22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

‘YILMAZ GÜNEY SİNEMASI’ Çokkültürlü, çok kimlikli... Çalışmanın ilk bölümü, ÇukurovaAdana bölgesinin ekonomik ve kültürel gelişmişliğini anlatıyor. İkinci ve üçüncü bölümler ise Adana ve Çukurova’da çekilen Yılmaz Güney filmlerine ayrılmış. HAKAN YILMAZ P rof. Dr. Şükran Kuyucak Esen’in ikinci kitabı, Yılmaz Güney Sineması ve Çukurova Gerçeğinin Estetiği adlı çalışma, Yılmaz Güney kadrajda olmasına rağmen, genelde Çukurova’nın, özelde Adana halkının ve Adana’nın sosyoekonomik, politik, kültürel ve tarihi fotoğrafını çekip önümüze koyuyor. Kitapta, Çukurova’da ırgatlığın, yoksulluğun, sıtmanın anlatımı yanında, Adana ve Çukurova’nın Yılmaz Güney’i nasıl yarattığını, Yılmaz Güney’in de Adana ve Çukurova’yı yeniden nasıl yarattığı, bölgenin tarihi, kültürel ve ekonomik boyutuyla beraber anlatılıyor. Esen, editörlüğünü ve yazarlığını yaptığı kitabı öğrencileri Doç. Dr. Zeynep Özarslan, Doç. Dr. Ayşe Toy Par, Dr. Öğr. Üyesi. Aydın Çam ve Erman Bostan birlikte hazırlamış. Beş yazar, Çukurova’yı, Adana’yı ve Yılmaz Güney’i farklı konular ve filmler üzerinden inceliyor. ÇUKUROVAADANA İlk bölümü Yılmaz Güney’i besleyen bereketli topraklarda; 194050’lerin Çukurova’sı ve Adana’sı anlatılırken, Adana’nın, 1937’de yani Yılmaz Güney’in doğduğu yıllarda, nüfusunun 400 bin olduğunu, bu rakam 1950’lere gelindiğine 650 bin olduğunu belirtiyor. Bölgenin kültürel zenginliğini farklı kültürel ve dini yapıların yaşadığı bir bölge olmasından aldığının altını çiziyor yazarlar. Şöyle ki, 19401950’lerde, Çukurova’da, Ermeni, Rum, Süryani, Türk, Kürt, Türkmen, Arap, Fellah, Nusayri gibi farklı etnik ve dini kimliklerin bir arada yaşadığı bir bölge söz konusu. Kültürel zenginliğe bir başka örnek ise ilk yerleşik sinema salonunun 1907’de Adana merkezde faaliyette olduğu, oysa Osmanlı İmparatorluğu’nun başkenti İstanbul’da (Konstantinopolis) ilk yerleşik sinema salonu, 1908’de açılıyor. 1940’lara gelindiğinde küçük sinemaların, yazlık sinemaların dışında 5 büyük sinemanın varlığından bahsediliyor. Ve bu sinema salonlarının 12 ay boyunca dünya ve Ortadoğu filmlerinin Adana seyircisine gösterildiğini belirtiliyor. Kitap üç bölümden oluşuyor. İlk bölümü, yukarıda da bahsettiğimiz gibi ÇukurovaAdana bölgesinin ekonomik ve kültürel gelişmişliğini, bu gelişim seyri içinde farklı faktörlerin etkileri anlatıyor. İkinci ve üçüncü bölümlerde ise kitap tamamen Güney filmlerine ayrılmış. Adana ve Çukurova’da çekilen Güney filmleri ki, ben buna erken dönem Yılmaz Güney filmleri diyorum. “Aç Kurtlar”, “Seyithan”, “Hudutların Kanunu”, “Toprağın Gelini”, “Umut”, “Kozanoğlu”, gibi filmler feodaliteye, İnce Mehmed’vari karşı çıkış filmleri. Düzene, düzenin yereldeki temsilcisine, derebeylerine, tek başına bir karşı çıkış. BAŞKALDIRI SİNEMASI İkinci kent çelişkisi ve sisteme, sistemin kokuşmuşluğuna tekil karşı çıkış, tekil başkaldırı ve mücadele; “Baba”, “Vurguncular”, “Bana Kurşun İşlemez”, “Çirkin Kral” gibi. Güney’in üçüncü dönem filmleri ise düzene ve onun yozlaşmış, çürümüş yönetimine, toplumcu, topyekun, devrimci karşı çıkış filmleri; “Duvar”, “Düşman”, “Endişe”, “Sürü”, “Yol”. Yılmaz Güney’in filmlerini kronolojik sıraya göre dizip izlediğinizde, Türkiye’nin geçmişten günümüze gelişim seyrini de izlersiniz. Yılmaz Güney’in de tekil başkaldırıdan “eşkıya”lıktan, devrimciliğe, toplumcu mücadeleye geçişini görürsünüz. n Yılmaz Güney Sineması ve Çukurova Gerçeğinin Estetiği / Şükran Kuyucak Esen / Su Yayınları / 136 s. / 2020. 14 15 Ekim 2020
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear