05 Kasım 2024 Salı Türkçe Subscribe Login

Catalog

RENKLER n SESLER n HARFLER AYTÜL AKAL n NİLAY YILMAZ n ÇİĞDEM GÜNDEŞ n MAVİSEL YENER n MUSTAFA DELİOĞLU Kitap Gölgesi Ayşe Sarısayın’dan çocuklara ile barış içinde aralarında nasıl da anlaştıkları dikkatimizi çekiyor. ÖLÜM GERÇEĞİ VE ÇOCUKLAR Deniz’in Ada tatilinden sonraki başka durakları da anlatılıyor kitapta. Bir de “kötü haber” bölümü bekliyor okuru. Çocuk kitaplarında böyle haberler olsun mu olmasın mı tartışmaları çok geride kaldı. Bırakın evcil bir hayvanın ölümü, nelere tanık oluyor çocuklar. Onlara her şeyi anlatabiliriz, önemli olan nasıl anlattığımız. İşte bu kitabı diğerlerinden ayıran en önemli özellik de bu! Çocuklarla her şeyi paylaşıyor Sarısayın; hangi dille, nasıl bir anlatımla paylaştığı kitabın başarısını getiriyor. Örneğin, Deniz’in anne özlemine tanık oluyoruz kitapta. Ancak bunu anlatırken duygusallıkla yoğurup okura melodramatik pencereler açmıyor. “Dalsam yeniden uykuya/ Görür müyüm yine güzel bir rüya/ Ve annemi rüyamda?” (s. 25) sözleri ile Deniz’in duygularını çok iyi anlıyor fakat ölüm gerçeğini olgunlukla kabullenmiş bir çocuk olduğunu da fark ediyoruz. Ada’daki komşular da Deniz’in annesini unutmuyorlar: “Atılırken şen kahkahalar kimi zaman/ Bir sessizlik oluyor ansızın/ Özlemle hatırlanıyor Deniz’in annesi/ Keşke aramızda olsaydı şimdi” (s. 56). Çocuk okurlara, yazmanın ipuçlarını da veriyor yazar: “Oysa yazılacak bir martı ailesi vardı/ Erkeğin adı Tahir, dişininki Zühre/ Sıra onlardaydı kesinlikle/ Nefes kesen serüvenleriyle/ Ne sıra kaldı şimdi ne de plan/ Nasıl olduğunu ben de anlayamadan/ Buluverdim kendimi başka bir hikâyenin içinde.” Yazarken çoğu kez planlarımızı çöpe atıp kahramanların göz kırptığı noktalara doğru, büyülenmişçesine ilerleriz. Bunu çocuklar da bilirse, onlar da yazarken daha özgür duyumsamazlar mı kendilerini? Yazmanın çok eğlenceli bir oyun olduğunu ayrımsamazlar mı? İşte tam da bu nedenlerle Ayşe Sarısayın’ın çocuklarla yaptığı bu paylaşımı önemsiyorum. Sarısayın’ın yetişkinler için ürettiklerini de zevkle izleyen bir okuru olarak, kitabın manzum yazılması şaşırtmadı beni. Onun şiire yakın duruşunu (ve nedenlerini) tüm okurları biliyor zaten. Bu duruşu çocuk kitaplarına da taşımış olması sevindirdi beni. Çünkü çocuklar için yazılmış nitelikli, çağdaş manzum hikâyeler sanıldığı kadar çok değil. Kitabın başından beri sayfalarda dolaşıp duran Cimbil’in adı nereden geliyormuş bilin bakalım. Bu öylesine güzel bir hikâye ki belki de bir başka romanın konusu olur, kimbilir... Aslına bakarsanız, Cimbil, su kaplumbağası falan bahane, amaç güzel bir kitap okumak ve gülümsemek birlikte... n www.maviselyener.com Kaplumbağamın Adı Meraklı / Ayşe Sarısayın / Resimleyen: Yasemin Ezberci / Can Çocuk Yayınları / 2015 / 93 s. / 8+ K İ T A P S A Y I 1 3 1 0 Bir kaplumbağa öyküsü Sevgili Cimbil, seni kahraman yapmadı diye her kitapta kızıyorsun Ayşe Sarısayın’a. Bak, senin adını yazının başlığına bile koydum, benim kahramanım olur musun? r Mavisel YENER Ş irin kedi Cimbil, yazarı rahat bırakmıyor ki kahramanlarını yazsın! İlle de Cimbil’i anlatsın, onunla ilgilensin istiyor. Ayşe Sarısayın ne yapsın, arada bir ona da sesleniveriyor satırlarda: “İn oradan kedicik, çıkma bilgisayarın üstüne/ Bozarsan yazdıklarımı bozuşuruz ona göre!/ Fakat uslu uslu durursan yanımda/ Senden yine söz ederim bu kitapta!” O gün Cimbil pek şaşkın, çünkü daha gün ağarmadan Ayşe bilgisayarının başına geçmiş. Üstelik, bir kaplumbağa hikâyesi yazmak için! Aslında Cimbil’i yazarın “Köpeğimin Adı Erik” adlı kitabında da Erik’i kıskanırken yakalayıvermiştik zaten. İlk satırlarda ona seslenmem boşuna değildi! Kaplumbağamın Adı Meraklı, manzum hikâye formunda kaleme alınmış. Kaplumbağa hikâyesinin iki ana kahramanı var: Deniz ile Meraklı. Deniz, sekiz yaşında, dünya tatlısı bir oğlan. Annesini yitirmiş, babasıyla yaşıyor. Azıcık geveze, çokça meraklı, legolardan gemi yapmayı seven, okumanın büyüsünü çoktan keşfetmiş, özgürce düşünen, soran, sorgulayan bir çocuk. Büyük kentlerde yaşayan çocukların çoğuyla aynı kaderi paylaşıyor; okulu evine o denli uzak ki sabah altılarda düşüyor yollara. Küçük Ejderha serisini yemiş yutmuş, bir de Peter Pan’ı çok seviyor. Red Kit’in çizgi romanları da en sevdiklerinden. Kitaplara tutunarak aşıyor sınırları. Deniz her çocuk gibi yetenekli, ailesi de her aile gibi ona farklı meslekler yakıştırıyor. Legolardan yaptığı binaları görünce “bir mimar yetişiyor” diye seviniyor, dile yatkınlığını fark edince “iyi bir dilbilimci mi geliyor acaba?” diye fikirler yürütüyorlar. Karne almadan bir gün önce rüyasında dev bir kaplumbağa görmesi boşuna değil! Çünkü babası ona karne armağanı olarak minicik bir su kaplumbağası almış. Su kaplumbağasına “Meraklı” adını veren Deniz, onun beslenmesi, sağlıklı kalması, yaşantısı ile ilgili pek çok bilgi ediniyor. Bu bilgiler okurla da paylaşılıyor. Su kaplumbağalarının hem etçil 2 0 n 2 6 hem otçul olduklarından tutun da, kış uykusuna yattıklarına, yumurtlayarak çoğaldıklarına değin pek çok şey öğreniyoruz. Deniz’in, Meraklı’yla ilk tanıştırdıklarından birisi de yazar Ayşe. Ayşe, küçük bir defter armağan ediyor Deniz’e “Olup bitenleri not al ki bu deftere/ yazarız belki bir kaplumbağa hikâyesi ileride” diyor. Deniz günlüğüne ne yazıyor dersiniz? Bunu söyleyip hikâyenin heyecanını kaçırmayayım, ama şundan emin olun ki onun yazdıkları gerçekten de çok komik! YAZMA SÜRECİYLE İLGİLİ İPUÇLARI Sarısayın, çocukların günlük tutmasını öylesine önemsiyor ki bunu onlara doğrudan söylemeden de edemiyor: “Yeri gelmişken bir soru size/ Günlük tutanlar var mı içinizde?/ Hayır, diyenler lütfen kulak verin bana/ Başlayın hemen, devamı gelir nasıl olsa/ Yazma alışkanlığı kazanırsınız böylece/ Yararını görürsünüz ileride, büyüyünce” (s. 66) Yazar, Kedimin Adı Çamur ve Köpeğimin Adı Erik adlı çocuk kitaplarında da yazma süreciyle ilgili ipuçları sunuyordu. Anlaşılan o ki bu seri boyunca, çocukların kulağına yazmayla ilgili bir şeyler fısıldamaya devam edecek. Sarısayın’ın çocukları başka yazarlara, başka metinlere bilinçli olarak göndermesi, onlarla da elele tutuşmalarını istemesi, minik edebiyat notları olarak algılanabilir. Minik kaplumbağa eve geldiğinden beri Deniz’in elinden düşürmediği bir de kitap var, adı: Özgür Rosto. Günümüzde geçen bu kaplumbağa masalına bayılıyor Deniz. Yaz tatili geldiğinde aile Ada’ya göçecek, elbette Meraklı da onlarla gelecek. İşte Deniz’e bir sürpriz daha: M A R T 2 0 1 5 Meraklı’nın yanına bir dişi kaplumbağa alınıyor, adını Sevgi koyuyorlar. Romanın bundan sonrası Ada’da geçiyor. Ada’nın renkleri, sesleri, kokuları, sıcacık komşuluk ilişkileri yansıyor satırlara. Cimbil oradan oraya rahatça dolanıp duruyor. Komşuları tek tek tanırken karşımıza Özgür Rosto’nun yazarının kızı Lal de çıkıvermesin mi? Yazarın kim olduğunu elbette söylemiyorum, meraklı okurlar araştırıp bulsunlar! Güzel Lal’in bir de muhabbet kuşu var. O sırada Emrecan da el sallayıveriyor bize. O kim mi? Ben söylemem, siz bulun! Deniz’in Ada günlerine tanık olurken, kent yaşamından uzaklaşan çocukların nasıl da mutlu olduğunu görüyoruz. Deniz’in arkadaşları tanıtılırken, Ada’da yaşayan etnik azınlıklar örtülü ileti biçiminde anlatılıyor, çocukların sevgi dili Sarısayın’ın çocukları başka yazarlara, metinlere bilinçli olarak göndermesi, onlarla da elele tutuşmalarını istemesi, minik edebiyat notları olarak algılanabilir. S A Y F A C U M H U R İ Y E T
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear