Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
? Ay ve İstiridye ca dile getirilecek türden değil. Kısacası, mesaiden sonra bir musahhihin herhangi bir konuda düşünecek, yorum yapacak, görüş belirtecek gücü, isteği kalmıyor. Metin Sefa’nın içtenlikle imzalayıp uzattığı kitabı, fırsatını bulur bulmaz gerçekten de bir solukta okuyup bitirdim. İSTANBUL Kitabın fonunda adı İstanbul olan ve silueti belli belirsiz varlığını duyuran bir şehir, düşünceleri çelerek tersyüz ediyor daha ilk dizelerden itibaren. Ancak Sefa’nın şiirinde, muamması tüm ayrıntılarıyla duyumsanan İstanbul, bir hatıra resmi değil, en geniş anlamıyla bir hayat alanı olarak yer buluyor... Şair bir yandan şehir ve orda süren yaşamla ilgili çelişkilerinin, ayrıntıda kalan, önemsiz bulunan trajedilerin izini sürüyor. Bir yandan da yaralarına yol açan ve henüz kırıkları kaynamamış bir duyarlılıkla okuruyla söyleşi imkânı arıyor. Şair okuruyla söyleşmeyi bütün seçenekleri gözetecek kadar önemsiyor aslında. Çünkü yaşama koşullarının izin vermediği, o yüzden gerçekleşememiş bir diyaloğun yası dile geliyor kitapta. Şu dizelerde de olduğu gibi her bölümde şairi, dil içindeki dilini anlayacak, dertleşecek birini bekler buluyorsunuz: “çakılı duruyor buğulu camlar ardına yağmur sokağına bakan çocuk...” (s. 12) ? ? Enver TOPALOĞLU lk kitabı ‘Sözboğumu’ (e yayınları) adıyla 1994’te yayımlanan şair Metin Sefa’nın ikinci şiir kitabı ‘Ay ve İstiridye’. Şiire, ‘şairin ait olduğu dilin saman yoluna yerleştirdiği yıldızlar’, kitaplara ise ‘şairin yıldızının parladığı anlar’ olarak bakarsak Metin Sefa’nın yeni kitabı dolayısıyla yıldızının ikinci parlayışı. İlk kitabının yayımlanmasıyla son kitabı arasında on yılı aşkın süre olan bir şairin söyleyeceklerinin olmaması düşünülebilir mi? Her şairin konuşmak isteyeceği bir konu bu. Ancak Metin Sefa ile ‘Ay ve İstiridye’ odaklı yapmak istediğimiz söyleşiyi gerçekleştiremedik. Yaşamın zorunluluğu olarak tercih edilmiş gazete düzeltmenliğinden gelen mesai yorgunluğu kesti önümüzü. Günlük bir gazetede düzeltmen olarak süren mesainin zor ve ağır şartlarından gelen yorgunluk kolayMetin SEFA İ SAYFA 24 CUMHURİYET KİTAP SAYI 886