05 Kasım 2024 Salı Türkçe Subscribe Login

Catalog

Ş Parçalar air, romancı, öykücü ve gazeteci Maik Nwosu, 1965 yılında Onitsha’da doğdu. Nijerya tarihinin en çalkantılı dönemininde Lagos’ta on bir yıl gazetecilik yaptı. Şiir, öykü ve yazılarıyla Okike, Drumvoices Revue, New Writing, Dublin Quarterly, El Ghibli, Fictional International gibi dergilerde göründü. 1995’de Suns of Kush adlı şiir kitabıyla Nijerya Yazarlar Birliği Cadbury Şiir Ödülü’nün sahibi oldu. 1999’da ilk romanı Invisible Chapters ile Nijerya Yazarlar Birliği’nden ikinci ödülünü aldı. İkinci romanı Alpha Song, Nwosu’ya bu kez yine 2002 Nijerya Yazarlar Birliği Spectrum Prose Ödülü’nü getirdi. Öykülerini Return to Algadez adlı bir kitapta topladı. Şiirlerinde siyah halkın kötü koşullarını lirik bir anlatımla dile getiren Nwosu’nun ikinci şiir kitabı Stanzas from the Underground baskı aşamasında. Şair, halen Denver Üniversitesi’nde profesör olarak dünya edebiyatı dersleri veriyor. iir Atlası CEVAT ÇAPAN Maik NWOSU/ Şiirler / Çeviren: İlyas TUNÇ Ş Maik Nwosu şimdi şu doygun gri renkli, sac çatıların bilgeliğinde ne kadar da yuvarlak kibirli yüzün düşünürdük eskiden uzun uzun bakarak pencereden parlatıcı ersuyuyla yıkardık saçlarımızı televizyon kanallarına yapışırdı kulaklarımız kesildi kıkır kıkır gülüşlerin, başlamadı bir daha öylesine yakındın ki bir zamanlar okuyabilirdim güzel kokunu yorgun mektup zarfları içindeki şimdi öylesine uzaksın ki kül çukurlarını koklayabiliyorum karşı çıkışlarına rağmen o cüce kadın: memeleri bozguna uğramış annen halk pazarlarındaki kahve çekirdekleriyle sakinleştirip uyuturdu seni artık acı biber sosudur senin için uyku iki yüzlü mağazaların kaymak tutan kucaklaşmalarında: güneşin umursamadığı kum taneleriyle kandırıyor deve kuşu kendini, jasinta altın külçeler yoksul kerotakisleri hatırlatır* prenseslerin köleleri azat edeni yok III. Geceyarısı Görünen Ayşe I. Prenses dinle, maya, dinle gece yarısı sakinliğinin yankılarını dünkü gün içindir bu şarkı bu karanlıkta fosforlu kuyulardan uzakta yürümediğimiz patikalar görüyorum küstah bir rahatlık içinde, gözlerinin şarkılarını söylüyorum arzuyla: sabahımızın çiğ taneleriyle oyalanan halkalar ve taklar şeklinde gökkuşakları seçilmiş bir kurbanın üzgün ezgileri başka hangi kuşatma koruyabilirdi yüreklerimizi yaklaştıran dokunuşları? başka hangi girdap sonsuza dek ayırabilirdi ellerimizin tedirgince uzamasını? ama bak yarının aynasına gör geleceğin manzarasını dinle, maya, dinle gece esintisinin esrimesini bugünkü gün içindir bu şarkı gerek yok artık telgrafla iletişime katılıyoruz el ele güneşin varlığına rüzgârla süpürülmüş bir sabah vakti yükselen ellerimizle, yükselen yüreklerimizle bu yağmur duaları, bu rüzgâr şarkıları söylenecek yüreklerimizde sonsuza dek, sevgilim biliyorum söylenecek hatırla şu karanlık apartmandaki geceyarısını ve o zamanlar dünyalar anlamına gelen küçük şeyleri kadınım, birlikte dans etmek de bir şey mi soymuştuk birbirimizi göğüslerimizden başlayarak yoksa duvar saatinin elleri miydi gece yarısından sonra buzları çözen? dinle, maya, dinle kutsal yağ törenlerini gelecek günler içindir bu şarkı II. “bir mevsimlik şarkı ve dans sürmez her zaman birleşen ırmaklar yükselir sonra ruhların eski dansları başlar gece yarısında tensel, sonsuza dek cisimsiz” kuşluk vaktindeki tadın böyle mi, ayşe? sen, bir gecelik ömrün su perisi böyle mi beklenmedik olayların gelişmesi? *Ç.N: kerotakis (Maria Fırını): Mısırlı simyacı Mari’nin geliştirdiği fırın şeklindeki sublinleştirme cihazı. 11 NİSAN 2013 ? SAYFA 15 Bayangari’nin Jasinta’sı kalçalarının akrobatik hareketleri kışkırtıyor beni sirk harikaları gibi kışkırtıyor agborun çatılarından batıya doğru çevirdiğin kumru kuyruklu tepeciklerin CUMHURİYET KİTAP SAYI 1208
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear