Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
FRANZ KAFKA’NIN “OFİS YAZILARI” Yazar Kafka’nın memuriyeti “Ofis Yazıları”ndaki metinlere ve bunları yayına hazırlayanların yorumlarına dikkatle bakılıp raporların satır aralarına girildiğinde, üst düzey memur ile yazar Kafka arasındaki geçişleri, kimi benzerlikleri, onların hangi noktalarda birbirinden ayrıldığını görmek mümkün. Kitap, okurun önüne hem iki ayrı Kafka koyuyor hem de bunların birbirini nasıl etkileyip beslediğini... ALİ BULUNMAZ alibulunmaz@cumhuriyet.com.tr L udwig Wittgenstein’ın, kendisine verilen kürsüden sıkılıp ailesinden kalan serveti de dağıtarak 1929’da, Whewell Court’ta “felsefe memuri yetine” girişmesinden ve muhasebe defterlerine Tractatus’la Felsefi Soruşturmalar arasındaki dönemde felse fe problemlerine dair notlar almasından önce, Georges Orwell’in BBC’deki memu riyetinden evvel Franz Kafka, 1908’den 1922’ye kadar Bohemya Krallığı Prag İşçi Kaza Sigortası Kurumu’nda üst düzey bir memur olarak görev yapmıştı. O sıralarda yeni bir dönemin eşiğindeki Avrupa sancılıydı; kurumlar sil baştan ya pılandırılırken sosyal ve kültürel hayat da bu dönüşümden payına düşeni alıyordu. Kafka, bürokrasi ve teknolojinin tam orta sında bir uzman olarak bu yeni yaşamda hızla yükselirken ileride yazacağı kitaplar için başlangıçta pek fark etmese de mal zeme topluyordu. Ofisteki Kafka, önüne gelen dosyaları inceliyor, raporlar yazıyor ve analizler yapıp notlar alıyordu. Zarar tazminatla rına ve ihtilaflara zaman har cayan, işçilerin hakkı nı savunan ve düzenlenen sigorta primlerinin hukuka uygunluğunu araştıran Kafka; Gregor Samsa’yı ve Joseph K.’yi yaratmaya koyulmuştu bile. Genç avukat, risk analizine ve sınıflandırmasına giriştiği mesai bitince çekildiği evde, yazmak için daha uygun ve huzurlu bir ortam hayal ediyordu. Bu arada yazıyordu da. Uğraştığı patron takımından prim koparabilmek için didinirken sağlığını kaybeden Kafka, diğer taraftan Dönüşüm’ün eskizleriyle meşguldü. Kafa yorduğu davaların, yazım sürecini zaman zaman sekteye uğratmasından yakınan Kafka, dağıldığını hissediyor fakat aynı duygu kalem oynatmasına yardım da ediyordu. İçine düştüğünü veya kapılıp gittiğini sandığı kısırdöngü, zihnini kuvvetlendirmişti. Bu Kafka, aynı zamanda yazar Kafka’ydı; mevcut durum, kendisine acı verse de yazarlığını besleyen bir hâl almıştı. Rutin yaşam ve bürokrasi, üretim anlamında Kafka’nın lokomotifiydi. ZANAATKÂR KAFKA Sigortacılık yasasının engebeli yollarında gezinen Kafka, kanun maddelerini okuyup davalara gire çıka kafasında imgeler oluşturmaya başlıyor: Ofis Yazıları’ndaki teknik ve mesleki makalelerin alt metinlerinde Şato, Dönüşüm ve Dava’nın izlerine rastlıyoruz. Hepsinden öte bu metinlerde Kafka kendisini yaratıyor. Dürüstlük sorgulamaları, kanuna uygunluk kaygısı, sınıfsal gerilimler ve hakhaksızlık ikilemi gibi belli başlı meseleler, yazarı meşgul edince kurgu edebi metinlerinin dışında “tatsız tuzsuz” makaleler ortaya çıkıyor. Anthony Northey ise Kafka’nın edebi yönünden ayrı düşünmediği Ofis Yazıları’nda bir “kara mizah” görmekte çok haklı. Çünkü kendisini hukukla sınırlamayan Kafka, psikolojiye bulaşıp sonradan “Kafkaesk” denecek yolun taşlarını döşemeye koyuluyor. Kitapta, Kafka’nın hukuk inadı büyük bir romanın parçaları gibi önümüze seriliyor: Ofisteki havayı öyküleştirmek yerine, hayatın akışını (iş yaşamını) hukukla birbirine bağlayan; bunları da yakın gelecekte yazacağı romanların ve öykülerin zemini hâline getiren bir Kafka var karşımızda. Ofis dışında bir yaşamı ve yazma zamanı olan Kafka, “gündüz vakti” beden bütünlüğü bozulan kişilerin hakkını savunup sigorta primleri için insanüstü bir çaba sergiliyor. Bu durum geceleri, ileride romanlarını oluşturacak sayfalarda biçim değiştirerek beliriyor. Başka bir deyişle birbirine karışan bilgi ve edebiyat aynı zamanda birbirini bütünlüyor: Bir noktadan sonra güncel olan sanata dönüşüyor. Ofis Yazıları’nın Almanca basımı Amtliche Schriften’de (2004), Klaus Hermsdorf ve Benno Wagner’in vurguladığı ve buradan bir seçki oluşturup kitabın Türkçeye çevrilen edisyonunu yayına hazırlayan Stanley Corngold, Jack Greenberg ve Benno Wagner’in yeniden gündeme getirdiği üzere Kafka, hem yazar hem de avukat olarak bir zanaatkâr. Ofis Yazıla rı’ndaki her makalede, işini “gereğinden fazla” ciddiye alan biriyle karşı karşıyayız. Zaten bu titizlik, onu başarılı bir avukat ve yazar hâline getiriyor kısa sürede. Kafka’nın işi gereği yazdığı, mahkemelere ve sigorta primleri için işverenlere sunduğu raporlar ile makaleler, ileride bazı değişikliklerle romanlarının ve öykülerinin önemli ayrıntıları hâline gelecekti. İKİ CEHENNEM Ofis Yazıları’nda, avukat ve yazar Kafka, kendisini bir oluş hâlinde görürken gündüz yaşadığı deneyimler, gece edebi bir kimliğe bürünen Kafka’nın zihninde dolanıp duruyor: Hukuki anlaşmazlıklara çözüm yolları arayan yazar, mesai bitiminde bu notlardan hareketle kurmacaya yöneliyor. 1900’lerin başında ete kemiğe bürünen çalışma hayatı ve onun yan öğeleri, avukat ve yazar Kafka’nın radarına takılıyor doğal olarak; çalışan, yaşayan ve kurmaca yardımıyla ofis cehenneminden edebiyat cehennemine atıyor kendisini. İkincisi, hiçbir zaman bürokrasi kadar benliğini zorlamıyor. Gece ile gündüz ayrımı ve memur ile yazar farklılığı bu nedenle önemli. Sanayi bölgesi Bohemya’daki işgücü potansiyeli ve yörenin git gide kurumsallaşan yatırımcıları, sigortacılığı ve hukuki girişimleri zorunlu kılınca bürokrasi vücut buluyor. Bunun bir parçası hâline gelen Kafka, ekonomik büyümenin yarattığı karmaşaya dâhil oluyor; metinlerindeki hukuki dil ve belirlemeler biraz da oraya gönderme yapıyor. Samsa ve Joseph K. de benzer dertlerden mustarip iki karakter şeklinde çıkıyor karşımıza. Evrak işlerinin dolaşıma girdiği bürokrasi, istese de istemese de Kafka’yı sisteme dâhil ediyor. Yazar, dilini çözmek zorunda kalıp parolasını anlamaya çalıştığı bir kimlikle oturuyor ofiste; uyuşmazlıkları gidermenin yegâne yolunun buralardan geçtiğinin farkında ve bu durum ona fazla mesai yaptıran makaleleri kaleme almasına neden oluyor. Prosedürler ve yazışmalar da cabası... Bütün bunlar Kafka’nın, hem uzmanlık alanına ilişkin hem de dönemin sosyopolitik ortamına dair çözümlemeler yapmasını sağlıyor. Kurumlar için çalışırken çekingen meslektaşlarının aksine, hamlelerini “birer günah” olarak niteliyor sonradan. Bunda, o dönem bir ağ gibi hızla örülen ve Kafka’yı bunaltırken edebi anlamda zenginleştiren bürokrasinin payı büyük elbette. Tabii o çark içinde Kafka’nın olağanüstü çalışmalar yürütmesinin ve belli bir zaman sonra bundan rahatsızlık duyulmasının da... Kafka bu dönemde, iktidarişçi sınıfı çatışmasıyla ilgili ayrı bir tecrübe kazanıyor. Risk kategorizasyonunun her iki tarafında yer alırken kamu yararı, işçi hakkı >>ve güvenliği bu anlamda öne çıkan başlıklar. Dolayısıyla Kafka, işçiiş 12 16 Kasım 2017 KITAP