulamamış olmanın telaşına düştüler. Oysa Karl
önerisi ise “papaz erikli içli köfte”. Öte yan-
Jaspers, psikiyatrların bu ‘beyin mitolojisi’nden
dan şef Eyüp Gül ve ekibi konuklara hem
kurtulmaları gerektiğini ta 1913 yılında yayınla-
Hazel, ‘mesaj bırak’ diyor
dünya lezzetlerini hem de farklı geleneksel
dinle
dığı psikiyatri bitirme tezinde dile getirmişti.
lezzetleri birleştirdiği yemekleri sunuyor. Pa-
Şimdi ben bütün bu yazdıklarımın felsefi ola-
ap müzik sahnesinin başarılı tem- üstlendi. Enerji dolu,
paz erikli içli köftenin yanı sıra başlangıç-
rak doğru bir akıl yürütmeye dayanıp dayan-
Rsilcilerinden Hazel, yeni şarkı- ritmik beat’leriyle din-
larda tütsülenmiş somon füme, ana yemek-
madığını önce GS Üniversitesinde felsefe hoca-
sı “mesaj bırak”ı Universal Music leyiciyi kendine çeken şarkının söz-
lerde ise mor patates püresi ve trüf mantarı
sı olan Necati Ilgıcıoğlu’na danışıp daha sonra
Türkiye etiketiyle yayımladı. Sözle- leri de aynı etkiye sahip diyebiliriz.
eşliğindeki deniz levreği diğer gastronomik
sevgili İoanna Kuçuradi Hocamın karşısına çık-
ri Hazel tarafından yazılan “mesaj Parçaya Onur Cabi yönetmenliğinde
lezzetler... Tatlılarda ise Hindistan cevizi ka-
mak için cesaret toplamaya çalışacağım.
bırak”ın prodüktörlüğünü Da Poet çekilen bir video klip eşlik ediyor.
buğunda Japon sütlacı ilgi çekiyor.
orhun.atmis@gmail.com