Catalog

V TR NDEK LER yıp kitabının peşine düşüp kuralları baştan yazması anlatılıyor. Bishop’un kuralları baştan yazmasıyla vampirlerle insanların barış içinde yaşadığı Morganville artık eskisi gibi olmaz. Kasaba artık onun katı kurallarıyla yönetilir. Bazı kişilerin direniş göstermeye başlamasıyla Bishop’un canavar yüzü ortaya çıkar ve tüm kasabayı, içindekilerle birlikte, yeryüzünden silmeye yemin eder. Fakat Claire Danvers ve arkadaşları onun yoluna çıkacak cesareti gösterirler. ¥ kavrayamamış, toplumun elinden alınanları ve insanların ellerinden alınanları geri kazanmak için verdiği mücadeleyi bilmeyen bireyler olduğunu anlatmaya çalışıyor. Mehmet Erdül, o yıllarda yaşanmış olan ve etkileri bugün bile hâlâ devam eden sorunların gelecek kuşaklar tarafından öğrenilmesi; bakan, parlamenter, cumhurbaşkanı vekili olarak bu ülke yönetimine imza atan insanlara, 12 Eylül yöneticilerinin uygun gördüğü eziyetin ibret alınması için bu kitabını okuyuculara sunuyor. Acı Tebessüm Risus Sardonicus/ Erdem Kaşıkçıoğlu/ Galata Yayınları/ 200 s. Erdem Kaşıkçıoğlu, bu yapıtıyla doktorluk mesleğinin iç dünyasını anlatmanın yanı sıra doktor hasta, doktor hastalık ilişkilerine de yakın bir bakış açısı getiriyor. İnsanların doktorları her zaman sağlıklı kişiler olarak değerlendirmesinin yanlış olduğunu, onların da ruhsal bedensel olarak rahatsızlıklara maruz kalabileceğini vurguluyor. Romanda, kalp krizi geçiren bir doktorun kendisiyle hesaplaşması kaleme alınıyor. Mehmetçik’ten Anılar Güneydoğu, Kıbrıs ve Kore Anıları/ Hasan Kundakçı/ Alfa Yayınları/ 246 s. Hasan Kundakçı, bu kitabını kendi tanık olduğu ve başkalarından dinlediği anılardan yola çıkarak kaleme almış. Kundakçı, bu anıları bir kitapta toplamasının sebebini ise katıldığı pek çok toplantıda; üniversitelerde, sivil toplum örgütlerinin düzenlediği konferanslarda, seminerlerde yaptığı konuşmalar sırasında insanların sorduğu sorular ve bu anlattıklarını derlemesini istemesi olarak açıklıyor. Kitapta acı tatlı birçok anı okuyucuyla buluşuyor. Gramschi Kitabı Seçme Yazılar 19161935/ Hazırlayan: David Forgacs/ Çeviren: brahim Yıldız/ Dipnot Yayınları/ 520 s. Sınıf, kültür ve devlet üzerine yazdıklarıyla yirminci yüzyılın en önemli kuramcılarından biri olarak kabul edilen Gramsci folklor, felsefe, popüler kültür, siyasal strateji gibi konularda düşünsel içerikli metinler bıraktı arkasında. Bu çalışma, Antonio Gramsci’nin çoğunluğu ilk kez Türkçeye çevrilen en önemli yazılarını bir araya getiriyor. Böylelikle okuyucuya, Gramsci’yi kendi metinlerini inceleyerek anlama olanağı sağlanıyor. Çağı Yaşamak, Önyargıları Yıkmak/ Atilla Dorsay/ KÜ Yayınevi/ 160 s. Atilla Dorsay’ın kaleme almış olduğu yazılardan derlenen bu çalışma üç bölümden oluşuyor. Birinci bölüm; “İnsanca Yaşamak’, ikinci bölüm; “Önyargılardan Sıyrılmak” üçüncü bölüm ise “İslam ve Çağımız” başlıkları altında toplanıyor. Yazar kitabını bu şekilde bölümlere ayırarak, okuyuculara anlatmak istediklerini daha sağlıklı aktarmayı düşünmüş. Dorsay, ki tabın hazırlık aşamasında ise bugün hâlâ anlam ve değer taşıyan yazılarına yer vermeye özen gösteriyor. Özellikle de öz açısından güncel olanları seçtiğini vurguluyor. Kitap, Dorsay’ın farklı yönlerini de okuyucuların gözleri önüne seriyor. Amcama Neler Oluyor?/ Sevgi Saygı/ Günışığı Kitaplığı/ 234 s. Senarist ve yazar Sevgi Saygı, “Gezgin” ve “Şimugula”dan sonra çocuklar için yazdığı ilk romanı “Babam Nereye Gitti?”nin devamı niteliğinde olan “Amcama Neler Oluyor?” ile okuyucularının karşısında. Kitabın kahramanı Memo ve arkadaşı Derinsu yine bir gizemin peşine düşerler. İlk macerada babasının yıllar önce nereye gittiğini bulmaya çalışan Memo, ailesini bir araya getirmenin mutluluğunu yaşayamadan bir kardeşi olacağını öğrenir. Bu habere amcasının tuhaf davranışları ve babasının sürpriz kararları da eklenince Memo iyice mutsuzlaşır. Aynı zamanda okulda da bazı sorunlar yaşamaktadır. Derinsu’ya karşı duyguları da gittikçe derinleşmektedir. Sarıl Bana Anne/ Maria Luisa Ferreos/ Çeviren: Duygu Durgun Köseoğlu/ Doğan Kitap/ 208 s. Çocuk psikolojisi alanında uzman olan Maria Luisa Ferreos, bu çalışmasında çocukluk ve gençlik döneminde özgüvenin gelişimi üzerinde duruyor. Yazara göre özgüven, kendiyle barışık bir birey olma yolunda başarının ya da başarısızlığın belirleyicisi olarak her çocuğun hayatında önemlidir. “Sarıl Bana Anne” çocukları sorumluluk sahibi, kendi kararlarını kendi alabilen, sağlam bir özgüvene sahip bireyler olmaları için anne babalara yol gösteriyor. Eski Cesetler/ Göksel Bekmezci/ Yitik Ülke Yayınları/ 64s. Göksel Bekmezci, bazı dergi, gazete ve internet sayfalarında şiir, mizah hikâyeleri ve denemeler yazıyor. “Eski Cesetler”de Bekmezci, anlatı türünde bir kitap sunuyor. Yazar bu yapıtını, insanın kendi olabilmek için başkalaştığını ve bu sürecin daha ne kadar devam edeceğini merak etmesi sonucunda kaleme almış. Yazar ayrıca, insanın “hayat bulaşan büyük bir hastalık” olduğunu da dile getiriyor. Göksel Bekmezci’nin anlatı türündeki bir diğer yapıtı da “Gri Hikâyeler” adlı kitabı. “Gri Hikâyeler” de “Eski Cesetler”le birlikte okuyucuya sunuluyor. Kanatların Yelken Ettik Gemiye/ Refik Durbaş/ Kavis Kitap/ 430 s. Refik Durbaş, bu çalışmasında 15. ve 20. yüzyıl arasında oluşturulmuş destanlara yer veriyor. “Âşıklar Destanı” ile giriş yaptıktan sonra destanlar hakkında geniş bilgi veriyor. Destanın genel anlamı ve ele aldığı konular; doğal ve yapay destanlar; anonim destanlar; destanların çağdaş edebiyattaki yeri ve öne¥ minden bahsediyor. Sonrasında ise 15. yüzyıl24 ŞUBAT 2011 SAYFA 27 Sevgibey/ Cem Kertiş/ Tekin Yayınevi/ 112 s. Günümüz öykücülüğünün genç yazarlarından Cem Kertiş’in bu kitabında on sekiz öykü okuyucuların karşısına çıkıyor. Bunun öncesinde yazarın ilk şiiröykü kitabı “Çirkin Çocuklar” yayımlanmış ve Kertiş bu kitabıyla, hatırı sayılır bir okuyucu kitlesinin beğenisini kazanmıştı. Kertiş, “Sevgibey”deki öykülerinde genellikle modern kent yaşamında sıkışıp kalmış insanların iç dünyalarına iniyor. Düş ve gerçeği bir arada anlatıyor ve kişilerin hayatlarında iz bırakmış olan somut gerçekliklere ışık tutuyor. Cem Kertiş yeni öyküleriyle okuyucularla tekrar buluşuyor. Bir Çalçene Hikâyesi/ Devrim Kodakçı/ Arkadaş Yayınevi/ 240 s. Devrim Kodakçı, “Kepikeç” adlı kitabının sonrasında “Bir Çalçene Hikâyesi” ile okuyucularının tekrar karşısında. Yazar, bu romanında zamansız ve mekânsız bir aşk hikâyesini anlatıyor. Bu hikâye, zaman zaman çalçenelerin kol gezdiği yeryüzünden, zaman zaman tek bir çalçenenin dahi olmadığı yeraltının karanlıklarından, zaman zamansa Hüzünler Vadisi’nden yansıyan öykülerden oluşuyor. Dikkat çeken bu hikâyesiyle Kodakçı, “Kepikeç” kadar ilgi çekeceğe benziyor. Şiir Denilen Cehennem/ Hazırlayan: Veysel Çolak/ Etki Yayınları/ 246 s. Biçimi, biçemi, yapıyı, dizeyi, esin kaynağını, ritmi, imgeyi; dizelerin yatay ve dikey kurgusunu gözetmeden; emekten ve ciddi bir ön hazırlıktan yoksun yazılan şiirlerin başarısız ve çirkin olacağını ifade eden Veysel Çolak, üretilen her şeyin asıl amacının yaşamı güzelleştirmek olması gerektiğini savunuyor. Çolak bu çalışması ile Türk şiirine ilişkin yüzleşmeyi ve yüzleştirmeyi gerçekleştirmeyi amaçlıyor. Kırılma Noktası Zincirbozan/ Mehmet Erdül/ Yayın B/ 336 s. Mehmet Erdül bu çalışmasında 12 Eylül askeri darbesi döneminde Türkiye’de yaşanmış olan demokratik sindirme, özgürlük kısıtlama ve çoğulcu yaşamı engelleme eylemlerini inceliyor. 12 Eylül darbesinin 27 Mayıs 1960 askeri darbesinden ve 12 Mart askeri müdahalesinden daha farklı bir süreç olduğunu vurguluyor. 1980 yılından sonra doğanların 12 Eylül’ü CUMHURİYET SAYI