05 Kasım 2024 Salı Türkçe Subscribe Login

Catalog

ESRA KAHRAMAN’DAN ‘KÖR MAĞARA BALIKLARI’ Dünyada ve ‘O’ hücrede! Segâh Makamı ve Turuncu Zamanlar’dan sonra Esra Kahraman, üçüncü romanı Kör Mağara Balıkları’yla okurları bir kez daha 78’lilerin naif, samimi, dost dünyasına götürüyor. Hem hâlâ “ne güzel çocuklardık ama” diyen o serüvencilerin heyecanına tanık ediyor hem susmanın da konuşmanın da ustalık gerektirdiği “onuru cezalandıran o karanlık çağ”ın zulmüne... Kör Mağara Balıkları, olasılıkla kör mağaralardan kör kuyulara düşmüş olsalar da hâlâ süren maceralarına katılmak isteyenlere bir deneyim boyutu, bir deneyim olanağı. GİZEM BİLKAY “Ha kanağacı canım, Ha gelincik tarlası,/ Çünkü ölümün kanıdır besleyen,/ Bir başka baharın tohumlarını./ Şuramızda bir şey var/ Bizi onduran şey acıya saran umudu kuşatan.” Arkadaş Zekai Özger KİŞİSEL OLAN POLİTİKTİR! Özellikle İkinci Dünya Savaşı sonrası yükselişe geçen ve çeşitli ülkelerde peş peşe meydana gelen sosyalist devrimler kendi sanat akımlarını ve temsilcilerini yetiştirdi. Kuruluşundan bu yana sancılı birçok sürece tanıklık eden, ilerici ve devrimci hareketlere karşı devlet aygıtlarının topyekun savaş açtığı, burjuva adaletini ve hak ihlallerini de peşine taktığı Türkiye de kendi koşullarında sanatsal üretimini ortaya koydu. Bu kimi zaman devrimci mücadeleyi odağına alan bir tanıklık, kimi zaman da yazarın öznesi pozisyonunda olduğu biyografik bir anlatıya dönüştü. Özellikle 12 Eylül faşist askeri darbesine tanıklık eden ve devletin insanlık dışı uygulamalarında özne konumunda bulunanlar, kendilerini sağaltma ve bir ortak hafıza oluşturma noktasında edebiyata yöneldiler. Birçoğu da kişisel olan politiktir düsturuyla tarihe bir çentik atıp gerçeği ortaya koymaktan çekinmedi. Gerçeğin peşinde olan yazarlardan biri de Esra Kahraman… Geçtiğimiz yıllarda Ayrıntı Yayınları etiketiyle okurla buluşan Segâh Makamı ve Turuncu Zamanlar kitaplarıyla tanıdığımız Kahraman, yeni romanı Kör Mağara Balıkları ile bizi gerçeğin ve mücadelenin peşine yine akıcı ve samimi bir dille sürüklüyor. Kahraman, bir tercihte bulunuyor ve anlattığı hikâyede taraf tutarak okurla hikâye arasındaki gerçekliği kurguluyor. Kuşağının içinden geçtiği sancılı dönemin her türlü yıkıcılığını yakından bilen ve entelektüel bir tavırla bunu yazına aktaran Kahraman, bakış açısını enternasyonalist bilinçle genişletiyor ve kurduğu dünyadaki yıkımın aynı zamanda bireyler üzerinde bıraktığı izi de sürüyor. Karakterleri ustalıkla işleyen yazar, kitaptaki tüm kişilerin yaşamına tek tek konuk olma ve onları derinlemesine tanıma olanağı sunuyor. Hikâyenin ağırlıklı olarak karakter kurguları üzerinden ilerlediğini ve mevcut siyaset ve ülke koşullarının, karakterlerin kendi kişisel hikâyeleri üzerinden anlatıldığını söyleyebiliriz. Ana karakterimiz Civan başta olmak üzere bütün karakterlerin buluştuğu ortak nokta, mağara alegorisi içinde maruz kaldıkları bütün kötü muameleye ve işkencelere rağmen hikâyelerine, geçmişlerine, uzaktaki ailelerine, sevdiklerine, sevdalarına tutunarak direnmeleri oluyor. Diğer bir deyişle kendi hikâyeleri onları koruyor, birbirlerine bağlıyor ve ayakta tutuyor. GÖZLERİNDEN VAZGEÇEN BALIKLAR Kör Mağara Balığı, yıllarca mağarada karanlıkta yaşayarak görme yetisini artık kaybetmiş bir balık türüdür. Evrimsel süreçte hayatta kalabilmek için görme yetisinden vazgeçmiştir. Kahraman kitapta bu canlının kör oluşunu, mağarada karanlığa doğru tersine yüzmek ve karanlığı tercih etmek üzerinden okuyor. Kahraman’ın karakterleri hiç ışık olmasa bile her zaman aydınlıktan yana saf tutuyor ve mücadeleyi bırakmıyor. Yolunu kaybedenler ve onlara yol gösterenler yoldaş oluyor. “Kederler katmerlendiğinde kendimi yolunu kaybeden kör mağara balıklarına benzetirdim. Eğer o balıklar kör mağara yerine Işıklı Mağara’ya yüzselerdi, görmekten feragat etmeleri gerekmeyecekti. (...) Kötü anıları unutulacaklar arasına gömmeliyiz. Aksi halde, okyanusları bataklık sanabiliriz.” Kitap bize umudun yanı sıra şu günlerde unutulmuş bir başka duyguyu daha hatırlatıyor, devrimci hareketlerin yapıtaşlarından biri olan yoldaşlık duygusunu. Civan’ın çocukluk arkadaşı Ruşen ile, sonrasında hücre ve hapishane arkadaşları ile kurduğu bağlar, zorlu süreçlere beraberce göğüs germeleri ve yine onlardan dinlediği başka yoldaşlık öyküleri, davasına olan duygularını ve inancını pekiştiriyor. Bunun yanında kişisel yakınlıklarını örgütsel yakınlıklarına eş tutan karakterlerin devrimci ahlak anlayışlarını kendi hayatlarına da taşıdıklarını görüyoruz. Şiddetli bir mücadele ve kaos ortamında geçen hikâyenin, kazanma veya kaybetme eksenine çekilerek yazılmadığını da belirtmek gerekiyor. Yazar savaş ve şiddet vurgusundan ziyade, konuyu mevcut mücadelenin kazanımları ve paydaşlık üzerinden aktarmayı tercih ediyor. Kahraman’ın kitapta bahsettiği hikâye her ne kadar kurgu olsa da yakın tarihimizin açık yaralarına parmak basıyor. Okurken, kimilerince kapandı sanılan yaraların hâlâ açık olduğunu fark ediyoruz. Hikâye yer yer insanın kalbini acıtan, isyan ettiren bir noktaya gelse de yazar bizi hep aydınlık tarafa çekmeyi ve dilini umuttan, aydınlıktan yana tutmayı tercih ediyor. n Kör Mağara Balıkları / Esra Kahraman / Ayrıntı Yayınları / 254 s. / 2021. 13 6 Mayıs 2021
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear