Catalog
                    Publication
                
                - Anneler Günü
 - Atatürk Kitapları
 - Babalar Günü
 - Bilgisayar
 - Bilim Teknik
 - Cumhuriyet
 - Cumhuriyet 19 Mayıs
 - Cumhuriyet 23 Nisan
 - Cumhuriyet Akademi
 - Cumhuriyet Akdeniz
 - Cumhuriyet Alışveriş
 - Cumhuriyet Almanya
 - Cumhuriyet Anadolu
 - Cumhuriyet Ankara
 - Cumhuriyet Büyük Taaruz
 - Cumhuriyet Cumartesi
 - Cumhuriyet Çevre
 - Cumhuriyet Ege
 - Cumhuriyet Eğitim
 - Cumhuriyet Emlak
 - Cumhuriyet Enerji
 - Cumhuriyet Festival
 - Cumhuriyet Gezi
 - Cumhuriyet Gurme
 - Cumhuriyet Haftasonu
 - Cumhuriyet İzmir
 - Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
 - Cumhuriyet Marmara
 - Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
 - Cumhuriyet Oto
 - Cumhuriyet Özel Ekler
 - Cumhuriyet Pazar
 - Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
 - Cumhuriyet Sokak
 - Cumhuriyet Spor
 - Cumhuriyet Strateji
 - Cumhuriyet Tarım
 - Cumhuriyet Yılbaşı
 - Çerçeve Eki
 - Çocuk Kitap
 - Dergi Eki
 - Ekonomi Eki
 - Eskişehir
 - Evleniyoruz
 - Güney Dogu
 - Kitap Eki
 - Özel Ekler
 - Özel Okullar
 - Sevgililer Günü
 - Siyaset Eki
 - Sürdürülebilir yaşam
 - Turizm Eki
 - Yerel Yönetimler
 
                        Years
                    
                    
                
                    Our Subscribers Can Login And Read Original Page
                    I Want To Register And Read The Whole Archive
                    I Want To Buy The Page
                
            
                Yürek tellerine dokunan bir sevgi öyküsü!
Küskünlüklerimiz, kırgınlıklarımız da yakınlıklarımız ve arkadaşlıklarımız denli doğaldır belki. Ne var ki uzayıp 
giden dargınlıkların -unutulmak bir yana- her gün ağırlaşan yüklerimiz olduğu da bir gerçek. Ferhat’ın, dedesiyle 
babasının dargınlığını arkadaşlarının da katkısıyla ortadan kaldırma çabaları etrafında örülü Küskünler; yaşamımızı 
böylesi yüklerden arındırma çağrısının yanında bir sevgi öyküsü olarak da okunsa ne güzel olur!
yazdıklarını. Dedesiyle babasının bir türlü Dört arkadaş, iki koca insanın küskünlüğünü ortadan 
Y. BEKİR YURDAKUL
geride bırakamadıkları, belki gerekçesini 
kaldırmak için kafa kafaya verirler. Öncelikle  
bile unuttukları küskünlüklerini anlatmıştır bir araya gelmeleri şarttır.
oplayın çantaları, yola düşüyoruz 
Ferhat. Nedir ki tutturduğu mizahi Bir gün Zeynep akıllarına yatan bir çıkış gösterir 
hem öyle böyle değil, epeyce uzun 
anlatımı uygun bulmamıştır öğretmeni.
babayla dedeyi buluşturup barıştırmak için: 
Hbir yolculuk bu! “Yaşasın!” diyeniniz 
Kırgınlığı, küskünlüğü, kederi gülmece 
Bir ödev olarak bir mahkeme tasarlayacaklardır 
çoktur, bilirim. Çoğumuz severiz yolda 
diliyle ortaya koymak Ali öğretmene 
Şeref dedeyle oğlunun “sanık” olacağı. Dedenin 
olmayı, yola çıkmayı, yeni yerler görmeyi, 
göre pek de uygun düşmemiştir. Verse 
yakın arkadaşı emekli hâkim Galip Bey hâkim, Gül 
yeni dostlar edinmeyi, heyecanlı anlara 
verse “altı” verecektir Ferhat’a. 
de savcı olacaktır. Ferhat davacı, Akın ve Zeynep de 
tanık olmayı… Kapanıp kalmaların  
Sınıf arkadaşı Akın’a sorarsanız, doğru 
“sanıklar”ın avukatları.
neresi hoş ola ki?
değildir öğretmenin Ferhat’ın notunu 
Nereye mi gidiyoruz? Aslında pek de 
DURUŞMA BAŞLIYOR!
kırması. Aksine başarıdır kırgınlığı, 
iyi bildiğimiz ya da öyle sandığımız bir 
Duruşma için Ferhatların salonu titizlikle hazırlanır. 
dargınlığı, üzüntü veren bir olayı böyle 
yere / yerlere, akıp giden yaşama, gözden 
Epey de meraklı vardır bu “ödev” duruşmaya tanık 
bir dille ortaya koymak.
kaçırdıklarımıza, ötelediklerimize, unuturuz 
olmak isteyen. Gül, çocukların mahrum edildiği hakları 
Tartışma bir yana, Ali öğretmenin, 
sandıkça yük olan tavırlarımıza…
ekseninde başarılı bir iddianame sunar. 
çocukların görüşlerini özgürce ortaya 
Yolculuk bir yana çantalara -sizinkiler 
Ancak duruşmanın ortalarına doğru, neyle 
koymalarına anlayışla yaklaşması nasıl da özlenen  
sığmazsa valiz ya da bavul da olur- ne konacak? Asıl 
suçlandıkları bildirilince iki sanık aynı anda terk eder 
bir durumdur! 
soru buydu aslında. Yazıp çizdiğiniz ne varsa, yazmayı 
duruşmayı. Çok kızmışlardır aralarındaki ilişkinin böyle 
Hepimizin, böyle özgün ortamlar yaratan, 
tasarladığınız belki de. Aklınızda gezdirdiğiniz, 
ortalığa saçılmasına. 
düşüncelerimizi gönlümüzce ortaya koymamızı 
anlatmayı kurduğunuz, düşünüp durduğunuz… 
Öykü, deneme ve çevirilerini ilgiyle ve severek 
destekleyen öğretmenleri olmuştur, eminim. Onlara 
Bir de kırılıp ilişiğinizi kestikleriniz, küstükleriniz… 
okuduğumuz Behçet Çelik gençler için kaleme aldığı 
yürekten bir saygıyla dönelim sınıfa.
Hiç kimse yok mu küstüğünüz ya da küstürdüğünüz… 
yapıtlarında da aynı özenli ve başarılı anlatımıyla bir 
Hadi hadi vardır, olmaz mı hiç? 
BİR ÖDEV OLARAK MAHKEME HAZIRLANIR!
kez daha çıkıyor sahneye. 
Onları da alın yanınıza…
Gül’ün, aka arkaya sıraladığı “Neden küsmüş 
İlkgençlik çağında gençlerin duygu dünyasını ortaya 
babanla deden? Neden bunca zamandır küsler? 
BAZEN İNCİR ÇEKİRDEĞİNİ DOLDURMAZ 
koymakta gösterdiği başarıyı, öykünün akışındaki 
Niye kimse barıştırmamış onları” soruları tartışmanın 
GEREKÇEMİZ... içtenlik ve yalınlıkla da taçlandırıyor.
seyrini bir anda bambaşka bir yöne çevirir.  
Sahi, söylemedim değil mi nereye gideceğimizi? 
Ferhat ve arkadaşlarının uzak yakın çevrelerinde 
Ferhat’ın dikkatini de… 
Ferhatlara gidiyoruz, aslında önce Ferhat’ın sınıfına. 
olupbitenlerle ilgilenme cesaretleri, karşılaştıkları 
Bir yandan çok sevdiği Şeref dedesiyle babasının 
Arkadaşlarından Akın’la Zeynep bekliyor bizi. 
sorunları çözme istek ve çabaları, eğitim süreçlerinde 
küskünlüğü üzerine yeniden düşünmeye başlarken bir 
Bazen kimselerin aklına gelmeyeni düşünen Gül de 
beklenen tutumlara göndermeleriyle de Küskünler 
yandan da Gül’ün ilgisi yürek telini oynatır Ferhat’ın. 
katılacak bize. Gül? O da arkadaşı Ferhat’ın. Nasıl da 
ilgiyle okunmayı hak ediyor. 
n
Aklının bir köşesine gelip oturur Gül de…
zorlanıyor konuşurken? Kolay da değil hani o yaşta. 
“Hiç mi bir araya gelmezler ikisi? Gelip de nasıl 
Küskünler / Behçet Çelik / Günışığı 
Ah araya olur olmaz duygular girmese davetsiz!
konuşmuyorlar” sorularına aldığı yanıtlarla yetinmeyen 
Kitaplığı / 160 s. / 12+ / 2025.
Ali öğretmen yine bir yazı ödevi, bir öykü yazmalarını 
Gül, müzik tutkunu, okumayı ve çocukları çok 
istemişti Ferhatlardan ama bu kez “Sizi üzen bir olayı 
seven Şeref dedeyi yakından tanımak 
yazın!” demişti. 
ister. 
Dilerseniz boş verin şimdi benim bu yazdıklarımı, 
Birlikte gitseler iyi 
oturup “Sizi üzen bir olayı yazın, anlatın” bence. 
olacaktır da Ferhat nasıl 
Belki de yıllardır omuzlarınızda yük, taşıyıp 
söyleyecektir bunu Gül’e? 
durduğunuz bir şeyler düşer aklınıza; yazmakla 
Bu arada Akın da 
yetinmeyip aslında incir çekirdeğini doldurmayan bir 
yardımcı olmak isterken 
konuya bağladığınız kırgınlığınızı uzattıkça uzattığınızı 
sıkar mı canını 
fark eder kurtuluverirsiniz bu dertten!
Ferhat’ın onca duygu 
Belki de küskünlükleriniz, kırgınlıklarınızla yarattığınız 
sarmalında. Kendince 
o kocaman ülkede dolaşıverirsiniz bir zaman. Ya da 
küser ona, bir daha 
geride bir küskünlük bırakmamış olmanın sevincini 
da konuşmayacaktır, 
duyumsarsınız yüreğinizin derinliklerinde…
tıpkı dedesi ve 
Kendinizle kalmalarınız yorduysa hadi gelin 
babası gibi. 
Ferhatların sınıfına!
Ah o yanlış 
ÜZÜCÜ BİR OLAY MİZAHİ BİR DİLLE anlamalar, 
ANLATILSA…
önyargılar… 
Desen: CANSU DİNÇ
Yine çok iyidir Ferhat’ın öyküsü. Gelin görün ki Neyse çabuk 
öğretmeni bu kez pek de başarılı bulmaz Ferhat’ın çözülür bu sıkıntı. 
12 Haziran 2025
10
            
    
