Catalog
                    Publication
                
                - Anneler Günü
 - Atatürk Kitapları
 - Babalar Günü
 - Bilgisayar
 - Bilim Teknik
 - Cumhuriyet
 - Cumhuriyet 19 Mayıs
 - Cumhuriyet 23 Nisan
 - Cumhuriyet Akademi
 - Cumhuriyet Akdeniz
 - Cumhuriyet Alışveriş
 - Cumhuriyet Almanya
 - Cumhuriyet Anadolu
 - Cumhuriyet Ankara
 - Cumhuriyet Büyük Taaruz
 - Cumhuriyet Cumartesi
 - Cumhuriyet Çevre
 - Cumhuriyet Ege
 - Cumhuriyet Eğitim
 - Cumhuriyet Emlak
 - Cumhuriyet Enerji
 - Cumhuriyet Festival
 - Cumhuriyet Gezi
 - Cumhuriyet Gurme
 - Cumhuriyet Haftasonu
 - Cumhuriyet İzmir
 - Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
 - Cumhuriyet Marmara
 - Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
 - Cumhuriyet Oto
 - Cumhuriyet Özel Ekler
 - Cumhuriyet Pazar
 - Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
 - Cumhuriyet Sokak
 - Cumhuriyet Spor
 - Cumhuriyet Strateji
 - Cumhuriyet Tarım
 - Cumhuriyet Yılbaşı
 - Çerçeve Eki
 - Çocuk Kitap
 - Dergi Eki
 - Ekonomi Eki
 - Eskişehir
 - Evleniyoruz
 - Güney Dogu
 - Kitap Eki
 - Özel Ekler
 - Özel Okullar
 - Sevgililer Günü
 - Siyaset Eki
 - Sürdürülebilir yaşam
 - Turizm Eki
 - Yerel Yönetimler
 
                        Years
                    
                    
                
                    Our Subscribers Can Login And Read Original Page
                    I Want To Register And Read The Whole Archive
                    I Want To Buy The Page
                
            
                SEVİN OKYAY’LA NEHİR SÖYLEŞİ: “HAKİKATEN”  ‘Pek çalışkan olduğumu düşünmüyorum’ Pınar İlkiz; sinema yazılarından, polisiye programlarından, çevirilerinden, kitaplarından ve basketbol haberlerinden bildiğimiz Sevin Okyay ile bir nehir şöyleşiye imza attı. “Hakikaten” ismiyle okurla buluşan kitapta, Okyay’ın yaşamının tüm dönüm noktalarıyla birlikte hayata nasıl baktığı da yer alıyor. Okyay ve İlkiz’le kitabın öncesini ve sonrasını konuştuk.  sİbel Oral sibelo@gmail.com P ınar, Sevin Okyay ismi mi seni bu çalışmaya götürdü, yoksa bu tür bir nehir söyleşi çalışması için Okyay’ı mı seçtin? n İkincisi diyelim. 2013 Ocak ayında bir gün telefonum çaldı. Arayan İlknur’du (Üstün). Ayizi Kitap için bir nehir söyleşi yapıp yapamayacağımı sordu. Telefonu da “Sen  bir düşün,” diyerek kapattı. İlknur’u tanıyanlar bilir, hiçbir koşulda sizden yardımını esirgemeyen biridir ve bir şey istediğinde kolay kolay “Hayır,” diyemezsiniz çünkü ondan muhtemelen bu cevabı hiç duymamışsınızdır. Bizim İlknur’la yollarımızı kesiştirense Amargi Dergi’ydi. Bu fikir çok heyecan vericiydi ama kiminle yapabileceğimi hiç kestiremiyordum. Sonra Sevin Hoca olması gerektiğine karar verdim. Sevin Hoca’da karar kılmakta gecikmemin sebebi kendisini 2006 sonbaharından beri tanıyordum ve o benim için bir yabancı ya da bir kitap projesi değildi. Ama bu kitap için biçilmiş kaftandı! Çünkü kadınları ve kadın hikâyelerini  kendine dert edinen Ayizi’nden çıkması gereken bir kitaptı. Aynı zamanda İlknur, Amargi için benden canım Gülçin (Çaylıgil) Abla için bir yazı istediğinde “Bu kadar yakın olduğun bir kadını böyle yazabiliyorsan sen bu işi kotarırsın,” demişti. Bütün bu süreçte, hem İlknur’un hem de Aksu’nun (Bora) desteği çok büyüktü. n Aile nedir sorusuyla başlamanın özel bir nedeni var mıydı? n Bunun nedeni, kimi için cennet bahçesi kimi için atsan atılmaz satsan satılmaz bir kavramın Sevin Hoca’nın hayatında nerede durduğunu öğrenmek istememdi. İyi ya da kötü, birçok şeyin temeli ailede atılır. Sevin  kurtuluş arı  Hoca’nın da söylediği gibi bu kadar çok şeyi bilerek ve yerinde izleyip görerek bugüne gelmesinde annesinin payı yadsınamaz. Bir yandan da Sevin Hoca’nın hikâyesini anlatmaya klasik bir şekilde nerede doğduğu ya da nerede okuduğu şeklinde başlamak istemedim.  “BBİRELAKNİ NDEEYSİAMD” ECE KOMİK  n Sevin Hanım, siz de “ilk sorudan  bırakıyoruz bu işi” diyorsunuz. Aile  kavramını düşündüğümde, Sevin Okyay  denince mesela anne evet ama daha  kapsayıcı olarak aile geliyor aklıma. Ya  ni siz çocuklarınızın annesi değil, ailesi  gibisiniz...  n Aslında öyle değil. Çünkü boşanan  bir annebabanın çocukları ve rahmetli  kayınvalidem, çalışıyorum diye başın  dan beri onlara bakmıştır; gündüzleri ve  hatta geceleri. Kalabalık, dört çocuklu  bir aileydi; babaları, halaları ve amcaları  ile. Biz ayrıldıktan sonra da onlarla ol  dular bir süre. Ama sonra dönem dönem  hep birlikte olmuşuzdur. Sanıyorum  ki iki farklı ailesi vardı bir dönem için.  Annem ve kardeşim de dâhil olmak  üzere ama son yılları soracak olursanız  evet çok daha yakınız. Yine de bir aile  nin yarısı sayılabilirim. Çünkü yarısı  da halaları ve diğer akrabalarıdır. Ama  sanıyorum ki birlikte bazı şeylerden  zevk alma, birlikte bazı işleri yapma açı  sından anneleri, aileleri demeyelim de  arkadaşlarıyım. Bilmiyorum kitapta da  lafı geçmiş miydi ama Elif bana daha on  yaşının altındayken sanıyorum “Sen ne  komik annesin,” derdi. Belki de sadece  komik bir anneyim. Onun için kendimi  tam anneye de, tek başına aileye de ya  kıştıramıyorum.  n Peki, Pınar size böyle bir teklifle  geldiğinde ne hissettiniz, tepkiniz na  sıldı?  n SEVİN OKYAY: Pınar bana böyle bir  teklifle geleli dört yıl olmuş. Pınar ile  muhabbetlerimizin bir uzantısı olarak  görmüş olabilirim. Ama gün gelip de  kitabı elimde bulacağımı o sıralar pek  düşünmüyordum herhalde. Çünkü Pınar  benim tanımadığım ve bu vesile ile ilk  defa evime giren biri değil. Ben Pınar’ı  on yıldır tanıyorum, bizim evimizin kızı  dır bir anlamda. Onunla beraber çalıştık.  Arşivlerdeydik ve bir takım araştırma  ları birlikte yaptık. Dolayısıyla Pınar’ı  evde görmek, bana bir şeyler sorması,  benim de cevap vermem benim için  çok normal bir şey. Sıra dışı gelmedi,  rahatsız da etmedi. Bu kitabı elimde gö  receğime ihtimal vermediğim gibi nasıl  bir şey olacağını da kestiremiyordum.  Kitap gibi düşünmedim aslında. Pınar’ın  sorduklarına biraz da eğlenerek cevap  verdim. Bir de Pınar, oğlum Kutluhan  gibi bizim ailelerimizin iyi fotoğraf  çeken elemanıdır. Oturup ona poz ver  meye de, sorduklarına cevap vermeye  de alışkınız. Arada bazen arşive yardım  etmeye geliyor, bazen soru sormaya bazen ikisi birden. Neler  >>  12 7 Eylül 2017  KItap   
            
    
