Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Muhsine Helimoğlu Yavuz ile 'Esil ile Yesil' ve 'Bir Varmış Bir Yokmuş' üzerine Masallara ve efsanelere adanmış bir yaşam “M asallar çocuklar için değil, çocuk toplumlar için yaratılmıştır. Gelişmemiş toplumların çocuklar için masal yaratmak gibi bir lüksü yoktur. Bu nedenle de halk anlatıları, özellikle de masallar, çocuk yetişkin ayrımı gözetmeden bütün bir halkı eğitmek, iyiden güzelden yana yönlendirip bilinçlendirmek ve böylece de bir bakıma, toplumsal bir vicdan oluşturmak için yaratılmıştır" diyor, ülkemizin tanınmış "Masal Anası" Muhsine Helimoğlu Yavuz. Bu görüşten yola çıkarak da çeşitli zaman dilimlerinde, yurtiçinde ve yurtdışındaki farklı coğrafyalarda, efsanelerin ve masalların peşinden giderek, Halkbilim alanında yaptığı bilimsel araştırmalarını, kitaplar ve makaleler halinde yayımlayarak Halkbilim dünyasına sundu. Muhsine Helimoğlu Yavuz, 1972 yılında Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Türkoloji Bölümü’nü bitirdikten sonra, Halkbilimi alanında efsaneler konusunda "Master", masallar konusunda "Doktora"sını yaptı. Bütün akademik yaşamı, başta masallar ve efsaneler olmak üzere halk anlatılarını derleme, bilimsel olarak sınıflandırma, çözümleme ve yayımlamayla geçen Muhsine Helimoğlu Yavuz’un, yayımlanmış 12 kitabı, 60 makalesi ve çeşitli ulusal ve uluslararası kongrelerde sunulmuş 45 bildirisi vardır. Bu yayınlarından sonra şimdi de Cumhuriyet Kitapları’ndan çocuklar için, altı kitaplık bir seri olarak hazırlanan bir dizinin ilki olan, "Esil ile Yesil" Ekim 2006 tarihinde, ikincisi, "Bir Varmış Bin Yokmuş" adıyla Şubat 2007 de yayımlanır. Bundan sonraki iki kitabı Dünya Halk Masalları, sonraki iki kitabı da Mitler ve efsaneler alanında olacaktır. Dünyada önemli ve gelişmiş bir bilim dalı olan Halkbilimi, insan davranışlarını çeşitli anlatılarla, gelenek ve göreneklerle yorumlayarak, insanı ve toplumu anlamaya çalışan bağımsız bir bilim dalı olarak, on dokuzuncu yüzyılın başlarında ortaya çıkar. Bu alanda ilk olarak 1812 yılında sözlü gelenekten derlenerek, Almanya’da Grimm Kardeşler tarafından ortaya çıkarılan " Ev ve Çocuk Masalları" dır. Ülkemizde Pertev Naili Boratav ekolünün özenli ve titiz bir sürdürücüsü olan Muhsine Helimoğlu Yavuz, yalnızca efsaneler konusunda, sekiz yıl gibi uzun bir zaman diliminde zor şartlar altında çalışmalarını gerçekleştirerek, "Diyarbakır Efsaneleri" adlı iki ciltlik dev bir çalışmayla karşımıza çıkar. Diyarbakır’ın tüm ilçeleri ile bazı köy ve mezralarına gidip, asıl sözlü insan kaynağına inerek derlediği efsaneleri şu başlıklar altında toplar.1Dini efsaneler, IIOlağanüstü Kuvvetler ve Varlıklar Üzerine Efsaneler, IIIHayvanlar Üzerine Efsaneler, IVTarihi Efsaneler, VTabiatla İlgili Efsaneler, VI Aşk Üzerine Efsaneler. Devamında her metnin sonunda, o efsane ile ilgili saptanan motifleri, Stith THOMPSON’un, "Motif Index of Folk Literature"una göre sınıflandırarak, motif sıralaması da yapar. Kitap çalışması İsveçStockholm’de "Araştırma Ödülü" alırken, daha sonra yayımladığı "Masallar ve Eğitimsel İşlevleri" kitabıyla birlikte de AlmanyaBamberg, Varşova, Baku, LefkeAvrupa ve Kiev Üniversitelerinin ilgili bölümlerinde, okutulacak ders kitapları kaynakçasına girer. Masallar konusundaki bilimsel çalışmalarının yayımlandığı, özellikle masal çözümlemelerini içeren Masallar ve Eğitimsel İşlevleri adlı kitabı ise alanında bir ilktir, çünkü ilk kez masalların "mesaj index"ini hazırlamıştır. (Bu index’in diğer bir özelliği ise öteki halk anlatıları içinde geçerli olmasıdır). Bu çalışmalarıyla, masalların "yalnızca masal" anlatmadıklarını gösteriyor (gösterir). Ve öteki kitapları birbirini izler; Azerbaycan Halk Edebiyatı ile Türkiye Halk Edebiyatı Arasındaki Benzerlikler(Ank.1990), Cıgaramın Üzerinde Bir Topal Karınca(Ank.1992), Kim Uyur Kim Uyanık( Ank.1992), İlahır ÇarşambalarNevruz Törenleri( Çev.Ank.1992), Şahmaran(Ank.1994), Masallar ve Eğitimsel İşlevleri( Ank.1997), Boratav Arşivinden Masallar1 Uçar Leyli(İst.2001) . Ayrıca gazete yazılarını kitaplaştırır, "Arada Bir" (Ank.1994) ve 1998 yılında yayımlanan "Düş Düşün ve Gerçek ." Cumhuriyet Kitaplarından Türk Masalları I "Esil ile Yesil" (yeşil değil Yesil) adı altında yayımlanan kitabın ilk önce adı ilgimizi çeker. Neden "Esil ile Yesil" dediğimde, Muhsine Helimoğlu Yavuz bana şu cevabı verir. “Bunlar, Anadolu halk kültürünün oluşturduğu anlatılarda yer alan, iyi cinle kötü cinin adlarıdır. Esil, iyi cini; Yesil, kötü cini temsil eder. Kitabın kapağında( Musa Kart’ın çizgileriyle) da kitap dolu sandıktan çıkan siyah ve beyaz cinler olarak yansıtılırlar.” ? yer alır. Ben hemen konudan uzaklaşmadan sizin söyleminizle "zaman,mekân, kahraman üçlemesi"nin, kahramanlarına dönmek istiyorum. Masalların İnsan kahramanlarının işlevsel özellikleri ve iletileri ulaştırmadaki rolleri üzerinde konuşalım. Masalların işlevsel özellikleri ve iletileri dinleyiciyeokuyucuya ulaştırmadaki rolleri açısından, masalların insan kahramanlarını kadın, erkek ve çocuk kahramanlar olmak üzere üç grupta toplayabiliriz. Bunlar da kendi içlerinde, kendi alt gruplarını oluştururlar. Örneğin "Kadın Kahramanlar": Mutluluğu yakalamak için uğraş veren, olayların gidişini yönlendiren akıllı, vefalı, özverili, direşken kadınlar Kıskanç ve iftiracı kadınlar Kötü kalpli üvey anneler, büyücü kadınlar ve acımasız dev anaları Cinsel tacize uğrayan kadınlar Yalan ve kurnazlıkla mutluluğa ulaşmak isteyen kadınlar Akılsız, beceriksiz, sağduyusuz kadınlar gibi… KİTAP SAYI ? Hâle SEVAL lk olarak masalın tanımı ve tarihçesi dersek; Dilimize "masal" olarak geçen ve Arapça bir sözcük olan "mesel" in İngilizcesi "tale", Fransızcası "conte", Almancası ise "maerchen" dir. Divanü Lügat’it Türk’te "ödkünç" diye geçer. Çağatay Türkleri masala "tumtak", Kerkük Türkleri "masal", Azeriler "nağıl" der. Büyük sözlük masalı şöyle tanımlar: Düzyazı biçiminde söylenmiş, dinsel ve büyüsel inançlardan ve törelerden bağımsız, bütünüyle düş ürünü olan, gerçeklerle ilgisi bulunmayan, olağanüstü kişi, olay ve motiflerle bezenmiş kısa, birçoğu anonim anlatım türüdür. Pertev Naili Boratav ise; "Nesirle söylenmiş, dinlik ve büyülük inanışlardan ve törelerden bağımsız, tamamıyla hayal ürünü, gerçekle ilgisiz ve anlattıklarına inandırmak iddiası olmayan, kısa bir anlatı" olarak tanımlıyor masalı ve şöyle devam ediyor: "Hayal ürünü sözünü sadece olağanüstü şeyler anla İ mında almamak gerekir. Masal olağanüstü çeşidinde de gerçekçi çeşidinde de anlattığı olayların gerçeğe uyarlık derecesi ne olursa olsun, onların hayal yaratması oldukları izlenimini veren bir anlatı türüdür. Masalı efsaneden, hikâyeden, destandan ayıran niteliklerin başında bu gelir." Sayın M.Helimoğlu Yavuz, masallarda olayların geçtiği yer, zaman ve kahramanlar üzerinde duralım istiyorum… Masalda çoğunlukla olayların geçtiği yerler ve zamanlar belirsizdir. Bu nedenle de masallar" Zamanlardan bir zamanda", "Var olan olmayan zamanın birinde", "Evvel zaman içinde", "Zamanın birinde bir memlekette", " Zamanın birinde Kafdağı’nın ötesinde" gibi sözlerle başlar. Kahramanları da yine çoğunlukla cin, peri, dev, ejderha, cadıkarı, keloğlan, arap, padişah, şehzade, vezir, yoksul kız gibi genel tiplemeler olup, belirli kişilerle sınırlı değildir. Bu "üç belirsizlik" yani zaman, mekân, kahraman belirsizliği nedeniyle de masalın tarihi evrimini belirlemek, öteki edebi türlerin zaman içinde evrimini belirlemekten daha zordur. Fakat bu zorluk, insanoğlunun kafasında, "Masallar nasıl doğmuştur, bunları yaratan kimlerdir, günümüze kadar nasıl gelip, hangi değişimleri göstermişlerdir" gibi soruların doğmasını engellememiştir. Çünkü insanoğlu daima en özelinden en geneline kadar, bilinmeyeni bilmek ister ve bu konuda, şu veya bu biçimde, ama basit ama bilimsel kafa yorar. Bu "kafa yormalar"ın sonucunda da masalların kaynağı konusunda çeşitli görüşler ortaya çıkar. TÜRK MASALLARI Türk masallarının ortaya çıkışı dersek nerelere/ hangi yüzyıla uzanırız. Türk masalları, 18. yüzyılın sonlarında, Batılı araştırmacıların ilgisini çekmeye başlamıştır. Türk masalları üzerine yayımlanmış en eski derleme, Fransız Kralı XVI. Louis’nin çevirmeni ve yazmanı M. Diegon’a aittir. Nouveaux Contes Turc et Arabes( 1781, Yeni Türk ve Arap Masalları) adlı bu yapıtın ikinci cildinde, üç Türk masalı ? SAYFA 24 CUMHURİYET 890