29 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Türkçe Günlükleri 14 Şubat Cumartesi yşe Özyağcılar’ın ilettiği A nota değinmeden önce yaptığım “fahiş” hatayı düzeltmek zorundayım. Önceki hafta, Güney Gönenç’in Frédéric JoliotCurie’nin yaşamını anlatan “Hep Aranızda Olacağım” (Yordam Kitap) adlı kitabından söz ederken “Marie Curie; yani Madam Curie” dedikten sonra bir “yani” daha ekleyip “Frédéric JoliotCurie’nin, neredeyse kendisinden ünlü eşi” diye açıklama yapmışım. Kitabı şöyle bir karıştırıp yorum yapmaya kalkarsanız olacağı budur. Kaçamak bir tatil için Ayvalık’a giderken kitabı okumaya başladım ve yaptığım ciddi hatayı hemen fark ettim. Oysa lise yıllarımda Madam Curie hakkında bir ödev hazırlamıştım; eşinin adının Pierre Curie olduğunu unutmamış olmam gerekirdi. Frédéric JoliotCurie, Madam Curie,’nin eşi değil, kızının kocası; yani damadı. Önce Güney Gönenç’ten, sonra da okurlarımdan özür dilerim. Gelelim Ayşe Özyağcılar’ın son notuna: “Yayımlamak” ve “yayınlamak” sözcüklerinin eşanlamlıymış gibi birbirleri yerine rastgele kullanıldıklarına sık sık tanık oluyoruz.” diyor ve ‘yayımlamak’ eyleminin basılı şeyler için, ‘yayınlama’ sözcüğünün ise radyo ve televizyon yayınları için kullanılması gerektiğinden söz ediyor.” Burada yanılıyor sevgili Özyağcılar. İster kitap, gazete, dergi vb. şeyleri basmak ve dağıtmak, ister dinlenecek ve görülecek şeyleri radyo ve televizyonla sunmak söz konusu olsun kullanılması gereken eylem “yayımlamak”. “Yayın” diye bir ad var; ama “yayınlamak” diye bir eylem yok. 21 Şubat Cumartesi eyza Howell, İngiltere’de yaşaF yan adaşım; bir FEYZA HEPÇİLİNGİRLER alanda olursa olsun doktorasını tamamlayıp “doktor” unvanını almış kişi, profesör olsa da olmasa da adının önüne, unvanını “Dr.” biçiminde yazdırabilir. 12 Eylül 1980’den sonra kimi alanlarda doktora yapmamış kişilere de “profesör” unvanı verilmişti. Doktoraları olmadığı için onlar adlarının önüne “Dr.” kısaltmasını koyamazlar; yalnız “Prof.”u kullanabilirler; ama doktorası olan herkes unvan olarak “Dr.” kısaltmasını kullanabilir. 19 Şubat Perşembe azi ile Latife / Mustafa Ke“G mal’in Yaşamından 16 Şubat Pazartesi li Durmaz’ın sorusu da çok A bekletilenlerden: “Akademik unvanlarda, tıp doktorlarının unvanları isimlerinden önce ‘Prof. Dr.’ şeklinde yazılmaktadır. Ancak, tıp haricindeki örneğin, inşaat, maden, işletme, hukuk gibi alanlarda ‘profesör’ unvanlı kişilerin isimlerinden önce sadece ‘Prof.’ mu, ‘Prof. Dr.’ mu yazılmalı?” “Doktor” unvanı yalnız tıp doktorlarını kapsamaz. Hangi Bir Kesit” (Alfa Yayınları), Türk sinemasının en önemli adlarından Halit Refiğ’in yazdığı bir kitap. “Yorgun Savaşçı” adlı filmi yakılan ve bu film nedeniyle Atatürk düşmanı (!) ilan edilen Halit Refiğ’e, 1989 tarihinde Kültür Bakanlığı 12 ünlü yönetmenle birlikte Atatürk filmi senaryosu yazma önerisi iletir. Halit Refiğ çetin araştırma uğraşlarından sonra senaryoyu yazar. Atatürk’ün Latife Hanım’la tanıştığı 1922 Eylülünden, ayrıldıkları 1925 Ağustosuna kadar geçen ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş yıllarını kapsayan dönemi anlatan senaryoyu bakanlığa teslim eder. Bakanlık, teslim edilen 10 Atatürk filmi senaryosundan ikisini, Refik Erduran’ın yazdığı “Metamorfoz” ile Halit Refiğ’in yazdığı “Gazi ile Latife”yi, filmi çekilmek üzere seçer. “Metamorfoz” çekilir; ama Halit Refiğ’in senaryosu, yazarı “Atatürk düşmanı!” diye yaftalandığı için bu şansa hiç ulaşamaz. Kültür Bakanlığı, “Gazi ile Latife” senaryosunu kitap halinde bastırdığında da senaryoda Atatürk düşmanlığı olduğunu iddia edenlerin hiçbirinden tık çıkmaz. “Tıpkı film malzemesi yakıldığından 10 yıl sonra video kaydı gösterildiğinde ‘Yorgun Savaşçı’nın neresinde Atatürk düşmanlığı olduğu hakkında hiçbir yerde tek satır çıkmadığı gibi.” der Halit Refiğ bu durum için ve “Gazi ile Latife” senaryosunun bu üçüncü basımının önsözünde şunu sorar: “Merak ediyorum Alfa’nın bastığı Gazi ile Latife gürültü mü koparacak, yoksa sessizlikle mi karşılanacak?” Halit Refiğ’in son bir sorusu daha var: “Günün birinde böyle bir filmi gerçekleştirebilecek bir devlet iradesi ortaya çıkacak mı?” Türkçe sever (Türkçeye düşmanca davrananları gördükçe böyle bir övgü şart oldu!). Yurt dışında yaşayan pek çok Türk gibi, Türkiye’yi yakından izliyor; ulaşabildiği basın yayınorganlarını internetten takip ediyor. Son zamanlardaki “popülist” yaklaşımını, baş sayfaya taşan magazin haberlerini Milliyet’e hiç yakıştıramazken son gördüğü yanlış için “nevrimi döndürdü” diyor. Almancada “sen / siz”, İngilizcede “ben” sözcüklerinin büyük harfle yazıldığını; ama Türkçede böyle bir şey olmadığını belirtip ekliyor: “Ben’i, Sen’i, Biz’i gibi bir kurgu var mı ki Türkçede? Üçüncü tekil kişi zamiri sade halde ‘o’ (küçük harfle), ismin i halinde ‘onu’, e halinde ‘ona’ olarak yazılır.” Öyledir. Kişi adılı (zamir) olan “o” da, gösterme adılı, gösterme önadı olan “o”lar gibi, hep küçük harfle yazılır. Feyza Hanım’ın dedi gibi: “Zaten Türkçede zamirler hep küçük harfle yazılır, cümle başlatmadıkları sürece.” Konu hazır açılmışken daha önce değindiğimiz bir noktaya da işaret etmekte yarar var. Bir kişi kastedildiğinde yanında özel ad yoksa mevki / makam adları da küçük harfle başlanarak yazılır. Özel bir önem verdiğimizi göstermek için tür adlarını büyük harfle başlatarak yazmamalıyız. “Bugün Başbakan İstanbul’da açılış yaptı.” gibi bir tümcede “başbakan” sözcüğünün büyük harfle başlatılmasına ses çıkarmadığımız için, tümcenin ortasında “Bu yakınlarda Babam’ı sık sık hatırlıyorum.” gibi yazımlara rastlar olduk. Yalnız bugün okuduklarım arasında gördüğüm, “… bir belgeselin Bakanlık eliyle dağıtıldığı…”, “Kendisinde değil Memur bey”, “Anasını bir kadın Doktor kurtarmıştı.”, “Ne yazık ki Kent çok gürültülüydü.” gibi yanlışlar, bu uygulamanın nasıl bir boyuta vardığını göstermeye yeter. Acıdır, dil yazıları yazanlar bile yapıyorlar aynı yanlışı. Feyza Hanım’ın söylediğine dönelim. “O’na, O’nu, O’nun” gibi yazımlar yanlıştır. Kim kastediliyor olursa olsun Türkçede kişi adılı olan “o” büyük harfle yazılmaz; ekleri kesme ile ayrılmaz. 24 Şubat Salı ABER TURK“, “Türkiye’nin “H gelmiş geçmiş en değişik gazetesi” olarak geliyormuş. Eyvah ki ne eyvah! “Türk” sözcüğünü bir gazetenin üzerinde her gün “TURK” diye göreceğiz demek ki! “Türk sözcüğü, ‘TURK’ diye yazılır ‘TÜRK’ diye okunur.” mu diyeceğiz çocuklarımıza?? www.feyzahepcilingirler.com feyzahep@gmail.com Yıldız Teknik Üniversitesi, Türk Dili Bölümü Çukursaray Binası Kat: 2, Barbaros Bulvarı34349 Yıldız / İst. B U L M A C A 1 I 2 M 3 E 4 I 5 M 6 A 7 J 8 B 9 G Hazırlayan: İLKER MUMCUOĞLU C. İki atlı kızak. 