25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

KITAP RENKLER... SESLER... HARFLER... AYTÜL AKALl ÇİĞDEM GÜNDEŞ lMAVİSEL YENER lMUSTAFA DELİOĞLU KITAP KİTAPÇI Hazırlayanlar: AYTÜL AKAL, ÇİĞDEM GÜNDEŞ, MAVİSEL YENER Bulut Delisi / Leyla Ruhan Okyay / Resimleyen: Merve Atılgan / Günışığı Kitaplığı / 2017 / 160 s. / 9+ Aytül Akal’ın kaleme aldığı Renk Delisi, Ses Delisi, Koku Delisi üçlemesinin ardından, Bulut Delisi’nin müjdesini verdi Leyla Ruhan Akyol. Çağla, ilköğretim çağında bir kızdır. Bulutları, bulutlarla bakıp düşler kurmayı, rüyalarında yolculuklara çıkmayı çok sever. Öğretmenleri bir okul gezisi yapılacağını ve trenle Kars’a gideceklerini duyurunca Çağla başta olmak üzere herkes sevinçten deliye döner. Kiraz ve Azad dışında… Bu iki çocuk başka yerlerden gelmiştir. İkisi de mahzun, suskun ve genellikle yalnızdır. Özellikle Azad… Ne kimseyle konuşur ne oyunlara katılır. Aksanıyla alay edeceklerinden çekinir. Türkçeyi diğerleri gibi konuşamadığı için utanır. Ancak suskunluğunun tek sebebi bu değildir. Sonrasını elbette anlatmayacağız! Bulut Delisi savaşı, savaşın ardındaki toplumsal yıkımı, kültürel yabancılığı, ötekileştirmeyi, dışlamayı ve beraberinde duygudaşlık kurmayı, yardımlaşmayı, paylaşımın güzelliğini anlatan bir “yol romanı” dersek yanlış olmaz. Çağla’nın düşlerinde çıktığı, gelecek hayallerini süsleyen yolculuklar da bu tanımlamayı besliyor. Çağla’ya ve onun yolculuklarına katılmaya hazır mısınız? İyi okumalar!   Denize Yağan Yıldızlar / Asuman Portakal / Resimleyen: Asuman Portakal / Altın Kitaplar / 2017 / 256 s. / 9+ Denize Yağan Yıldızlar, savaş karşıtı bir roman ve mülteci dramının sembolü olan Aylan bebeğin nezdinde binler ce çocuğa adanmış. Kitabın girişinde bu ithafı okuyunca “savaş”, “bomba”, “iltica” vb. ölüm çağrıştıran sözcüklerle karşılaşacağını düşünüyor okur. Oysa çocuk edebiyatı yazarı olduğunu hiç unutmayan dahası çocukça düşünmekten, bir çocuk gibi hissetmekten hiç vazgeçmeyen Asuman Portakal’ın kalemi öyle ustalıkla sakınmış ki bu gibi sözcüklerden, okur hiç farkına varmadan ve kolaylıkla kendini romanın kahramanları yerine koyabiliyor. Belki de edebiyatın gücü burada; hissettirmeden yaşıyor duygusu verebilmek, okuru böyle içine çekebilmek. Roman bir kedinin dilinden anlatılıyor. Suriyeli Mela’nın kedisinin dilinden. Her sokak kedisi gibi onun da sevdiği arkadaşları var, kavga ettiği köpek çeteleri bir de saldırgan kedi çeteleri. Akşamları dönüp dolaşıp kendini Mela’nın sıcacık kollarına bırakıyor. Ne ki hayatı tanıdığımız sokak kedilerinden daha zorlu çünkü o Suriye’de yaşıyor. “Gümbürdumanların”, “hırgürün” arasında bir yaşam mücadelesi veriyor aslında. Bu sözcükler yabancı mı geldi? Yazar, bunu özellikle yapmış belli ki; savaşı anlatırken kendi ürettiği ve çocuğu ürkütmeyecek bu sözcükler kurguya da çok yakışmış. Denize Yağan Yıldızlar, salt savaş karşıtı bir roman değil bir umut hikâyesi aslında. Sen Hiç Kebikeç Gördün mü? / Melek Özlem Sezer / Resimleyen: Mert Tugen / Can Çocuk / 2016 / 112 s. / 911 “Karagöz ve Hacivat” dizisinin üçüncü kitabına Kebikeç de girmek ister. Kim mi Kebikeç? Kitapların koruyucusu ve öyküye katılmak için yazara, “Beni de yaz,” diye tutturur. Yazarlığının yanı sıra şair ve senarist olan Melek Özlem Sezer’in, masalları eleştirel bir gözle yeniden kurguladığı bu dizisinin üçüncü kitabında Karagöz’le Hacivat küsecek mi barışacak mı? Karagöz Gölge Kız’a kavuşacak mı kavuşamayacak mı? Peki ya Kebikeç kitaplarla dolu bir macerada neler yapacak? Hepsi kitapta. Benjamin Okumayı Sevmiyor / Kristien Dieltiens / Resimleyen: Marjolein Pottie / Çeviren: Yalçın Varnalı / YKY / 2017 / 32 s. / 6+ Öğrenme bozukluğu üzerine bir öyküye ihtiyacınız varsa işte burada. Aslında bu dizide öfke kontrolü sorunundan, çeşitli korkulara; görme bozukluğundan tuvalet eğitimine kadar birbirinden farklı özel konularda ihtiyaç duyacağınız bilgileri bulabilirsiniz. Kitabı kim okuyacak diye düşünmeyin. Çocukların sınıfta öğrenme güçlüğü çeken bir arkadaşı olabilir ve öyküyü ona okuduğunuzda, bu arkadaşıyla özdeşim kurabilir. Kitapta çocuklara okunacak öykünün ardından, yetişkinler için de bir bölüm geliyor: “Anne babalar ve eğitimciler için bilgi” bölümünde, dislektik çocuklarla ilgili sorunlar ele alınırken güçlü yanları öne çıkarılıyor. Dislektik çocuklar için okul hayatının hiç de kolay geçmediği vurgulanarak onların herkesten çok çaba sarf etmek zorunda kaldığının farkına varmamız, bu nedenle saygıyı ve hayranlığı herkesten çok hak ettiklerini anlamamız gerektiği hatırlatılıyor.   Yaratıcı Yaramazlık / Nilay Yılmaz / Resimleyen: Rukiye Uluşan / Altın Kitaplar / 154 s. / 2017 / 6+ Eğitimciler, yetişkinler ve çocuklar için yazılmış üç ayrı önsözle başlıyor kitap. “Sözcükler”, “Sözcükten Cümleye”, “Cümleden Metinlere”, “Karma Çalışmalar” başlıklı bölümler, Rukiye Uluşan’ın çizgileriyle bezenmiş. Alıştırmalarda basit uyarıcılar verilerek çocuğun eklemeler yapması isteniyor. Yirmi işletme kurup on yedisini batıran Amerikalı işadamının eşi Claudia Altucher tarafından kaleme alınan, son dönemde popüler bir kitap olan “Become an Idea Machine”de de söz edilen, Fisher ile Judkinds’in de literatüründe geçen “yaratıcılık kası” konusuna dikkat çekiliyor. Altucher’in söylediği gibi “Yaratıcılık kası da tıpkı diğer kaslarımız gibi sistemli çalışma sonucunda gelişir” deniyor. Haydi, kaslarımızı çalıştırmaya başlayalım. Bol yaramazlıklar… Sanatçı Olmak İsteyen Kurt / Orianne Lallemand / Resimleyen: Eléonore Thuillier / Çeviren: Ersel Topraktepe / YKY / 2017 / 36 s. / 4+ Kitabın kahramanı Kurt, sanatçı olmak istiyor. Ancak biraz maymun iştahlı galiba. Çünkü tam resim yapmaya başlıyor ki Kurt Hanım ona “Kalbimin şairisin” deyince şair olmaya karar veriyor. Şiirini yazarken Valentin gelip “Heykel gibi durmuş ne yapıyorsun orada?” diye soruyor, o zaman da heykeltıraş olmaya karar veriyor. Yeti onun heykelini komik bulunca, bu kez de komiklik yapıp herkesi güldürebileceğini düşünür Kurt. Böylece, sanatın bir dalından ötekine atlaya atlaya, sonunda kendi gerçek yeteneğini bulur. Ne olduğunu merak ettiyseniz kitabın son sayfaları sizi bekliyor… Dedemin Adası / Benji Davies / Resimleyen: Benji Davies / Çeviren: Oğuzhan Aydın / RedhouseKidz / 2017 / 30 s. / 6+ Sid’lerle dedesinin evi arasında sadece bir bahçe duvarı vardır ve ne zaman istese dedesinin evine gider. Dedesi evin anahtarını paspasın altında bıraktığı için eve girip vakit geçirebilir. Yine bir gün Sid, dedesinin evine gittiğinde onu göremeyince evde olmadığını düşünür. O sırada dedesinin onu çatı katına çağıran sesini duyar. Sid, meraklanır çünkü daha önce dedesinin evinde bir çatı katı olduğunu bilmiyordur. Yukarıda onu bir sürpriz daha bekler: Dedesi, çatının duvarlarından birini örten perdeyi açmasını söyler. Onun dediğini yapınca kendini denizin ortasında buluverir. Üstelik bir gemidedir artık. Dedesiyle birlikte olağanüstü bir yolculuğa çıkar... Küçük okurlarımız bu öykünün sonunu kendi düşlerince yeniden yazabilir, kendi anlam dünyalarında yepyeni yolculuklara yelken açabilir. Bu sıcacık ve sevimli öykünün resimleri de çok renkli ve eğlenceli. n 20 26 Ekim 2017 KITAP
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear