25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Oscar WIlde’dan ‘Sosyalizm ve İnsan Ruhu’ Hayranlık uyandıran bir estet Önyargı kimi zaman vakit kaybına engel oluyorsa da zaman zaman hasarı büyük olabiliyor. Eşsiz bir romantik, erişilmez bir estet ve bir yıldız şair, sosyalizm hakkında ne söyleyebilir ki diye bir önyargı taşımayınız lütfen. HİKMET TEMEL AKARSU htakarsu@gmail.com Hayran olduğum Oscar Wilde’den sosyalist diskurlar dinlemek istemediğim için bu kitabı es geçmiş, Metis’ten çıkan Fatih Özgüven çevirisini okumamıştım. Ne fena? Meğer kayıp ne büyükmüş. Şimdi Sosyalizm ve İnsan Ruhu 1984 Yayınevi’nden Fuat Sevimay çevirisi ile çıktığında yine kitabı isteksizlikle elime al dım. Ve hicap duydum. 20. yüzyılın hoyrat köylü devrimcileri elinde heder olan o güzelim sosyalist düşünceyi ve otorite karşıtlığını bir insan ancak bu denli zekice ve duyarlı açımlayabilirdi. Yüzyıl öncesinden seslenen bir şair, insanın insanı kırmadığı, ezmediği, sömürmediği, özgür ve yaşanılası bir düzenin ipuçlarını şairlere has önsezi ve duyarlılıkla veriyor. Fuat Sevimay gibi edebiyat tedris ve terbiyesi görmüş bir çevirmen elinden çıktığı için mi bu kısacık denemeyi bu denli beğendim diye kendimi yokluyorum ama hayır; gerçekten de insanlık düşüncesiyle gurur duyacağımız bir yetkinlik ve duyarlılık ürünü harikulade bir deneme bu. Göreceksiniz ki sosyalizm ve insanlık, şairleri ve şai KİTABIN OKURLARIYLA BULUŞUYOR! 'dan Yazarlara 250 ve 500 Adetlik Paket Fiyat Fırsatı! www.kitabafon.com info@kitabafon.com 2,95 TL 'den başlayan fiyatlar *MEGAR uygulamasını App Store veya Google Play'den indirip ilanı okutun ve  Artırılmış Gerçeklik deneyimini yaşayın! rane düşünceyi terkettiğinde kaybetti. Oscar Wilde sosyalist düşünceyi hama si bir emek övgüsü ile ele almıyor. Ona göre sıkıcı, yıpratıcı ve zor işlerde çalışmanın övülecek ya da övünülecek bir yanı yok. Tersine bu işleri yapan insanların yaratıcı yanlarını geliştirmeleri; sanat ve edebiyata, yüksek beğeni gerektiren etkinliklere vakit ayırmaları; kısacası insanca bir yaşam yaşamaları olanaksız. Bu nedenden dolayı büyük bir haksızlık doğmaktadır. Ama teknoloji geliştikçe bu zor ve sıkıcı işleri makineler insanların yerine yapacaktır. Makinelerin başka insanlar tarafından ele geçirilip yine başka insanları köleleştirmekte kullanılması yerine, insanların hayatlarını kolaylaştırılmasını sağlamakta kullanılmasını sağlamak gerekmektedir. Bu sayede özgür düşüncenin, insansal yaratıcılık ve estetiğin gelişebileceğini düşünüyor Oscar Wilde ve neredeyse her tümcesinde özgür düşüncenin insanca bir yaşam ve uygarlığın gelişimi için ne denli önemli olduğunu vurguluyor. Tiranları ve despotları lanetliyor. Oscar Wilde kitle popülizmi de yapmıyor. Geniş halk kitlelerinin ne denli aymaz, vurdumduymaz, kolaycı ve barbar olduğunu açık fikirlilikle ifade ediyor. Çoğumuzun aklımıza bile getirmekte zorlanacağımız düşünceleri en açık biçimiyle dile getirmekten kaçınmıyor. ÖZGÜR DÜŞÜNCE OLMADAN Denemenin ilk yarısı özellikle sosyalizmin erdemlerini betimlemeye ayrılmışken ortalarından itibaren sanatsal açıdan meseleye yaklaşılmaya çalışılıyor. Bu noktadan itibaren Oscar Wilde’ın dile getirdikleri bence öncekilerden de değerli. Çünkü sanatın ve sanatçının toplumla ve iktidarlarla çarpışmasının ve çelişkilerinin ne denli kaçınılmaz ve ama bir o kadar da zorunlu ve zahmetli bir şey olduğunu olağanüstü zekice örneklerle açıklıyor. Özgür düşünce olmadan sosyalist bir sisteme erişilemeyeceğini, o yüzden de özgür düşünce ve yaratının bayraktarı sanatın ve sanatçının sindirilmesinin, ehlileştirilmesinin ve ele geçirilmesinin iktidarlar için ne denli önemli olduğunu anlatıyor. Günümüzdeki medyanın o günkü eşdeğeri olan gaze tecilerin bu alanda iktidarlar adına nasıl “uygulamalar”(!) yaptığını edebi bir dille, hayranlık uyandıracak içerikle anlatıyor; çarpıcı örnekler veriyor. Oscar Wilde’ın bu harikulade denemesinden çıkarsadığımız kadarıyla edebiyat ve sanata tasallut o devirde de bugünkünden farklı değilmiş. Egemenler bir yetenek ya da zekâ kıpırtısı gördükleri yazar ya da sanatçıyı ehlileştirmek, taraflarına çekmek ve kendi çıkarları doğrultusunda kullanmak için her yolu denemişler. Fakat çözemedikleri tek bir sorunsal hep varolagelmiş: Bir sanatçıyı ya da edebiyatçıyı satın alır ya da ehlileştirebilirsin ama o noktadan sonra yaratısı bir daha asla eskisi kadar değerli ve yetkin olamaz. EDEBİYAT VE SANATIN TİCARİLEŞMESİ Oscar Wilde popüler kültür, edebiyat ve sanatın ticarileşmesi ve avamın beğenisinin ön plana çıkarılmasını da ağır bir dille eleştiriyor. Okuru ya da alıcıyı memnun etmek için yazmaya, çizmeye oturmuş her yazar ve sanatçıyı mahkum ediyor ve adi bir tüccar olarak görüyor. Sanatçının özgür ve bireysel olması, popülariteyi umursamaması, toplumla çatışmayı göze alarak dönüşüm ve ilerleme için hiçbir dış etkene bağlı kalmaksızın doğru bildiği yolda ilerlemesi gerektiğini savunuyor. Bunu yapmayıp gazetecilerin ve sistemin de yardımıyla popüler olmak için olmadık soytarılıklar yapan yazarları adeta lanetliyor; onlardan tiksiniyor. Dahası insanca yaşanacak bir dünya ve sosyalist ütopyanın ancak ve ancak özgür ve bireysel yaratıya yaslanan insanlık tarafından sanat ve edebiyatla gerçekleştirilebileceğini savunuyor. Tüm bu anlatısıyla da sosyalist düşünce ve insanca bir yaşam söz konusu olduğunda Yirminci yüzyılın hoyrat ve zorba, köylü devrimcilerinin değil otoriteye boyun eğmeyen yaratıcı sanatçıların önemli olduğunu vurguluyor. Bu değerli denemeyi satır satır okumadan sanatın ve sanatçının, yazarın ve edebiyatçının kim olduğu fikrine varmayınız aziz okur. n Sosyalizm ve İnsan Ruhu / Oscar Wilde / Çeviren: Fuat Sevimay / 60 s. / 1984 Yayınevi / 2019. 6 5 Aralık 2019
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear