Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Konuşa Konuşa, Sora Sora Cennet Bulunur, Bir Do- zin bir tek Zübük’te birleştiğini görünce ona kızıyoruz.” yaşamından yola çıkarak ona yaşamın hep tek bir yol
kun Bin Dinle. bıraktığını ve bu tek yolun da aldatmaya, ikiyüzlülüğe,
‘ŞİMDİKİ ÇOCUKLAR HARİKA’,
Her biri tek başına birer başyapıt olan romanlarında dolandırmaya çıktığını aktararak toplumu, toplumdaki
‘TATLI BETÜŞ’, ‘SURNAME’
anlattığı olaylarla, yarattığı tiplerle, çizdiği portreler- inanışları, gelenekleri, davranışları hicvetti.
Eğitim sistemimize ve eğitme anlayışına eleştiri ok-
le toplumumuza ayna tuttu ve çürümüşlüklerin üzerine
DÜŞÜNCE YAZILARI...
larını gönderdiği Şimdiki Çocuklar Harika’da, iki ço-
giderek aktardığı insan dramlarıyla toplumsal panora-
cuğun, günlük yaşamlarıyla, büyükleriyle, öğretmen- Yazınımızın dev yazarı, ülkemizin vicdanı ve onuru
mamızı olanca gerçekliğiyle yansıttı.
Aziz Nesin, edebiyatçı kimliğiyle sunduğu tüm ürünlerde
leriyle ilişkileri hakkında mektuplaşmaları ekseninde
olduğu gibi, bu ürünlerinin düşünsel temelini oluşturan
‘GOL KRALI’ eğitimdeki aksaklıkları, öğrencilerin karşısına dikilen
düşünce yazılarında da aynı ilkeyi kararlılıkla uyguladı:
Okurla bütünleşen, yeni yeni basımları yapılan, katı kuralları, bu kuralları uygulayarak gülünç duruma
Suçlanan ve Aklanan Yazılar, Ah Biz Ödlek Aydınlar,
oyunlaştırılarak, filme alınarak geniş kitlelere yayı-
düşen öğretmenleri, çocuklarını anlayamayan anne ba-
Korkudan Korkmak, Bulgaristan’da Türkler Türkiye’de
lan romanlarından Gol Kralı’nda sporun yozlaştırılma- baların hicvedilmelerini okuduk.
Kürtler, Bir Tutam Aydınlık, Çuvala Doldurulmuş Kedi-
sından yola çıkarak toplumumuzun geniş bir kesimini Tatlı Betüş’te sosyete eleştirisi yaparak köyünden çı-
ler, Türkiye Şarkısı Nâzım, Sanat Yazıları, Nutuk Makine-
gözler önüne serdi. kıp da kente gelen ve orada sosyetenin yüksek basa-
si, Az Gittik Uz Gittik, Merhaba, Sporcu Milletiz Vesse-
Futbol zaferiyle gözleri kararan azgın taraftarların fana- maklarına kadar tırmanan bir kadının yaşamını aktardı.
lam, Okuduğum Kitaplar, Laiklik Dincilik Atatürkçülük…
tikleşmesinin ipuçlarını aktararak günümüze de ışık tuttu. “Düğün kitabı” demek olan Surname’de, idam ce-
Aydın olmanın sorumluluklarını yazdıklarıyla ve
zasına mahkûm edilen Berber Hayri’nin dramını anla-
ZÜBÜKZADE İBRAAM!
yaşamıyla yerine getiren bir insan, bir aydın, bir yazar
tırken ölüm cezası ve halkın idamı seyretme coşkusu-
“Zübükzade İbraam”ın kişiliğinde politikacıların
oldu, çünkü ona göre yazar, sorumluluğu bakımından,
nu ve merakını sorgulayıp eleştirdi.
portresini çizerken onları yükselten insanların durum-
“Aydınlar cephesinin ön safında yer alması gereken
larını da hicvederek aktardığı Zübük’te, toplumumu- ‘YAŞAR NE YAŞAR NE YAŞAMAZ’, ‘TEK YOL’
insandır” (Soruşturmada, s.21).
zun yaygın tiplerinden biri çıktı karşımıza: Yaşar Ne Yaşar Ne Yaşamaz’da, asıl olarak bürokra- Gözyaşını gülmeceye çeviren bir simyacı gibi öm-
“Zübük bir tane değil. Biz hepimiz birer Zübük’üz. Bi- si eleştirisi yaparken nüfus kütüğündeki bir yanlışlık- rü boyunca hep aydın olmanın gereklerini yerine ge-
zim hepimizin içinde birer zübük olmasa, bizler de birer tan dolayı “Yaşar”ın başına gelen trajik olayları gü-
tirmeye çalışan, Tahsin Yücel’in deyişiyle “İnsanoğlu
Zübük olmasak, aramızdan böyle Zübükler büyüyemezdi... lünç öğelerle donatarak aktardı. insan” Aziz Nesin adı, insanın özgürlük ve ölümsüzlük
Zübüklük bizde, bizim içimizde. Kendi zübüklüklerimi- Tek Yol’da tutukluluğunda tanıdığı Paşazade’nin arayışının çağdaş bir bilgede sürmesidir.
n
EVİN İLYASOĞLU’NDAN ‘BEN LEYLA GENCER - LA DIVA TURCA’
nlü keman virtüozu Isaac Stern İlk 79 Yılım ad- ya duyurdu. Leyla Gencer, küçük yaşından itibaren Yayınları tarafından yayım-
lı kitabının önsözünde şöyle der: sahnede olmayı aklına koymuştu. Özgüveniyle, lanan Ben Leyla Gencer -
“Müziğin hizmetine girmek bir meslek edin- çalışkanlığıyla, savaşçı kişiliğiyle hayatını bu fikre
Ü La Diva Turca adlı kitabın-
mek değil, bir yaşam biçimidir. Bunun için iki şeye göre şekillendirdi. da, sesiyle ve dramatik
sahip olmalısın: Birincisi, ne olmak istediğin hakkın- Opera kültürü olmayan bir ülkeden çıkıp, bu kül-
gücüyle iz bırakan sanat-
da küçük yaştan itibaren kesin bir fikre; ikincisi, o is- türle evrilmiş bir ülkenin, İtalya’nın ortasında ken-
çıyı kişileştirerek kendi-
teğinin gerçekleşmesi için gereken özgüvene, mü- dini ispat etmek için verdiği mücadelelerle, tam 25
ni var etme yolculuğunda
cadele gücüne ve gurura.” yıl boyunca operanın mabedi sayılan La Scala’nın
yaşadığı coşkularını, hayal
İşte Leyla Gencer’in müzik serüveni bu düşünce- prima donna’sı oldu.
kırıklıklarını, sevinçlerini,
nin hayata yansıması olmuştur adeta. Sonraki 25 yıl da ölünceye kadar, eğitimci olarak
acılarını kendi ağzından
Safranbolulu bir baba ile Polonyalı bir annenin kızı opera dünyasına hizmet etti.
hikâyeleştirirken, okuyu-
olan Leyla Gencer, Çubuklu’da dünyaya geldi, Fran- Zamanının büyük sopranolarıyla girdiği rekabetle,
cuyu operanın coşkulu
sız dadısının çokkültürlülüğü ve evde piyano çalan tarihi şefler ve rejisörlerle birlikte çalışmasıyla, bü-
yıllarına götürüp müzik
yük bestecilerin gölgede kalmış yapıtlarını keşfet-
annesinin söylediği Lehçe şarkılar aracılığıyla henüz
dünyasında bir yolculu-
hayatının ilk yıllarında müzikle tanıştı. mesiyle, repertuvarındaki 73 opera ve canlı temsil-
ğa çıkarıyor.
n
Soprano Arangi-Lombardi ile çalışması yaşamının lerden kaydedilen sesiyle 20 yüzyıl opera tarihine
dönüm noktalarından biri oldu. geçmeyi başaran La Diva Turca, bugün de Divaların Ben Leyla Gencer -
İlk opera temsilini Ankara’da verdi. 1953’te İtal- Divası olarak anılmaktadır. La Diva Turca / Evin İlyasoğlu / Yapı Kredi Yayınla-
yan radyosundaki kaydıyla da ilk kez sesini dünya- Usta yazar ve eleştirmen Evin İlyasoğlu, Yapı Kredi rı / 384 s. / 2024.
MEHMET FAHRİ DANIŞ’TAN ‘FENİKE MİTİ VE FENİKECİLİK’
“Fransız Şarkiyatçılar ağırlıkta olmak üzere, 18. yüzyıl sonu ve neğini yeniden yaşatmak anlamına geleceğini düşündüler.
uzun 19. yüzyıl boyunca bir grup Avrupalı yazarın çalışmaları Mehmet Fahri Danış, VakıfBank Kültür Yayınları tarafından ya-
aracılığıyla kurulan söylem, “istisnai” bir temsil olarak Grand
yımlanan Fenike Miti ve Fenikecilik - Lübnan Düşüncesinin Te-
Liban’ı ve modern anlamda bir Lübnan devletini olanaklı kılmış,
melleri adlı çalışmasında, modern Lübnan fikrini mümkün kılan
dahası bu temsilden doğan milliyetçi söylem alanı içerisinde
söylemsel bir geleneğin ve bu geleneğin ürettiği kurucu-mitin
Fenikeci hareketi doğurmuştur.
ayrıntılı bir analizini sunuyor.
Oluşan bu Lübnan temsili, Lübnan’ı Said’in incelediği şekliyle
Antik Yunan’dan itibaren Batı’nın Fenikelileri ya da Lübnanlıla-
kurulan Şark temsilinden bağımsız, istisnai bir imaj olarak içerir
rı algılayış ve temsil etme biçimleri üzerinde durarak bunun 19.
ve Lübnanlıları Fenikelilerin torunu olarak kodlayarak Lübnan’ı
yüzyıl Şarkiyatçılığı içerisinde belirli yönde bir düşünce pratiğini
“Şark içerisindeki Garp” formunda (yeniden) okur.
ürettiğini iddia ediyor.
Modern Lübnan’ı olanaklı kılan, Fransız himayesi altında
Çalışma; Lamartine, Nerval, Flaubert gibi Şark seyyahlarının
bir Hıristiyan yurdu olarak kurumsallaştıran ve Akdeniz üzerinden
eserlerinden Ernest Renan’ın Mission de Phénicie’sine ve Victor
Avrupa medeniyetinin bir küçük üyesi haline getiren
Bérard’ın Les Phéniciens et l’Odyssée’sine dek Fransız yazınında
bu söylem; çevresinden yalıtılmış, Arap değil Fenikeli,
Lübnan’ı Fenike’ye eşleştiren söylem biçiminin izini sürüyor.
Müslüman değil Hristiyan ve Ortadoğulu değil Akdenizli
Bu, aynı zamanda Lübnanlı Marunilerle Fransızlar arasında-
bir kültürel yapı öngörür.” Kitaptan...
ki, kökenleri Haçlı Seferleri’ne dayanan siyaset üstü ilişkiyi de
übnan’ı; Arap ve Doğulu niteliklerinden soyutlanmış, Akdenizli antik bir önemli hale getiriyor.
medeniyetin varisi, “kozmopolit” ama “Hıristiyan karakterli” bir istisna ola-
20. yüzyılın hemen başında kendilerine “Genç Fenikeliler” diyen bir grup
Lrak sunma girişimi, uğruna “şiir yazılabilecek” bir ülke inşa edilmesinin
Lübnanlı Hıristiyan’ın edebi ve kültürel faaliyetleri, modern Lübnan’ın çokkül-
önünü açıyordu.
türlü, Batılı, “Fransız” bir siyasal birim olarak oluşumunu olanaklı kılıyor.
n
19. yüzyılda Fransız Şarkiyatçılar, gezginler ve düşünürler Lübnan’ı antik
Fenike’nin mirasçısı, Şark içinde korunmuş bir Garp adacığı olarak gördüler ve Fenike Miti ve Fenikecilik - Lübnan Düşüncesinin Temelleri / Mehmet Fahri
Lübnanlılara Fransa tarafından “bahşedilecek” bir ülkenin, kadim Fenike gele- Danış / VakıfBank Kültür Yayınları / 434 s. / 2024.
8 4 Temmuz 2024