24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

İLHAN SELÇUK’UN ‘YÜZBAŞI SELÂHATTİN’İN ROMANI’ ÜZERİNE... Belgesel bir tarih öyküsü İlhan Selçuk’un yazdığı Yüzbaşı Selâhattin’in Romanı, Nisan 1973’te, Cumhuriyet’in 50’nci yıldönümünde kitap olarak okuyucu ile buluştu. Bir süredir piyasada tükenmiş olan kitap, kısa süre önce Cumhuriyet Kitapları’nca 17. Baskı olarak iki cilt halinde yayımlandı. Kitap, bir devri anlattığı gibi, nefes kesen gerçek öykülerle de doludur. Yüzbaşı Selâhattin’in yaşamı aynı zamanda Kuvayı Milliyecilerin de gerçek öyküsüdür. İlhan Selçuk’un dediği gibi: “Yüzbaşı Selâhattin’in Romanı yalnız kendisinin değil bir kuşağın romanıdır.” ALEV COŞKUN Y üzbaşı Selâhattin ve onunla ilgili kitap konusunda İlhan Selçuk’la (İlhan Abi) ilginç sohbetlerimiz olmuştu. Kendisine Yüzbaşı Selâhattin’in Romanı’nda geçen olaylar hakkında çok sorular sormuşumdur. Bu konu açılınca İlhan Selçuk hemen Kuvayı Milliye zırhına bürünür, tatlı tatlı anlatırdı. Destansı Kuvayı Milliye öykülerini o anlatırken, biz dinlerken çok keyif alırdık. Yüzbaşı Selâhattin’in Romanı gerçek olaylara dayalı belgesel bir tarih romanıdır, gerçek bir yaşam öyküsüdür. “Bu roman aynı zamanda bir imparatorluğun yıkılışının ve yeni bir devletin kuruluşunun, Yüzbaşı Selâhattin’in yaşamıyla birlikte anlatılışıdır.” İşte böylesi tanımlamalar ve anlatımlar belleğimden hiç kaybolmadı. YÜZBAŞININ 15 CİLTLİK NOTLARI Kitabın, İlhan Selçuk tarafından yazılışı da aslında bir öyküdür. 1960’lı yılların sonunda bir gün, arkadaşı Dr. Cengiz Yurtoğlu telefonla İlhan Selçuk’u arar. Hoşbeşten sonra, Dr. Yurtoğlu, o günlerde yayımlanan ve Yunus Nadi Ödülünü kazanan Yorgun Savaşçı kitabına gönderme yaparak “Kemal Tahir, babamı yazmış” der. Böylece Yüzbaşı Selâhattin’in 15 cilt tutan notlarının olduğu ortaya çıkar ve Dr. Yurtoğlu tüm bu defterleri İlhan Selçuk’a getirir. Bu defterler dolusu notları okuyan İlhan Selçuk şöyle diyor: “Okurken gördüm ki, yüzbaşının hayatı bir roman... VEDAT ARIK Yakın tarihimizin ünlü kişileriyle ve birinci derecede önemli olayların içinde yaşanmış bir gerçek roman.” Yüzbaşı Selâhattin 1894’te Edirne’de doğdu. İstanbul Harp Okulu’nu bitirdiğinde henüz 20 yaşına basmamış bir subay olarak cepheye gitti. Balkan Savaşı, Kafkas Savaşı, 1. Dünya Savaşı’nda cephelerde vuruştu. 1919’da, 25 yaşında İstanbul’a döndüğünde, imparatorluğun başkenti yabancı askerler tarafından işgal edilmişti. Hüzünlenmekte haklıydı. Cephelerde şehit düşen askerler ve subay arkadaşları onun için mi savaşmışlardı... Onun için mi ölmüşlerdi... Bir süre sonra Bursa’ya tayin edilen Albay Bekir Sami Bey’in emir subayı olarak Anadolu’ya geçti. Böylece Milli Mücadele günleri başladı. İlhan Selçuk, 15 ciltlik notlar ve anılarından Yüzbaşı Selâhattin’in Romanı kitabını yarattı. Bu kitabın içindeki askeri bilgiler o tarihte emekli general Hakkı Kurtböke ve Anadolu İhtilali adlı kitabın yazarı Sabahattin Selek tarafından okundu, “anılarla tarihi gerçekler arasındaki doğrular” onaylandı. ASKER KUŞAĞIN FEDAKÂRLIK DESTANI Yazılanlar Cumhuriyet gazetesinde dizi yazı olarak günlerce yayımlandı ve çok ilgi gördü. Nisan 1973’te, Cumhuriyet’in 50’nci yıldönümünde kitap olarak okuyucu ile buluştu. Bir süredir piyasada tükenmiş olan kitap, kısa süre önce Cumhuriyet Kitapları’nca 17. Baskı olarak iki cilt halinde yayımlandı. Kitap, bir devri anlattığı gibi, nefes kesen gerçek öykülerle de doludur. Yüzbaşı Selâhattin’in yaşamı aynı zamanda Kuvayı Milliyecilerin de gerçek öyküsüdür. İlhan Selçuk’un dediği gibi: “Yüzbaşı Selâhattin’in Romanı yalnız kendisinin değil bir kuşağın romanıdır. Bu romanda değer yargılarıyla birlikte çöken Osmanlı İmparatorluğu yerine bir imparatorluk kurmak isteyenlerin dramı ve devletin çöküşünü durdurmak isteyen asker kuşağının fedakârlık destanı yer alır. Bu roman yakın tarihimizin gerçeklerini dile getirmekte, pek çok yönü aydınlanmamış bir devreye ışık tutmaktadır.” n Yüzbaşı Selâhattin’in Romanı 2 Cilt / İlhan Selçuk / Cumhuriyet Kitapları / 776 s. / 2020. HIFZI TOPUZ VE RECEP YAŞAR’DAN ‘Yakın Dönem Türk Basın Tarihi’ Hıfzı Topuz, 2003’te Türk Basını’nın 185 yıllık öyküsünü yazmıştı. Türk Basın Tarihi, 2. Mahmut döneminden başlayıp 2003’e kadar olan zaman aralığını kapsıyordu. Aradan geçen 17 yılda çok şey değişti. Hıfzı Topuz ve Recep Yaşar; bu süreçte başkanlık sistemine geçen Türkiye’deki değişimleri, AKP’nin iktidara geldiği 2002’den 2019 yılı sonuna kadarki dönemde medya ve basın özgürlüğü alanında yaşanan olayları, Türk Basın Tarihi’nin devamı niteliğindeki Yakın Dönem Türk Basın Tarihi’nde (Nota Bene Yay.) kaleme aldılar. İlk bölümde, AKP’nin iktidara geliş koşulları ve izlediği politikalar, yasalardaki değişikliklerin medya ve ifade özgürlüğü üzerindeki etkileri, AKP’nin kendi medyasını yaratmada devletin gücünü kullanma yolları ile medyaya karşı tutumu ele alınıyor. İkinci bölümde medya ve ifade özgürlüğü alanında yaşanan ellinin üzerindeki olay ayrıntılı olarak inceleniyor. Üçüncü bölümde ise sayılarla Türk medyasında yaşananlar ve Dünya Basın Özgürlüğü sıralamasındaki Çin ve İran ile yarışan bir Türkiye resmi yer alıyor. 4 31 Aralık 2020
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear