Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
“Başka Gözler, Başka Kalpler” ya- rilyn Monroe filmleri, yaşlılıkları, on-
zısını, aklınıza yaşadığımız bugün- ların gençlik resimlerini saklayanlar,
ler gelecek. duvarlara asanlar… O eski “sinema-
Evet, bilim bilimdir ama bu insan- lı günler” içinde bulursunuz kendini-
ları kendine köle yapan bir bilim ol- zi, yarı karanlık bir sinema salonun-
mamalı. Akbal, söz konusu yazısına da güzel düşlere dalarsınız.
“Rimbaud bir dizesinde ‘gerçek ya- Böyle bir canlı tablo sunar Oktay
şam bu değil’ demişti” cümlesini ek- Akbal bizlere o güzel yazılarıyla.
lemekle ne güzel yapmış. Bir de Önce Ekmekler Bozuldu’dan
Sadece bir hikâyeci, bir roman birkaç satır: “Hepimizi kötü düşün-
yazarı ya da günce yazarı değil Ok- celer, çirkin duygular kapladı. Ba-
tay Akbal, o güzel Türkçesiyle öy- rış günlerinin insanları artık yok.
le bilgece sözler söylüyor ki... Ne Nice tanıdığım insanların şimdi
diyor sanatçı için: “Sanatçı, yazar, hepsi bana yabancı geliyor. İyile-
‘gücünün yetmediği yere dek’ git- ri kötü, cömertleri hasis, duyguları
mek, ulaşmak isteyen kişidir.” katı yürekli oldular. Ah, o ekmeğin
Bu arada “El Grekoya Mek- bozulması, insanların mayası mu-
tuplar” içine giriyorsunuz, orada hakkak ki ekmektir.”
Kazancakis’le İstrati’nin Gorki’yle
görüşmelerine tanık oluyorsunuz. GÜNCE TÜRÜNÜ DE
Yaşadıkları hayal kırıklıkları bir ONUNLA SEVDİK!
yerde sizi de üzüyor. Gorki’nin yü- 1960’lı yıllardan sonra Yunanis-
zündeki acıklı ifade insanın içini tan’daki “Batı Trakya Türk Öğret-
karartırken birden Dostoyevki’nin menler Birliği” çatısı altında ya-
Yeraltından Notları, içinde bulu- yımlanan amatör “Birlik” ve “Öğ-
yorsunuz kendinizi. retmen” dergilerinde yer alan ba-
zı “günceler” görülüyorsa bun-
o tatlı anlatım içinizi bir ilkbahar güneşi ir olarak oturtuluyor: “Körfezdeki dalgın
İÇİNİZİ HEM SIZLATAN da Oktay Akbal’ın görünmez bir öncülü-
gibi ısıtıyor mu ısıtıyor. suya bir bak, göreceksin/ Geçmiş gece-
HEM DE ISITAN ANLATILAR ğü vardır.
Yazarları, şairleri tanıyorsunuz birkaç lerden biri durmakta derinde/ Mehtap…
O kadar olay anlatılıyor, o kadar ko- “Günce” türünü de onunla tanıdık,
paragraf içinde; okul yıllarımızda her za- İri güller… ve senin en güzel aksin/ Vel-
nu ele alınıyor ki kitapta, zevkle oku- sevdik. Günlerde adlı kitabının arka ka-
man düzgün kıyafeti, fötr şapkası ardın- hasıl o rü’ya duruyor yerli yerinde.”
yorsunuz. Birkaç paragraf içinde, Fik- pağındaki şu yazılar içimden geçenlerin
da okunan aruz vezinli ağır şiirleriyle içi-
ret Otyam’ı bütünüyle tanıyor, resimleri- dile getirilişi: “Yalnız ele aldığı konular
mizde yer eden Yahya Kemal Beyatlı, hiç KISACIK YAZILARA
ni, fotoğraflarını görüyor, Anadolu insa- ve ileri sürdüğü düşüncelerden almıyor
kimselerin gücenip kırılmasına meydan DÜNYALARI SIĞDIRDI!
nının çilesine, yoksulluğuna tanık oluyor, zenginliğini bu yazılar, deyiş güzelliği ile
vermeyen o tatlı anlatımla eleştiriliyor. O kısacık yazılara ne çok şeyler sığdı-
bu insanlara sahip çıkmanın, bu insanları de dikkat çekiyor ve beğeniliyor.”
Sonra birden bir dörtlüğüyle o saygın rılmış, şaşar kalırsınız. Anday’ın şiirleri...
sevmenin “gerçek milliyetçilik” olduğu- Türkçenin, Türk edebiyatının bu büyük
nu öğreniyorsunuz içiniz sızlayarak, ama yerine, bir çerçeve içine “klasik” bir şa- Ünlü film yıldızları Betty, Veronika, Ma- ustasını saygıyla selamlıyorum. n
Yazılakalanlar 2
Bu kısa yazılar bir okur/yazarın 1985’ten bu yana kaleme aldığı değinmeler/
çıkmalar, eskilerin deyişiyle “derkenar”lardan seçilip derlenmiştir. Söz konusu kişi
okuduğu kitaplarda, dergilerde, gazetelerde ve ayrıca gördüklerinden, işittiklerinden
dikkatini çekenleri, çağrışımları, önce “Kaydadeğerlikler” başlığı altında deftere/
defterlere yazagelmiştir. Daha sonra da “Yazılakalanlar” genel başlığı altında
yayımlamaya yeltenmiştir! Bu değinmeler/çıkmalar ilk kaleme alındıkları gibi
bırakılmış olmakla birlikte bilgi denetimi yapılmış, yanlışlar düzeltilmeye, eksikler
giderilmeye çalışılmış, kimi yeni bilgiler eklenmiştir.
miş. Edebiyat öğretmenliğinden emekli sa “günlük” mü demeli ya da “günde- kıştırmanın gayretinde olanların işi.
ERAY CANBERK
olmuş. İki şiir kitabı var: Yaşam Yeli ve n Mehmet Kuşman… Van’da, Urar-
liktir” mi?
Tek Sevgi… n İstanbul konusunda 2012’de, “İs- tu dönemine ait Çavuştepe Kalesi bek-
2012/1
Kadıköy’e, Ahmet Miskioğlu’nun haf- tanbul yağması Anadolu’yu kurutuyor” çiliği yapmış. 1961’de çalışmaya başla-
n Orhan Okay, Bir Hülya Adamı-
tada bir düzenlediği toplantılara (Türk diyor iktisatçı Mustafa Sönmez. “Marka mış 2005’te emekli olmuş (44 yıl). Ar-
nın Romanı: Ahmet Hamdi Tanpınar
Dili Dergisi toplantıları) gelirdi… Yük- değil ‘kimlikli’ kent’…” diyor mimar ve keolog Afif Erzen’in yanında çalışmış.
(Dergâh Yayınları, 2010) adlı kitabında
sek Öğretmen Okulu öğrencisi olduğu şehirci Oktay Ekinci de… Troya Folklor Araştırmaları Derneği
sanat adamlarını, aydınları iki ayrı kü-
sırada dönem arkadaşları arasında gele- n Jean-Baptiste Piolet (1855-1930), 19. Ödülleri Özel Ödülü verilmiş kendi-
meye ayırıyor: “Birikimleriyle oluşan-
ceğin edebiyatçıları da öğrenciydi: Ra- la France au Dehors / Les Missions sine (2011)…
lar”, “birikim yaratanlar”.
uf Mutluay, Sadiye Akay, Ahmet Kabak- Catholique Françaises au XIX Siècle İlgili bir öğrenim görmediği halde
n Osmanlıca gündemde olduğuna gö-
lı, Necdet Eruygur, Mehmet Karabulut, (Dış Ülkelerde Fransa / XIX. Yüzyıl- kendini arkeolojiye adamış bir başka
re “Yetmez ama evet”in Osmanlıcası
Talat Tekin, Hüseyin Demirhan… Anadolu insanı tanımıştım. İsmail Hak-
da Fransız Katolik Görevliler) adlı kita-
“Nâkâfi lâkin lebbeyk” olabilir mi?
n Yönetmen Richard Linklater’ın bın yazarı. kı Tunçer’le, Çanakkale’de, Truva’ya
n Hayatımızı inşa ederken kendi kendi-
Newton Kardeşler (1998) adlı filminin Söz konusu kitap, özellikle Osman- komşu Aleksandreia Troas eskil (antik)
mizi mahzun ediyor ya da kandırıyoruz.
kahramanları soygun yaptıkları için yar- lı İmparatorluğu sınırları içinde Kato- kenti kazı yerinde karşılaşmıştık.
Yakınlarımızı ya da tanıdıklarımızı da…
gılanırken kendilerini şöyle savunuyor- lik misyonerler aracılığıyla yapılan et- Yetkililer olmadığı bir sırada kazılar-
Her insan için bu bir “darbe”dir. Ama bu-
lar: “Biz yanlış bir iş yapmadık, sadece kinlikler, kurulan okullar, yetimhaneler, la, eskil kentin tarihiyle ve çıkarılıp ser-
nu örtbas etmek için çeşitli bahaneler ve
gerekçeler bulmayı da beceririz… para çalanların parasını çaldık!” dernekler açısından önemli bilgiler içe- gilenen sanat eserleriyle ilgili o kadar
n “Ah! que la vie est quotidien- ren bir kaynak. ayrıntılı bilgi vermişti ki bize önce arke-
n Mehmet Nuri Karaküçük (1924-
2012)… 1949’de Edebiyat Fakültesi’ni ne!” (Ah! Hayat gündelik olmalı!) de- n Osmanlı simsarlığı; Osmanlı’yda olog sanmış, sonra bekçi olduğunu öğ-
ve Yüksek Öğretmen Okulu’nu bitir- miş Fransız şair Jules Laforgue… Yok- olmayanı lafebeliği ile Osmanlı’ya ya- renmiştik! n
10 21 Nisan 2022