29 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

AŞKIN ZENGİN AKKUŞ’TAN ‘KUTSAL CEHALET’ ‘Sosyopolitik ortaçağ sürüyor!’ Kutsal Cehalet (Dark İstanbul), günümüzde ve yaşadığımız topraklarda bile ortaçağ zihniyetinin hâlâ sürdüğünü, kadına karşı benimsenen bağnaz bakışın terk edilememiş olduğunu, dini istismar ederek halkı sömüren ve korkutup sindiren sosyopolitik düzeni kendi çıkarları için destekleyenleri anlatan, sorgulayan, öğretici ve akıcı bir roman. layıp büyü yapan bir dolandırıcıdır. Üste- ÇAĞATAY YAŞMUT lik bir yandan da yardım talep eden kişile- re cinsel istismarda bulunmaktadır. Türkan, Cinci Hoca’yı izlerken kendisi- arihe “Cadı Avı” olarak geçen nin imam nikâhlı ikinci eşi olduğunu olaylar ortaçağ ile ilişkilendirilse öğrendiği on dört yaşındaki Hanife’yi T de aslen Batı Avrupa’nın 1400’le- görür ve çocuğun hali içini burktuğundan, rin sonu ile 1700’lerin ortalarına denk çömezken Verona’daki bir manastırda re sonra tanık olduğu kötülük karşısında çantasından çıkardığı bir kitabı okuması gelen döneminde ağırlıkla yer bulmuştur. engizisyon rahibi olarak görevlendirilir. dehşete düşer. Günahsız insanların işken- için gizlice bu talihsiz kıza verir. Cadı olduğu yönünde suçlanan kişile- Morelli’nin Tanrı’nın adaletine inanan, celerde ve yakılarak öldürülmelerine aklı rin- çoğunlukla kadınların -yakalanma- haksızlığa tahammül gösteremeyen, dürüst- ve vicdanı dayanamaz. HANİFE’NİN ORTAÇAĞI! sı, yargılanması ve cezalandırılmasını lüğünden ödün vermeyen bir yapısı vardır. Üstüne üstlük zindanlardan birinde gö- Türkan’ın Hanife’ye verdiği kitap kapsayan süreçler 1700’lerin ortalarında Engizisyon mahkemesinin görevi cadı- rüp âşık olduğu Debora, baş engizisyoncu ortaçağ karanlığında suçsuz yere kilisenin İngiltere’de ve ardından diğer Avrupa lıkla suçlanan ve hüküm giyen kadınları tarafından haremine alınarak cinsel şidde- işkencelerine maruz kalmış insanların ülkelerinde cadılık suç olmaktan çıkarıla- yargılamak, zindanlarda hapsetmek, te maruz kaldığında genç adam daha faz- gerçek hikâyelerini konu edinmektedir. na kadar sayısız yaşama mal olmuştur. korkunç işkencelerden geçirmek, cadı la dayanamayarak bu insanları kurtarmak Hanife, engizisyonun uyguladığı işken- Bu yazıda tanıtılan roman bu sorunları olup olmadıklarını anlamak amacıyla akıl üzere kiliseye karşı gizli bir savaş açar. celerin insanların yaşamlarını kâbusa konu edinmektedir. almaz testlere tabi tutmak ve suçlu bulun- Bu savaş 2018 İstanbul’unda tüm benliği çevirişini hatta canlarına mal oluşunu duklarında yakarak cezalandırmaktır. Ortaçağ zihniyetiyle kuşatılmış Hanife’ye de okudukça kendi yaşantısının hiç de farklı CİNCİ HOCA VE TOPLUM! Dönemin anlayışına göre şeytanın sak- kurtuluş için bir yol gösterecektir. olmadığını görür. Babası Hanife’yi kendi- Boğaziçi Üniversitesi’nin Sosyoloji bö- lanmak için güzel bir yüzü seçeceğine ina- Kutsal Cehalet, günümüzde ve yaşadığı- sinden kırk yaş büyük olan Cinci Hoca’ya lümünde doktora tezini yazmakta olan Tür- nıldığından bir kadının yüzünün güzel ol- mız topraklarda bile Ortaçağ zihniyetinin kan, oldukça ilginç ve bir o kadar da günde- bir mal satar gibi satmıştır. Yaşadığı evin ması, tek başına yaşayan bir kadının evi- hâlâ sürdüğünü, kadına karşı benimsenen engizisyon zindanlarından farkı yoktur. lik yaşamın içinden bir tez konusu seçmiş ve nin üzerinde kara bulutların görülmesi ve- bağnaz bakışın terk edilememiş olduğunu, Dışarıda bambaşka bir yaşam vardır ama seçtiği konu için Fatih’in kenar mahalleleri- ya vücudunda doğum izlerinin bulunması dini istismar ederek halkı sömüren ve kor- nin birini mesken edinen “Cinci Hoca” la- Hanife bu yaşamın nasıl akıp gittiği konu- gibi “göstergeler” kadının cadı olduğuna kutup sindiren sosyopolitik düzeni kendi kaplı Salih Hoca’yı mercek altına almıştır. sunda hiçbir fikir edinememiştir. Diğer kahramanımız Armando Morelli, emin olmak için yeterli sayılmaktadır. çıkarları için destekleyenleri anlatan, Cinci Hoca insanların inançlarını sömü- rerek para karşılığı sözde muskalar hazır- İtalya’nın küçük bir köyünde sıradan bir Morelli göreve başladıktan kısa sü- sorgulayan, öğretici ve akıcı bir roman. n SELAMİ KARABULUT’TAN TOPLU ŞİİRLER: ‘KESİK ÜRPERTİ’ Çağ yangınından kederlenen şiirler! Kesik Ürperti’de “ben” dili hâkim. Karabulut, evrensel bir bakış açısıyla irdelediği insanı, kendisi üzerinden eleştiren bir şair. Dizelerinde “ben” derken salt kendi duyumsadıklarından ya da düşündüklerinden söz etmiyor. Doğadaki canlı cansız birçok varlığı, kente küsmüş kent insanını, dünyada hüküm süren çarpık düzeni dizelerine taşıyor. Altında, Kar Ateşi, Başka Tufan, Yarım daki canlı cansız birçok varlığı, kente küs- ışıltılı zamanlarımıza aittir. Çocukluk HATİCE EĞİLMEZ KAYA Kalan, Kendine Kırgın, İz ve Kaçak. müş kent insanını, dünyada hüküm süren sahibine dar edilmediği sürece uçsuz Kitapta “ben” dili hâkim. Karabulut, çarpık düzeni dizelerine taşıyor. bucaksız ve bereketli bir alandır. Yitirdiği- evrensel bir bakış açısıyla irdelediği insanı, Şair Kentten Sıkılanın Baladı’nda, “bü- miz her şey oradan göz kırpar. “Gözlerimi er çağın bir yangını var. Binler- kendisi üzerinden eleştiren bir şair. Dizele- tün mankenler soyunsa/ ısıtmaz üşüyen yakan kar/ çocukluğumun/ bozulmayan tek ce yıldır, asırlar kendi içlerinde, gövdemi/ sıkılıp yoruldum kentinizden/ büyüsü” diyen şair, kitap boyunca o büyü- rinde ‘ben’ derken salt kendi duyumsadıkla- H kendileri adına yandılar. Oysa 21. rından ya da düşündüklerinden söz etmiyor. gitgide yaşlanan kalbim/ çıplak ayaklı bir nün etrafında sıklıkla dolanıyor. yüzyıl hem önceki hem de sonraki asır- Çevresinde ve ufuk çizgisinin sınırla- mülteci” diyor. Kentler saldırganlığıy- Selami Karabulut, dış dünyayı çocuksu lar adına da yanmakta. Selami Karabulut, rı içine giren oldukça geniş alanda tanıklık la binlerce yara açmaktadır. Yine de çekip bir masumiyetin penceresinden betimliyor. Toplu Şiirleri Kesik Ürperti’de (Klaros ettiği her kişi ve her varlığın benlik ayna- gitmek elinde değil mutsuz çoğunluğun. Kesik Ürperti, üslubunu imgesel anlatımla Yayınları) ortak kederlerimizden dem sındaki izdüşümlerini yansıtıyor. Edip Cansever çocukluk için “gökyüzü güçlendiren, toplum ve birey ekseninde bir vuruyor yine de karamsarlığa düşmeden. Kesik Ürperti, Karabulut’un 1998-2018 İçten dışa, bireyden varlığa doğru durma- gibi bir şey bu çocukluk hiçbir yere gitmi- kitap. Uzun yıllarını şiire adamış, şiirin san- yılları arasında yayımladığı şiir kitapları- dan genişleyen şiir evreni “ben”i “biz”e yor” der. Arazlarımız da erdemlerimiz de cısını ruhunun derinliklerinde hissetmiş, bir nın bir toplamı: Uzaklara Söz, Göğün dönüştüren bir anlatım yakalayan şair, doğa- yetilerimiz ya da aciz kalmalarımız da o şiir emekçisinin hayatının dökümü. n 12 19 Ağustos 2021
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear