05 Kasım 2024 Salı Türkçe Subscribe Login

Catalog

Doğanın Öyküsü 2/ Peler ). Botvler/ Çeviren Meltem Mater/ lzdüşüm Yayınlart/ 258 s. Bu kitap, doğa bilimlerinin bu alandaki en kapsamh tarihidir. Coğrafyadan jeolojiye, ekolojiden evrim teorisine kadar Pııı«l. Bowtt» uzanan fiziksel ve organik doğamızla ilgilenen bütün bilimleri içine almaktadır. Bununla beraber, konu ile ilgili bütün özel bilim dallannın toplama tarihi olmamasına özen gösterilmiştir. Bu kitabın ana amacı, bilimlerin gelişitninin, günlük hayata yansımalarını, düşünce ve davranışlarımızı nasıl etkilediğini incelemektedir. Bilim tarihi, sadece buluşların kurıı kuruya sıralandığı bir katalog olmaktan çıkmıştır; o artık, bilimi sosyal bir bağlam içine koyarak, bilim adamlarının kendi gözlemlerini etkileyen kültürel ve profesyonel faktörleri açıklamaya çalışmaktadır. Günümüzde doğa bilimciler, eğer gezegenimizi iç içe geçmiş birtakım doğal süreçlerden oluşan bir sistem olarak görmezsek, yaptığımız müdahalelerle bu sistemi tamamen yok edeceğimiz konusunda hemfikirdirler. Doğadaki bütünlük olgusunu yeniden tanımak için şu anda çok daha geçerli nedenlerimiz var. Savunmasız GezegenÇevrenin Kısa Ekonomik Tarihi/ John Bellamy Foster/ Çeviren: Hasan Ütıder/ Epos Yaytnları/ 170 s "Bugün karşı karşıya olduğumuz çevre yıkımının nedenleri ne biyolojiktir ne de tek tek bireylerin tercihlerinin bir sonucudur. Sorunun kökleri üretim ilişkilerinde, teknolojik zorunluluklarda ve egemen toplumsal sistemlerin ayırıcı özelliği olan ve tarihsel olarak koşullanmış demografik eğilimlerdedir. Öyleyse, çevre krizine çare bulmak için ortaya atılan önerilerin çoğunda görmezden gelinen ya da önemsiz görülen şey, çevrenin kötüleşmesinin sadece küçük teknolojik temellerini kurcalamak değil, onun daha büyük toplumsal temellerini eyleme geçerek dönüştürme gerekliliğidir. Başka deyişle, krizin kökleri toplumsaldır, doğa ile toplum arasında sürdürülebilir bir ilişki kurmak; tarihsel ilişkilerin küresel ölçekte dönüştürülmesini gerektirir" diyor John Bellamy Foster. Rönesans Felsefesi/ Ernst Bloch/ Çeviren: Hüseyin PortakaU Cem Yayınevi/ 160 s. Ernst Bloch'un son yapıtlarından biri olan bu kitap, Rönesans'ta Antik çağın yeniden doğuşunu değil, yeni bir insanın ve yeni bir toplumun doğuşunu görmektedir: Burjuva toplumu: Genelde ihmal edilmiş bu alanı, bu tarihsel dönemeci Rönesans filozoflarıyla bize tanıtır ve bunu yaparken, aynı zamanda Galileo, Kepler ve Newton gibi bilim adamlanna başvurur. Bizim için eksik kalan ve özellikle sanatta devrim diye bilinen Rönesans devrimi bütün bir tablo içinde bize sunar. Çağdaşlarının AnılanylaAnton Çenov / M. Gorki, V. Korolenko, A. Kuprin, K. Stanislavski, t. Bunın, V. NemiroviçDançenko.../ Çeviren: Mehmet Özgül/ Cem Yayınevi/ 671 s Elinizdeki kitap, Anton Çehov'un çağdaşı olan kültür ve sanat adamlarının Çehov'la ilgili andarının toplamı. Gorki, Stanislavski, Dançenko, Kuprin ve Bunin gibi 27 sanatçının içtenlikle yazdıkları bu anılarla Çehov'u daha yakından tanıyoruz. Sovyetler Birliği'nde birçok kez basılan "ÇağdaşSAYFA 20 larının Anılarıyla Anton Çehov" adlı bu kitapla Çehov'un eşsiz güzellikteki öykü ve oyunlarını nasıl yazdığını, dostları, sanat adamları ve kalabalık bir aile ortamındaki yaşamıyla, o dönemin sanat ve kültür ilişkilerini, dönemin toplumsal gelişmesiyle birlikte öğreniyoruz. Ermeni Sorunundaki Çıkar Odaklan Sömürgecilik Tarihi Işığında/ Gürbüz Evren/ Ümit Yaytncılık/294s. Bu kitap, özellikle Batılı ülkelerin yazarlarına ve arşivlerine daERMENİ , yanılarak yazılmış. Çünkü, SORUNUNORKt Türklere ve Osmanlı arşivlerine HIKHR şüpheyle bakan dünya kamuoyuna en iyi yanıtları, Batılı yazarlar ve arşivler vermektedir. Bir örnek: Paris'teki Ermeni Komitesi Sekreteri Arşag Çobanyan'dan, Fransız Dışişleri Bakanı Delacasse'ye, 13 Haziran 1915 tarihli mektup: "...Fransa'nın, Kilikya'da çıkarları vardır ve onları korumak ister. Bu çıkarlara saygı göstermeyecek kadar akılsız bir Ermeni olabilir mi? Bu çıkarların en samimi şekilde garanti edildiğini görmek istemeyen bir Ermeni var mıdır?.." Papirüs, Mürekkep, Tüy Seçme Şiirler (19732002)/ Enis Batur/ Yapı KreJt Yayınlart/ 249 s Bu kitap Enis Batur'un 50. yaşı için bir armağan niteliği taşıyan ve 19732002 yılları arasında yazdığı şiirlerden bir seçkiyi kapsıyor. Papirüs, Mürekkep, Tüy bir yandan Enis Batur'un 30 yülık şiir yaşamını anahatlarıyla sergileyip dönüm noktalanna işaret ederken bir diğer yandan da yeni kuşak okurlan için iyi bir başlangıç olma özellği taşıyor. "Sokulgan Okur" için de apayrı bir okuma fırsatı sunuluyor kitapla: Şairin hangi şiirleri bu seçkiye neden aldığı, hangi şiirleri neden dışarıda bıraktığı sorularından hareketle Enis Batur şiiri üzerine yeniden düşünmek. Sarı DefterdekilerFolklor Denemeleri/ Yaşar Kemal/ Haztrlayan Alpay Kabacalı/ tş Bankast Kültür Yaytnları/ 394 s. Yaşar Kemal, 19391951 arasında Çukurova'da binlerce sözlü halk edebiyatı ürünü derledi. Yörede sürekli dolaştığı, köylülerle ilişki kurmayı iyi bildiği için, el sürülmemiş hazine değerindeki bu ürünleri derlemesi kolay oluyordu. Söylenenleri, anlatılanları, hemen o anda, dönemin ünlü sarı defterlerine, saman kâğıdarına geçiriyordu. Abidin Dino'nun deyişiyle, derlediği "Her söz yumağı akıllara durgunluktu. Dehşetli acı, dehşetli güzel." Ne yazık ki o defterler, o kâğıtlar hoyrat ellerde yitip gitti. Yalnızca ağıtlan kurtarabildi. Ve yıllar sonra derlemelerinin küçük bir bölümü annesinin sandığında bulundu. Yaşar Kemal, bu defterleri, bu kâğıtları 1992'de Alpay Kabacalı'ya armağan etti. Alpay Kabacah, "Benim açımdan Karun hazinesinden daha değerli" dediği bu yıpranmış defterler, buruşmuş kâğıtları sözcük sözcük inceleyerek, bir süre de Yaşar Kemal'le birlikte çalışarak elinizdeki kitabı oluşturdu. Büyük bir çoğunluğu ilk kez yayımlanan bu folklor derlemeleri kapsamında koşmalar, semailer, varsağılar, destanlar, türküler, ağıtlar, maniler, bümeceler, türkülü halk hikâyeleri yer almaktadır. Orta Oyunu Kitabı/ Haztrlayan Abdulkadir Emeksiz/ Kitabevı/ 334 s + Albüm Orta oyunu yüzyülar süren bir gelenek... Seyircinin zevkleri değişse de seyirlik halkoyunları geleneğinin güçlü çizgüeri gunümüz modern tiyatrosunda kendisini hissettirmektedir. Toplumumuzun mizah anlayışını birçok renkliliği ve çeşitliliğiyle yansıtan orta oyunu eleştirel bir misyon da yüklenerek yıllarca kendi insanını eğlendirirken, aynı zamanda toplumun aksayan yönlerine ayna tutmuştur. Kitapta kaderleri gülmemiş