Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Trenler, kediler ve hayat!
Kıymettir diye sunulanlarla elimizden hoyratça alınanları söylüyor Füsun Çetinel; bunlar
üzerine; sayıp döktükleri, bizim ekleyeceklerimiz hakkında düşünmeye, yorulmaya çağırıyor
koşmadan, telaşa kapılmadan, zaman sınırı koymadan... Yalınlıkta yakaladığı derinlikle de
-öyküden öyküye- bir an olsun bırakmıyor ellerimizi.
Okuma hakkı elinden alınanlar... sesle hayaller kuruyoruz, çok uzak-
Y. BEKİR YURDAKUL
Hayatın yükünü çoğu farkında bile lara gitmenin hayalini hem de öyle
olmadan sırtlamış çocuklarımız.
planlanmış yolculukları elimizin ter-
lmayan Şeyler’i okuyup
İşçi kadınlar, dediğim dedik
siyle iterek.
bitirdiğimde, aklıma
anneler, kasiyer kızlar,
Gişedeyiz. Vagonlardan birinin
Gökçenur Ç.’nin “Bit-
gözün, elin, nefe-
basamaklarında adımlarımız. Kom-
memiş Şeyler Kalır Her
sin, sesin şidde-
partımanda kucaklıyor bizi. “Ya Do-
Oİyi Kitap Bittiğinde” şi-
tiyle boğuşanlar.
ğu Ekspresi mi bu? Ne güzel?” so-
iri düştü. “Zeytinlerin arasında/ bir
Kısacası yaşa-
rusu dilimizde, pencereden hızla
koşu/ Rüzgâr da/ durmuş seyredi-
mak ülkesinin
geçerken el sallayan, hepimize ay-
yor/ yarışı/ Güneş mi batacak/ kitap
sakinleri.
mı bitecek/ önce” (Giderken Öpme- rı ayrı gülen doğaya, hayata gülüm-
“Göz göz
seydim Keşke, Yitik Ülke Yayınları) süyoruz.
pencereleriy-
Kitap bitince güneş batmış gibi Yurtdışında üniversite okuyan
le üst üste yı-
oldu. Baktı ki dönüp yeniden dolaş- Emre’yle yaşlandıkça hidayete erdi-
Desen: MURTEZA
ğılmış balkonsuz
maktayım öyküler arasında, ağır- ALBAYRAK
ğini sanan babasının elinden kaçır-
beton binalar... Yerde çö-
dan aldı güneş de işi...
dığı kurbanlık koyunla biz de izimi-
zülmeden bekleyen test kitapları
“Başka hayatları okumadan sizin
zi kaybettiriyoruz şu dünyayı tersin-
kuleleri”yle sınırlanmış, ufalmış, sı-
hayatınız yalnızlık bile değildir” di-
den yaşamayı dayatanlara.
kışmış hayatlar...
yor ya Şükrü Erbaş, aldırmayın siz
O kaçışta “Emre’yle Berke de ya-
On beş öyküde, kıymettir diye su-
oralı oluverdim, aklımla, yüreğimle,
Füsun Çetinel’in “Olmayan Şeyler”
nı başımızda olsa”yı düşlüyoruz. Ve
nulanlarla elimizden hoyratça alı-
dediğine; ışığı, kompozisyonu, açı- farkında bile olmadan...
ikisini tanıştırmayı...
nanları söylüyor Çetinel. Bunlar
Arka planda ince ince örülmüş,
sı, kadrajıyla sıkı bir toplum fotoğ-
Kapıda Marsık karşılıyor bizi.
üzerine sayıp döktükleri, bizim ek-
rafı çekiyor aslında. her şeyi parayla ölçen, yaşanmışlık-
Bir keder yumağına dönüşmüş
leyeceklerimiz hakkında düşünme-
ları, güzelim anları yükmüş gibi gö-
Ve bizi kedilere, geveze sığırcık-
Marsık’ın son günlerine tanık
ye, yorulmaya çağırıyor.
lara, martılara, nedense hepimiz- ren bir çizgiye doğru hızla yuvarla-
olurken apartman boşluğundan
Koşmadan, telaşa kapılmadan,
nan bir toplum fotoğrafı...
de derin çağrışımlar uyandıran, bi-
yükselen başka kedi sesleri
kendimize zaman sınırı koyma-
tip tükenmez öykülere konuk olmuş Her şeye yetişmek zorunda ka-
yeniliyor hayatı.
dan... Yalınlıkta yakaladığı derinlikle
lan, daralan, sıkışan, zorlanan, hor-
trenlere götürüyor.
