Catalog
                    Publication
                
                - Anneler Günü
 - Atatürk Kitapları
 - Babalar Günü
 - Bilgisayar
 - Bilim Teknik
 - Cumhuriyet
 - Cumhuriyet 19 Mayıs
 - Cumhuriyet 23 Nisan
 - Cumhuriyet Akademi
 - Cumhuriyet Akdeniz
 - Cumhuriyet Alışveriş
 - Cumhuriyet Almanya
 - Cumhuriyet Anadolu
 - Cumhuriyet Ankara
 - Cumhuriyet Büyük Taaruz
 - Cumhuriyet Cumartesi
 - Cumhuriyet Çevre
 - Cumhuriyet Ege
 - Cumhuriyet Eğitim
 - Cumhuriyet Emlak
 - Cumhuriyet Enerji
 - Cumhuriyet Festival
 - Cumhuriyet Gezi
 - Cumhuriyet Gurme
 - Cumhuriyet Haftasonu
 - Cumhuriyet İzmir
 - Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
 - Cumhuriyet Marmara
 - Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
 - Cumhuriyet Oto
 - Cumhuriyet Özel Ekler
 - Cumhuriyet Pazar
 - Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
 - Cumhuriyet Sokak
 - Cumhuriyet Spor
 - Cumhuriyet Strateji
 - Cumhuriyet Tarım
 - Cumhuriyet Yılbaşı
 - Çerçeve Eki
 - Çocuk Kitap
 - Dergi Eki
 - Ekonomi Eki
 - Eskişehir
 - Evleniyoruz
 - Güney Dogu
 - Kitap Eki
 - Özel Ekler
 - Özel Okullar
 - Sevgililer Günü
 - Siyaset Eki
 - Sürdürülebilir yaşam
 - Turizm Eki
 - Yerel Yönetimler
 
                        Years
                    
                    
                
                    Our Subscribers Can Login And Read Original Page
                    I Want To Register And Read The Whole Archive
                    I Want To Buy The Page
                
            
                50. ŞİİR YILINDA TUĞRUL TANYOL İLE ‘GİDİLMEMİŞ BİR YOL’ ÜZERİNE...
‘Epik şiire yönelmek istiyorum!’
Tuğrul Tanyol, şiirde 50. yılını Sia Kitap tarafından yayımlanan, 11. şiir kitabı Gidilmemiş Bir Yol 
ile selamlıyor. Özyaşamdan izler taşıyan, bugüne eleştirel yaklaşan öte yandan klasik şiir bilgisinden 
ayrılmayan bu şiirlerle Tanyol, bir süredir tüm kitaplarından daha açık, gerçekçi tutumla bir “ara 
bölgeden” seslendiğini gösteren başka bir şeyin geleceğinin habercisi. 
yazın teninize boyadığı renk 
CENK GÜNDOĞDU
gibi aylarca çıkmazdı. 
Bu bir özlem, doğayı  
yitirmenin özlemi. Şiirime 
‘OĞLUMA’...
konu olan doğa yalnızca bir 
n Gidilmemiş Bir Yol, “oğluma” 
fon, bir dekor değil. Pastoral 
ithafıyla açılıyor ve kitabın en etki-
şiirler yazmıyorum ben. Günü 
li şiirlerinden biri “Oğluma”. Oğul 
o özlenen doğaya ait metafor-
meselesi modern şiirimizde içten 
lar kullanarak anlatmaya çalı-
dışa ya da dıştan içe yer almıştır. 
şıyorum yalnızca.
Şiirinizden hareketle oğul me-
selesi üzerine neler söylersiniz?
‘ŞİİRİMİN GİTTİĞİ YERE 
Oğluma, onun büyüyüşünü 
GİDİYORUM!’
anımsadıkça birçok dize yazdım. 
n Son kitaplarınızda yaşa-
Evlat sevgisi başka bir şey.  
nan zamana dair baskın  
Tatmayan bilemez. Baba oğul 
ilişkisini bir rekabet olarak gören bir eleştirel dil, politik duyar-
görüşler de var. Sanırım her ilişki lık dikkat çekiyor. Bana san-
başka bir yol izliyor. ki son üç kitabınız, bir “ara 
Bu temayı dile getiren edebiyat 
bölgede” olduğunuzu başka 
yapıtlarını düşününce kuşkusuz 
bir yere geçeceğinizi işaret 
insanın aklına Babalar ve Oğul-
ediyor gibi geliyor. 
lar geliyor. Gerek Arkadi’nin, 
Bu kitaplar şiirinizdeki  
gerekse Bazarov’un kendi baba-
değişimin ayak sesleri mi, de-
larıyla olan ilişkileri sevgi üzeri-
ğişme isteğinin ipuçları mı? 
ne otursa da kuşak farkından  
Olabilir. Biraz önce de  
doğan zıtlıklar tüm romanın kur-
dediğim gibi farklı alanlara 
gusunu oluşturur bir yerde. 
açılsın istiyorum yazdıkları-
mı. Sözünü ettiğiniz kitaplar-
‘ŞİİR HATIRLAMASINI 
da eskiden farklı olarak  
BİLEN İNSANIN İŞİDİR!’
daha açık bir dille değindim 
n Geçmişe, gençliğinize,  
sanırım yaşanan sıkıntılara. 
eski günlerine bakan bir ses  
Planlı olmadı bu, olmama-
bütün kitap boyunca bizimle:
lı da. Kendiliğinden oraya, o 
“Bir geminin güvertesinden/ 
eleştirel dile, daha açık siya-
şiirinizle ve kitabınızla bir veda duygu- ‘YİTİRDİĞİMİZ DOĞANIN 
dalgalara bakar gibi/ uzaklaş-
sal söyleme evrildi şiir. 
sunu dünyayı terk etme hazırlığını  ÖZLEMİNİ ÇEKİYORUM’
masını izliyorum hayatın…” “yaşlanı-
Eskiden yazdığım bir yazıda ya da bir 
hissettirdiniz. n Tüm kitaplarınızda süregiden bir 
yorum/ kentin bitip/ tükenmeyen  
söyleşimde, şimdi anımsamıyorum ne-
“Hayatın büyüsü bu/ sonsuzca uza-
izlek olarak doğa sizde dıştan içe ya da 
gürültüsü içinde”, “yaşadık işte, her-
rede, şair yazdığı şiiri kendi düşüncesine 
nan bir ip/ hiç bitmeyecek sandığın”  içten dışa doğru değil de daha çok bir 
kes gibi/ gülerek bakıyor bana”
doğru çekmemeli, kendisini şiirin gittiği 
dediğiniz ve “ne kalacak bu çağdan/ ne fon olarak var. Şiirinizden kopmayan 
Bu kitapta hatıraların kendine özel 
yola bırakmalı gibisinden bir şeyler söy-
kalacak benden” diye sorduğunuz yerde bu izleği nerede tarif edersiniz?
bir yer açtığını gördüm… 
lemiştim. Hâlâ aynı düşüncedeyim. 
şiirlerinizde ölüm süregiden bir izlek… Çocukluğumda doğa ile daha iç içe 
İnsan aşkı yaşarken şiirini yazamaz. 
Şiirimin gittiği yere gidiyorum. İna-
Ölüm ilk şiirlerimde de kendini  bir yaşam sürüyorduk. Sokak araları  
Aşk sönüp gittikten sonra anısı yazdı-
nın yazdığınız şiir sizi şaşırttığı zaman 
hissettiren bir temaydı ama pek derinli- bile doğaya açılan pencerelerdi. Oradan 
rır aşk şiirini. Bu, birçok şey için geçer-
bu çok hoşunuza gidiyor. 
ği yoktu belki. Orada anonim bir ölüm bir arsaya, içinde ısırgan otları bulunan 
li diye düşünüyorum bir yerde. 
Ben bunu yapmamıştım, bu nasıl  
bu biraz. Acı günler, kayıp insanlar... bir bahçeye çıkardı yolunuz. 
Şiir, hatırlamasını bilen insanın işidir. 
çıktı ortaya diye sorarsınız kendinize. 
ölüm sokaklardan akarken yazılmış  Deniz yanı başınızda tertemiz güne-
Belki çok uzak geçmişler değil, çünkü 
Değişme isteği de zorlar sizi  
şiirlerdi onlar. şin altında içine çekerdi sizi. Üç dört 
o zaman gençler şiir yazacak konu  
buna. Yazdıklarınızı bir daha yazmak 
Yaşlandıkça ölüm teması da bireysel- metre derinlikteki kumlara bakardınız. 
bulamazlardı. 
istemezsiniz. Sesiniz değişsin istersiniz. 
leşiyor sanırım. İnsan daha çok kendi Balığa çıktığınız günler olurdu. 
Müzikte çocuk dâhiler varken şiir-
Yoksa sürdürmenin ne anlamı olur ki? 
ölümünü hissetmeye başlıyor. İstanbul’un her yanı piknik alanla-
de olmaması yalnızca dili ustalıkla kul-
Pek az şair İlhan Berk gibi yalnızca 
lanma becerisinin ancak belli bir yaş- Kuşkusuz hayata veda şiirleri yazmı- rıyla, kır kahveleriyle doluydu. Sık sık 
değişme uğruna bir noktadan bir baş-
yorum. Yazmak da istemiyorum çünkü Bentler’e giderdik, otoyolun yanın-
tan sonra gelişmesiyle ilgisi olduğu ka-
ka noktaya sıçrar. Onda bir süreklilik 
söylemek istediğim, yapmak istediğim da arabanın içinde mayolarımızı giyip 
dar, sözcüklerin içerdiği yaşam deneyi-
yoktur. Sanki bir anda kendi şiir tarihi-
mine henüz sahip olmamaktan kaynak- o kadar çok şey var ki. Kumburgaz’ın ıssız kumsalından deni-
ni terk etmiştir ama ilginç olanı sıçradı-
Hiç yapmadığımı yapmak ve epik  ze girerdik. 
lanır sanırım. Yaşlandıkça o sözcükler 
ğı noktada da güzeldir. 
şiire yönelmek istiyorum. Günümüzün Moda’dan yelken açtığınızda 
bin bir anlam içermeye başlar.
Bense şairin kendi içinde evrilerek  
epik şiiri olmasını istiyorum bunun. Maltepe’ye dek plajlardan ya da evleri-
bazen sıçramalar yapsa da bir üst nok-
‘HAYATA VEDA ŞİİRLERİ Yapabilir miyim, yeteneğim ve ses nin önünden denize giren mutlu insan-
genişliğim buna izin verir mi bilmiyo- lar görürdünüz. tada kendi çizgisini sürdüren tavrını  
YAZMIYORUM!’
n “beni o nisana gömün”, “bende rum! Kimi şiirlerimin içinde epik söyle- Evinizden bahçenize, komşu bahçele- daha doğru bulurum. Oktay Rifat gibi, 
bir bilmece gibi duran tanrı’ya/ hazı- yiş eridi gitti. Lirizm ile epik olanı bir- re bakardınız. Ağaçlara çıkar ceviz top- Edip Cansever gibi ve başka birçok  
rım” diye biten “gidilmemiş bir yol” leştirebilir miyim? Bakalım. lardınız ve ellerinizdeki lekeler  güzel şair gibi. n
8 29 Temmuz 2021
            
    
