25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

HAYDAR ERGÜLEN’DEN ‘ŞAİRİN BAVULU’ 34 şair üzerine portreler! Şairin Bavulu - Portreler (Edebi Şeyler Yay.), bir portreler kitabı. Şiirle düzyazının şölenine bir davet niteliğinde. Bu kitabıyla, şiiriyle düzyazısı arasındaki mesafeyi azaltan Haydar Ergülen aramızda olmayan 34 şair üzerine yazdığı portreleri bir araya getiriyor: Yunus Emre, Yahya Kemal, Federico Garcia Lorca, Nâzım Hikmet, Sait Faik, Sabahattin Ali, Orhan Veli, Oktay Rifat, Melih Cevdet Anday, Behçet Necatigil, İlhan Berk, Salâh Birsel, Attilâ İlhan, Can Yücel, Ahmed Arif, Turgut Uyar, Edip Cansever, Cemal Süreya, Ece Ayhan, Ahmet Oktay, Gülten Akın, Ülkü Tamer, Ergin Günçe, Metin Altıok, Cahit Zarifoğlu, Âşık Mahzuni, Refik Durbaş, Arkadaş Z. Özger, Behçet Aysan, Muharrem Coşkun, Ahmet Erhan, Nilgün Marmara, küçük İskender, Didem Madak. umutsuz, tek sesli, tek renkli, CENK GÜNDOĞDU tek tek tek… Bizi bu teklikten alacak, evlere tıkıldığımız kendimi- oruların(ın) peşinde ge- ze sığındığımız hatta sıkıştığı- zen şair, durmadan ce- mız bugünlerde özenle hazır- vaplar arar. Kuşkular- lanmış bavullarla şair; Cemal la, yeni sorularla kaldır- Süreya’ya göz kırpıyor, onun Sdığı taşı yerine koyma- 99 Yüz’ünü selamlıyor zekâ, dan bir başkasına davranır, yanı- ironi, üslup, dil yeteneği ve tı bulmadan başka bir soruyla ye- şiirden ayrı düşünülemeyecek niden ve yeniden sorular sormaya düzyazı kardeşliğiyle. devam eder. Kitabı bitirince bir an Evet, şiir bir yolsa ki uzun bit- mez bir yoldur; şair, onun daimi şöyle hissettim: Uçakla yur- yolcusudur. Bu yolculukta duran, da dönmüşüm ve havaalanın- dinlenen, vazgeçen, varan değil de da bavulların döne döne geldi- hep giden arayan, tanışan, tartışan, ği platforma bakıyorum. Birbi- kalkışandır. rine gizli bağla bağlanmış gibi Yolda sordukça, aradıkça, bul- belirli aralıklarla şair bavulları dukça bir başkasında kendine var- geçiyor önümden. maya kendini tanımaya bir adım daha atar. İtiraz eder, kalkışır, de- ÇEŞİT ÇEŞİT BAVULLAR; ner, yok sayar, reddeder işte şiir HAYLAZ, ÇOK GEZMİŞ, bu bitmez yol yürüyüşüdür. HAYIRSIZ, TUHAF, ACIKLI! Yolda ilk karşımıza çıkanlarla ar- En önce koca Yunus’un Türkçe kadaşlık ederiz bazen. Kimisinde bu VEDAT ARIK kelimelerle dolu çıkını, uzun bir arkadaşlık Garip şairleri gibi çocuk- bekleyişten sonra gurbetten ses- luktan başlar ve uzun sürer; kimisinde se- olan 34 şairin bavulunu, valizini, çantasını Bavul; toparlanmak, yola bakmak, yolcu- lenen Yahya Kemal’in Paris görmüş bavu- rüvenler, heyecanlar, beklentiler, ideoloji- tek tek bize açan Ergülen’in yol arkadaşla- luğa hazırlanmak, varmaktan çok yola çık- lu... Nâzım’ın cezaevlerinde çürümüş tahta ler değiştikçe kısa sürer. rını, yolunu, arayışını işaret ediyor. mak, yolda olmak… Çok içli çok acıklı daha bavulu... Adaların kokusunu, deniz sevgi- Bazen de yolculuk hazırlık gerektirir. Kim- Şiirden ayrı bir yere koyamayacağınız fazla açtırmayın dağıtmayın beni bavullar. sini doldurmuş Sait’in bavulu... lerle nasıl bir yola düşeceğimizi tasarlarız, bu denemeler için şair, “yol şiirleri” de- Kıraçta, şehre gidecek dolmuşu bekler Can Yücel’in küfreden bavulu... tartarız, kurarız ve yol bizi bir çıkmaza, bir se olurmuş. Ergülen trenlerden sinemaya, gibi çarşambaları mektubunun gelmesini Ahmed Arif’in kurşunlanmış tabelalar yalnızlığa, bir uçuruma, bir boşluğa, bir ka- hayattan edebiyata, sosyal konulardan öte- beklediğimiz şairin, açık mektuplarından gibi deşilmiş bavulu... ranlığa bir olmaza, bir ölmeze çıkarır. berilere varan birçok denemesini, kitabını biri elime değmiş sanki ve açıp okuyorum. Edip Cansever’in Turgut Uyar’la yan Yolcunun nereye, ne zaman varacağı- yazmasa bile sadece bu bavulla denemeci yana çıkıp gelen sıkılgan bavulları... Ev- nı yalnız yol bilir. Yol ki hiçbir yere var- olarak anılırdı. EN İÇLİ BAVUL LORCA’NIN den kaçan Garipçiler’in haylaz bavulları... mayan dipsiz bir kuyudur yalnız yolcunun Sait’in bavulundan çıkan Dağlarca’nın Kitapta en içli bavul, Endülüs kır- Ece’nin kaymakamlık katından indiri- kendini aradığı, sesini, sözünü, dilini, di- şiirini paylaşmak isterim: larından Granada’ya, Madrit’e oradan len çok gezmiş bavulu... şini tarttığı: “Sual eylen bizden evvel ge- “Ölmüş Sait/ Deniz mavisinden erken/ Amerika’ya varan ve 38 yaşında bir ağus- Gülten Akın’ın devrimci oğlu için ha- lene/ kim var imiş biz burada yoğ iken.” Bunca sevgiden sonra/ Ölmüş annesini tos sıcağında bedeni bir tepelikte faşistler- zırladığı bavulu... Afyon garında bulunan öperken… Ölmüş eli ayağı uzak/ Camla- ce delik deşik edilen Lorca’nın: Cemal’in bavulu... İroni dolu at gibi koş- YOL ARKADAŞLARI, rın üstü buğu/ Ölmüş çocuklar izin verme- “La baraca ile köy köy dolaşarak dev- turan Ülkü Tamer’in bavulu... Arkadaş’ın YOLU, ARAYIŞI... den/ Yüzünde sarışın çocukluğu.” rimci bir anlayışla İspanyol klasiklerin- dövülmüş bavulu... Kimler olmuş ve neler demiş onu bil- den oyunlar sergiler. Kanlı Düğün, Yerma Metin Altıok’un, Behçet Aysan’ın yobaz- mek isteriz. Bildikçe duymak, duydukça TOPARLANMAK, YOLA BAKMAK, oyunlarını yazar.” larca yakılmış bavulları... iskender’in coş- okumak, tanımak... YOLDA OLMAK... “Çocuk portakal yer/ (balkonumdan kuyla patlamış küçük “Walizi”... Kanatlan- Bir antolojinin sayfalarında hiç duyma- Çocukluğu yatılı okulda geçen biri için görürüm onu) orakçı ekin biçer/ (balko- mış Nilgün’ün bavulu... Adliye evrakından dığı ve çok sevdiği bir sesle karşılaşmak bavul sözcüğü çok dertli, çok kederli. Ya- numdan işitirim)/ ölürsem açık bırakın çok şiirle dolu Didem’in çantası... Erhan’ın yitirdiğini bilmediğin kardeşini bulmak, takhanede gelip gidip bavula bakmak, balkonu!” diyen Lorca’yı okuyan biri, annesine seslendiği hayırsız bavulu... çocukluğuna kavuşmak gibi bir şeydir. çarşıdan alıp tatilde eve gidileceği zaman yerde nar görse bin parçaya dağılır, kanar Sabahattin Ali’nin kimsesizliğe gö- Antolojiler bir yoldaşlık rehberidir. götürülecek küçük hediyeleri ara ara ba- kanar durmadan kanar… mülmüş kayıp bavulu... Necatigil’in ev- Haydar Ergülen bize bu yolu göze ala- vulu aralayıp yerinde mi diye kontrol et- de kalan bavulu... Attilâ İlhan’ın cinayet- caklar için ağzı kapanmayan, sıkı bir ba- mek, evden bir gelenle gönderilmiş yi- ‘KARANLIK GÜNLERDEN ler duymuş tuhaf bavulu... Genç ölmüş vul hazırlamış: Şairin Bavulu - Portreler yeceği ya da yakın arkadaşın verdiği bir GEÇİYORUZ!’ (Edebi Şeyler Yay.). bir şairin bavulu... Bağlamasını sığdırdığı memleket yemişini özenle kaldırılan ba- Sevgisiz, kara, karanlık günlerden, Bu bavul bir anlamda antoloji; bugün ha- vuldan kimsenin olmadığı saatlerde açıp aylardan, yıllardan geçiyoruz. Bir süre- mucizevi Mahzuni’nin bavulu... Lorca’nın yatta olmayan ama şiirleriyle yaşamımızda azar azar koklaya koklaya yemek... dir coğrafyamız 1940 Almanyası gibi nar çiçeği kokan acıklı bavulu... n 6 3 Haziran 2021
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear