Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
? keşfedemediğine... Oysa.. ne güzel olabilirdi sevdiğinin eli elinde keşfe çıkmak.. Ve şimdi Athena ona göre ölü ama anısı capcanlı, sıcacık, demirden güçlü... Ki anıları sarılacak tek dalı Heron’un, âşık, mantıklı Heron’un. Athena’nın azmi, inadı, adalet de adaletçiliğinin karşısında, sonu hep hayalkırıklığına varması en muhtemel karakteri… Ona “Portobello Cadısı” dediler, aforoz ettiler.. Ölüm kısırdöngüsünün sonuydu belki de kim bilir? Heron onu hiç unutmadı besbelli, acısını ise mazoşist ama ritüel gibi yaşamaktan da alıkoymadı kendini. Coelho onun çaresizliğine, aşkın ruhta, o eli kolu bağlayan donanımına, sarmalına iyi vurgular yerleştiriyorsa da, bu sancılı aşk sürecinden sıtkın sıyrılması an meselesi. Ama, derken, tam zamanında perde!. AZİZECADI, CADIAZİZE Andrea McCain, 32 yaşında, tiyatro oyuncusu. Athena’ya Heron kadar duygusal asla yaklaşmıyor, kendince haklı gerekçeleri de yok değil. Sevdiği adamı elinden alan Athena’yı suçlayan, sanki günahlarının bedelini ödediğine inanan Andrea içte alabildiğine öfkeli.. Hani karşımızda dursa şöyle konuşurken sesi titreyen, alnındaki damarları belirginleşen biri diyeceğim. Öyle savrulmuş ki aşktan, öyle darbe yemiş ki, Athena’nın o kimseye ait olamama dürtüsünü anlamak istememesi bundan. Aksini sonuna kadar inkâr edecekse de Athena onun rol modeli, kıyasıya eleştirmesi de bundan. Aşka o kadar teslim ki, ışığın etrafındaki bir ateşböceği olmaktan öte gidemiyor. Eni sonu ve eni konu bu nedenle belli. Aşka yenik, öfkesi yatışmaz, küllenmez, iflah olmaz gibi. Daha çok acı çekecek gibi.. Deidre O’Neill, 37 yaşında, Doktor Edda olarak biliniyor. Ona göre Athena’nın en büyük sorunu, yirmi birinci yüzyılda yaşayan bir yirmi ikinci yüzyıl kadını olması ve bu gerçeği hiç gizlememesiydi. Bu bir bedeldi ve bu bedeli ödedi. O kadar!.. Yoksa kendini inkâr etse, bastırsa daha büyük bedeller ödeyecekti diyor. Azize ile Cadı arasındaki en belirgin ayrışma budur diyor. Lella Zeyneb, 64 yaşında. Nümerolog, yani karakter çözümlemesi yapmak ya da geleceği önceden bilmek amacıyla sayıları kullanan kişi. Athena’yı çözümlüyor da çözümlüyor ama özetinde yorumu; etrafındaki herkesi mıknatıs gibi kendine çeken bir alev topu olduğu. HER ŞEYDEN BİRAZ Athena ne yapmıştı? Tüm bu insanların yaşamında bu kadar farkı nasıl yaratmıştı. Coelho’nun anlatan dilinden verdirdiği yanıtı aktarmalı: “Ne mi yaptı? Her şeyden biraz yaptı, ama onun hayatını özetlemem gerekseydi, şöyle derdim: Doğanın güçlerini anlayan bir rahibeydi. Ya da, kaybedeceği, ya da hayattan beklediği pek az şey olduğu için başkalarından daha büyük riskleri göze alan ve sonunda egemen olduğunu sandığı güçlere dönüştü.” Samira R. Halil, 57 yaşında, Athena’nın annesi. Ona Athena demeyin diyor, evlatlığının adının Şirin Halil olduğunun üstüne basa basa. Kendine Athena demesinin nedeninin, bir Arap adının ilerde yurtdışına çıkmak CUMHURİYET KİTAP SAYI istediğinde başına iş açabileceği tedirginliğinden doğduğunu anlatıyor ardından. Ebeveyn psikolojisinden haklı bir muzdarip. Evladının savaş kehanetlerinin ardından Lübnan’da patlak veren, hâlâ da süregelen savaşın bilançosunu, tam bir trans halinde ve de zerre yanılmadan “Bu iş çok, ama çok uzun sürecek” sözleriyle yorumlamış olmasından mutsuz, huzursuz bir anne. Ahşap tahtanın, onu hem en iyi tanıyan ve hem hiç tanıyamayan kalabalık hanesinde ilk çentik. YANIL KİMİ ELEŞTİRMEN, YANIL! Ortadoğu’da sülfür kokusu var, şeytan halkları birbirine kırdırmakta yine. Athena mı? Tam ortasında tüm olup bitenin.. Mesaj almak isteyene mesaj çoook bu yapıtta. Coelho, kimsenin gözüne parmak sallamıyorsa da Athena’nın her ettiği ve yapıtın her bir anlatanı ibretin sopası gibi.. Unutmadan eklemeli; Coelho’nun dilinde hiç ama hiçbir şey için öyle körlemesine bir kutsama beklemek mümkün değil, zaten bu kitabında da bu klişeye yüz vermiyor yazar. Yanıl kimi eleştirmen, yanıl!.. Athena, çocukluğundan beri Tanrı’ya yakın olması gerektiğini hissetmiş ama bu noktada az biraz suç atarak hayatın onu Tanrı’dan hep uzaklaştırdığını söylememiş miydi, oğluyla birlikte gittiği Bedevi Nebil Aleyhi’ye.. Ruhunu ehlileştirme ve özgürleştirme yolunda bir tamam güvendiği; sabır, hat, hat felsefesi ve daha birçok ders aldığı; harf olmayı, mürekkep olmayı, kağıt olmayı, kelime olmayı öğrendiği Bedevi Nebil Aleyhi’ye.. Athena, onu bu dünyanın kitabına yazan eli, Tanrı’yı aradı hep. Ve buldu da, tanıştığı her insanın gözlerinde, sözlerinde. İLLE Kİ ÖZGÜRLÜK, EY ÖZGÜRLÜK! Coelho ruhun dehlizlerinde takılı kalmayan bir yazar, boğmuyor, boğulmuyor kalemi.. Meczup anlamlar çıkarmıyor, meczup karakterlere vardırmıyor işi.. Kendine acıyanın gözünün yaşına bakmıyor.. Yapıtlarında kimi karakterleri pek muzdarip, sanki kurban gibi olsa da insani duruşa, o omurganın dikliğine önem veriyor, sersefil değil karakterleri bu yüzden.. Anlatımında vardığı düş, o düşün gerçekliği, ruhun verdiği tepkime derken seri aksiyon peşi sıra.. Ve ille ki özgürlük, ey özgürlük, vazgeçilmezi.. Hür irade vazgeçilmezi.. Hayata kafa tutma, vazgeçilmezi.. Gençliğinde hippi olmasının bu özgürlük tutkusunu özellikle ana karakterlerine böylesine biçmesinde epeyce etkisi olduğu kuşkusuz. Yine de Türkiye’ye bir sonraki gelişinde ona bunu mutlaka soracağım.. Evet, artık yaşını başını almış son hippilerden Paulo Coelho’nun cadı kazanı fokur fokur. “Portobello Cadısı”na ilişkin son bir tavsiye; önceki romanlarını okumadıysanız ve/veya okumayı düşünmüyorsanız bile bunu mutlaka okuyun.. Pişman olmayacaksınız. ? gamzeakdemir@cumhuriyet.com.tr Portobello Cadısı / Paulo Coelho / Çeviren: Celâl Üster / Can Yayınları / 268 s. 939 SAYFA 15