22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

VİTRİNKIDtaEpKİLER Yeşil Kapı / O. Henry / Çeviren: Haluk Erdemol / Ayrıntı Yayınları / 224 s. O. Henry’nin “Yeşil Kapı”daki öyküleri kırsal kesim ve kent yaşamlarından alınan insan tiplemeleriyle bunların ilişkilerini gerçekçi, yer yer yarı gerçekçi bir biçemle ve sevecenlikle, mizahı sözcük zenginliğiyle hoş bir biçimde harmanlayarak veren, yazgının bir araya getirdiği insanların ilginç karşılaşmalarını beklenmedik sonuçlara bağlayan kurgularıyla okura hoş bir okuma keyfi ve yaşam sevgisi aşılayarak okuma tutkusunu serüvene dönüştüren niteliğiyle öne çıkıyor. Hong Kongİstanbul: Şehri Şahsileştirmek / Asuman Suner / Metis Yayınları / 264 s. Asuman Suner, “Hong Kongİstanbul: Şehri Şahsileştirmek”te basit bir önkabulden yola çıkıyor: Bir şehri görebilmek için başka bir şehre ihtiyaç var. İnsan bir şehre yaşamak üzere gittiyse o şehrin gündelik hayat pratiğini öğrenmek zorunda. Şehre dikkatle, merakla, ısrarla bakmak demek bu ve insan yabancı bir şehre dikkatle bakarken karşısında bir diğer şehrin silueti belirir daima. Kişinin kendi şehridir bu. Bazen içinde doğduğu, büyüdüğü, bazen bir süre yaşadığı, güçlü duygular beslediği, bir imge olarak zihninde yer etmiş, bir çeşit aidiyet hissiyle bağlı olduğu şehir. İnsan ‘kendi’ şehrini sanki ilk kez şimdi gerçekten anlamaya başlıyormuş hissine kapılır. Aşina ve yakın olan, mesafe alındığında ve farklı olanın merceğinden bakınca yeni bir anlam kazanır. Bu kitap, Hong Kong ile İstanbul’un geçen otuz yıldaki küresel süreçlere eklemlenme çabalarını yan yana koyma denemesi. Yeni Yemek Kitabı / Ohan Aşçıyan / Çeviren: Arsen Kocaoğlu / Aras Yayıncılık / 144 s. Bir yayıncı ve aşçı olan Ohan Aşçıyan’ın 1907’de İstanbul’da Ermenice harflerle Türkçe olarak kaleme aldığı “Yeni Yemek Kitabı”, alanında dönemin en popüler çalışmalarındandı. ‘Alaturka ve Alafranga’ alt başlığıyla yayımlanan kitapta çorbalardan pilavlara, kızartmalardan buğulamalara, tatlılardan peltelere onlarca yemek, son derece pratik tariflerle aktarılıyor. Aşçıyan’ın kullandığı malzemeler, yemek pişirme yöntemleri, verdiği püf nokta lar yüz yıl öncesinin özgün ve yaratıcı sofra kültürünü kanıtlarken, “Yeni Yemek Kitabı” yemek tarihimizi belgeleyen önemli bir köşe taşına dönüşüyor. Takuhi Tovmasyan’ın Aşçıyan’ın metnine düştüğü notlarsa kitabı hem zenginleştiriyor hem de günümüze bağlıyor. Timbuktu’nun Elyazmaları / Charlie English / Çeviren: Akın Emre Pilgir / Koç Üniversitesi Yayınları / 312 s. Masallar şehri Timbuktu, yüzyıllar boyunca Batılıların ‘Kara Kıta’ Afrika ile ilgili fantezilerinin odak noktasıydı. On sekizinci yüzyılın sonlarından itibaren, bir yeryüzü cenneti olduğu düşünülen bu ‘uzak’ diyarı ve hazinelerini ‘keşfetme’ hummasına yakalanmış bir dizi Avrupalı kâşif şehre ulaşmak için seferlere çıktı. Fakat üst üste bir sürü keşif seferi saldırılar, çetin iklim şartları ve hastalıklar yüzünden başarısızlığa uğradı. ‘Keşif’ sonunda gerçekleşti ve Timbuktu’nun gerçekten de hazineleri olduğu görüldü… Charlie English, kapsamlı bir araştırmaya ve birebir görüşmelere dayanan kitabında, bu iki yüz yıllık ‘keşif’ hikâyesini yakın tarihli bir başka olayla iç içe anlatıyor. Müzikte Romantik Dönem Bestecileri / Serhan Bali / Vakıfbank Kültür Yayınları / 560 s. Romantik Dönem Müziği olarak adlandırılan on dokuzuncu yüzyıl müziği; toplumsal, siyasal, ekonomik ve düşünsel anlamda büyük dönüşümlerin yaşandığı bir çağın sanata yansımasıydı. Bu dönem, sınıfsal katmanların altüst olduğu, bestecilerin önceki yüzyıllarda kendini iç ve dış etkenlerden sıyırdığı, eserlerini çapının içeriğinin genişlediği bir zaman dilimiydi. Serhan Bali; “Müzikte Romantik Dönem Bestecileri” adlı çalışmasında Schubert’ten Chopin’e, Schumann’dan Gounod’ya, Verdi’den Sibelius’a kadar yetmiş dört besteci aracılığıyla dönemi anlatıyor. Canavarın Ağzında CiltIII: ABD Komünist Partisi Tarihi 19191959 / Haluk Gerger / Yordam Kitap / 464 s. ABD Komünist Partisi tarihi anlatısı, bu kitapta, yıkıma sürüklenişin hikâyesine, ‘çürümenin farklı hâllerine’ odaklanıyor. Komünist Parti tarihi olduğu kadar kapitalizmle mücadelenin tarihi, bir o kadar Üçüncü Enternasyonal’in ve ideolojik tartışmaların tarihi olan bu anlatı, yenilginin nesnel nedenlerini bilimsel sosyalizmin ışığında arıyor. Daha önce büyük bunalımın ve “cephe faaliyetleri”nin verdiği moralle güçlenen Komünist Parti, İkinci Dünya Savaşı, Hitler’in Sovyetler Birliği’ne saldırısı, ABD’nin savaşa katılması, peşinden Soğuk Savaş, Stalin’e dönük “algı”nın değişmesi, Kore Savaşı vb. tarihsel olayların yaşandığı dönemde tasfiye sürecine girecek ve önce partiden derneğe gerileyecek, ardından yeraltına inerek yok olacaktır. Benim Dağıstanım / Rasul Hamzatov / Çeviren: Mazlum Beyhan / Koyu Siyah Yayınları / 448 s. Toprağın kokusunu, karın büyüleyici beyazını, denizin huzurlu mavisini serpiyor yaprakların arasına, özlediğin ne varsa orada bul diye. Masal olmalı bu; Dağıstan’ın başka hiçbir masala benzemeyen, uzun ve karanlık gecelerde yıldızlı gökyüzünü çağrıştıran masalı. “Benim Dağıstanım”; koklayarak, gülümseyerek, ağlayarak, hüzünlenerek, evlat gibi bağra basarak okunacak, bitmesin diye başucuna koyulacak bir yapıt. Büyük Oğul Efsanesi / Öner Yağcı / Bilgi Yayınevi / 544 s. Yaşarken efsane olmak, doğanın insanlara en büyük armağanı. Bu armağan insan olmayı başarmış, sonra da başkalarına insan olabilmenin yolunu öğretmeye kendini adayanların aldığı armağandır. Efsaneler geleceğe aktarılmaz, yeni efsanelerin doğması zamanın akışına bırakılırsa toplumların yaşamında boşluklar doğar. Öner Yağcı, “Büyük Oğul Efsanesi”nde ‘insanın aklını ve elini kullanarak doğayı, kendisini ve toplumunun yazgısını değiştirebileceğini bilen, bunun nasıl olacağına ömrünü veren bir devrim öğretmeninin’, Tonguç’un efsanesini sunuyor bize. Kızıl Azize: Bir Ütopyanın Peşinde / Mary Talbot / Çizer: Bryan Talbot / Çeviren: Damla Kellecioğlu / Desen Yayınları / 144 s. “Kızıl Azize: Bir Ütopyanın Peşinde”, korkusuz ve yılmaz bir direnişçi, feminist bir öğretmen ve tutkulu bir şair olan Louise Michel’in, Paris Komünü’nden Yeni Kaledonya’daki sürgün günlerine uzanan mücadelesinin izini sürüyor. Distopik düşüncelere teslim olan çağımız insanına radikal bir iyimserlik öyküsü sunan ilham verici bu grafik roman, ütopya ve bilimkurgu edebiyatının doğuş şartlarına da dikkat çekerek ütopyalara olan ihtiyacın hiçbir zaman tükenmeyeceğini bir kez daha hatırlatıyor. Akademisyen, yazar Mary M. Talbot ve çizer Bryan Talbot, cesur kişiliğiyle kısa sürede efsanevi bir ün kazanan Michel’i tarihin tozlu sayfalarından çıkararak, siyahbeyaz ve kırmızının hâkim olduğu çarpıcı çizimlerle ona yeniden hayat veriyor. Uzay Baronları / Christian Davenport / Orçun Demir / Turkuvaz Kitap / 318 s. NASA’ya kafa tutup şehrin göbeğine bir roket park eden, balistik füze peşinde Rusya’yı arşınlayan Elon Musk; Titanik’in kâşifleriyle okyanusun derinliklerindeki Apollo 11’in peşine düşen Jeff Bezos; uzay işinin stresini yenmek için Las Vegas’ta milyonlar kaybeden Andrew Beal; altmışından sonra astronot olmaya karar veren maceraperest Richard Branson ve diğerleri... Milyarder girişimciler, insanları oraya götürmek için her şeyi göze alıyor. “Uzay Baronları”, servetlerini uzayın keşfi için harcamaya kararlı, gözlerini uzak diyarlara dikmiş hayalperestlerin hikâyesi. Seçme Yazılar / C. G. Jung / Çeviren: Levent Özşar / Alfa Yayınları / 488 s. C. G. Jung, insanın en önemli görevinin, fethedilecek dış dünyadan ziyade kendi doğasını incelemek için kendine yönelmesi olduğunu söyler. Psikoloji literatürüne “kompleks”, “kolektif bilinçdışı”, “dışadönük”, “arketip” ve “bireyleşme” gibi birçok terim kattı ve insanların hayatta bir anlam aramaya mecbur olduğunu varoluşçulardan önce dile getirdi. “Seçme Yazılar”, Jung’un, fikirlerinin özünü anlattığı külliyatından seçilmiş kilit parçaları okurla buluşturuyor. Anthony Storr’un notları, Jung’un fikirlerinin orijinalliğini, zaman içindeki gelişimini ve hâlâ devam eden geçerliliğini gözler önüne seriyor. Bir Nadir Öyküsü / Aslı Ayhan / Tarihçi Kitabevi / 168 s. “Bir Nadir Öyküsü”, Asil Nadir’in annesi Safiye Nadir’in Kıbrıs’ın köylerinden İngiltere Kraliçesi’nin sarayına uzanan iniş çıkışlarla dolu hayatını, onun bitmek tükenmek bilmez mücadelesini ve azmini anlatıyor. Bu kitapta yalnızca Safiye Nadir’in bilge kişiliğini, sosyal adaletini, yaşama ve insanlara olan tutkusunu değil, onun yaşamı ekseninde dünyada yok sayılan Kuzey Kıbrıs’ın ve Kıbrıslı Türkler’in 1920’lerden 2000’lere uzanan serüvenini de kapsıyor. Bir kadının savaş casusluğu, aşkı, acılarıyla başa çıkışı ve başarı hikâyesinin yanı sıra Nadir ailesinin iş hayatında dünya çapına yayılan yükselişi ve çöküşünün Kıbrıs’ın siyasi olaylarıyla nasıl harmanlanarak şekillendiğine tanık oluyor okur. n 22 20 Aralık 2018 KItap
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear