Catalog
                    Publication
                
                - Anneler Günü
 - Atatürk Kitapları
 - Babalar Günü
 - Bilgisayar
 - Bilim Teknik
 - Cumhuriyet
 - Cumhuriyet 19 Mayıs
 - Cumhuriyet 23 Nisan
 - Cumhuriyet Akademi
 - Cumhuriyet Akdeniz
 - Cumhuriyet Alışveriş
 - Cumhuriyet Almanya
 - Cumhuriyet Anadolu
 - Cumhuriyet Ankara
 - Cumhuriyet Büyük Taaruz
 - Cumhuriyet Cumartesi
 - Cumhuriyet Çevre
 - Cumhuriyet Ege
 - Cumhuriyet Eğitim
 - Cumhuriyet Emlak
 - Cumhuriyet Enerji
 - Cumhuriyet Festival
 - Cumhuriyet Gezi
 - Cumhuriyet Gurme
 - Cumhuriyet Haftasonu
 - Cumhuriyet İzmir
 - Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
 - Cumhuriyet Marmara
 - Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
 - Cumhuriyet Oto
 - Cumhuriyet Özel Ekler
 - Cumhuriyet Pazar
 - Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
 - Cumhuriyet Sokak
 - Cumhuriyet Spor
 - Cumhuriyet Strateji
 - Cumhuriyet Tarım
 - Cumhuriyet Yılbaşı
 - Çerçeve Eki
 - Çocuk Kitap
 - Dergi Eki
 - Ekonomi Eki
 - Eskişehir
 - Evleniyoruz
 - Güney Dogu
 - Kitap Eki
 - Özel Ekler
 - Özel Okullar
 - Sevgililer Günü
 - Siyaset Eki
 - Sürdürülebilir yaşam
 - Turizm Eki
 - Yerel Yönetimler
 
                        Years
                    
                    
                
                    Our Subscribers Can Login And Read Original Page
                    I Want To Register And Read The Whole Archive
                    I Want To Buy The Page
                
            
                Çağlar aşan öyküler!
İşte, oradaymış, o ortamda bulunup her birini ayrı ayrı, sıra sıra 
dinlemiş bir sıcaklık, tazelik ve içtenlikle ve usta sanatçı Mustafa 
Delioğlu’nun olağanüstü desenleri eşliğinde anlatıyor Adnan 
Binyazar... Onca yıl / yüzyıllar önce o anlatıcılarla birlikte yazmış 
gibi aktarıyor Adnan Özyalçıner... Kulaklarımızda kalan sesleri 
tazelemek için yeniden okuyalım Dede Korkut’u...
özen göstermiş. Oradan edindiğimiz bilgiyle söy-
Y. BEKİR YURDAKUL
lersem, Dede Korkut’un öyküleri 14. yüzyılın so-
nuyla 15. yüzyılın ilk çeyreğinde yazıya geçirilmiş.
eredeyse kırk yıl olmuş! İlk büyük taşın-
manın öngününde (arifesinde), taşıma-
DİLDEN DİLE, ÇAĞDAN ÇAĞA...
N cı dosta, “olağan ev eşyası” tanımının ya-
Edebiyatın hemen her türünde saygın yapıtlara 
nında “35 koli de kitap” demiştim de önemseme-
imza atan, özellikle halk anlatıları türünde sayısız 
mişti sözlerimi. “35 koli de kitap” birkaç kez daha 
yapıtlar veren Adnan Binyazar’ın, “Anlatı, toplu-
anımsatmama karşın ona bir şey söylememişti.
mun söylem gücünün ürünüdür. Top-
Taşınma günü geldi. Sırası gelip ki-
lumu oluşturan her kesimin emeği var-
tap kolilerinden birini kaldırmaya yel-
dır bunda. 
tenince kalakaldı. “Bu ne abi!” şaşkın-
Anlatının bu toplumsal boyutu bi-
lığını, gülümseyerek “Kitap!” diye ya-
linir, dilin gelişimi bu yolda olursa o 
öncesi çağ”, neden bilmem hiç terk etmiyor beni! 
nıtlayınca ben, ansızın hatırladı benim 
toplumun bireyleri, evrensel dünya- Bunca birikime karşın insanlığın nasıl olup da hâlâ 
o ısrarlı vurgumu. 
ya açılabilecek eserler yaratma yetkin-
kendisine “yakışmayan şeylerle gününü geçirdiğini” 
Kendi etmiş kendi bulmuştu, başa 
liğini de gösterirler...” (Halk Anlatıları, de düşünüp duruyorsunuz neredeyse bin beş yüz 
gelen çekilecekti, akılsızlığına doyma-
Can Yay., 2003, s. 17) uyarısı ışığında 
yıldır anlatılan bu büyük destanı okurken.
sındı, akılsız başın cezasınıydı... 
bakınca bu destansı öykülere; sözlü 
Şimdi, yaslanın arkanıza. “Gözünüzün önüne 
Sıraladı da sıraladı tarihin derinlik-
yazın geleneğinin ağızdan ağıza, dil-
tabanı renk renk kilimlerle döşeli bir oda getirin. 
lerinden süzülüp gelen, sıkıntımızı ko-
den dile aktarımda her birini nasıl var-
Odanın baş kısmında ocak. Ocağın her iki yanın-
laydan aktarmamızı sağlayan bir dolu 
sıl, olgun, etkili kıldığını da düşündüm.
da kabartılmış yün minderler. Davlumbazın örtüsü 
deyimi; kimi atasözlerini bile bulup çı-
Yazının girişinde andığım taşımacı 
de renk renk. Beş numara camlı petrol lambası. 
kardı o dar vakitte.
dostun sıraladığı özlü deyişlerin, bu-
Ara ara, ocakta yalımlanan odunların çıtırtıları 
günü anlamak / anlamlan-
DEDE KORKUT’TAN GÜNÜMÜZE... duyuluyor. Odunlardan yayılan gevrek 
dırmak çabalarımıza yansıyan ışığın 
bir koku. Odanın tam ortasında, altına 
Yine böyle bir taşınma öngününde, şu göçüp 
doğduğu bitek (verimli) topraktır da 
durma hallerimiz aklımda, kitaplarımız arasında yükselti konmuş parlak bir sini. Sini de 
Dede Korkut öyküleri tüm öteki ben-
dolaşırken gözüme ilişti Osman Bozkurt’un de- tür tür çerezler. 
zerleri gibi... 
neme yapıtı Göçebe Yazılar (Gerçek Sanat Yay. Dışarıdan hiçbir şey yok. Hepsi ba-
Adnan Binyazar’ın Dede Korkut’tan 
2007). balarımızın (analarımızın) el emeği...”  
Öyküler’ini, yazarın, “Daha iyi bir ge-
Bozkurt’un, 1997 yılında yaptığı söyleşide Me-
(agy, s. 11-12)
lecek umudunun yaslandığı yerdir de 
tin İlkin’den aktardığı, “Daha insanlığın tarihi baş- İşte, oradaymış, o ortamda bulunup 
halk anlatıları...” vurgusu ışığında oku-
lamadı. İnsanlığın tarih öncesini yaşıyoruz şim-
her birini ayrı ayrı, sıra sıra dinlemiş bir 
yorsunuz. 
di. Çünkü insanlığa yakışmayan şeylerle günü-
sıcaklık, tazelik ve içtenlikle anlatıyor 
Sözlü anlatı dönemi verimleri na-
müzü geçiriyoruz. (...) İnsana yakışır bir dönemin 
Adnan Binyazar. 
sıl dilden dile geçtikçe yeni anlamlar 
başlaması için bütünsel insana varmamız gerekir.” 
Onca yıl / yüzyıllar önce o anlatıcı-
/ boyutlar kazanıyorsa yazıdan yazıya 
(agy, s. 87) sözleri dolandı dilime. 
larla birlikte yazmış gibi aktarıyor Ad-
geçtikçe de yenileniyor, kapsayıcılık-
Ve onca telaş arasında bu haftanın yazısı için 
nan Özyalçıner. Çocukluğumuzdan 
ları artıyor, varsıllaşıyor her biri. 
arka arkaya okuduğum iki Dede Korkut destanın-
kalan sesleri tazelemek için yeniden 
Yine Binyazar’a kulak vererek söyle-
dan düşün, yazın, inanç ve gündelik hayat prati-
okuyalım Dede Korkut’u... 
yelim: “Halk bilgisi çağdan çağa akıp geliyor. Çok 
ğimize çıkıp gelenleri düşündüm.
İlk kez okuyacaklarımız içinse şu notu düşelim: 
şey değişiyor ama anlatı değişmiyor. (...) İçimizde 
1950 kuşağının o büyük koşusuna sözcükleri-
Başka yapıtlara da ulaşın Dede Korkut öyküleri 
ölmeze dönüşmüş dünyalara bu anlatılarla ulaşı-
ni ustalıkla katan Adnan Özyalçıner’in, “Türk öy-
için ve ardından başka halkların destanlarına uza-
yoruz...” (agy, s. 14)
kücülüğünün başyapıtlarından biri sayılır, öykücü-
nın inceden. Aklınızda Albert Camus’nün “Ağaç 
lüğümüzün başlangıcı diye bilinir” sözleriyle nite- ÖYLE TAZE, ÖYLE İÇTEN ÖYKÜLER
vardır, insan var olur...” deyişi! 
n
lediği Dede Korkut bugün, bütün eksiklenmelere, Homeros’tan bu yana, daha yazı yokken; di-
savrulmalara karşın hepimizin tanıdığı, öykülerini li besleyen, hayatı varsıllaştıran, görgüyü kuşak-
Dede Korkut’tan Öyküler / Adnan Binyazar 
az çok bildiği/ anımsadığı destansı bir kahraman. tan kuşağa taşıyan, her ağızda yeniden yaratılan 
/ Resimleyen: Mustafa Delioğlu / Can Çocuk 
Kaldı ki sevgili Özyalçıner, “günümüz Türkçe- ve çoğalan bu anlatılar, izleyen ozanların harman 
Yayınları / 272 s. / 12+ / 2023.
olacağı toprağı da hazırlıyor.
siyle” hazırladığı Dede Korkut Kitabı’nın girişin- Dede Korkut Kitabı / Adnan Özyalçıner / 
de bu büyük destan üzerine ayrıntılı bilgi vermeye İki yapıtla ve benzerleriyle yolculuğumda şu “tarih 
FOM Kitap / 208 s. / 12+ / 2022.
4 Mayıs 2023
16
Desen: MUSTAFA DELIOĞLU
            
    
