Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
KITAP l BEBEK l ÇOCUK cumhuriyetkitapcocuk@gmail.com l GENÇ BURCU YILMAZ l HAFİZE ÇINAR GÜNER l SİMLÂ SUNAY TAŞ KÂĞIT MAKAS Çocuk kitaplarında insanhayvan adaleti (dengesi) Bu yazıyla, “sosyal hayat sadece insanlardan ibaret değildir”i düşüncesindeki, işletme kökenli sosyolog, akademisyen, yazar Sezai Ozan Zeybek’in Kırmızı’nın Mirası, Kim Kurtarsın Bu Ayıyı ve Sihirli İnci adlı masallarının izinde, çocuk edebiyatında hayvan temsilleri, insanbiçimcilik ve masal ilişkisini tartışmaya çalışacağım. SİMLÂ SUNAY Z eybek, Türkiye’nin Yakın Tarihinde Hayvanlar başlıklı kitabının “Adalet” adlı birinci bölümünde, Nietzsche’nin “adaletin esasının bir tür denge, mütekabiliyet, hesaplı bir değiş tokuş olduğunu” ileri sürdüğünü aktarır. “Eğer denge yoksa, biri diğerine ucu bucağı olmayan usullerde zulmedebilir.”ii Zeybek’in geleneksel masal türü kalıbında yazılmış, konuşma dilinden çıkarak, “eski” harflerle ve geniş kelime dağarcığıyla zengin çocuk kitaplarındaki “insanlar ile hayvanlar” arasındaki “kurgusal” “sosyal hayat” tam da bir dengeyi (adaleti), “değiş tokuşu” gözetiyor. Geleneksel kalıbın ve insanbiçimciliğin içinde aslında katı diyebileceğimiz bir kıvamla duruyor olsa da, bu “denge” ile bir “farkı” sürüp, yumuşatıyor. Bir kurgu için “kurgusal” demiyorum elbette, kurgusallık insanbiçimcilikle kurguya ikinci bir çember örüyor, insanla hayvan arasında gerçekçi bir ilişki yok. Değil mi, çocuk kitaplarında hayvanlar çoktur. Zeybek, çocuk kitabı yazarken neden yaygın olan tutumlara; birincisi masala ikincisi de hayvan temsilinde insanbiçimciliğe başvuruyor? “İnsan olmayanları” sosyal bilimlerin çeperinden içeri sızdıran çalışmalarıyla ve doğa merkezli ideolojisiyle Zeybek, neden bu bilindik yolu takip ediyor ve nerelerde yoldan ayrılıyor, “farkı” nasıl kuruyor? NEDEN MASAL? Masal ile çocuk edebiyatını ayırabilir miyiz? Ayırmalı mıyız? Kim için yazıldığı muamma sözlü bir edebiyat türünü ki toplumların rüyalarını, korkularını, bilinçaltını yansıtır çocukların kucağına bırakıp gitmekle ilgili bir sorunsal bu yazı nın temel konusu değil. Masallardaki insanbiçimcilikle günümüz çocuk edebiyatındaki insanbiçimciliği de bazı noktalarla ayırabilecekken üstelik. Öyle ya, masallar tüm cinsiyetçi ve ırkçı emarelerine rağmen toplumsal müzakereler içerir, iktidarı/gücü sorgular, hiyerarşiyi beklenmedik bir şekilde alaşağı eder, dengeleri sürekli bozup yeniden kurar, “değiş tokuş” ritmi tutar. Yine de yazıya geçirilmeden önceki o “canlı” halleri, coğrafyaya göre değişkenlikleri ya da hiç değişmeden kalabilen özleriyle çok uzun yol kat edebilmeleri; türün değerliliği günümüzde bir yazar tarafından mutlak bir metinle sabitlenmiş bir öyküyü “masal” değil masalsı yapıyor, benim kişisel (katı olduğunu itiraf ettiğim, özeleştirel) fikrim bu. Bir masal yazdım dendiğinde yadırgıyorum. Masalı masal yapan ne? Masalı çocuklar için yapan ne? Masalı cazip yapan ne? Biteviye tartışılacak soruların yanında, Zeybek’in çocuk kitapları ile masal türü arasındaki ilişki hakkında, bunun çocuk edebiyatına bir “giriş eylemi”, bir ilk adım (dürtü) olduğunu düşündüm ilkin. Ancak Zeybek’in masal ısrarı bir istikrara/sadâkate dönüşmüş gibi; çocuk kitabı olmayan, akademik bir çalışma Türkiye’nin Yakın Tarihinde Hayvanlar’ın en sonunda Kırmızı’nın Mirası’nın devamı olabilecek bir masal var sözgelimi. Zeybek, anlatım diliyle masalların “canlı” halini yaşatabiliyor. Örneklerini sıkça gördüğümüz şekilde masalları doğrudan alıp dönüştürmüyor belki, sorunsallaştırmıyor ancak masal biçimine (burada biçimden kasıt; üstgerçekçilik, tekrarlar, yolculuk, engeller, arayış, kayboluş, sınanma, değiş tokuş, çözümlü son) başvurarak yeni bir hikâye yazıyor aslında, masalın imkânlarıyla kendine alan açıyor. Üç Sihirli İnci bu koşulların hepsini taşıyor. Bu kitabın önsözünde Zeybek, masalın asıl derdinin büyüklerle olduğunu vurguluyor. Hikâyede, taş ustası olmak adına sınanan bir kızın üç sihirli inciyi bulmak için yollara çıkması anlatılıyor. “Cesur olmaktır aslolan, bir de verdiğin sözdür” gibi açık (masalsı) mesajlar da içeriyor. Neden masal sorusu için; yine yukarıda bahsettiğimiz akademik kitaptaki masalda, yoğun “insanlık” eleştirisinin geçtiği kısımda şu ifade cevap niteliğinde: “(…) iyi ki masallar âlemi, tümüyle insana emanet edilmemiş.” (sayfa 184). Bu ifadenin ardından Güneş konuşmaya başlı yor. Zeybek’e göre masallar doğanın dili. Sadece insana özgü değiller, faillikleriyle tüm canlılar, insan elinden, ağzından da olsa masallara sızmışlar. Bu türden bir anlayışı (kabulü) Latife Tekin’in ilk çocuk kitabında da tartışmıştık. Böylece Zeybek, masalların “canlı” oluşuna, “ortak dil” özelliğini de ekliyor. Artık bu benim için performatif (olumlu anlamda) bir yazı, kitapların masal olduğu yazar ve yayınevi tarafından (önsözler, özgeçmişler/yazarın notu, arka kapak metni) özellikle vurgulanırken. Masallardaki hayvanlar bize tekrar, bu sefer insan olmayanlar tarafından işaret ediliyor. Zeybek’in ikinci performansı ise çocuk kitabı üretimine kendi çocuklarını katmasıdır. Çocuk ile beraber yapılmış bir çocuk kitabı, çocuğu doğrudan ona özel ürüne dâhil edebilir, samimi ve sevimli bir ortaklaşma bu. NEDEN İNSANBİÇİMCİLİK? Neden çocuk kitaplarında hayvan karakter çoktur ve bunlar neden insan biçimindedir? Juliet Kellogg Markowsky “Why Anthropomorphism In Children’s Literature?” iii (1975) başlıklı, sık referans verilen makalesinde çocuk edebiyatında neden insanbiçimciliğin tercih edildiğine dair dört öneri madde sunar: “Çocuklar hayvanlarla özdeşlik kurabilirler / Fantastik bir dünyaya girişe önderlik eder / Karakter çeşitliliği olanağı sunar / Mizah için… Bu çok eksik ve eski bir listedir elbette, artırabiliriz; ironi yoluyla çocuğa örtük ve aslında dolaylı yoldan ahlak öğretilmek istenir. Hırsız bir çocuk karakterdense hırsız bir tilki ile çocuğun suçlu/fail ile özdeşleşmesi sınırlanır, suç/faaliyet eleştirilir. Aynı zamanda bunun altında çocukları koruma dürtüsü vardır, gerçekçiliktense “kötülüğün” hayvan tarafından taşınıyor olmasının çocuğu daha az etkileyeceği düşünülür. “Talking Animals and >> 12 2 Temmuz 2020