Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
DOĞUMUNUN 140. YILINDA STEFAN ZWEIG
(28 KASIM 1881 - 22 ŞUBAT 1942)
Savaş karşıtı,
insancıl yazar: Zweig
20. yüzyılın en insancıl yazarı Stefan Zweig 140 yaşında. O hep güncel. İnsan ve yazar olarak özgürlüğüne
düşkündü. “Savaşlardan nefret ederim” derdi. “Savaşlar yüz binlerce çocuğu öksüz bırakır. Kaba kuvvet
insanların iç dünyasına hiçbir zaman huzur getirmez.”
Bir yandan politik davranışlarıyla politi- için utanç duyacak!” diye yazar. satırları yazar: “Burada Avrupa’yı unutabi-
AHMET ARPAD
kacılara karşı düşün savaşı veriyor, bir yan- Stefan Zweig’ın 18 Nisan 1933 tarihli
lirsem, evimi, kitaplarımı ve her şeyimi yi-
dan da yeni eserler yaratıyordu. Yirminci yanıt mektubundaki görüşleri şöyledir:
tirdiğimi aklımdan çıkarabilirsem, üne ve
tefan Zweig, 1881 yılının 28 Ka-
yüzyıl nuvel edebiyatına damgasını vurduğu “Söylenenlere karşı çıkmak artık müm-
başarıya boş verebilirsem, Avrupa’da in-
sım günü Viyana’da doğdu. Baba-
Amok Koşucusu yapıtını o günlerde yazdı. kün değil, çünkü yalan kanatlarını öylesine
sanlar açlık ve yoksulluk içinde kıvranırken
sı, Avusturya’nın Moravia eyaletin-
Stefan Zweig’ın yapıtları artık büyük
açmış ki gerçekler dışlanıyor, yalanın aktı-
bu Tanrı bağışı ülkede yaşayabilmek izni-
Sden Viyana’ya yerleşmiş bir teks-
ilgi görüyor, yeni baskıları yapılıyordu. ğı lağımlardan yükselen pis kokuları insan-
ne kavuştuğumdan ötürü mutlu olurdum...
til fabrikatörü idi. Ağabeyi, fabrikayı iler-
Ünü hızla yayıldı, öyküleri, biyografileri, lar güzel kokular gibi içlerine çekiyor...”
Avrupa’dan gelen haberler pek korkunç.
de devralmak için babasının yanında yetiş-
denemeleri, romanları sadece Amerika ve Thomas Mann, 24 Nisan 1933 günü
Dünyanın bugüne değin görmediği dehşet-
tirilirken onu Viyana Üniversitesi’ne yolla-
ler dolu bir kış olacak...”
dılar, felsefe okusun, aileden daha
Stefan Zweig, Freud psikoanali-
“kültürlü” biri çıksın diye.
Üniversite yılları genç Stefan zini uyguladığı öykülerinde olay ve
Zweig için özgürlük yılları oldu. kişi davranışlarını, kişilerin düşün
Berlin’de kaldı bir süre, sanat ve dünyalarını, en önemsiz sayılabile-
edebiyat çevreleriyle ilişkiler kurdu.
cek ayrıntılara kadar işlerken yalın
1908‘de Hindistan’a kadar uzanan
bir lirizm, vurucu bir gerilim sağla-
bir gemi yolculuğu yaptı. 1911’de
mayı ustalıkla başarır.
Amerika’ya gitti, ardından Londra
Anlattıkları çoğu kez onun psiko-
ve Paris’te haftalar, aylar geçirdi.
lojik-edebi deneyimleri, kişi olarak
Romain Rolland ve Rodin’le ya-
yaşadıklarıdır. Kimi eserinde karşı-
kın dostluklar kurdu. Paris’in kıyı
mıza çıkan alışılmamış kişilikteki in-
bucağında kültür ve sanat mirasla-
sanlar ise Zweig’ın gözüpek tutku-
rını aradı. “O günlerde caddeler-
larını kamçılayarak onu yaratıcılığa
de çok dolaştım, çok şey gördüm ve
sürükleyen karakterlerdir.
içim içime sığmayarak çok araştır-
O yapıtlarında doğruya ve in-
dım!” der Zweig.
sancıllığa dikkatimizi çeker, kar-
şıtlar arasında aracı rolünü üstle-
DÜNYA SAVAŞI YILLARI
nir. Okurunu inandırıcı gücüne,
İç dünyasına yeni anlamlar ka-
anlatımı ve diliyle ulaşır.
tan ünlü Fransız düşünürü Roma-
Zweig iyimserdir, o bir umut yaza-
in Rolland ile yakın dostluk kur-
rıdır. Özellikle öyküleriyle okuru hep
du, onunla uzun yıllar mektuplaştı.
yüreklendirir, ona yaşama sevincini
Birinci Dünya Savaşı yıllarında giderek
Avrupa’da değil Asya’da da büyük ilgi Zweig’a yanıt verir: “Siz de acılar çeki-
götürür. Zweig’a göre liberal toplum düzeni
bilinçlendi. “Sonsuz kurbanlarla bir zafer
gördü. Çıktığı yolculuklar arttı, her ülke- yorsunuz. İnanamıyorum. Günümüzde böyle
toparlanmalı, insanlar yanlışlardan dönme-
kazanılsa da savaşa karşı savaşmak ge-
de dostlar edindi. Avrupa kültürü yoluyla şeyleri yaşamak zorunda bırakılmamız insa-
li ve böylece daha iyi yarınlara ulaşmalıy-
rekir” düşüncesi kafasında oluştu. Savaş-
daha iyi bir dünya amacını gerçekleştire- nın nefret duygularını doruğuna çıkarıyor.”
dı. Bunu başarmak için de Avrupa aydın-
lar gereksizdi.
ceğine olan inancını hiç yitirmedi.
ları ve sanatçıları aralarında anlaşmalı, iş-
1919’da Salzburg’a, Kapuziner Tepesi’nde
NAZİLER, ANAVATANINI
birliği yapmalıydı. Bütün ülkelerde gene-
satın almış olduğu büyük bahçeli villasına
NAZİLERİN ‘SAFKAN OLMAYAN HARİTADAN SİLDİ!
raller sadece taş anıtlar olarak akıllarda kal-
yerleşti. Mozart’ın doğum yeri olan yeşil-
İNSANLAR’ LİSTESİNDEYDİ! Nazi yönetimi 1936’da Thomas Mann’ı
dığı gün insanlar özgür ve mutlu olacaktı.
ler içindeki bu kentte rahat edeceğine ina-
1933’te ise Almanya’da Nazilerin iş- Alman vatandaşlığından atınca Zweig,
nıyordu. Dünya savaşının yıkıcılığını, kor-
başına gelmesiyle bütün aydınlar gibi ona biraz hiciv dolu şunları yazar:
NASYONAL SOSYALİZMLE
kunçluğunu yakından görmüştü.
Zweig’ın da düşleri karmakarışık oluver- “Resmen Alman vatandaşlığından çıka-
YÜREKTEN SAVAŞTI
İnsanların kurtuluşu için ortak Avrupa
di. İnsanlar kamplara atılırken sokaklarda rılıp bir dünya vatandaşı olmaya hak ka-
Kendini yaşamı boyunca bir Avrupa ve
kültürünün kurtarılması gerekliydi. Zweig’a
yığın yığın kitaplar yakıldı. zandığınız için sizi tebrik ederim!”
dünya vatandaşı kabul etti, nasyonal sosya-
göre liberal toplum düzeni toparlanmalı, in-
Yakılan kitaplar arasında onun da eser- 13 Mart 1938’de Hitler’in Viyana’ya
lizmle yürekten savaştı, barış uğruna ken-
sanlar yanlışlardan dönmeli ve böylece da-
leri vardı. Stefan Zweig’ın adı “safkan ol- girmesiyle anavatanı Avusturya politika
dinden çok şey verdi. Stefan Zweig birey-
ha iyi yarınlara ulaşmalıydı. mayan insanlar” listesinde yer aldı, eser- haritasından silindi. Yarım yüzyıl boyun-
lerin, düşüncelerin, kültürlerin ve ulusların
Bunun için de en başta Avrupa aydınları
leri yasaklandı. Mutluluklar ve başarılarla ca kendini bir dünya yurttaşı kabul eden
birbirleriyle uzlaşmasına hümanizmin ara-
ve sanatçıları aralarında anlaşmalı, işbirli-
dolu yaşamı sona erdi. Stefan Zweig artık “vatansız kişi”ydi.
cılık etmesini sürekli hedefledi. Yaşamının
ği yapmalıydı. Ona göre ülkelerde general- Tedirginlikleri giderek artıyordu. Savaşın şiddetini arttırması, Hitler’in
son yılları Stefan Zweig için bir kaçıştır.
ler sadece taş anıtlar olarak akıllarda kal-
Alman dilinin konuşulduğu ülkelerdeki güçlenmesi onu daha çok bunalımlara so-
Büstü bugün Salzburg’da, Kapuziner
dığı gün insanlar özgür ve mutlu olacaktı. okurlarını zamanla yitireceğini de bili- kar. Yıllar boyu kafasından geçirdiği ve
Manastırı’nın önünde düşünceli düşünceli
Stefan Zweig, Avrupa’nın her yanında- yordu. Thomas Mann, 25 Şubat 1933’te, uğruna savaşım verdiği “kültür Avrupa-
ki sanatçı ve yazar dostlarıyla yazıştı, on- Zweig’a yolladığı mektubunda, “Alman- sı” düşünün artık gerçekleşmeyeceğini karşıdaki villasına bakıyor. Yirminci yüz-
ları sık sık ziyaret etti, evinde konuk etti, ya inanılmaz bir duruma düştü; kavramıştır. Yorgun ve bezgindir. yılın bu namuslu, insancıl ve iyi yürekli
konferanslara gitti. ileride çok insan o günleri yaşadığı 17 Eylül 1941’de ilk eşi Friderike’ye şu aydın yazarı hiç yitirmedi güncelliğini.
n
4 25 Kasım 2021