Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
HAZAL OCAK’TAN ‘İHANET’ İstanbul’a yazılan belgeli sis Kitaba ilişkin uzun betimlemelere gerek yok. Kitabın adı yapılanı, kapağındaki görüntü de yapılanın nerede olduğunu gözler önüne seriyor... Hep o görünen, bilinen ama duyulmayan görüşmelere belgelerle gerçek altyazılar ekleyerek. ÇAĞDAŞ BAYRAKTAR Y ıl 1901. İstanbul’u konu alan “Sis” şiirinde Tevfik Fikret şöyle der: “Sarmış yine âfakını bir dudi muannid / Bir zulmeti beyzâ ki peyâpey mütezâyid. / Tazyikinin altında silinmiş gibi eşbâh / Bir tozlu kesafetten ibaret bütün elvâh / Bir tozlu ve heybetli kesafet ki nazarlar.” Günümüz Türkçesine çevirecek olursak: “Ufuklarını yine inatçı bir duman sarmış / Bir beyaz karanlık ki gittikçe çoğalan / tazyikinin altında cisimler silinmiş gibidir / bütün levhalar tozlu bir kesafetten ibarettir / bir tozlu ve heybetli kesafet ki bakışlar.” İSTANBUL “BAŞKALAŞIMI” Yıl 2020. Sis şiirinden 119 yıl sonrası. Yan yana paylaşılan, bir şehre dair iki fotoğraf. 25 yıl arayla çekilmiş, aynı açıdan…Yine İstanbul… Cümleyi okurken herkesin aklına gelen şehir aynı olduğu gibi, sadece 25 yılda dünyada benzeri olmayan bu şehrin yaşadığı dönüşüme üzülmemek, öfkelenmemek elde değil. TDK, metamorfoz ya da başkalaşım kelimesini “Bir kütlenin fiziki ve kimyasal özelliklerinin değişmesi” olacak açıklıyor. O yüzden değişimden çok “başkalaşım” demeli. Çünkü İstanbul’da yaşananlar, daha doğrusu İstanbul’a yapılanlar, “değişim” diye tanımlacak kadar masum ve sıradan kalmıyor. Acı ama gerçek: Özellikle son 25 yılda İstanbul’un hem fiziği hem kimyası büyük hasar aldı. Başarılı Cumhuriyet muhabiri Hazal Ocak, yeni çıkan kitabı İhanet ile tam da konunun bamteline dokunuyor: “İstanbul’a karşı işlenen rant suçları”. FARKLI NİYETLİ BİR “KUŞATMA” İhanet’in olduğu yerde mutlaka bir itiraf da vardır. İstanbul, ihanet ve itiraf üçgenini kurduğumuz anda ise aklımıza, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 27 Ekim 2017’de İstanbul ile ilgili sözleri geliyor: “Kadim şehirlerin en önemli güzelliği, ana karakterlerini kaybetmeden yeniyi bünyelerinde eritmesi, özlerinden katarak yeniden yoğurmasıdır. İstanbul bu açıdan gerçekten müstesna bir şehirdir. Ama biz bu şehrin kıymetini bilmedik, biz bu şehre ihanet ettik, hâlâ da ihanet ediyoruz, ben de bundan sorumluyum.” Hazal Ocak’ın kitabı İhanet’e dönelim. Ocak’ın konuya dair haberlerinin etkilerini ve rantın boyutunu, mahkemelerin ikinci evi olmasından biliyoruz. Sadece bölüm başlıklarını okuduğumuzda bile İstanbul’un 1453’teki gibi kuşatıldığını görüyoruz, tabii Fatih Sultan Mehmed’inkinden daha farklı bir amaçla… ADAMA, KİŞİYE, CEMAATLERE, VAKIFLARA HİZMET… Kitabın ilk bölümü olan “Fay canına”daki bir haber, birilerinin sırf kendi çıkarları için ne kadar ileriye gidebileceğini gözler önüne seriyor: “İlçede yapılacak bir benzin istasyonun altından geçen fay hattının plandan silinmesi isteniyor”. Üstelik yerle ilgili Deprem ve Zemin İnceleme Müdürlüğü’nün alanın yaklaşık 650 metrekaresinden fay hattının geç VEDAT ARIK tiğine dair yazı bulunmasına rağmen. Bu sarsıcı girişi takip eden bölümler sırasıyla “Vakıflar ve Kıyaklar”, “İstanbul’a nasıl ihanet edildi?”, “Bir belediye nasıl batırıldı?” ve “Topbaş’ın arka bahçesi”… “Vakıflar ve Kıyaklar” bölümü, belediyenin dinci vakıf ve cemaatlere peşkeşini gözler önüne sererken, İstanbul’a nasıl ihanet edildi bölümünde Kanal İstanbul üzerinden girişilen “arsa toplama” işini kalem kalem, isim isim ortaya koyuyor. “Bir Belediye nasıl batırıldı” bölümüne gelindiğinde ise ortaya konan belgeler, birilerinin zengin edilirken belediyenin nasıl fakirleştirildiğini tarihe not düşüyor. Bu bölümü okurken İstanbul’a âdeta, henüz hayattayken organları sökülen ve vahşi canavarlara dağıtılan insan muamelesi yapıldığını görüyorsunuz. Kapanış bölümü “Topbaş’ın arka bahçesi”, İstanbul’un yaklaşık 13 sene be lediye başkanlığını yapan Kadir Topbaş sürecinde yaşananları anımsatırken bilinmeyen detayları da okuyucuyla buluşturuyor. Rant ve yolsuzluk konularında “istifa kültürü” pek olmayan bir kesimde bile istifaya yol açan boyutta rant ağı ve de elbette bu ilişkilerin gizli öznesinde bol bol FETÖ izleri… “5 SANİYE”LERDE DEĞİŞEN BİR ŞEHRİN KADERİ Çok önceden kurgulanan, bu sebeple beş saniye süren oylamalar… Bir şehrin kaderine neye evet neye hayır dediği bilmeden kalkan, inen eller… Hazal Ocak, aynı zamanda çevre duyarlılığını çevre haberleriyle ortaya koymuş bir muhabir. Bu sebeple betonu kutsallaştıran ve şehri betonlaştıran anlayışa karşı en doğru yerde konumlanıp en ses getirici rant haberleri yapması, ilk kitabının İstanbul’a “ihanet”i anlatması şaşırtıcı değil. Çok da uzun betimlemelere gerek yok aslında. Kitabın adı yapılanı, kitabın kapağında tercih edilen görüntü de yapılanın nerede olduğunu gözler önüne seriyor... Hep o merak edilen, görünen, bilinen ama duyulmayan görüşmelere belgelerle gerçek altyazılar ekleyerek. 25 YILIN 5 YILLIK ÖZETİ İstanbul’un 25 yılında neler olduğuna dair çok ciddi ipuçları verecek bir beş yıl özeti İhanet… Haksızlıkların, yolsuzlukların, yağmanın karşısında durmak isteyen; ileride çocuklarının, torunlarının yüzüne rahatlıkla bakmak isteyecek yürekli her cumhuriyet savcısının mücadelesine belgelerden oluşan büyük bir katkı. Üstelik bir dönem bavulla getirilen sahte belgeler gibi değil. Her biri gerçek… Kitabı okurken okur, kendisine “İstanbul eğer bir şehir değil de insan olsaydı, dayanır mıydı?” sorusunu soruyor, cevap vermeye çekinerek. 2020’nin en sarsıcı kitapları içinde çıktığı ilk ayda kendisine yer bulan İhanet, şehri ve ülkeyi yönetmeye talip olan siyasilerden, şehrine ve ülkesine sahip çıkmak isteyen tüm yurttaşlara kadar duyarlı herkesin ilgi alanında kendisine yer bulacak türden… Belki de Tevfik Fikret, kasvetli “Sis” şiirini yazarken sadece kendi döneminde İstanbul’da olanları değil, son 25 yılda da İstanbul’a yapılanları hissetmiş de bu kadar öfkeyle, isyanla dolmuştur… Kim bilir… n İhanet / Hazal Ocak / Cumhuriyet Kitapları / 128 s. / 2020. 4 9 Temmuz 2020