orta oyuncularının güldürmeyi kader edinen hayat hikâyeleri yer almakta; seçilen oyun metinleri yıllarca Türk seyircisine hitap etmiş bir sanatın önemini dikine bir kesitle gözler önüne sermektedir. Gazetecilik 24 Saat... Medyada Kadın ve Kadın Gazeteciler/ Prof. Dr. Yasemın G. ÎnceoğluArş. Gör. Yeşim Korkmaz/ BASHAŞ Türkıye Gazeteciler Cerntyeti/285s. Elimizdeki bu kitapta, "Geçmişten Günümüze Kadın", "Medyada Kadın îmajı" bölümlerinin yanı sıra, 50 kadın gazeteci ile yapılan derinlemesine görüşme (indepth interview) değerlendirmeleri yer almaktadır. Ünlü filozoflar kadınlar için ne düşünüyor? Osmanlı'dan günümüze kadının gelişimdeğişim süreci, medya kadını, kadın medyayı nasıl kullanıyor? Kadın dergileri neleri barındırıyor? Kadın gazeteciler mesleklerine nasıl bakıyorlar?.. Kitap yukarıdaki soruların yanıtlarını ararken, medyada yaşanan sorunlar ve çalışanların beklentilerini de yansıtıyor. Vatan Millet SakaryaÇete Parti Mafya/ Erbıl Tuşalp/ Günizi Yayınalık/ 328 s. Erbil Tuşalp, son kitabı "Vatan Millet Sakarya/Çete Parti Mafya" ile geleceğe belge taşıma çabaları, nı sürdürüyor. Vatan Millet Sakarya/Çete Parti Mafya denkleminin ortak paydasının Susurluk Iş Kazası olduğu biliniyor. Ama bu denklemi kuranların kim olduğu sorusu, ödenen bunca bedele karşın yanıtsız kalıyor. Bu acımasız denklemi kuranların kim olduğu sorusu 11 Eylül New York saldırısından sonra bir kez daha sorulmalıydı. Salt ülkemizin son 30 yılını değil, tüm dünyayı kana bulayan bu teröristleri kim, nerede, nasıl, niçin yetiştiriyordu? Tarihin en büyük terör saldırısına uğrayan ABD'nin dünyanın en büyük terör kamplarını kurup, yöneten bir ülke olması gerçeği yadsınamayacaktı. Kitap bu gerçeği ve bu gerçeğin Türkiye'ye yansıyan kanlı parmak izlerini anlatıyor. Çzgürleşme Yolunda Unutulmuş Bir Uğrak Hasan Ali YücelKenan Öner Davası/ Feyzullah Ertugrul/ Güldikenı Yayınlart/202 s. Bu kitap, Hasan Âli Yücel'in Demokrat Parti (DP) Istanbul 11 Başkanı Prof. Kenan Öner aleyhine 1947'de açtığı o ünlü davanın tanıtımı amacıyla sunulmaktadır. Yaklaşık üç yıl süren bu davada sanık Öner ve tanıkları, Yücel'e, sanki sanıkmış gibi saldırmışlardır. Yücel'se bu ırkçı ve antikomünist saldınlara karşı bir siyasal, hukuksal ve kültürel savaşımı tek başına göğüslemiştir. Sanık Öner 1944'te başlayan IrkçıkkTurancılık davası sanıklarının avukatıdır. Bu sanıklar ilginçtir ki YücelÖner davasında sanık Öner'in tanıklarıdırda. Nihal Atsız'ın başını çektiği bu tanıklar, Hasan Âli Yücel'i, bakanlığı döneminde (19391946) komünistleri, "komünist oldukları halde" Köy Enstitülerini, köy çocuğu ve enstitü çıkışlı köy öğretmenlerini korumakla suçlamışlardır. Yücel, mahkemeye sunduğu savlarında komünist olmadığını ama komünizmin "bir sosyal ve politik düşünce" olduğunu söylemiş ve eklemiştir: "Köy Enstitüleri'nin benim tarafımdan korunduğunu söyleyen bu tanık bilmiyor mu ki onlar benim sorumluluğum altında kurulmuşlardır?" Tüm sorun, "yemiş yemeye yeni başlamış yavrular gibi durmadan kitap okuyan bu çocuklann(....) köydeki durumdan yakuımalandır." Yücel'in bu davadaki savlarını içeren Davam adlı yapıtı için Nadir Nadi "...bu ayarda bir CUMHURİYET KİTAP SAYI 649
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear