Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Yapmamayı yapabilmek “Tao Te Ching”, seksen bir kısa şiirden oluşuyor. Şiir formunda yazılmasına rağmen bir öğreti kitabı. Sonya Özbey’in çevirisi, hem çok güncel bir dil kullandığı için açıklayıcı hem de şiirsel. İ ki bin beş yüz senelik bir Çin efsanesine göre, Laozi lakaplı “yaşlı usta”, siyasi ve toplumsal yozlaşma canına tak ettiğinde, yeni bir yere yerleşmek üzere Batı’ya doğru yola çıkar. Sınırda kendisini durduran görevli ondan o topraklara özgü felsefesini kendisine anlatmasını ister çünkü ne de olsa o yerin bir değerini başka yere taşıyordur, bu onun zihni de olsa. Bunun üzerine Laozi oturur ve yazmaya başlar. Yine efsaneye göre, kitabı Tao Te Ching’i bir oturuşta yazar bitirir. Günümüze kalmış en eski Doğu felsefe metni olmanın ötesinde, Çin’in yaygın inancı Taoizm’in kutsal metinlerinden biridir. Tao Te Ching (Çeviren: Sonya Özbey, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 108 s.), seksen bir kısa şiirden oluşur. Şiir formunda yazılmasına rağmen bir öğreti kitabıdır. Dilimize daha önce çevrildi mi bulamadım ama geçen sene yayımlanan Sonya Özbey’in çevirisi hem çok güncel bir dil kullandığı için açıklayıcı hem de şiirsel. Laozi’nin (ya da Lao Tzu) kimliği hakkında bilgiye sahip değiliz ama metinden çıkarım yaparak onun yönetime yakın görevlerde bulunduğunu söylemek yanlış olmaz, genelde de Zhou hanedanında (İÖ 64. yüzyıl arasında) saray yazmanı olduğu sanılır. Taoizm’in diğer temel kitabı Chuang Tzu ile birlikte asıl İÖ 200’de bugün bildiğimiz şekliyle yaygınlık kazanmıştır. Bu metinler uzun çağlar boyunca sözlü anlatı geleneğiyle kuşaktan kuşağa aktarılan öğretilerin kâğıda dökülmüş hâlleridir. Başlığı dilimize kabaca çevirdiğimizde “bütünlüğe ulaşmanın yolu” gibi bir anlam bulabiliriz. PARADOKSLARLA DOĞRUYU BULMA Taoizm’in bir özelliği, diğer din ve öğretilerin aksine, doğru ile yanlışı Efsaneye göre Lao Tzu, kitabı Tao Te Ching’i bir oturuşta yazar bitirir. Günümüze kalmış en eski Doğu felsefesi metni olmanın ötesinde, bu kitap Çin’in yaygın inancı Taoizm’in kutsal metinlerin den biridir. doğrudan söylememesidir; bunun yerine zihnimizi bir labirente sokar ve orada daha önce edinilmiş önyargılardan kurtarmaya çalışır. Örneğin, “Tek bir elle alkış tuttuğumuzda nasıl bir ses çıkar?” gibi sorularla fizik ve madde dünyasından kopartmaya çalışır okuru. Bu türden yanıtlanamaz soruların temelinde paradoks vardır, çelişkili olduğu için de bir anlam bulmak imkansızdır. Tao öğretisi oksimoron deyimlerle zihni uyandırmaya çalışır; bir bakıma zihnin işlevsel bozukluğuna dikkat çeker. Bu bir arınma yoludur. Modern insan bir şeyleri bilmek için çevresindeki nesneleri, olayları, insanları adlandırarak anlamaya çalışır. Bunu daha ileri götürerek belli gruplandırmalar yapar, onlara etiketler yapıştırır. Böylece tanımlanmış bir dünya içinde yaşadığını hisseder. Bu, Tao’nun yolu değildir. Tao’ya göre adlandırmak, anlamak değildir, sadece önyargı koymaktır. Tao Te Ching’in giriş cümleleri “Yol olarak tayin edilmiş yol nihai yol değildir. ‘İsim’ olarak tayin edilmiş isim nihai isim değildir.” Bu şekilde okuru bilinenlerden kopartarak başlar. Bu giriş cümlelerinde bir başka anlam daha buluruz, o da varlığın sürekli değişim içinde geliştiği, asla tamamlanmadığıdır. Tao’ya göre evren bitmiş bir tasarım değil, sürekli değişim içinde varlığını bulan bir yapıya sahiptir. Bir şeye isim vermek ise onun tamamlanmış olduğu sanısını beraberinde getirir. MİSTİSİZM VE KAHKAHA Taoizm, bizimkinden farklı kültürel bir temele sahip olduğu için anlamak ya da anlatmak kolay değil ama farklı bir felsefeyi anlamak için en iyi yol belki de öncelikle içinde yatan espriyi anlamakla başlar. “Beni anlayan azdır, bundandır benim itibarım” (70. şiir) gibi dizelerde kendisiyle nasıl alay edebildiğini görmek ayrı bir yakınlık duymamızı sağlar metne. Taoizm yüzyıllardır “kahkaha içine gizlenmiş erdem” olarak anlaşılmış; Laozi ve diğer öncü düşünürleri hep güler, eğlenir ve hayatla dalga geçerken resmedilmiş, betimlenmiş. Felsefelerinin temelinde de iyilik, sadelik, zarafet gibi erdemler en önemli sayılmış. Bu yüzden belki metafizik öğreti olarak anlamadan önce bu metinleri eğlenceli yanlarıyla okumak, hayata bakışlarındaki inceliği görmek daha önemli. Taoizm’in ana temalarından biri kendiliğindenliktir. Başarıyı üretkenlikle, zenginliği de tüketici olmakla açıklayan insanlara kuşkusuz yabancı gelecektir bu. Laozi’nin kendiliğindenlik deyimiyle anlatmak istediği doğanın mümkün olduğunca müdahale edilmeden, kendi yolunu bularak varlığını sürdürmesidir. Varlığın en doğal hâlini bulması, yaşamın başlıca amaçlarından (niyetlerinden) biridir. “Amaç” sözcüğü aslında Tao’ya uymaz çünkü hayatı amaçlarla, sonuç elde etmek üzere planlanmış bir yol olarak görmez. Tam aksine en az müdahale ve eylemsizlikle kendini bulması istenir. Doğadaki her şeyin kendi gelişimini tamamlamasına izin vermek çok önemli yer tutar felsefede. Neredeyse tüm dinler ve inançlarda gördüğümüz, insanın doğanın hâkimi olduğu varsayımının Tao’da yeri yoktur. İnsan doğada üstün bir yere sahip değildir ne de diğer canlıların efendisidir. Metinde sıklıkla bahsedilen “farkındalık,” kişinin dünyayla ilişkisini değil, kendisiyle ilişkisini anlatmak için kullanılır. 13. şiirde şöyle açıklar insanın kendisiyle ilişkisini: “Bundan dolayıdır ki: Bedenine dünyaya özen gösterdiği kadar özen gösteren kişiye, Dünya emanet edilebilir. Bedenini dünyayı sevdiği kadar seven kişiye, Dünya teslim edilir.” Burada kullanılan “beden” sözcüğü aslında aynı zamanda kişi anlamına da gelir. Kişinin kendisini sevmesi, kendisini tanıması, en önemli erdem olarak ortaya konur. Klasik metinlerin bugünü aydınlatan yönlerinden söz ettiğimizde, Tao Te Ching’in belki de tüm klasiklerin önüne geçiyor. Özellikle, bir lider nasıl olmalı gibi konuları ele aldığı dizelerde Laozi’nin yüce erdemini buluyoruz. “Küçüğü görmeye irfan sahibi olmak, zayıfı korumaya güçlü olmak denir” (52. şiir) “Saraylar temiz ve pak, ama ambarlar ayrıkotlarına bürünmüş, ambarlar bomboş… Elbiseleri süslü ve renkli, kuşaklarında keskin kılıçlar, yemeğe doymuş, mala mülke boğulmuşlar… buna hırsızlık denir ve hırsızlık Yol’a göre değildir” (53. şiir). n 6 27 Nisan 2017 KItap