Umarsız olduğumuza inandırıl-
de -öyküden öyküye- bir an olsun
Asla rahatsız etmeyen tren dü- lanan insan! Toprağından, evinden
dığımız şu ödünç hayata derinden
barkından olmuş insanlarıyla günü- bırakmıyor ellerimizi.
dükleri, ray titreşimleri, göğe ağan
karşı çıkan, kendisini yazıda, kitap-
buhar eşliğinde, bir tekirden, sar- müzün fotoğrafı aslında bu; kimi bi-
larda bulan Defne’ye kulak verir-
HAYAT BİZİM OLSUN
mandan mı yoksa Marsık’tan mı bil- le isteye bulanık, yarısı siyah-be-
ken ansızın açılan kapıdan Agatha
Her şey “mükemmel” olacak, hiç-
mem, bir mırıltı yükseliyor sonra. yaz, kimi yırtık orta yerinden...
Christie giriyor içeri...
bir şey “eksik” kalmayacak anlayı-
Trenler gelir geçer. Trenler gelir, Yalanla beslenen insanın umur-
Kafka’nın soğuk şehrinde, beş
şıyla dayatılan, tasarlananların boğ-
gitmez bir daha bir yere... İlle yor- samazlıklarından nice umutlar do-
parasız, çöplerden bulduğuyla yeti-
duğu, başka birisine dönüştürdü-
gun, yurtsuz, kederli, onca hüzün ğurmasıdır sözcük sözcük, tümce
nen bir genç göz kırpıyor, yanı ba-
ğü Berke gülümsüyor kapı aralığın-
biriktirmiş, yolcusu koşsun gelsin, tümce, ilmik ilmik dokunan bu, bi-
şında karafatmalar...
dan...
alsın yerini ister. Sonra kediler bek- zim ora işi kilimin üstünde beliren
Sonra tutkunun adresi karlı zir-
ler hayatımızın en sevinçli, en ke- resmin söylediği... Sabah erkenden sıkılan portakal
veler, şehirlerarası yolculuklar, ah
suyu, taşıdığı fosfor nedeniyle pişi-
derli yerlerini... Çetinel, yaşamak, sahiden yaşa-
o metrolar, tıklım tıkış çarşılar, her
Füsun Çetinel de geçmiş mak arzusu doğursun istiyor okur- rilen somon balıkları, Amerika’dan
gün değişen sokaklar, belediye
getirtilen vitaminler, özel öğretmen
o istasyonlardan, görmüş o da / hepimizde öykülerle çoğalma-
otobüsleri...
kedileri, duymuş! Açmış öykünün sını beklediği sorular. paraları, okul taksitleri, fazla mesa-
Olmayan Şeyler’in, birbirimizin
iler, banka birikimlerinin üstüne ba-
kapısını, almış hepsini içeri. Güzel
hayatına müdahil olmaktan, haya-
çocukların; hayalleri dipdiri, YAŞAMAK ÜLKESİNİN sa basa yürüyen Berke’yle birlikte-
tın soluğunu kesmekten vazgeçe-
heyecan dolu gençlerin; güne/ SAKİNLERİ yiz ya da Berke’nin ta kendisiyiz.
lim diyerek fısıldadıklarına kulak ve-
insana yakışmayan şiddetin incittiği Sahne dopdolu. Kimler yok ki! Telaşın olmadığı günlerde, yıkılan
relim ki yalnızlığımız da bizim olsun,
insanın/ kadınların yanına... Herkesten ödünç bir şeylerle evlerinin hemen arkasından geçen
hayat da...
bezeli, ellerini, kollarını nerelere tren yolunu tutup istasyona varıyo-
YAŞAMAK ARZUSU koyacağını bilemeyen gençler! ruz. Hayatımıza eşlik etmiş ya da
Her öyküde, öykünün çağırdığı, özen- Liseli, üniversiteliler. Dünyalarının öykülerden sızmış tren düdüklerinin Olmayan Şeyler / Füsun Çetinel /
le kucaklayıp götürdüğü mekânda bir sınavdan ibaret olduğuna özlemiyle... Günışığı Kitaplığı / 120 s. / 12+ /
sarıp sarmalama karşıladı beni, bir anda inandırdıklarımız... Yeniden uyanıyoruz o sesle, o 2021. n
1 Temmuz 2021
16