22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

müzesine bir resim kazandıracak ne de evle- ğasının en saklı duygularının ortaya çıktığı, ruh- rine bir ev daha katacak bu şehir. Artık yeni sal benlik ile duyusal benliğin çizilen / anlatılan tramvaylar da almayacak. Burada yaşananlar masalsı bir evrende nasıl buluşup ayrıştığını da gösterir bize Saint-Exupéry. yavaşça yaşlanacak ve bir çocuk şarkısının es- ki nakaratı gibi tıngırtılarıyla bu bilge insan- Onun için her uçuş törensi bir ayini andırır. ları eğleyecek. Burada hiçbir şey yok, bir fikir Gözlemci bakışını kendi içine, dış dünyanın ger- bile…” (s. 35) çekliğine döndürdüğünde, edebildiği her söz ya- şanmışlıklar dizgesini oluşturur. ‘SAVAŞ ÇAĞI’NIN PİLOTU, UÇUŞUN / GÖKLERİN YİĞİT SAINT-EXUPÉRY: “YERYÜZÜ, ANLATICISI, ÖMRÜMÜZ ÜZERİNE BİZ İNSANLARA DÖNEMİNİN GÖZDE ROMANCISI… TÜM KİTAPLARDAN DAHA FAZLASINI Gittiği her yerde çevresine bakan, gören bi- ÖĞRETİR!” ridir. O bakışına yansıyanları da mektupları- İnsanların Dünyası’nın açılış cümlesi sanırım na taşır yer yer: “Bu küçük kasaba hem ölmüş anlatıcının bu yanını iyice gösterir bize: “Yeryü- hem de sapasağlam. Gerçekleşmeyen bir sürü zü, ömrümüz üstüne biz insanlara bütün kitap- küçük tutku var…” (s. 37) lardan daha fazlasını öğretir.” (****) İnişli çıkışlıdır onların ilişkisi. Bir “savaş Bir bakıma içindeki / duygularındaki sır- pilotu”nun hayatında olmak zordur üstelik. Ya- ları açar bize bu anlatısıyla. Şimdi karşımız- şanan “savaş çağı”nda hep bir yerlerdedir Saint- da duran 1930-1944 yılları arasındaki aşkı / eşi Exupéry. Ağır bir ilişkidir yaşadığı. İniş çıkışlar, Consuelo’ya yazdığı mektuplarda onun duygu sanrılar, yalanlar, aldatmalar, aldanışlar… Bir tür dünyasının sırlı yanlarını olduğu kadar yapıtları- med cezirdir yaşadıkları. nı kurduğu / oluşturduğu yaşama seyrinin adeta Yaşama zamanlarının çoğu uçuşlarda geçen güncesini taşır bize. Saint-Exupéry, yaşadığı ilişkinin açmazlarında İnişli çıkışlı bir ilişki, fırtınalı bir yaşam, sevgi yazmaktadır da. Özellikle bir “savaş pilotu” ola- arayışındaki bir anlatıcı-kahraman’ın buruk öy- rak edindiği deneyim, uçuş gözlemleri / duygu- küsü olarak da okuyabilirsiniz karşılıklı yazılan ları yer yer mektuplarına da yansır. Bu anlamda mektupları. “Anlayın artık” diyebilen bir anla- İnsanların Dünyası (1939) onun uçuşun / gök- tıcıyı anlamak için ise bir başlama noktası yapa- lerin anlatıcı olarak, göğün çöl denizini andıran bilirsiniz bu mektupları… n da yansılarını içerir. Savaş pilotu olarak tanıklığı “bel- halini bütün gerçekliğiyle dile getirmesi döneminin gözde romancısı olarak öne çıkmasını sağlar. gesel” niteliktedir. (*) İnsanların Dünyası / Antoine de Saint-Exupéry Yalın, saydam bir anlatıcı olarak uçuştaki kahramanın ne- İspanya İç Savaşı, İkinci Dünya Savaşı onun barı- / Çeviren: Tahsin Yücel / Yankı Yayınları / 202 s. / redeyse bütün duygularını anlatısına yansıtır. André Gide, bu- şı ve insanı savunan tutumunu yapıtlarına taşımasına da 1970. nu bir “yiğitlik” olarak nitelendirdiği gibi edebiyatta da bir neden olur. İnsanın yaşama direncini, savunma gücü- (**) Theo’ya Mektuplar / Van Gogh / Çeviren: Azra boşluğu doldurduğunu söyler Saint-Exupéry’nin. nü, hümanist bakışını anlatılarına yansıtmıştır. Arayışın, Erhat / Yankı Yayınları / 158 s. / 1969. sorgunun, gidişin / uçuşun her bir hali Saint-Exupéry (***) Mektuplar (1930-1944) / Antonie Saint- ANISAL ANLATILARI ‘GÜNEY POSTASI’ VE anlatılarının odağında yer alır. Bu aynı zamanda insan- Exupéry, Consuelo Saint-Exupéry / Çeviren: Gizem ‘GECE UÇUŞU’NDA SAVAŞ PİLOTU OLARAK lık durumunu anlatır bize. Okay / Timaş Yayınları / 268 s. / 2022. TANIKLIĞI BELGESEL NİTELİKTEDİR! Anısal anlatılar da diyebiliriz. Uçmak ne anlama gelir, (****) İnsanların Dünyası / Antoine de Saint- Onun pilotluk deneyimlerinin yansıdığı ilk anlatıları ne / nasıl yaşanır göğün sonsuzluğunda? Korkular, kay- Exupéry / Çeviren: Vedat Günyol / Ayrıntı Yayınları / Güney Postası (1929), Gece Uçuşu (1931) savaş çağının gılar, sevinçler, bekleyişler, hatta ölümler… İnsan do- 176 s. / 2019. SIMON DE BEAUVOIR’DAN ‘SARTRE’A MEKTUPLAR 1: 1930-1939’ imone de Beauvoir, 1983’te Jean-Paul Sartre’ın ona göndermiş olduğu mektupları yayımlatmış fakat kendisinin ona yazdıkla- S rını gün ışığına çıkarmaya niyeti olmadığını belli etmişti. Soran dostlarına, bunların ancak ölümünden sonra, bulunursa belki basılabi- leceğini söylemişti. Kitapta kızı Sylvie Le Bon de Beauvoir, annesinin vefatının hemen ardından Kasım 1986’da bir dolabın dibinde buldu- ğu, “Mösyö Sartre”a hitaben yazılmış, çoğu zarfların içinde katlanmış halde bekleyen mektuplardan 1930-1939 yıllarına ait 140’ı bir ara- ya geliyor. En eski hayallerinden birinin, tüm varlığının devasa bir ka- yıt cihazıyla kaydedilip bir yerlerde saklanması olduğunu sık sık söy- lediği bilinen Simone de Beauvoir’nın sesini, en kırılgan ve en güçlü tonlamalarıyla duymamızı sağlayan Sartre’a Mektuplar-1: 1930-1939 (Çeviren: Damla Kellecioğlu / Everest Yayınları), iç dünyasını tüm çıplaklığıyla ortaya koyarken hiçbir konuda konuşmaktan çekinmeyen büyük bir 20. yüzyıl entelektüelinin sesini ve düşünsel evrenini de bugüne taşıyor. n 10 29 Eylül 2022
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear