Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
MERİN SEVER’DEN ‘GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE İSTANBUL LEZZETLERİ’
‘Sofra daha birleştirici!’
Merin Sever’in derlediği, İBB Kültür AŞ tarafından yayımlanan Geçmişten
Günümüze İstanbul Lezzetleri, antik Yunan ve Bizans’tan Osmanlı saray
mutfağına, geleneksel yemeklerden sonradan eklenen lezzetlere kadar
İstanbul’un mutfağına girmiş, sofrasına değmiş birçok kültürün izini araştırarak
kocaman bir sofraya davet ediyor.
bi birçok coğrafyanın etkilerini taşıyan bu
yor günden güne. Siz bu gast-
BÜŞRA UYAR
şehrin lezzetlerini doğru yansıtmak için sof-
ronomik işgal hakkında ne
rada olan her şeye yer açmak gerekiyordu.
düşünüyorsunuz?
‘YEMEK, POLİTİK VE
İstanbul’u sadece Bizans, sadece Os-
Bunun kaçınılmaz bir yanı
SOSYOLOJİK BİR MESELE!’
manlı saray mutfağıyla ya da sadece zey-
var artık. Kimseyi yediği, içti-
n Sizin yemek kültürüne ne kadar me-
tinyağlılar ve balıkla anlatamazsınız. Bu
ği şey için kınamak da haddi-
raklı bir “iştahperver” olduğunuzu bi-
yüzden, kitabı oluştururken bu mantık-
me değil. Fakat her bir kuşak
liyoruz! Bu açıdan öncelikle sizin Geç-
la hareket edecek, daha geniş düşünebilen
bir öncekinin bildiklerini bile-
mişten Günümüze İstanbul Lezzetleri’ne
kişilere ulaşmaya gayret ettik.
mez, bulduklarını bulamaz ha-
hazırlık sürecinizi öğrenmek isterim.
Uzmanlık alanları ayrı 18 farklı yazar-
le geldi, hem de bunca iletişim
Nasıl bir yol izlediniz? Bu kapsamlı
dan yazı ve benim yaptığım 12 farklı söy-
olanağına karşın!
çalışmayı hazırlamak ne kadar sürdü?
leşiyle kitabın içeriği tamamlandıktan
Benim yaptığım, olsa olsa
Yemekler nasıl kimliğimizden izler ta-
sonra da iki ay gibi bir sürede kitap için
başka şeyleri keşfetmek iste-
şıyorsa şüphesiz ilgi alanlarımız da bizden
birçok yeni fotoğraf çekildi, ayrıca arşiv
yen ama buna nereden başla-
izler taşıyor. Ben de hem aileden gelen iyi
tarandı ve böylece görsel tasarımı da ta-
yacağını bilemeyenler için ek-
yemek merakımın hem kendi siyaset bili-
mamlanarak bu kitap doğdu.
mek kırıntıları serpmek gibi.
mi öğrenciliğimin hem de yıllardır yayın-
n “Kesinlikle bu çalışmada yer alma-
Fakat zamanımız az, tıp-
cılık sektöründe olmam sayesinde öğren-
lı” diyerek tanıştığınız yeni isimler, yeni
kı masalda kuşların o kırıntı-
diklerimin bu kitapta birleştiğini hissettim.
lezzetler oldu mu?
ları yemesi gibi, eğer yeterin-
İnsanların köklerinin, hikâyelerinin
Birçok isimle ilk kez doğrudan temas
ce hızlı davranmazsak biz de
mutfağına ne kadar yansıdığını fark et-
kurdum. Yani Takuhi Tovmasyan’ın, Sil-
bazı şeyleri yarın hiç bulamı-
mem, bir Balkan göçmeni olarak evdeki
va Özyerli’nin, Vedat Ozan’ın kitaplarını
yor olacağız. İşte o ihtimal be-
mutfağın Türkiye’de yaygın olan mutfak-
beğeniyle okumuştum; Özge Samancı’nın
ni çok ürkütüyor.
la bazı açılardan pek benzemediğini gör-
makalelerini, seminerlerini takip etmiş-
n Tüm dünyada yükselişe
memle olmuştu ilk.
tim; Ercan Gül’ün, Sinem Özler’in, Leyla
geçen aşırı sağ, ırkçılık, eko-
Yemeğin bu anlamda çok kültürel bir ya-
Kılıç’ın yemeklerini yiyor ve beğeniyor-
nomik kriz, iklim krizi ma-
nının olduğunu fark etmek belki kolaydı,
dum ama hiçbiriyle kişisel temasım yok-
lum… Derleme bizi bu at-
ama sanıyorum asıl etkisini yüksek lisans
tu. İster yazı ister söyleşi için olsun bir-
mosferden uzaklaştırıyor.
ve doktora eğitimim sırasında hissettim: Ye-
çok isimle bire bir temasa geçmem ilk
Tüm bu olumsuz atmosfer
mek hiç de karın doyurmaktan ibaret değil-
kez bu kitap için oldu. Onları tanımaktan
mutfağa nasıl etki ediyor? Nefretin mut-
di; çok politik, sosyolojik bir meseleydi!
Ayrıca yemek sadece karın doyurmak da
çok mutlu oldum.
fağa “sinmesi” daha mı yavaş?
Bu bakımdan “hazırlık” aslında tabii
değil, başkasının yemeğini yemek onunla
Sofra daha birleştirici çünkü boğazına
ki yıllara yayılan bir süreç. Ama pratiği-
konuşmaya ve dolayısıyla tanımaya başla-
GASTRONOMİK İŞGAL!
düşkün canlılarız! Tadı güzel bir yemek-
ne bakarsak, 520 sayfalık geniş kapsam-
manın bir yoludur. Konuşmak, önyargıları
n Bu çalışmayı incelerken büyük fast
ten, sırf belli bir kültürle özdeşleşmiş di-
lı bir kitabı altı ay gibi çok kısa bir süre-
kırar. İnsanların aynı sofralarda buluşma-
food markalarının, kahve zincirlerinin
ye nefret edeni pek görmedim.
de tamamladık.
sını, konuşmasını istemeyenlerin korkusu
egemenliğinden uzaklaşarak kimliğini
Zamanında “Lahmacun yemeyin!” di-
da budur zaten. Tabii konuşmanın, iletişim
kaybetmemiş o ara sokaklarda nefes al-
18 YAZAR, 12 SÖYLEŞİ ye doldurulan ilan panolarına karşın başa-
kurmanın tek yolu aynı sofrada buluşmak
İBB adına böyle bir kitap derlemem öne- dığımı hissettim adeta...
rılamadı bu. Yemek, en temel ihtiyacımız
değil ama kabul edelim ki yemek, muhab-
Gelgelelim, kaçtıklarımız “orada” ve
risi geldiğinde şunu düşündüm: Tarihi ola- olduğu için lezzetli yemeğe kayıtsız kal-
beti kolaylaştırıyor. Dilerim bu kitap da ön-
rak Anadolu, Balkanlar, Mezopotamya gi- hepsi de şehirlerin dokusuna nüfuz edi-
mamızın beklenmesi de gerçekçi değil.
yargıları kırmaya aracı olur. n
MAKBULE MEYZİNOĞLU’NDAN ‘MAKBULKA’
tan sonra tiyatro ve televizyon ek- Daha iyi ve eşitlikçi bir dünyanın
SERKAN FIRTINA
ranlarında başarılı performanslara ideolojisinin yanlış yönetimlerin
imza atıyor. elinde faşizme nasıl dönüştüğünü
akbule Meyzinoğlu tele-
Makbulka, Meyzinoğlu’nun ya-
gözler önüne seriyor. Makbule,
vizyon ve tiyatro dünya-
zarlıkta da neler başarabileceğini
Makbulka’ya dönüşüyor!
Msından tanıdığımız dene-
somut olarak gösteriyor.
Kitabın önsözünü Cerrahpaşa
yimli bir oyuncu.
Aydın Üstüntaş Oyun Yazma
Tıp Fakültesi Adli Tıp Ana Bilim
Şimdi de kendi yaşamöyküsün-
arışması’nda (2021) birincilik
Dalı Başkanı Prof. Dr. Gökhan
den yola çıkarak yazdığı Makbul-
ödülü alan oyun, Dramatik Yayın-
Oral yazmış.
ka adlı oyunla karşımızda.
ları tarafından yayımlandı.
Bulgaristan’ın Varna şehrinde Zorunlu göçün toplumsal ve bi-
Makbulka, yaşadığı ülkede “öteki”
reysel sonuçları hakkında açımla-
doğan yazar, ortaokul eğitimini
olan, büyüdüğü ailede göç sonucu
yıcı bilgiler vererek okuyucuları ve
tamamladıktan sonra ailesi ile bir-
geldiği ülkede de “öteki” olan bir
likte 1989’da Türkiye’ye zorunlu sahneye koyucuları Makbulka’nın
kadının yaşadıklarını konu alıyor.
göç uygulaması ile geliyor. hikâyesine hazırlıyor. n
Kitabın Bulgaristan Türkleri-
On yedi yıllık bankacılık serüve-
ninden sonra oyunculuğu kafasına nin yaşadığı baskıları anlatan bö- Makbulka / Makbule Meyzinoğlu
koyuyor ve çeşitli eğitimler aldık- lümleri insanı derinden etkiliyor. / Dramatik Yayınları / 64 s. / 2021.
16 KITAP
20 Ocak 2022