Catalog
                    Publication
                
                - Anneler Günü
 - Atatürk Kitapları
 - Babalar Günü
 - Bilgisayar
 - Bilim Teknik
 - Cumhuriyet
 - Cumhuriyet 19 Mayıs
 - Cumhuriyet 23 Nisan
 - Cumhuriyet Akademi
 - Cumhuriyet Akdeniz
 - Cumhuriyet Alışveriş
 - Cumhuriyet Almanya
 - Cumhuriyet Anadolu
 - Cumhuriyet Ankara
 - Cumhuriyet Büyük Taaruz
 - Cumhuriyet Cumartesi
 - Cumhuriyet Çevre
 - Cumhuriyet Ege
 - Cumhuriyet Eğitim
 - Cumhuriyet Emlak
 - Cumhuriyet Enerji
 - Cumhuriyet Festival
 - Cumhuriyet Gezi
 - Cumhuriyet Gurme
 - Cumhuriyet Haftasonu
 - Cumhuriyet İzmir
 - Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
 - Cumhuriyet Marmara
 - Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
 - Cumhuriyet Oto
 - Cumhuriyet Özel Ekler
 - Cumhuriyet Pazar
 - Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
 - Cumhuriyet Sokak
 - Cumhuriyet Spor
 - Cumhuriyet Strateji
 - Cumhuriyet Tarım
 - Cumhuriyet Yılbaşı
 - Çerçeve Eki
 - Çocuk Kitap
 - Dergi Eki
 - Ekonomi Eki
 - Eskişehir
 - Evleniyoruz
 - Güney Dogu
 - Kitap Eki
 - Özel Ekler
 - Özel Okullar
 - Sevgililer Günü
 - Siyaset Eki
 - Sürdürülebilir yaşam
 - Turizm Eki
 - Yerel Yönetimler
 
                        Years
                    
                    
                
                    Our Subscribers Can Login And Read Original Page
                    I Want To Register And Read The Whole Archive
                    I Want To Buy The Page
                
            
                 müzesine bir resim kazandıracak ne de evle- ğasının en saklı duygularının ortaya çıktığı, ruh-
rine bir ev daha katacak bu şehir. Artık yeni sal benlik ile duyusal benliğin çizilen / anlatılan 
tramvaylar da almayacak. Burada yaşananlar masalsı bir evrende nasıl buluşup ayrıştığını da 
gösterir bize Saint-Exupéry. 
yavaşça yaşlanacak ve bir çocuk şarkısının es-
ki nakaratı gibi tıngırtılarıyla bu bilge insan- Onun için her uçuş törensi bir ayini andırır. 
ları eğleyecek. Burada hiçbir şey yok, bir fikir Gözlemci bakışını kendi içine, dış dünyanın ger-
bile…” (s. 35) çekliğine döndürdüğünde, edebildiği her söz ya-
şanmışlıklar dizgesini oluşturur.
‘SAVAŞ ÇAĞI’NIN PİLOTU, 
UÇUŞUN / GÖKLERİN YİĞİT SAINT-EXUPÉRY: “YERYÜZÜ, 
ANLATICISI, ÖMRÜMÜZ ÜZERİNE BİZ İNSANLARA 
DÖNEMİNİN GÖZDE ROMANCISI… TÜM KİTAPLARDAN DAHA FAZLASINI 
Gittiği her yerde çevresine bakan, gören bi- ÖĞRETİR!”
ridir. O bakışına yansıyanları da mektupları- İnsanların Dünyası’nın açılış cümlesi sanırım 
na taşır yer yer: “Bu küçük kasaba hem ölmüş 
anlatıcının bu yanını iyice gösterir bize: “Yeryü-
hem de sapasağlam. Gerçekleşmeyen bir sürü 
zü, ömrümüz üstüne biz insanlara bütün kitap-
küçük tutku var…” (s. 37)
lardan daha fazlasını öğretir.” (****)
İnişli çıkışlıdır onların ilişkisi. Bir “savaş 
Bir bakıma içindeki / duygularındaki sır-
pilotu”nun hayatında olmak zordur üstelik. Ya-
ları açar bize bu anlatısıyla. Şimdi karşımız-
şanan “savaş çağı”nda hep bir yerlerdedir Saint-
da duran 1930-1944 yılları arasındaki aşkı / eşi 
Exupéry. Ağır bir ilişkidir yaşadığı. İniş çıkışlar, 
Consuelo’ya yazdığı mektuplarda onun duygu 
sanrılar, yalanlar, aldatmalar, aldanışlar… Bir tür 
dünyasının sırlı yanlarını olduğu kadar yapıtları-
med cezirdir yaşadıkları.
nı kurduğu / oluşturduğu yaşama seyrinin adeta 
Yaşama zamanlarının çoğu uçuşlarda geçen 
güncesini taşır bize.
Saint-Exupéry, yaşadığı ilişkinin açmazlarında 
İnişli çıkışlı bir ilişki, fırtınalı bir yaşam, sevgi 
yazmaktadır da. Özellikle bir “savaş pilotu” ola-
arayışındaki bir anlatıcı-kahraman’ın buruk öy-
rak edindiği deneyim, uçuş gözlemleri / duygu-
küsü olarak da okuyabilirsiniz karşılıklı yazılan 
ları yer yer mektuplarına da yansır. Bu anlamda 
mektupları. “Anlayın artık” diyebilen bir anla-
İnsanların Dünyası (1939) onun uçuşun / gök-
tıcıyı anlamak için ise bir başlama noktası yapa-
lerin anlatıcı olarak, göğün çöl denizini andıran 
bilirsiniz bu mektupları… n
da yansılarını içerir. Savaş pilotu olarak tanıklığı “bel-
halini bütün gerçekliğiyle dile getirmesi döneminin gözde 
romancısı olarak öne çıkmasını sağlar. gesel” niteliktedir. (*) İnsanların Dünyası / Antoine de Saint-Exupéry 
Yalın, saydam bir anlatıcı olarak uçuştaki kahramanın ne- İspanya İç Savaşı, İkinci Dünya Savaşı onun barı- / Çeviren: Tahsin Yücel / Yankı Yayınları / 202 s. / 
redeyse bütün duygularını anlatısına yansıtır. André Gide, bu- şı ve insanı savunan tutumunu yapıtlarına taşımasına da 1970.
nu bir “yiğitlik” olarak nitelendirdiği gibi edebiyatta da bir neden olur. İnsanın yaşama direncini, savunma gücü- (**) Theo’ya Mektuplar / Van Gogh / Çeviren: Azra 
boşluğu doldurduğunu söyler Saint-Exupéry’nin. nü, hümanist bakışını anlatılarına yansıtmıştır. Arayışın, Erhat / Yankı Yayınları / 158 s. / 1969.
sorgunun, gidişin / uçuşun her bir hali Saint-Exupéry (***) Mektuplar (1930-1944) / Antonie Saint-
ANISAL ANLATILARI ‘GÜNEY POSTASI’ VE anlatılarının odağında yer alır. Bu aynı zamanda insan- Exupéry, Consuelo Saint-Exupéry / Çeviren: Gizem 
‘GECE UÇUŞU’NDA SAVAŞ PİLOTU OLARAK lık durumunu anlatır bize. Okay / Timaş Yayınları / 268 s. / 2022.
TANIKLIĞI BELGESEL NİTELİKTEDİR! Anısal anlatılar da diyebiliriz. Uçmak ne anlama gelir, (****) İnsanların Dünyası / Antoine de Saint-
Onun pilotluk deneyimlerinin yansıdığı ilk anlatıları ne / nasıl yaşanır göğün sonsuzluğunda? Korkular, kay- Exupéry / Çeviren: Vedat Günyol / Ayrıntı Yayınları / 
Güney Postası (1929), Gece Uçuşu (1931) savaş çağının gılar, sevinçler, bekleyişler, hatta ölümler… İnsan do- 176 s. / 2019.
SIMON DE BEAUVOIR’DAN  
‘SARTRE’A MEKTUPLAR 1: 1930-1939’
imone de Beauvoir, 1983’te Jean-Paul Sartre’ın ona göndermiş 
olduğu mektupları yayımlatmış fakat kendisinin ona yazdıkla-
S rını gün ışığına çıkarmaya niyeti olmadığını belli etmişti. Soran 
dostlarına, bunların ancak ölümünden sonra, bulunursa belki basılabi-
leceğini söylemişti. Kitapta kızı Sylvie Le Bon de Beauvoir, annesinin 
vefatının hemen ardından Kasım 1986’da bir dolabın dibinde buldu-
ğu, “Mösyö Sartre”a hitaben yazılmış, çoğu zarfların içinde katlanmış 
halde bekleyen mektuplardan 1930-1939 yıllarına ait 140’ı bir ara-
ya geliyor. En eski hayallerinden birinin, tüm varlığının devasa bir ka-
yıt cihazıyla kaydedilip bir yerlerde saklanması olduğunu sık sık söy-
lediği bilinen Simone de Beauvoir’nın sesini, en kırılgan ve en güçlü 
tonlamalarıyla duymamızı sağlayan Sartre’a Mektuplar-1: 1930-1939 
(Çeviren: Damla Kellecioğlu / Everest Yayınları), iç dünyasını tüm 
çıplaklığıyla ortaya koyarken hiçbir konuda konuşmaktan çekinmeyen 
büyük bir 20. yüzyıl entelektüelinin sesini ve düşünsel evrenini de bugüne taşıyor. 
n
10 29 Eylül 2022
            
    
