Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
msaslankara@hotmail.com www.sadikaslankara.com Aşk mı deli, âşık mı?.. Kadın, doğasından getirdiği bir emek anıtı. “Dünya Emekçi Kadınlar Günü”nü doğrudan kadının kendisiyle özdeş kılmak olağan bu nedenle. O dirimsel olarak da böyle anılmayı hak ediyor. Olguyu, kadınla erkeğin aşk algısında da temele almak olanaklı öyleyse… Y ukarıdaki başlığa bilimsel ya da yazınsal bağlamda farklı açılardan yaklaşmak olanaklı. Dilimizde “aşk”la “deli” sözcüklerinin zaman zaman birbirinin değişkesi gibi kullanıldığı da düşünülürse sanırım iş iyice karışacaktır. Popüler bilim dergilerinde yer bulan pek çok yazı, bu doğrultuda konuya bir başka pencereden bakmanın örneklerini veriyor. Bilimsel olarak konu edilişi yanında, aşkın hele sanatsal çalışmalardaki yeri elbette çok daha zengin. Sözgelimi “aşk”la “deli”yi yan yana getiren kaç roman, film vb. adı sayılabilir artık varın siz hesabını yapın. Peride Celâl de yıllar önce böyle bir roman yazmıştı: Deli Aşk (Can, 2002). Şu yakınlarda Ayfer Tunç da bu sözcüklerle kurduğu bir romanıyla kervana katıldı: Âşıklar Delidir ya da Yazı Tura. (Can, 2018) Aynı şekilde kadınla aşka yer açan Mehmet Eroğlu’nun Kıyıdan Uzakta romanı da (İletişim, 2018) buna eklenebilir. Bir iki yazı sonra onu da alacağım. BİR “YAZI TURA” ROMANI: “ÂŞIKLAR DELİDİR”… “Yazı” ve “Tura”, romanda bölüm adları. İlk bölüm Yazı, erkeğin (Umut), ikinci bölüm “Tura”, kadının (Sanem) özöyküsel anlatısına dayanıyor. Bir sürpriz bölümle son buluyor yapıt: “Her Şey Çok Çabuk Kayboluyor”. Bölüm numaraları da “Yazı”dan “Tura”ya, “Tura”dan “Yazı”ya gidip geliyor karşılıklı. Kalıtsal hastalığa dayalı bozuk gen nedeniyle “ölüme varacağı tarih aşağı yukarı Ayfer Tunç kestirilebilen” (54), psikolojik rahatsızlığından ötürü doktor desteği alan Umut’la “atık maddeye dönüştüğünü bil(en)” (235) Sanem’in öyküsü ister istemez insanın içini titretiyor. Bu yanlarıyla birbirinin hem en yakınında hem en uzağında iki genç, peşi sıra sürüklediği toplumsal gerçeklikle okuru mıhlıyor yapıta: “[Ö]lmeyeceksen eğer kendini kandırman gerekir” (271). Ayfer, aileleri için âdeta ölüm deneğine dönüştürülmüş iki yalnızın trajik ilişkisine yoğunlaşırken insan olgusunun da derinlerine iniyor. Bu bağlamda Umut, hastalığının, bilimci abisine değil kendisine vurmasını, Pakula filmi “Sophie’nin Seçimi” bağlamında alırken Sanem de Allen filmi “Zelig”le örtüşen benzeşimci duygularına bakarak kendileri olmaktan nasıl çıktıklarını düşünürler. Bu çerçevede tek çare, bir “giderayak aşk” mı olacaktır peki? Yazarın, farklı bir okuma biçimi getirdiği >>öne sürülebilir görece. İsteğe göre sayfa ya da bölüm numaraları izle 22 8 Mart 2018 KITAP