05 Kasım 2024 Salı Türkçe Subscribe Login

Catalog

‘çMaırhmlaıhnıdnıam’ zamanın 1892 doğumlu Arjantinli şair. Kişisel deneyimlerinden esinlenerek yazdığı şiirlerde modern kentlerdeki kadınların sorunlarını ve savaşını cesur bir dille anlattı. Erkek egemen toplumda kadının sesi oldu. Şiirlerinin izleğini daha çok aşk ve ölüm oluşturdu. Önceleri geleneksel kalıplar içinde ölçülü uyaklı şiirler yazan Alfonsina, zaman içinde serbest dizeye yöneldi. Kadın sorunlarına eğildiği “Tatlı Hasar” (1918), “Çaresizce” (1919) ve “Bitkinlik” (1920) kitaplarıyla geniş bir okur kitlesine ulaştı. Latin Amerika’nın önde gelen şairleri arasında yer aldı. 1928’de sürüklendiği bunalımı 1935’te yakalandığı meme kanseri izledi. Aldığı tedavi olumlu yanıt vermedi. Hayatının son yılları, kanser acıları ve bunalım içinde geçti. En yakın iki arkadaşının intiharından sonra Alfonsina Storni, 46 yaşında, 25 Ekim 1938’de denize doğru yürüdü ve bir daha geri dönmedi. ALFONSINA STORNI / ŞİİRLER / ÇEVİREN: TOZAN ALKAN DENİZİN DİBİNDE BEN Denizin dibinde camdan bir ev var. Mercandan bir bulvarda. Büyük bir altın balık, saat beşte gelip selam veriyor beni. Bir demet kırmızı mercan çiçeği getiriyor bana. Denizden daha mavi bir yatakta uyuyorum. Bir ahtapot göz kırpıyor bana camdan Çevremde yeşil çalılarda şen şakraksalınarak şarkı söylüyor sedeften deniz kızları deniz kadar yeşil. Ve alacakaranlıkta kafamın üzerinde tutuşuyor denizin kabaran kılları. BALIK TUTMAK Hayatın kıyısında, Adamlar, balık avında, Geçiriyorlar tüm zamanlarını Kimi az kimi çok. Çiğniyorlar birbirlerini Yer kapmak için, Oltalarına koca yemler takıp Bekliyorlar gelsin diye balıklar. Yukarıda gökyüzü Aydınlık ve duru Aşağıda, ellerinde oltaları, Koşturup duruyorlar. Acele etmeyin balıkçılar, Oltaları rahat bırakın, Emin olun, ölümleri balıkların, Sizin elinizden olacak. ALEV Mıhlandım zamanın çarmıhına. Feryadım özüne ulaşıyor kutsal kalbin ve titreyişi kadifeye dönüyor yeryüzünün yosununa. Gök mavisi çiçeklerden damıtılmış mayhoş bir kehribar düşüp ıslatıyor kurumuş dudaklarımı. Kan ırmakları akıyor ellerimden insanların yüzüne dökülüyor. Mıhlandım zamanın çarmıhına. Uzaktan dünyanın uğultusu geliyor, sıcak rüzgâr buharlaştırıyor alnımın terini. Gözlerim, kederli iki fener ıssız denizlerde gizemli işaretler arıyor. Ve sonsuz alevi kalbimin yükseliyor halka halka ufku aydınlatmak için. TOZLU MEZAR Senin sözcüklerini özlediğimde Kuru kayalar üzerinde yükselen Tozlu bir mezara dönüşüyorum Üstünde dünyalar; taşında rüzgâr. Ah, ruhum gibi kuru bedenimden sıkıp çıkaramayacaklar tek damla ararsan buradayım, kayalar üzerinde bir mezar, tozlu, bin yaşında. GEL… Bu gece gel. Dünya var Kalbimin üzerinde… yaşam patlıyor… Bu gece gel, ey sevgili, korkuyorum Ruhumdan. Ağlayamam! Bana ellerini ver Göreceksin ki ruh Usulca kayıyor; bak nasıl düşüyor ruh Bir gözyaşına. İSTİYORUM Kim olduğuma dönmek, belki bir cisme Varlığından habersiz bir bitki gibi Hayatın keyfini çıkarmak, güzellikler içinde Bengi suyunu içmek kırıp dökmeden kadehi. n KItap 2319 Mayıs 2016
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear