Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
¥ Dönüşümler ve Dönemeçler” adını taşıyor: 9 sahife. Durmadan tartışılan “şiir ölüyor mu?” sorusuna ışıklı bir cevap düşürüyor metnin sonunda: “Kesin olan bir şey varsa, bugün, kendinden ödün vermeye yanaşmayan, şiir adına layık gerçekten nitelikli bir şiir yazılmaktadır. Şiir, her zaman sorulagelen ‘Şiir Ölüyor mu?’ sorularına aldırış etmeden, bir gizilgüç olarak varlığını sürdürüyor.” Mehmet H. Doğan, Nâzım Hikmet’ten Haydar Ergülen’e dek birçok şairin şiirine eğilen yazılara yer veriyor kitabında. “Haydar Ergülen’e Açık Mektup” başlığı altında kaleme aldığı sımsıcak bir yazısı var. Bir yerinde yine ‘içten’, insanın içini acıtan şu ünlem cümlesini kuruyor: “Nasıl hoyrattır bu edebiyat dünyası!” Onlarca yıl önce, Dıranas, “Olvido”nun ilk dizesini şöyle tıkırdatıyordu: “Hoyrattır bu akşamüstleri daima”. ‘Akşamüstü’ ile ‘edebiyat dünyası’ arasındaki benzerliği görmek isteyenler de okumalı bu kitabı. Eylül 2002 tarihli ‘Yazın Sıcağından Yaz Sonuna Notlar’a şu üç (g)özel kitaptan not düşer: “Hem, yaza Mehmet Taner’in Veda Vezinleri, Kemal Varol’un Yas Yüzükleri, Muzaffer Kale’nin Hiç Bir Şeyi Unutmadım adlı kitapları ile başlamıştım. İçim dışım şiirle dolu...” Bu topraklarda şiir eleştirmenlerimizin garip bir serüveni var; kayda değer eleştirmenlerimizin hemen hepsi işe şiirle başlamış. Mehmet H. Doğan da edebiyat ortamına şiirle merhaba diyenlerdendi... İKİNCİ YENİ ŞİİR** Mehmet H. Doğan, 1969’da Turgay Gönenç’le birlikte Papirüs dergisinin ‘Özel Sayısı’ olarak hazırladığı “İkinci Yeni Antolojisi”ni, bu sefer, tek başına “İkinci Yeni Şiir” adı altında, sadece antoloji olarak değil; şairlere ve dönemlere eğilen tespitleriyle özel bir kitap olarak hazırladı. Kitabın kapağında bakır renkli bir menteşe var; hem bir kapıyı çağrıştırıyor hem de ‘bağlantı’ kelimesini kıpırdatıyor. Her iki kitabın kapak tasarımı, kıskanılacak işlere imza atan Murat Akkan’a ait. Aradan geçen yaklaşık kırk yıllık zaman diliminin, şairlerin şiir serüveni üzerine olumluolumsuz tesirlerini de dikkate alan Mehmet H. Doğan, bu kalıcı çalışmasına yeni ara başlıklar eklemeyi de ihmal etmemiş. Bu başlıklardan en dikkat çekeni, “Şiiri Bırakanlar”. Kitap boyunca, ‘genellemeci bir tavır’ sergilemiyor. Cumhuriyet sonrası Türk şiirinin en büyük ve önemli atılım sahasını oluşturan “İkinci Yeni” üzerine ‘içeriden’ söz söyleyenler arasında kayda değer tespitleri yapan birkaç eleştirmenden biridir Doğan. Ellilerin ikinci yarısından itibaren, İlhan Berk’ten Sezai Karakoç’a; Turgut Uyar’dan Edip Cansever’e, Cemal Süreya’ya; Ece Ayhan’dan Tevfik Akdağ’a kadar onlarca isme dair tespitlerini barındırıyor kitap. ‘Modern Türk Şiiri’nin, bütün benzerlikleri, ‘birbirine benzemezlikleri’ olan bu “cür’et” kalesinin etraflı bir fotoğrafını sunarken bizlere, günümüz şiirinin açtığı imkânları da göz ardı etmiyor. Kitapta İkinci Yeni Şiiri’ne dair kaleme alınmış nitelikli yazıCUMHURİYET KİTAP SAYI 972 ları bir arada okuma şansımız da var. Kitabın dosya bölümünde ise tartışmalar eşliğinde İkinci Yeni serüvenine tanıklık ediyoruz. Bizde, zaman karşısında ‘hal ve gidiş’ hesaba katılarak, aradan kırk yıl geçmesini bekleyip yazdıklarına tekrar eğilen ve bu yazdıklarını, içinde bulunulan zamanın açtığı yoldan yürüyerek değerlendiren yazar/eleştirmene çok sık tesadüf edilmez. Mehmet H. Doğan, ilk kez, Türkçeden dünyaya doğru yürüyen “İkinci Yeni Şiir”le, bir bakıma kırk yıl öncesinde adını şairler defterine yazdırıp borç ödemeyen yahut devamsızlık edenleri de hesaptan düşüyor. “İkinci Yeni Şiir”in, ‘İkinci Yeni’ şairlerini ne derece temize çektiği ise tartışılabilir elbet. Mehmet H. Doğan, kitabının isminin ısrarla “İkinci Yeni Şiir” olmasını istedi. Özcan Erdoğan kitaba düştüğü dipnotta bunun bir dizgi hatasından kaynaklanmadığını, yazarın kendi tasarrufu olduğunu belirtiyor. “İkinci Yeni Şiir”i, adeta bir ‘marka’ gibi işlemek istiyor Doğan. İşliyor da. Sanıyorum Doğan’ın da, kulaktan uzak tuttuğu bir ‘tamlanacak olan kelime’ sıkıntısı var, kitabın isminde. Günümüz şiiri için bir başucu sözlüğü niteliği taşıyan bu kitap bize sadece 1950’lerin ikinci yarısından sonra Türk şiirindeki büyük ‘kişneme’yi işaret etmiyor; uzun soluklu koşu bittikten sonra da geriye doğru koşan bir dönemi, tenhaya meyletmiş ‘kenar’larıyla da işaretliyor. Bu kitapları okuyanlar, Mehmet H. Doğan’ın şiirimizin içinden uzun yıllar konuşmayı sürdüreceğine de tanık olacaktır. ? (* )TÜRK ŞİİRİNDEN SON OKUMALAR, Mehmet H. Doğan, İkaros Yayınları, 2008 (**)İKİNCİ YENİ ŞİİR (antolojidosya), Hazırlayan: Mehmet H. Doğan, İkaros Yayınları, 2008 SAYFA 15