Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
ŞUBAT 2022
SEVİL KESİMAL’DAN
‘Indigo Günlükleri’
Sevil Kesimal, 19 öyküden oluşan, hasretin, kavuşmanın,
ayrılığın, dünün, bugünün ve hayallerin kucaklaşması
niteliğindeki ikinci öykü kitabı Indigo Günlükleri’nde
(Bilim Sanat Yayınları); Kanada’ya göçmen olarak yerleşen
oğullarının yanına giden bir anne- babanın geçmişle
bugünün, gerçekle düşün birbirine geçtiği seyahatlerini bir
kent ve kültür panaroması eşliğinde anlatıyor.
göçmenlerden aldığını öğreniyoruz.
NURDANE ÖZDEMİR
Çevresine ilgisi okuru da aynı atmosferin
SAĞKAN
içine sokuyor. Çimlere dizili beyaz taşlar-
la mağara resimlerini anımsatan figürleri,
YAZARIN TORONTO’SU...
sahafın üst raflarındaki çizgi roman fasi-
Sevil Kesimal ilk öykü kitabı Dut
külleri, bankta oturan çizgi film kahrama-
Kokusu’ndan iki yıl sonra yayımlanan ve
nı Bras’la, Toronto’nun kendi hikâyesini
19 öyküden oluşan Indigo Günlükleri’nde
anlatan bir kent olduğunu öğreniyoruz.
(Bilim Sanat Yayınları), Toronto’nun so-
Yazarla birlikte kenti gezerken
kakları, parkları, dükkânları ve halkı ile
zihninin bizi taşıdığı duraklara da uğru-
bildiği yerler, tanıdığı insanlar arasında
yoruz. Kimi zaman çocukluğunun arka
benzerlikler kurarak, hem bir oyun oynu-
bahçesine, bazen onun rüyasında birlik-
yor hem de oğlunun yaşadığı kenti kendi-
te köfte yaptıkları arkadaşının mutfağı-
ne tanıdık kılıyor.
na, bazen de anneannesinin son günlerini
Indigo, yazarın Kanada’da kaldığı sü-
geçirdiği hastane odasına gidiyoruz. Edebiyatımızın
re boyunca en önemli bellek mekânı olu-
yor; neredeyse gereksinim duyduğu her
GÖÇÜN HÜZNÜ!
şeyi bulduğu, kahve molası verdiği eğ-
Kitaptaki öykülerden birisi de annean-
köşe taşlarından biri...
lenceli bir yere dönüşüyor.
nenin hüzünlü göç hikâyesi. Dersim’den
Indigo Günlükleri’nde sıklıkla yaza-
Erzincan’a gelin gidip bir daha doğdu-
rın keşfedişlerine, geçmişi anımsayışları-
ğu toprakları göremeyişi, sonrasındaysa Samipaşazade Sezai’nin, Ka asya’da esir tüccarları
na ve özdeşleştirmelerine tanık oluyoruz.
yurt dışına üniversite eğitimine gönder-
Toronto’da bahçe çitlerinden taşan buğ- tara? ndan kaçırılan ve memleketinden uzaklara, İs-
diği oğullarının, gittikleri ülkelere yer-
day başaklarını andıran bir bitki, yaza-
tanbul’a getirilen küçük Dilber’in genç bir kadın olma
leşmeleriyle, ömrünün sonuna kadar on-
rı çocukluk günlerindeki avuçlarının ara-
ların hasretini çekip, adlarını sayıklaya-
sürecinde yaşadığı acıları, konaklarda çektiği zorluk-
sında kavrulmuş buğday tanelerini ova-
rak yaşama veda edişi anlatılıyor.
ladığı günlere götürüyor.
ları, aşka dair hayal kırıklıklarını anla ığı Sergüzeşt,
Sevil Kesimal, kimi zaman kullandı-
Sonra Toronto’da Bloor-Yonge istasyo-
ğı sözcükler, benzetmeler ve kavramlarla aynı zamanda özgürlükçü fikirlerle tanışmaya başla-
nunda “revolution” diye bağırarak üzeri-
da okuyucuda, bunları araştırıp öğrenme
ne doğru gelen sarhoştan hiç korkmuyor,
yan Tanzimat aydınının esaret olgusuna yönel iği bir
isteği duyuran bir anlatım yolu izliyor.
çünkü ona eski komünistlerden dediği ar-
eleştiri olarak da öne çıkar.
Kraft kâğıt, kesekli tarla, Kabuki tiyatro-
kadaşı Alparslan’ı çağrıştırıyor.
su, otriş, cosplay, Pastafarian gibi.
Romanın 1888 yılında yapılan ilk baskısını 1924 yılın-
Yazar, Toronto sokaklarında dolaşır-
KENTLERİN SESLERİ,
ken, sınırların yokluğu, belirsizliği, bir-
KOKULARI, RENKLERİ...
da yayımlanan nüshayla karşılaştırarak hazırlanan
birine karışmışlığı hissiyle, dünyayı teh-
Yazar, ilk kez gördüğü bu kenti, bildi-
eleştirel basımı ve tam metinden sadeleştirilmiş hali
likelere açık, ürkütücü bir yer olarak dü-
ği yaşadığı yerlerle karşılaştırarak, sesle-
şünüyor ve şöyle diyor: “Bütün göç
rini, kokularını, renklerini algılamaya ça- İletişim Klasikleri’nde...
hikâyeleri beni üzer, hep bir sürgün ol-
lışıyor. Toronto sokaklarının birayla sidik
duğunu düşünürüm.”
arası cannabis ve yanmış şekerle, fırınlan-
Indigo Günlükleri hasretin, kavuşma-
mış et koktuğunu, kentin sesinin siren, in-
şaat gürültüsü ve mekanik müzik olduğu- nın, ayrılığın, dünün, bugünün ve hayal-
nu, rengini Hintli, Asyalı, Orta Amerikalı lerin kucaklaşması. n
www.iletisim.com.tr iletisim@iletisim.com.tr
vimeo.com/iletisim facebook.com/iletisimyayin twi er.com/iletisimyayin instagram.com/iletisimyayin
17 Şubat 2022 15
Çevrimyazı: İsmail Kayapınar,
İletişim Klasikleri, 203 sayfa
Çevrimyazı: İsmail Kayapınar,
İletişim Klasikleri, 130 sayfa