10 G 11 E 12 D 13 F 14 H 15 L 16 M 17 L 18 D 19 D 68 40 36 58 20 nuyorlar / ellerindeki son kozu / sokaklarda alanlarda uygun adım / uygun adım / uygun / annem annem / tüm kapıları çivilemek geliyor içimden” (Mehmet Müfit). D. Jules Romains’ın başlıca temsilcisi olduğu edebiyat akımı. 20 C 21 D 22 A 23 L 24 J 25 K 26 I 27 A 28 J 29 F 30 J 74 30 34 7 28 77 43 24 57 18 33 78 73 72 69 12 19 21 31 B 32 K 33 D 34 J 35 M 36 C 37 I 38 A 39 K 40 C K. Buhara’da ve Semerkand’da güzel E. “Thomas ...” (“Buddenbrook Ailesi”nin yaratıcısı). 41 B 42 H 43 J 44 M 45 H 46 M 47 K 48 L 49 A 50 B 51 M 65 75 11 3 52 A 53 A 54 L 55 B 56 L 57 J 58 C 59 H 60 F 61 B 62 L F. “... Thomas” tanınmış İngiliz şair). medreseler yaptıran, döneminin tanınmış bilginlerini Semarkand’a getirerek, burayı İslam uygarlığının merkezlerinden biri haline dönüştüren, Semerkand’da 1420’de kurduğu gözlemevinde yapılan gözlemler sonucu hazırladığı ve “Zici Cedidi Sultani” adıyla anılan gökbilim cetvelleriyle bilim tarihinde önemli bir yer alan Timurlu hükümdarı ve gökbilimci. 63 73 K 64 D A 65 74 E J 75 66 E 76 F 67 K 77 B 68 J 78 C D 79 69 F 80 D 70 I 81 K 71 K L 72 D 29 66 79 13 60 harfler. G. Britannica Ansiklopedisi’ni simgeleyen 25 39 32 63 I. İzolatör. 47 70 76 10 9 56 48 54 62 71 23 17 15 Önce aşağıda tanımları verilen sözcükleri bulmaya çalışın ve her bir harfi bir yatay çizgi üzerine gelecek biçimde yazın. Sonra çizgilerin altlarındaki sayılara göre bu harfleri bulmacadaki aynı sayılı karelere aktarın. (Kara kareler iki sözcük arasını gösterir. Bir satırın sonunda kara kare yoksa bu, sözcüğün alttaki satırın başına sarktığını gösterir.) Bulmaca tamamlanınca, sorulan tanımların karşılığı olan sözcüklerin ilk harfleri yukarıdan aşağıya doğru Avesta Yayınları’ndan yayımlanan bir şiir kitabının adını oluşturacak; bulmaca karelerindeyse, aynı şiir yapıtından bir alıntı ve şairin adı ortaya çıkacaktır. Tanımlar ve sözcükleriniz: A. Abbas Sayar’ın bir romanı. 53 64 22 49 38 H. Miras. 81 59 42 45 14 mında sözcük. M. Louvre Müzesi’nde, onu çocuklarıyla birlikte gösteren iki alçakkabartma olan Lagaş Kralı. 27 6 52 I. Dil devriminin ilk yıllarında “vali” anla 35 44 16 5 46 51 2 B. “Ruşen Eşref ...” (“Diyorlar ki” adlı ya pıtı, sanatçılarla konuşmalar türünün ilk tanınmış kitabı olan. Yeni Mecmua’da 1918’da yayımlanan “Anafartalar Kumandanı Mustafa Kemal’le Mülakat” da Türk basınında Mustafa Kemal Paşa ile yapılan ilk ayrıntılı konuşma olan, “Boğaziçi Yakından” ve “Atatürk’ü Özleyiş” adlı kitapları da yaratan yazar). 4 26 1 80 37 67 41 55 31 61 50 8 nemde ilk yer sarsıntısı / yaprak ... / annem annem, n’olur kızma / arkadaşların çoğu gitti azı kaldı / annem annem, n’olur kızma / kalanlar işsiz, kupon biriktiriyorlar / yüzbinde bir de olsa, asgari ücretle / iş bulacak çamaşır tozu / annem annem n’olur kızma / kahvelerde oyun falan oy J. “aşağısı uçurum / uçurum aşağısı / an 993. sayının çözümü: A. SONUNCU KADEH, B. ERÖR, C. RONCO, D. AĞLA SEVGLİ YURDUM, E. DOĞU SORUNU, F. AÇINDIRMAK, G. APRİORİ, H. ŞOGUN, I. KÖÇEKÇELER. Şiir: “Her romancı çocuksudur. Onlara göre, oyun olduğu için, roman olduğu için gerçek vardır Seks Aşkı Öper” CUMHURİYET KİTAP SAYI 994 SAYFA 31
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear