05 Kasım 2024 Salı Türkçe Subscribe Login

Catalog

ATAOL BEHRAMOĞLU’NDAN ‘SUÇLUSUNUZ’ Şiirden bir karşı bellek inşası! Türkçenin dünyayla söyleşen, tarihin ötesine şiirden bir bellek inşa eden şairi Ataol Behramoğlu, Suçlusunuz (Tekin Yayınevi) adlı kitabında son kırk yılda yazdığı, yayımladığı, çalışma defterlerinde tuttuğu şiirlerinin yanı sıra Cumhuriyet gazetesinde yayımlanan şiirleri de yer alıyor. Bu yönüyle Ne Çok Hain adlı şiir kitabının da bir devamı niteliğinde. şair, lise yılları için söyledi- Behramoğlu, entelektüelin AYŞEGÜL TÖZEREN ği şu cümleden bu yıllarda da sorumluluğunun demokratik hiç uzak değil: “Devrimciydik eleştiri olduğunu şiirleriyle bil- taol Behramoğlu, uzun yıllar ama Baudelaire hüznü de uzak gece imleyen; dizelerine, insa- boyunca Cumhuriyet gazetesin- değildi bizden…” nı, doğayı, dünyayı, yaşamın de düzyazı metinler yayımla- Ataol Behramoğlu, akılda kalı- çelişkilerini şefkatle ve vicdan- A dı. Ancak kendi ifadesiyle, “şi- doğaya seslendiği ‘Bir Şaşkın İlkbahar’ şi- cı ve geniş zamanlı dize kurmak- la işleyen bir şair. irin olanaklarıyla” köşe yazılarının güncel- irinde, insanın dünyaya hükümranlığını en la, aforizmik, okuru kolay doyu- Kitabın açılış şiiri “Ayvaz- de kalma özelliğini aşıp, geniş zamana açı- güçlü biçimde hissettirdiği antroposen çağı ma ulaştıran, kolay anımsanan, hacı Ağıdı” okuyucuyu yak- labilmek için köşe yazılarında düz yazıdan masaya yatırıyor. Doğanın krizinde, iklimin kolay unutulan şiirler arasındaki laşık kırk yıl önce kırk kişinin şiire yöneldi. Bu yönelişinin ardından, bu değişimini anlatırken insanla gezegenin, in- farkı gösterebilen bir şair. Bunun ölmesine yol açan Kayseri’de şiirler gazetenin birinci sayfa şiirleri haline san unutsa da, bir olduğunu dizelerine taşıyor: bir nedeni de şairliğinin yanı sı- gerçekleşmiş heyelanın acısı- geliyor ve okurun gazeteyi eline aldığında Sonra insan nasıl eskisi gibi aşka yaşa- ra bir entelektüel olması. na götürüyor. Behramoğlu, açı- ilk gördüğü sayfaya yerleşiyor. mında yer açmaktan çekiniyorsa, dünya da Behramoğlu’nun sözünün ve lış şiirlerinde Halk Edebiyatı- Çağımız gün geçtikçe, şiirden ve şiirin yü- yaşama çok istekli değil: “Aşkın büyüsün- şiirinin ardındaki entelektüeli ararken, Ed- nın olanaklarından yararlanıyor. İlk şiirin- reğinde hep saklı olan hakikatten uzaklaşıp de de bir şey var eksilen,/ Okşayan el gü- ward Said’den yararlanmak isterim: “Ente- de örneğin sekizli hece düzeni kullanıyor, vasatizm ideolojisinin hükümranlığına gi- vensiz, okşanan ten tedirgin,/ Toprak buna- lektüel, belki de kendi karşı-söylemini oluş- Halk Edebiyatının en kısa ölçülerinden se- rerken, Ataol Behramoğlu’nun şiiri görünür lıyor altında beton yığınlarının,/ Plastik so- turmuş ve vicdanının uzaklara bakmasına ya kizli hecenin akılda kalıcılık olanağına şii- kılmaktaki ısrarı ve inadını, başlı başına bir luyor akciğeri denizlerin. Gidecek bir yeri- da uykuya dalmasına müsaade etmeyen bir rinde yer açıyor. Şiirlerin patikasında iler- direniş olarak okuyabiliriz. Şairin direnişi… miz olacak mı bilmem/ Doğa bütünüyle yi- karşı bellektir.” ledikçe dizeler de uzuyor, yakın tarihin acı- Suçlusunuz adlı kitabında, şairin son kırk tirince dengesini;/ Bizi milyonlarca yıldır Şairin vicdanlı kalemi altmış yıldır gözünü ları şiirin yüzüne çıkıyor. yılda yazdığı, yayımladığı, çalışma defter- konuk eden bu gezegen/ Bu ev sahipliğin- bile kırpmamış bir karşı bellek olarak, öteki Suçlusunuz’da, İlhan Erdost’tan Uğur lerinde demlenmeye bıraktığı şiirler de var. den sıkılmış gibi.” Böylelikle, kitapla, şiirden bir yakın tarih yol- her kimse nefesini şiirle buluşturmaktan hiç Mumcu’ya, Metin Altıok’a düşünceleri ne- Ataol Behramoğlu yeni şiir kitabı Suçlusu- culuğuna çıkarıyor okuru… vazgeçmedi ve şair bu ediminde, hiçbir za- deniyle kırk kilidin ardına dört duvarın ara- nuz ile, entelektüelin sorumluluğunu, gerçeği Altmışlı yılların başında ilk şiiri man çatışma alanları yaratmadı, birlikte ya- sına mahkûm olmuşlara, yakın tarihin fi- söyleme cesaretini anımsatırken, okura fısıl- şama olanağının coşkusunu anımsattı. Sen- gürlerine şiirin estetiğiyle bir dokunuş var. “Melankoli”yi yayımlayan, bundan birkaç dıyor: Şiiri unutan, yaşamın, sevginin ve aş- yıl sonra “Bir Gün Mutlaka” başlığını atan deleyenlere, “Yıkılma sakın” diyen ses oldu. Şiirlerin tümü yüreğinde umudu taşırken, kın en saf halini de unutmuştur... n CAN| MODERN “Yalnız yürüyecek kadar güçlü degil misin?”^ İnsan kalbindeki kaygıların ve arzuların derinliklerini keşfeden hüzünlü, sarsıcı ve dokunaklı bir aşk hikâyesi. Nobel ödüllü André Gide’in “Ayrı Yol’un diğer yarısı” olarak nitelendirdiği Dar Kapı, aykırı bir yazardan aykırı bir başyapıt.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear