Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
ARAMIZDAN AYRILIŞININ 52. YILINDA (15 EYLÜL 1914 - 2 HAZİRAN 1970)
MERHABA
er ne kadar yıldızının hiç
şçi sınıfı yazarı Orhan Kemal barışmadığı Nabokov ta-
İ
H rafından “Sıkıcı, beylik bir
şey. Bu çöp gibi, melodramatik,
sahte ve kısır kitabı yok etmekten
büyük keyif alırdım” sözleriyle ve
ya da ‘Bir Başka İnsan’
Nobel ödülünü reddetmesi ise in-
ce bir Sovyet komplosu olarak
yorumlanmış olsa da başyapıtı
İşçi sınıfının dünyada bir dinamik güç olarak ortaya çıktığı
Doktor Jivago ile dünyaca tanın-
“
19. yüzyıl ve etkin-iktidar olma yoluna gittiği mış; Yahudi kimliğini bir yana bı-
rakarak ve Tolstoy’un izinden gi-
20. yüzyılda, bir yönüyle toplum bilimsel bir yönüyle de
derek Rus Hıristiyanlığının evren-
toplumcu bir bakışla bu sınıfın Türkiye’deki varlığını kaleminin
selliğini savunmuş Ukrayna kö-
esas gündemi olarak belirleyen Orhan Kemal (15 Eylül 1914-
kenli usta Rus yazar Boris Paster-
nak (1890-1960), Sabri Gürses’in
2 Haziran 1970), işçi sınıfının yazarıdır. Edebiyatımızın yüz
“Pasternak, Nabokov ve Rus
akı “Bir Başka İnsan”dır. Yaşasaydı bu işçileri nasıl yazardı?
Hıristiyanlığı” başlıklı yazısıyla
Hiç kuşku yok ki Orhan Kemal yine en dipte olanlara,
kapağımızda.
Üçüncü sayfamızda, babası
güvencesizlere bugün de sayfalarını açardı. Aramızdan
büyük usta Orhan Kemal’in (15
ayrılışının 52. yılında özlemle ve sevgiyle anıyorum.
Eylül 1914-2 Haziran 1970) ölü-
”
münün 52. yılında kaleme aldı-
ğı “İşçi sınıfı yazarı Orhan Kemal
daki grevi haber alan devlet görevlisinin yanı- ri arasına katılmasını anlatan Eskici ve Oğul-
ya da ‘Bir Başka İnsan’” başlıklı
IŞIK ÖĞÜTÇÜ
tı o yıllarda işçi sınıfı ve onun hak arama ey- ları, kente yaşanan akın, dilenciyle dolan so-
yazısıyla Işık Öğütçü yer alıyor.
lemine karşı sistemin tutumunu çok iyi özet- kaklar ve kent küçük esnafının günden güne
Adnan Binyazar, Ahmet Arif’in
abamın ölümünün üzerinden 52 yıl
ler: “Grev mi dediniz? Dehşet!” azalan ekmeğini Topal Eskici’nin oğlunun
(21 Nisan 1927-2 Haziran 1991)
geçti. Bu yılın son 2.5 yılı salgı-
ifadelerinden okuruz.
ölüm yıldönümünde kaleme aldı-
B nın hayatımızı kapadığı yıllar ola-
‘DEMİRDEN, ÇELİKTEN İNSANLAR’
Orhan Kemal’in kalemi pamuk (kütlü) tar- ğı ve “Onu anmak Ahmed Arif’e
rak anılacak. Salgının dünyayı sardığı ve
Orhan Kemal’in ilk romanı Baba Evi (1949)
kardeşlik borcumdur...” dedi-
lalarına iner. Roman, elindeki her şeyi kaybe-
Türkiye’de de yer ettiği günlerin başlangı-
otobiyografik yönüyle öne çıksa da yazarın ma-
ği yazısında, ustanın Anadolu
den ve oğullarıyla beraber mülksüz bir şekil-
cında başta sağlık emekçileri olmak üzere
kineleşme olgusuna açık değindiği ilk eser ola-
bilgelerini anımsattığını imledi-
de çalışmaya başlayan Eskici’nin işi “boyalı
tarım, lojistik gibi alanlarda çalışan emekçi-
rak dikkat çeker: “Makineyi seviyordum. Ma-
ği anlatısını irdeliyor ve anıları-
işportaya” dökmesi ile sona erer.
lerin canlarını ortaya koyarak insanlık için
kine, insan kolunun gelişmesi, insanın en na-
nı paylaşıyor.
Bereketli Topraklar Üzerinde romanında us-
koşturmaları bana yine babamı hatırlattı.
muslu dostu, yardımcısı, kölesiydi ama maki-
Gamze Akdemir, Türk Si-
talaşarak köye dönen İflahsızın Yusuf’un oğlu
Bu sorunun yanıtı hiçbir zaman olmayacak
neden gene de korkuyordum.”
lahlı Kuvvetleri’nin 26. Genel-
Memet, Gurbet Kuşları romanında İstanbul’a
ama “Yaşasaydı bu işçileri nasıl yazardı?” di-
Romanın devamı olan Avare Yıllar’da ise
kurmay Başkanı ve yazar İl-
çalışmak için gelir. Bu sefer taşradan kente
ye sormaktan kendimi alamadım. Ama hiç kuş-
genç adamın hayata tutunma çabası içinde ker Başbuğ ile yeni incelemesi
göç olgusunu okuruz. Ama yazar, gericiliğin
kum yok ki Orhan Kemal yine en dipte olanla- Mustafa Kemal Anlatıyor: Sa-
ağır kol işçiliği yapanları tanıması söz konu-
ve feodal ilişkilerin göç eden “yayla memleket
ra, güvencesizlere bugün de sayfalarını açardı. vaş ve Barış’ı konuşuyor. Baş-
sudur. Yazarın yaptığı tarif alın teri ile geçi-
uşakları” üzerindeki etkisine de dikkat çeker.
buğ, hem bir komutan hem de
Edebiyatımızda emek araştırmaları ile ilgi-
nen bu sınıfla bağ kuran kişinin en gerçekçi
1950’lerde inşaatı temel sektörlerden biri
bir yazar gözüyle yalın dille,
li bir tarama yaptığımızda da Orhan Kemal’in
şaşkınlığıdır: “Bu türlü ırgatlık dokumacılık-
haline getiren iktidarın da altını çizer. Gece-
akıcı bir kurguda sinematog-
ilk eserinden son eserine kadar işçi sınıfını an-
tan da zordu. Bu işleri görenlerin ben ve be-
kondu ve minik de olsa sendika adına çaba-
rafik bir anlatı ve ilk elden ta-
latma konusunda kesin bir süreklilik ve işçi sı-
nim gibilerden çok başka, demirden, çelikten
lar bu romanda daha görünürdür. Memet, ba-
nıklıklar eşliğinde kaleme aldı-
nıfı penceresinden hayata bakma konusunda insanlar olduklarını anlamıştım.”
basına göre bilinçli bir işçi-usta tipi çizer. ğı incelemesinde, okuyucula-
da tutarlı bir tutum içinde olduğu görülecektir.
GÖÇ OLGUSUNA DEĞİNEN Bu romandaki gecekondu olgusunun özellik- rı ilgili dönemlerin, müttefik ve
İŞÇİ SINIFININ YAZARI İLK ROMANCIMIZ düşman her cephenin adeta
le 1970’lerde yükselen sol hareketlerin günde-
kalbine ışınlıyor. Ve okuyucu-
Roman ve öykülerinden yola çıkarak yapa- Edebiyatımızda göç olgusuna değinen ilk ro-
mine girdiğinin altını çizmek gerekir.
ları Mustafa Kemal’le konuş-
cağım örneklemelere geçmeden önce son söy-
mancı olarak da öne çıkan Orhan Kemal, kır- Orhan Kemal’in yine birbirinin devamı olarak
turuyor.
leyeceğim sözü şimdi söyleyebilirim: Orhan salın kendi içinde göçünü anlattığı Bereketli
okunabilecek Vukuat Var ve Hanımın Çiftliği
Emin Adnan, Cemalettin N.
Kemal, işçi sınıfının yazarıdır. Topraklar Üzerinde romanıyla köylülükten iş-
romanları da 1950’lere doğru giderken emekçi
Taşcı’nın Yılmaz Büyükerşen’le
Orhan Kemal’in ilk öykü kitabı Ekmek Kav-
çiliğe akan insanları ve onların nasıl güvence- sınıfların siyasal seçeneksizliğini ve bu durum
yaptığı ve klasik bir nehir söy-
gası (1949) adlı kitabıdır. Çoğu kitabının oldu- siz bir yaşama sürüklendiğinin de altını çizer.
karşısında sınıfsal çıkarına uymayan ortamla-
leşiyi aştığını ifade ettiği Za-
ğu gibi bu eserin adı bile içerik konusunda bi- İşçilere olan sevgisini anlatının atmosferi- rını anlatır. Romanda toprak işgali ve onun ya-
manı Durduran Saat’i merce-
ze mesajını sunuyor. Üstat, daha ilk kitabından
ne hâkim kılan yazar bunu yaparken bir şeye rattığı sonuçlar da ele alınır. Romanın baş ki-
ğe alıyor. Özellikle 1960 son-
bize izleyeceği yolun ne olacağını söylüyor. dikkat eder. Bu çalışan sınıfı abartmaz. Zaaf-
şileri arasında Muzaffer Bey olsa da söyledi-
rasından bugünlere modern
İşçi sınıfının dünyada bir dinamik güç ola- ları, yalnızlıkları, küçük hesapları ile ele alır. ğimiz gibi Orhan Kemal köy ve kent yoksul-
Eskişehir’in yaratılış öyküsü ve
rak ortaya çıktığı 19. yüzyıl ve etkin-iktidar ol-
Nihayet romanın üç köylü-işçi kahramanın- larını roman atmosferinde sevgiyle işler. Or-
tarihi niteliğindeki kitapta, ola-
ma yoluna gittiği 20. yüzyılda Orhan Kemal, dan sadece bir kişi ustalaşarak köyüne varabilir.
han Kemal’in ölümüne yakın Bir Başka İnsan
ğanüstü bir yönetici olan Yıl-
bir yönüyle toplum bilimsel bir yönüyle top- İşçi sınıfın zaafından söz etmişken, kendi sını- adını verdiği ama sonra Kaçak olarak değiştir-
maz Büyükerşen’in yaşamöy-
lumcu bir bakışla bu sınıfın Türkiye’deki var-
fına düşman, çıkarını bilmeyen bir emekçi tipi- diği Habip’i anlattığı yeni bir roman yazmıştı. küsünün bir roman tadında
lığını kaleminin esas gündemi olarak belirler. ne uygun düşen bir tip aranacaksa Murtaza’dan Devamında da, Hanımın Çiftliği’ni ya- sunulduğunu vurguluyor.
Y. Bekir Yurdakul, Sev-
Yazar, makineleşme, kentleşme, göç, fab- daha iyisi yoktur, sanırım. kan “kaçak” Habip’in sınırın ötesinden dö-
gi Saygı’nın doğadaki yerimi-
rika, toplumsal karşılaşmalar gibi olgulara ve Kahramana verdiği isimden, göçmenliği-
nüp daha bilinçli bir tutum sergilemesini an-
zi anımsattığı, ağaçların dili-
onun sonucu olan eylemlere bakar. ne varana kadar Orhan Kemal’in çok iyi iş- latacak, direniş ve kazanım daha bilinçli ve
ni, toprağın sabrını, çalışmanın
Bu yönüyle Grev (1954) kitabı işçi sınıfı- lediği bu görkemli romanda, yazar; babası- örgütlü eylemlerle olacaktı. Ama yaşamının
değerini yeniden keşfetmemi-
nın en güçlü direniş biçiminden ismini alır. nın tersine, kendi sınıfıyla yan yana yürüyen
sona ermesi buna izin vermedi.
zi incelikle dillendirdiği kitabı
Kitabın basıldığı dönemde DP iktidarının Hasan’ı da umut bağladığı işçi olarak çizer. İlk eserinden son eserine kadar ki tutumu-
Sevgili Ucube’yi inceliyor.
açık baskıcı tutumunu hatırlarsak bu yıllar- Sokağa inen otoritenin işçi sınıfının tepesin- na baktığımızda aslında Orhan Kemal, ede-
Vitrindekiler ve Mustafa
da “Grev” adını vermesi dahi cesur aydın de dolaştığı bir zamanın romanıdır, Murtaza. biyatımızın yüz akı “Bir Başka İnsan”dır.
Başaran’ın hazırladığı Bulmaca
örneği olarak da görülebilir, görülmelidir. Mekânı yine Adana olan ve küçük el üre- Aramızdan ayrılışının 52. yılında özlemle ve
ile düşün trafiği sürüyor.
Kitaba adını veren öyküde iplik fabrikasın- ticilerin makineleşmeye yenilip işçi kitlele- sevgiyle anıyorum. n
İyi okumalar...
l İmtiyaz Sahibi: Cumhuriyet Vakfı adına: Alev Coşkun l Genel Yayın Yönetmeni: Arif Kızılyalın
l Yayın Yönetmeni: Gamze Akdemir l Tasarım: Bahadır Aktaş l Grafik: Mehmet S. Aman l Sorumlu Müdür:
Özgür Soyer l Yayımlayan: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ l İdare Merkezi: Prof. Nurettin Mazhar
Öktel Sok. No: 2, 34381 Şişli- İstanbul l Tel: 0 (212) 343 72 74 (20 hat) Faks: 0 (212) 343 72 64 l Reklam Genel
Müdürü: Esra Bozok l Reklam Rezervasyon: Tel: 0 (212) 343 72 74 Mail: reklam@cumhuriyet.com.tr l Baskı:
İleri Basım Mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. AŞ, Yenibosna Mah. 29 Ekim Cad. No: 11A/41
KITAP Bahçelievler - İSTANBUL. l Yerel süreli yayın l Cumhuriyet gazetesinin ücretsiz ekidir.