03 Temmuz 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Bağımsız doğası nedeniyle insanlarla yaşamanın gerektir- Kendini aylaklığa adayan bir adamın keyifli saatleridir diği kurallara bir türlü boyun eğmeyi başaramadığını kabul orada yaşadıkları. Yanında getirdiği kitaplarını ve yazı ta- kımını dahi kutularından çıkarmamış, sanki birkaç geceli- eder. Yani onu düş kırıklığına uğratan insanlıkla ilişkisini ta- mamen kesmiş olduğundan kendini biraz da rahatlamış his- ğine gelmiş olduğu bir handa gibi yaşamıştır: seder: “Onlarla beraber yaşamaktansa, yalnız başıma yüz “Bütün şu sıkıcı kâğıtlar ve kitap yığınları yerine, çi- çekler ve otlarla donatmıştım odamı”. kat daha mutlu olurum.” Sonuçta insanlardan kopmuş ol- O dönemde en sevdiği uğraşının da havanın güzel oldu- maktan bir anlamda hoşnut olduğu, belki de daha az ızdırap ğu günlerde bir kayığa atlayıp gölün ortasına kadar kürek çekmek için kendini buna inandırmaya çalıştığı anlaşılır. çekmek, sonra kayığın içine uzanıp, saatlerce gökyüzünü ROUSSEAU’DAN ŞAŞIRTAN BİR YARGI: seyretmek olduğunu anlatır. ‘HAYAL KURMAK BENİ RAHATLATIR VE Bu esnada daldığı karmaşık düşlerin tadını bir daha hiç- EĞLENDİRİR, DÜŞÜNMEK BENİ YORAR bir yerde hiçbir zaman bulamadığını yazar Rousseau: VE TASALANDIRIR!’ “Hayatın zevkleri dediğimiz şeyler içinde bana en tat- Rousseau etrafındaki manzarayla son derece uyumlu bir lı gelenlerinden bile yüz kat daha güzel hayaller” ola- ilişki kurduğunu ve hayal kurabilmek için doğayla iç içe ol- rak betimler Bienne Gölü’nün üstünde yaşadığı duyguları. manın zorunlu olduğunu yazar. Havanın kapalı, gölün çalkantılı olduğu günlerde ise, göl Kırlarda gezerken, dünya halleri ve hızla geçen zaman, kıyısında kuytu bir köşede oturur, akşam olana kadar yine seçici hafızanın tereddütleri, geçmişi hatırlamaya ve keli- sonsuz düşlere dalardı. melerle yeniden yaratmaya çalışmanın anlamı hakkında de- Dalgaların sesi eşliğinde, suların yüzeyinin dünye- rin düşüncelere dalar. vi şeylerin değişkenliğini yansıttığını ayrımsar ve vaktini Yıllar sonra geriye dönüp baktığında, gençliğinde çok “düşünmeye bile zahmet etmeden” sadece “varoluşunun önemsediği şöhretinin ona hiçbir güzel anı bırakmadığını tadını” çıkarmakla geçirirdi. fark eder ve “en tatlı zevkleri bir yük” haline getiren top- ‘BİR YALNIZ GEZERİN HAYALLERİ’NDE lumsal yükümlülüklerin ağırlığını irdeleyerek, tüm yaşa- VAROLUŞSAL BİR DENEYİME DAVET EDER! mı boyunca “doğasının dürtülerinden” başka hiçbir şeyi Yazar kendi özel, kişisel mutluluğunu tarif ederken ay- takip etmemiş olduğunu kavrar. nı zamanda bütün insanlara bir ayna tutmaktadır: İnsanın Sonunda hayal kurmanın düşünmekten daha keyifli ol- iç dünyasına dönerek dünya ve evren ile olan ilişkisini pe- duğunu anlayarak şaşırtıcı bir açıklamada bulunur: “Ha- kiştirecek şekilde doğayla tam bir uyum içinde olduğu- yal kurmak beni rahatlatır ve eğlendirir, düşünmek be- nu derinden hissederek hayallere dalabilmesi aslında mut- ni yorar ve tasalandırır; düşünmek benim için her zaman ğınmışken “Kilise”nin tasvip etmediği yapıtları yüzünden luluğun ta kendisi ve herkesin ulaşabileceği bir hazinenin acı ve cazibesiz bir uğraş olmuştur.” yerli halkın taşlı saldırısına uğramış, oradan da kaçtıktan anahtarıdır. YAŞAMININ EN MUTLU KESİTİ! sonra yerleştiği Bienne Gölü üzerindeki bu son derece üc- Kısacası Bir Yalnız Gezerin Hayalleri’nde Rousseau, bizi Hayal kurmakla mutluluk kavramı arasındaki ilişkiyi de ra adada hiç unutamayacağı bir huzura kavuşmuştur. bir kayığa uzanıp kendini Bienne Gölü’nde sürüklenmeye tam olarak Saint-Pierre Adası’nda keşfetmiştir. İtiraflar’ı- Bu kısa dönemi Bir Yalnız Gezerin Hayalleri’nde uzun bıraktığı anlardaki gibi, varoluşsal bir deneyime, özbenliği- nın polis tarafından yasaklanması üzerine Paris’ten ayrıl- uzun anlatarak çözümler. Yalnızlık içinde geçirdiği iki mizle temasa geçmeye ve ne olduğumuzu derinlemesine du- mak zorunda kalmış ve İsviçre’nin Motiers kasabasına sı- aylık kısa dönem yaşamının en mutlu kesiti olmuştur. yarak salt var olma hissinin tadını çıkarmaya davet eder. n ‘FİHRİST KİTAP’TAN ‘Opera Klasikleri Dizisi’ Bu noktada yayınevinin operaya ilişkin yazılı unsurların, bilgisine sunuluyor. BÜLENT AYYILDIZ bir başka deyişle librettoların çok daha geniş kitlelere ulaş- İkincisi, yapıtların sonunda yer alan “Açıklamalar” bölü- masını hedeflediği görülüyor. mü librettolarda yer alan kişi ve yer adlarına ilişkin bir söz- ihrist Kitap’ın bu yıl yayımlamaya başladığı ve ope- Bu amaca yönelik olarak da librettolar özgün dilleri ile lükçe görevi görüyor, opera metinleri ile ilk kez tanışacak raya ilgili her okuyucuya hitap eden“Opera Klasikle- karşılaştırmalı olarak yayımlanmış, her opera metninin ön- olanlar için de tamamlayıcı bilgiler sunuyor. F ri Dizisi” önemli bir çabanın ürünü. cesinde besteci ve libretto yazarlarına ilişkin açıklayıcı bil- Fihrist Kitap’ın “Opera Klasikleri Dizisi”ndenki yapıtla- Ülkemizde opera librettoları gibi eksikliği hissedilen giler verilmiş, sinopsisler aracılığıyla da operanın olay örgü- rın yayına hazırlanması ve kapsamlı bir opera librettoları di- bir alanda ilk aşamada 10 kitaplık bir seri olarak planla- sünü anlaşılır kılma yoluna gidilmiş. zisi oluşturulması Genel Yayın Yönetmeni Ömer Alkan ile nan Opera Klasikleri Dizisi sırasıyla, Claudio Montever- Bununla birlikte özellikle “Disiplinler Arası Bakış” bölü- Enes Gider ve Yağmur Akşit’in kolektif emeğinin ürünü. di (L’Orfeo), Giuseppe Verdi (La Ttraviata), W. A. Mo- mü opera dinleyicileri ve libretto okurları için esas olarak ope- Son olarak opera librettolarının geniş okuyucu kitlesine zart (Figaro’nun Düğünü), Giacomo Puccini (Tosca), Giu- ranın, edebiyatı ve müziği birleştiren, sanatsal açıdan düşü- ulaşmasını sağlayan bu yayın çabasını önemli kılan bir di- seppe Verdi (Aida), P. I. Çaykovski (Yevgeni Onegin), Ric- nüldüğünde çok boyutlu yapısını keşfetme olanağı sunuyor. ğer noktanın da librettoların özgün dilleri ile İtalyanca ve Al- hard Strauss (Der Rosenkavalier), Giacomo Puccini (La Dizide özellikle iki nokta özellikle dikkat çekiyor: İlki her manca gibi karşılıklı olarak sunulması olduğunu belirtmek ve Bohéme), Giacomo Puccini (Madam Butterfly), Geroges yapıtın başında yer alan “Opera Zaman Dizini” bölüm ile bu noktada çevirmenlerin emeğine de dikkat çekmek gerekir. Bizet’in (Carmen) yapıtlarından oluşuyor. en sonda yer verilen “Açıklamalar” bölümü. Zira özellikle İtalyanca gibi müzikalitesi yüksek olan bir Dizide yer alan isimlere ve yapıtlara bakıldığında, krono- lojik bir sıralamadan çok, daha çok ülkemizde de halihazır- İlkinde, 1600’den başlayarak 1951 yılına değin operanın dilden dilimize librettoları benzer bir müzikal uyum içeri- sinde aktardıkları görülmektedir. Tüm operaseverlere keyif- da gösterimde olan ve artık opera tarihinin klasikleri arasın- dönüm noktalarını yapıtlar, müzisyenler, besteciler ve lib- da yer alan yapıtların seçildiği açık. rettolar ile birlikte ele alan bir kısa opera tarihi okuyucunun li okumalar... n 27 Haziran 2024 9
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear